1 Mayıs 1987 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 33

1 Mayıs 1987 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

da sorun yaratabileceğinden duyulan korkuyu açığa vuruyor. Buna karşın eğitimciler, pratikte bunun tam ter- sinin gerçekleştiğini öne sürüyorlar. Zamanlarının çoğunu mikrobilgisa- yarlarına yapışıp kalmış bir halde ge- çiren bir sürü “bilgisayar delisi”' var; ancak bu tehlike hemen hemen her insan etkinliği için geçerli olan bir tehlike. Bilgisayar öncelikle öğrenci- lerin birbirlerinin ne yaptıkları ile il- gilenmelerini sağlıyor; bu nedenle on- ların da sosyal ilişkilerinin artmış ol- duğunu görüyoruz. Birbirlerinin omuzları üzerinden kaçamak bakış- larla bilgisayar odalarının etrafında dolanıyorlar program düzenlemele- rinde birlikte çalışıyorlar ve bu prog- ramları paylaşabilmek için şebekeler kuruyorlar. Bazı eğitimciler de bilgisayarların er ya da geç öğrencilerin düşünme ve öğrenme biçimlerini değiştireceğini öne sürüyor. Provincetown'daki yö- netici öğretmenlerden biri Kristen Eastman bilgisayarın öğrencileri “*çok özgün olmaya ve hızlı düşün- meyi geliştirmeye zorladığını” öne sürüyor. Örneğin kare yapmanın 8 aşamayı içerdiğini bilmeleri gereki- yor. Bu sürecin merkezinde çocuğun makine ile olan ilişkisinin bulundu- ğunu ekliyor. Eastman bilgisayarın aptal bir şey olduğunu ve kendi ken- dine hiçbir şey yapamadığını söyleyen bir çocuğu hatırladı: “Bir şeyler ala- bilmek için bir şeyler vermesi gerek- tiğini kavramak gerekiyor. Bilgisayar çocukta daha çok şüphecilik yaratı- yor. Bu aktif bir katılımdır.” Chaagrin Falls'dan Ellen Richman da aynı fikirde; “öğrencileri pratik olarak mantıksal düşünmeye zorlu- yoruz. Eskiden çocuklara “söylene- ni yapmıyorsunuz” derdik, şimdi “*programı siz yazıyorsunuz-başlatı- yor, planlıyor düzenliyorsunuz”” di- yoruz.'' diyor. TOPLUM DESTEĞİ Bilgisayar kullanımında deneyim- li eğitimciler bilgisayar dili program- larının başarısının aileler içinde bul- duğu desteğe bağlı olduğunu söylü- yorlar. Ama hayli tutucu bir toplum- da yaşıyoruz. Oysa ebeveynler çocuk- larının neyle karşı karşıya oldukları- nı bir kez görürlerse yeni teknoloji- ye daha yardımcı olabilirler. Dahası bilgisayarları ebevynler için de bir yeniden-öğretim biçimi olabilir. Houston okul bölgesi ebeveynlerin bilgisayar ödünç alarak çocuklarının özel öğretmenleri olabilecekleri bir sistem kurarak bir basamak daha ileri gitti. Örneğin geçtiğimiz Eylül ayın- da 32 yaşındaki bakım işçisi Eliseo Almaguer ve 6 yaşındaki kızı Evon- ne ve 12 yaşındaki oğlu Elises Jr. Te- xas İnstruments'dan synthesizer'li bir bilgisayar alarak bunu modern tek- nolojiye ait tek işaretin eski bir TV olduğu iki yatak odalı mütevazi ev- lerine koydular. “Bazen bütün bir ge- ceyi bu aletle geçiriyoruz. Çok eğlen- celi oluyor.” diyor Almaguer. TOPLUMSAL SORUNLAR Bilgisayarların okullarda hızla yay- gınlaşması toplumsal ve etnik açıdan Commodore potansiyel olarak karmaşık sorunlar yaratıyor. Princeton'dan George Mil- ler “en önemli sorunun bilgisayarın herkes için uygun bir araç olup olma- yacağı” üzerinde duruyor. Bu sorunun aciliyeti bilgisayar di- linin iş alanında uygulanabilirliği ko- nusundan kaynaklanıyor. Sosyal bi- limciler bilgi erişimin iktidar ve zafer için kritik bir öneme haiz olacağı bir “bilgi toplumu” üzerinde çalışmaya başladılar. Bu alanda çalışan bir araş- tırma ekibi pek yakın bir gelecekte iş- gücünün V075'inin işlerini yapabile- cek bazı özel bilgisayar becerilerine sahip olması gerekeceğini iddia edi- yor. Mahrumiyet bölgelerindeki okullar için bu becerilerin gerekli ol- duğu kuşku götürmez bir gerçektir. Çocuklara bu yeni teknolojiyi öğret- mediğimiz takdirde yeni bir uyumsuz insan sınıfı yaratma tehlikesiyle kar- şı karşıyayız. Okullar yeni teknolojiye giriş için ideal araçlardır. Ancak fakir bölge- lerin bilgisayar donanımı alabilecek ve öğretmenleri eğitebilecek kadar ya- tırımın yapılıp yapılamayacağı da önemli bir sorundur. Toplumsal önemi olan bir konu da bilgisayarın kız ve erkek öğrencilerin matematik fen ve teknik derslere yat- kınlıklarındaki farkı ortadan kaldır- ma potansiyeli. Son on yılda yapılan araştırmalar kız öğrencilerin mate- matik ve pozitif bilimlerden korktuk- larını -matematik endişesi- matema- tik derslerinde ve matematik gerek- tiren fizik derslerinde ileri çalışmalar yapmayı istemediklerini gösteriyor. Bazı lise bilgisayar klüplerinin erkek- lerden yana olmasına rağmen bilgi- sayarların genelde bütün öğrenciler üzerinde olumlu bir etkiye sahip ol- duğu düşünülüyor. Sonuç olarak bel- ki şu hikayeyi anlatmak gerekiyor: Son bilim fuarında onuncu sınıf öğrencisi Victor Wong evindeki bil- gisayarla geliştirdiği programı gayet yerinde olarak Bilgisayarla Öğretme- nin Yer Değiştirmesi şeklinde isimlen- dirdi. “*Bir bilgisayar bir öğretmenden daha hızlı ve onun yapamayacağı ne yapabilir? ” Bilgisayarın mavi-beyaz monitörü cevapladı: *O bir insandan daha hızlı düşünür. Hata yapmaz. Bir konudan fazlasını öğretebilir. Ve en önemlisi çıldırmaz.* D POPULAR COMPUTİNG, AĞUSTOS 1983'den 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: