21 Şubat 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Şubat 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şubat 1952; Cumhurîyet ŞON Cenevre konferansında I laraı et kaîmacîı Itlînıaları sönmek üzere bulunan bîr kandile benzetiliyor Cenevre 20 (A.A.) Tahdidi Teslihat Konferansında cereyan ed?n umumî müzakerenin, Fransız murahhas heyetinin mevcut olmaraasından dolayı ancak sah günü biteceği söyIenmektedir. Çarsamba günü kon ferans bürosu muhtelif teklifleri karsılaştıracak, perşembe yahut cuma günü umumî komisyon toplanacaktır. Cemiyeti Akvam büyük meclisinin fevkalâde içtimaı dolayısile umumî komisyon mesaisini 3 marta tehir edecektir. Cenevre 20 (A.A.) Bugün den itibaren Tahdidi Teslihat Konferansı, şaşaasını kaybetmiş, sönmek üzere bulunan bir kandil hâline gelmîştir. Hatta konferansın 15 gün evvel açmış olduğu umumî müzakereyi bu sabah hitama isal etmesi bile mümkün idi. Filhakika, artık isimlerini kaydettirmiş ancak beş. altı hatip vardır. Fakat Fransız heyeti, tamamen ve lâzım gelen salâhiyetini haiz olduğu halde bulunmedığı surette umumî mesai eneümeninin mesaisine baş • laması imkânı mevcut olmadığını nazari itibara alan konferans, me saisini tehir etmiştir. Vaşington'un doğumunun yıldö nümü olan pazartesi günü Ameri • kan heyetine bir cemile oltnak üzere konferans içtima etmiyeeektir. Sah günü konferans, Paris vakayiine nazaran biraz işle meşgul olacak ve umumî müzakereleri kapa Fransa'da Kabine buhranı M. Penîove kabineyi bir türlü yapamıyor Parü 20 (A.A.) M. Painieve, matbuat mümessillerine beyanatta bulunarak iki gündenberi cumhuriyetperverler uzlaşma kabinesi teş kili için hiç bir gayreti esirğememis olduğunu söyJemiştir. Mumaileyh demiştir ki: <' Sol cenah grupları, feragaıln son haddine kadar giderek benimle tamamile tesriki mesai edeceklerini beyan ettiler. Güvenmekte haklı olduğum diğer yardımlara gelince bunlar »İstematik bir surette ben den esirgendî. Binaenaleyh, ancak bir mücadele hükumeti telâkki edilecek bir kabine teşkil edebilecek idim. Vftsıl olduğum netice işte bu • dur, bu ise memleketin menfaatle rine ve bana tevdi ediîmîş olan va zifeye muhaliftir. Reisicumhura giderek bana tevdi etmîş olduğu ve • kâleti kendisîne iade edeceğîm.> ithal etmemeliyiz! HEM Kariçten keten yağı Anktimize gelen cevaplar NALİNA MIHINA Ayılaşan adam! Bîr kumusyoncu: ((Bu yüzden çiftçi de, fabrikacı da, işçi de zarar görüyor» diyor Kumusyoncu M. Moise J. Asseo fiatlara sürebildikleri için, yafı daha gönderdiği bir mektupta diyor ki: ucuza satabilecek vaziyettedirler. «Kontenjan lîsteleri ile mem Görülüyor ki, ketenyağmdan çılekete şubatta 31,000, martta 21,000 karılan ikinci derece maddelerden kilo ketenyağı ithaline müsaade oistifade eden ve muazzam randmanlunmuştur. lar veren ecnebi fabrikalarile bizim Memleket istihsalâtına vâkıf olan fabrikalarımız arasmdaki rekabet ve lar için bu müsaadeyi hayretle karmücadelede aleyhtmize büyük bir şılamamak mümkün değildir. müsavatsızlık vardır. Yalnız Trakya, Bandırma ve ha Bu da istihsalâtımızı himaye için valisinde senevî sekîz, on bin ton ayrıca bir sebep addolunabilir. Hüketen tohumu istihsal olunmakta kumetin vazifesi, yeni doğan bu sadir. Eskişehir, Samsun, Erzurum gibi nayii teşvik etmektir. Hele, bu za mıntakalarda çıkan ketentohumunu manda, hükumetin himayesi bir zaruhesaba katmıyorum. ret hükmündedir. Paramızın kıymetiOn bin ton keten tohumundan ni muhafaza îçin mücadele ediyoruz. 3000 ton yağ ve 6500 ton küspe çıkar. Ketentohum!arımızı ihraç eylemekte K»t". küspesinde de yüzde sekiz nis \ bir çok müşküllere uğrıyoruz. betinde yağ vardır. Hetentohumla Ketentohumlarımızın ihraç fiatı rımız dünyanın en iyi tohumların Türk köylüsüniir maliyet fiatından dandır. Yüzde 38 hatta yüzde 40 aşağıdır. Velinimetimiz köylünün, sederecesinde yağ vermektedir. Bunu, merei sâyi himaye edilmek gerektir. ticaret borsamızın lâboratuvarından Ketentohumlarımız dahilen sarfolualınmış şehadetnamelerle isbat edenarak değerli, maliyet fiatından aşabilirim. ğı düşürülmemelidir. Ketenyağı çıkaran belli baslıüç fabGarip değil mi? Ketentohumlarırikamıı vardır. Bunlardan birincisi mızın makul bir fiatla alıcısı yokken, tzmir'de Turan fabrikası, ikincisi îs küspelerimizin talipleri sayısızdır. tanbul'da Feriköy'ünde Şark Yağ Bugün ketentohumunun okkası tahfabrikası, üçüncüsü de tstanbul'da minen 11 kurustur. Küspe fiatı ise Bakırköy'Unde Sakız'lı Selim Bey 6 kurustur. Küspelerimizin ihracı sufabrikasıdır. retile, ceplerimize epey eenebi parası giriyor. Bu sayede, ecnebi ketenyağBu fabrikalar, ketenyağmın her cinsini çıkarırlar. Çiğ, pişmiş, tngiliz lartnı satın almak ve bin müskülâtla toplanan ecnebi dövizlerini elden kaişi, koyu, donuk renk ve Türk işi... Bu yağlar keyfiyet itibarile ecnebi çırmak mecburiyetinde kalmıyoruz. yağları kadar iyi, hatta onlardan da ecnebi ketenyağı ithal etmemeliyiz. ha yüksektir. Paramızı harice çıkarmamak bir Fabrikalarımız ketenyağmı, tam borçtur. Mademki, ihtiyacımız yok, olarak çıkarırlar. Yani yağın sana Bu yağların ithalinden yalnız boya yide kullanılan bazı değerli mad • tacirleri istifade edebilirler. Buna delerini ayırmazlar. Bu itibarla da mukabil, iktisadl düzenimiz, altüst ecnebi yağlarına faiktirler. Çünkü olmuf olur. bizde bu gibi mevaddı kullanacak Bu manasız ithalât ile çiftçi, fabfabrika yoktur. Eenebi ketenyağları rikacı, işçi, müstehlik hulâsa hepi nın bu maddelerden tecrit edîlmesi, miz zarar gorüyoruz. o yağları keyfiyeten düşürdüğU gibi, Böyle iken kendi sâyimizin mah fiatça da ucuzlatmaktadır. sulüne, bizzat boykotaj yapıyor, bizde daha mükemraeli çıktığı halde, ecBiz, ketentohumu posasını Fele • menk, tngiltere ve şimal memleketle nebi memleketlerden getirilmesine müsaade ediyoruz. Kontenjan listerine sevketmek mecburiyetindeyiz. lerinde mevcut bu hatayı tashih etHalbuki, oralardaki fabrikalar, kemeliyiz.» tentohumu posasını, daha yüksek Sınaî kredi Başvekil Bankası neler yapacak? Ankara'da Ankara 20 (Telefonia) tktisat Vekâletinin yeniden teşkîl etm«»k istedigi Sınaî kredi bankası san'at sahiplerine kredi temin odecektir. Yeni banka teşekkül edince Sanayi ve Maadin Bankası lâğvedilecek, buraya merDUt fabrtlcaiar lKtısat Vekaietin de ihdas olunacak bir müdiriyet tarafmdan işletiiecektir. Yeni bankanın sermayesî bu î«lerin tasfîyesinden sonra hâsıl olacak ser» raaye, sınaî müesseselerin resîmden muaf mevaddı îptldaîyesînden alı • naeak nisbî resim ve daha bazı varjdat ile temln edileeektir. Bu miktar îlerîde tezyit oiunaeaktır. Cumhurîyet Dün bu mes'ele hakktnda Sanayi ve Mandin Bankan «rkânından bir zat. bir muharririmize jtt sözleri söy • « Henüz bankamıs böyle bir vazivetten haberdar değildir. Anladığımıza göre İktisat VekAleti tarafından böyle bir proje haztrlanmifttr. Bu proje tabiî diğer alâkadar VekâleVer ve nihaytt hükumet tarafmdan tetkik edildikten tonra fcat'f şeklini alarak mer'iyet mevkiine konula * eakttr. Mtıfele henüz bir tasavvur ma . hiyetindedir. Süî bir haztrlık yoktur. Stna\ Kredi Bankannt vucude getirmek, Sanayi ve Maadin Bankannt lâğvetmek demek değildir. Olsa olsa bankanm şeklinde, muamelâtında bazı tadildt yavtlacak &emektir.y Malî komisyon .~~~ Dün de çalıştı taeakttr. Çarsamba günil Fransa'nın da yerlni işgal edeceği ürait edilmekte o • lan divan, kitibi umumilik tarafın • dan tanzim edilmiş olan Tahdidi teslihata müteallik muhtelif teklifleri karsilaştıracaktır. O zaman miîzakeratın bakiyesini tanzim etmek, bilhassa umumî en eUmeni harekete getirmek icap e • deeektir. Hâkim olan fikir, bu encümenin önümüzdeki perşembe veya cuma günü içtlma edeeeği ve 2 marta kadar içtimatnda devam eyliyeeeği merkezindedir, O tarihte uzak şark mes'elelerile iştigal etraek üzere Cemiyeti Akvam büyük meclisinin içtimaa daveti mukarrer olmasına biNetice ne olacak? naen mesaisine fasıla verecektir. ParU 20 (A.A.) Kabine buh Bu fevkalâde mecllsin, Cemiyeti ranının dördüncü günü... Hâlâ istişaAkvamın ihdasındanberi, ikinci defa relere devam ediyor. M. Painlev^'nin olarak ihzar! cemiyetin hemen bü • kabine teşkilinden feragat etmesi tün azasının Cenevre'de bulunmakta üzerine bu gece buhranın siddeti ne olmasından dolayı kolay olmuftur. suretle artmış olduğu malumdur. Tahdidi Teslihat Konferansının, Yeniden ife baaiamak l&zım ge Cemiyeti Akvam meclisi kebirine leceğini sHylemek doğru defîildir. Ziistihale edebi'mesi için ismini de ra M. Painleve'nin teşebbüsü Reİ • ğiftirmesi kâfi olduğu söylenebilir. sicumhura fırkalann vaziyetini daha Uzak sark vakayii ve bunlann yaiyi görmek imkânını bahşetmtftir. kında hâsıl edeceği neticeler, Cenev. Maamafih, intihabatın yakın olre âfakı üzerine afır bir endişe haması bütün parlimento gruplannda linde çökmektedir. bir nebze asabîyet tevlit etmekte • Dün akşam, Cemiyetî Akvam dir. meclUi tarafından Japon taarruzuna Sol cenah, sa$ eenah ve hatta nterbir kaç »aat kala aktedilmis olan akezdeki mutediller her zamanki I • deta feci eelte, hazırunda derin bir tidallerini gösterememektedirler. heyeean uyandtrmıştır. Filvaki, buhranın bidayetinde söylenildiği vechile, dahiliye nezaretinin kîme tevdi olunacagı hakkındaki müzakereler son haddine gelmis olan bu umumî alınganlığı göstermek i • tibarîle çok manidardır, Ankara 20 (Telefonla) Başve«Kahrolsun âyan mecUti!* kil İsmet Paşa Hz. bugün şehrimize Paris 20 (A.A.) Hukuk ve Tıbgeldiler. Istasyonda vekiller ve biye mektepleri talebelerî aaat 11,10 meb'uslar tarafından karsılandılar. da yeniden âyan meclisi Bnünde nuDeğruea Başvekâlete giderek çahşmayif yapmağa teşebbüs etmişler fatılar. kat polis kuvvetierine musadif ol muclardır. Saat 11,30 da hukuk ta lebesi kendi mekteplerinin kapısı 5nOnde toplanarak «Kahrolsun Âyan Meelisi» diye bagırmıslar ve polislere karsı yumurta ve domates fırlattıktan sonra daJçılmtşlardır. Polis, 10 talebeyi tevkif ermiftir. Bizim memleket halktnm ayı hi kâyeleri hoştur. Gerçi ayı zeki ve kuvvetli bir hayvandır ama, bilmem, bu hikâyelerde tasvir edildiği gibi, bazı insanlann bile gosteremediklerî kadar yüksek bir zekâya malîk midir? Bu ciheti. hayvanat mütehassıslarına bırakıyorum. Benim bahset I mek istedigim, Edremid'in Zeytinli 1 köyünde on sene bîr ayı ininde ottıran bir mübadîl Rum'un hafidir. Yunanistan'a gitmemek îçin on se» ne ayı ininde oturmak gibi bir gabavet ?österen bı» adam, beni bîr dişi ayı dafa kaçırdı, inine hapsettî, on sene beraber yaşamağa mecbur oldum; diye bir mazeret bulmuş... Pembe tırnaklı, incî dişli han^mların karşısmda kıhbık olan erkek Ierin bir ayınm kuvvetli pençesi ve korkunç disîeri karşısmda kılıbık oğIu kıhbık olması pek tabiidir. Onun için ayı hanımm inînde on sene oturan mlibidil Rum'un dört ayakh zevcesinin korkusundan insanlann arasına avdet edemiyerek ayılaşma sını hoş görmek lâzjm gelir. *#* Resmil^«en bir lisan hatası Türkîye Irak muahedenamele rinin birinde, şu ibare gözüme ilişti: «Tiirkçe, arapça, fransızca Utan larila...ı> Gazete!erde, edip geçinen mu harrirlerin, hatta başmuharrirlerin yazılarında gördüğüm bu yanîıs, a rapça, türkçe, fransızca dedikten sonra lisanları demek yanlışı, nihayet muahedenamelere kadar girerek resmilesti... O halde, bundan sonra, artık «Türk liaanı» yerine «Türkçe lisam» diye yazmakta mahzur kal madı. Domateslere yazık! Paris'te Hukuk talebesi Âyan Meclisi aleyhinde bir nüma yiş yapmışlar ve zabıtanın başına çürük yumurta ile domates atmiflar... Çürük yumurta her zaman, her yerde bulunur ve böyle atılmaktan başka bir uje varamaz. Fakat,domates, bu m«v • simde, bîlhassa Avruoa'da, turfandanın turfandasıdır. Berlin'de iken «yörmUştüm: Haziran ayında domates çilekten pahah idi. Bu, aklıma gel di de o canım domateslerin israfına acıdım doğrusu... Ankara 20 (TelefonTa) Malî komisyon bugün de toplandı. Komisyon bugünkü İçtimaında İktisat ve tn. hisariar Vekillerinin devam edeo 1 zahatını dinledî. Son dakika: Yeni kabineyi M. Tardiea teşkil edecek Paris 20 (A.A.) Saat on sekizde Elysee'ye gelen M. Tardieu yeni kabi neyi teşkil vazifesini kabul etmiştir. M. Tardieu, bu vaıifeyi ifaya çah • şacajhnı söylemiştir: "Çoban,, pîyesl Ankara 20 (Telefonla) Persembe akşamı Halkevi'nde Çoban piyesi tekrar tenufl olunacakhr. Temsili radyoflememleketm her tarafından takip etmek mOmkiin olacaktır. Halep'te yeni Karışıklıklar oldu Halep 20 Beş gundenberi devam eden kargaşalıklar dün âdeta bir ihtilâl şeklini almısbr. Asker dolu kamyonlar ve tanklar Halep sokaklannda halkı hv zîbat altına almağa uğraşmaktadır. Her köşebaşmda mitralyozler ve süvari kıt'aîan vardır. Halk heyeean içindedir. Çarşılar kapalıdır. Yeni hâdiscler vukuundan korkulmaktadır. Bugünkü Yeni Gün'de Rakamlann belâgati Yusuf Osman Terbiye sahifesi Kâzun Nami Şekerden bol ne var? Osman Cemal Edirne'de Kış çok şiddetlî Ecnebi mekteplerinde tSrkçe tedrisat mecburiyetinin kaldınlması üzerine bu mekteplerdeki türkçe muallimlerinden bir kısmına ihtiyaç kalmamaktadır. Maamafih simdiki vaziyetin sene ni hayetine kadar devam etmesi ihtimal dabilinde gorülmektedir. Geleeek ders senesi iptidasmda ec • nebi mekteplerinde türkçe okumak ar • zusunu izhar edecek talebe adedi tesbit olunacak ve ihtiyaca göre muallim bırakılacakbr. Diğer taraftan Ecnebi ve Ekalliyet mekteplerinin türkçe muallimlerini badema mektep idarelerinin tayin edeceği sSylenmekte ise de bu şayianm aslı yoktur. Bilakis Maarifçe bundan sonra ta yin edilecek muallimlere daha ziyade ehemmiyet verileeek, keyfiyeti Uyin Maarif Müdiriyetinin inhası üzerine Maarif Vekâletince tasdik olunacakhr. Ecnebi Mekteplerinde türkçe hocaları p D <m r<$ ® Konya osmanlı bankasında bir ihtilâs Babalık gazetesinde okunduğuna göre Osmanlı Bankasının Konya subesinde 7000 liralık bir ihtilâs vuku bulmustur. Cumartesi günü banka veznesi muayene edildiği sırada o gün bankaya verilmiş olan yedi bin liranın mevcut olmadığı görülmüştür. Paranın kendisi dısarıya çıktığı bir sırada kasadan alındığını söylîyen veznedar hâdiseden iki gün sonra tevkif edilmiştir. Avukatlık ve hftkimlik Ankara muhabirimizin avukatlık ve hâkimlik mesleklerinin yekdiğerinden müstakil bir hale getirilmek üıere bir lâyiha hazırlandığına dair telgrafmı nojretmiştik. Dün bu husuta Hukuk Fakültesi mohitinde yaptığımız tahkikattan şu netieeyî aldık: Adliye Vekâleti bu lâyiha ile istediği elemanların vasıflarını tesbit etmektedir. Bunun Hukuk Fakültesile hiç bir alâkası yoktur. Ancak avukatlık stajınm avukatlar nezdinde yapılabilmesinin kabulü, avukatlık mesleğine süluk edecek gençlerin Iehine olacaktır. Çünkü bu takdirde staj yapmak için inhilâl vukuunu ve tayinlerini bekle mekten kurtulacaklardır. Halbuki bugünkü vaziyette bir kaç sene evvel hukuktan mezun olduklan halde staj yapmak üzere tayinlerini bekliyen pek çok gençler vardır. Yol parası ve şehir yolları Yol parasının kısmen şehirdeki yol lar inşaatına sarfedileceği hakkında verilen haberler doğru değildir. Belediye vaktile yol parasından bir kısmmın şehir dahilindeki yollara sarfı için Dahiîiye Vekâletine müracaat etmiş, fakat kanunun müsait olmadığı beyanile bu müracaat reddolunmuştur. fstanbul Vilâyeti tarafından Sanyer'de Belediyeye ait çayırda vücude geti • rilen meyva fidanlığının tanzimi ikmal olunmuştur. Fidanlık için memleketin meyvası meşhur şehirlerinden fidanlar getirtilmiştir. Bu fidanlardan bu sene ilk mahsulün almacağı tahmin edilmektedir. Fidanlığın tanzimi fle bir İtalyan mühendisi meşgul olmaktadnr. adımı mı yaydı? Kâzım Efendi ile beni çatıştırmak mı istiyor? Eğer böyleyse dinim rabbena hakkîoin ikisinin de ciğerlerini hartadak sö ker peksimet gibi çiğniye çiğniye yerim! Hoş daha, esnaf olmadık ya, elbette bir gün biz de işimizin erbabı olacağız. Kızma. Bunu demek istemedim. Ya, nerden biliyorsun? Kend'mden biliyorum! Niçin bununla bu kadar uğraşıp duruyorsun ? Senîn ona gittiğini istemiyorum! Hasan! Gîtme o kanya Hasan! Hiç bir yere gitme Hasan!.. * Hasan; küçük yengesinin evindcn sokağa çıkınca kendine geldi. Ayılmıştı. Sarhoşluğun verdiği ceza çok ağırdı Bunu vicdanmda duymağa başladı. Yanaklan, utancından ateş fışkırıyor, gözlerini sokağın çamurundan ayıramıyor ve: Ben ne yaptım? Ben ne oldum? Edirne 20 (A.A.) Bir haftadanberi devam eden kar şiddetini son iki Aksehir 2 0 Şehrimiz hapîsanesinde gün zarfında arhrmış ve bu yürden ehemmiyetli bir firar te*ebbü«ü ol • münakalât kesflmiştir. BugOn hava a • muftur. Mahkumlar hapisanenin damını çıldı, fakat kar otuz santimetreden fazdelerek kaçmaga kalkışmiflar, Kel Kadir Iadır. Trenin yann gelebfleceği zan • uminde bir katil nSbetçilerin attıgı karnediliyor. şunlarla SlmOş, mahkfimlardan ikisî firara muvaffak olmuslar, digerleri yaka • Gripten mektepler en gön müddetle lanmıslardır. tatil edilmiştir. Akşehir hapsanesinde bir hâdise Siyas! hâdiseler: Tarairat Konferaıuı Seddi Çin'b tarihi Cihan tarihinde rol oyniyan kadınlar: Kleopatrat ile Antuvan'ın muatakasmdan gülünç saffaalar ömer Riza Amerika sefaretinde merasim Yann saat beşte Amerikan sefareUnesinde, Amerika'nın ilk Reisicumhuru Vaşington'un ( 2 0 0 ) üncü doğum yüdönümü münasebetile merasim yapılacaktır. Bu münasebetle Amerikan sefiri Mister Gruv sehrimizdeki Amerika'lüan ka bul edecektir. ge. Böyle gamlana gamlana sonun neye varacak? Ve hemencecik sözü değiştirdi: A.. A; küçük yenge; ben lâfa, bulgura, kayganaya daldım, far • kmda değilim: Sen de kadeh kadeh susuz içiyorsun... Yangımı görmedin mi? Masus içiyorum, belki hastalığım geçer, belki devlet ilâcı yerine geçer diye.. Ha.. Aklıma geldi. Akşama bana devlet ilâcı getirsene.. Sıtmasmdan mı, ağrısından mı? Sıtmam yok. Devl«tin başağrısı ilâcından. Gönderirim. Sen getirmez misin? Ben akşama kadar mezarlıkta cenaze bekliyeeeğim. Akşama da işim var, bir yere gideceğim. Kara kıza mı? Hep kara kız, sıska kız diyip durursun, bu ifi »en nerden öirren din? Onu sonra aniarsm. Yoksa kahbenin dölü ortahğa Sarıyer'deki fidanlık Mektep Haftalık ilim ve san'at mecmuası 22 şubat pazartesi günü en salâhi • yetli müelliflerin imzalarile yepyeni bir şekilde çıkıyor. Ben ne alçaklık, ne namertlik ettim? : Diye kafasını, bağrını yuraruklamak istiyordu. Sarı Dede'nin ilk defa i yanına geldiği halini düşünüyordu. Yırtık pırtık olmıyan hiç bir tarafı yoktu. Midcsine yirmi dört saatten beri bir dilim kara ekmek girmemiş] ti. Fakat o dakikadan sonra doymuş ' tu, insanlığını anlamıştı. İnsanlar araj sına karışmıştı. Sarı Dede onu öz evj lâdı gibi tutuyordu. Kimsesiz, hiç kimsesiz Hasan bir anda iki döseli, şefkatli ev ve bir has baba bulmuştu. ] Bulmuştu ama, işte iki yıl sonra da] o evlerden birisinin içinde o has babasının namusuna el uzatmıştı. Bir aralık suçu küçük yengesindı' bulmak istedi. Ona da kıyamadı. Ben] erkeğim, bu isin kötülüğUnü ben düj şünmeliyâım. Bu alçaklığa ben kar| fi gelmeliydim, aedi. Kendini öldürmek istedi, öldüremedi. Kaçmak Utedi, kaçamadı Ağlamak istedi, ağ] lıyamadı. Mabadi var CVMHURÎYETin edeb't tefrihan : 9 MEZAR KAZICILAR Eh, bakıyor, o olmasaydı bu evi, bu barkı nerden gorürdüm? Doğrudur. Bak dizi dizi altınla Gönül ferahı olmayinea altını nideyim? Parar yoksa sana bir tane vereyim, ne ehemmiyeti var? Ben gonül ferahı arıyorum. tıter misin sana bir tek altın vereyim? İstemem yerine şunu sovledi; Sonra seninkiier eksilir. Varsın eksilsin, yabancıya vermiyorum ki.. Ve Hasan'ın bir şey aSyleme«!ne meydan bırakmadan hemen iğildi, boynundaki tnkıdan bir tek lira koparıp uzattı. Buna can dayanmazdı. Hasan Itrayı alınca hemen koynunun iç cebin* koynundaki altın lirayı barakadaki sandığına sakhyacak, ondan sonra gidecekti. Domuzun kızı olur ki koynunda sarı lira olduğunu çakar. Tam işin kıvamını bulunca, bir punduna getirip eline alabilirdi. İyisi mi sarı lira sandığa, ben kara kızm yanına! tirmeğe gidince Hasan düşündü ki bu Dedi ve... Birdenbire durakladı. Çöpçünün yerleştirdL Genç kadm etli bulgur pîlavını ge baldızına öyle uluorta, habersiz gidemezdi. Olabilir ki belediye çavuşu kadının hakkı var. Ne kadar canmKâzım Efendi orada bulunur. Hasan dan bezmiş ki gozlinde ne gümlîs var, biliyordu ki kara kız, Kâzım Efendi ne altın. Ağa.v da iyi yapmıyordu doğrusu. öteki karısı çirkin değildi, ile kendi ırasmda ortaklama idi. Ne yalnız biraz esmerdi, gözleri çu • demisler? Biri paralı, biri sevdah, kurda idi ve zayıfa yakındı. Ne za biri belâlı... Hasan belâlı değildi. Kâztm Efendi parahsı idi. O halde yıfa yakın? Adamakıllı zayıftı. kendi de sevdal' olması icap ediyor Bir tane daha iç Hasan. Bak «ıdu. Ediyor am& bir pürüz vardı or> cak sıcak getirdim tada.. Sevdalıyı soymak raconda Genç kadın Hasan'a tatlı ve Ha • yoktu. Halbuki kara kız fırsat bul • tan yengesine tabiî bakıyordu. dukça Hasan'ı da soyuyordu. Geçen Hasan'ın başı hafifçe döndükçe ay tam yedi yüz kuruşunu sızdırmıstı. çöpeünttn baidızı beynine tirbuson Ne düşünüyorsun Hasan? gibi işiemeğe başladı: Bu akşam gitBirdenbire yalanı buldu: ain ml gitmesin mi? Evirdi, çevirdi, Senin halini düfünüyorum yenohaadı, Nihayet funa karar yerdiı

Bu sayıdan diğer sayfalar: