19 Temmuz 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

19 Temmuz 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Temmuz 1934 Beklediği Aşk Çdebt roman Yazan: PERİHAN ÖMER Biz ve Fransızlar Pariste hakkımızda neşredilen îki kitap Geçen sene sonbaharda sehrimize geIerek birkaç gün kalmıs olan Bulgar muösrriresi Mel Tsveta Maneva, Pa risten gazetemize şu mektubu gönder mistir: « Bugünlerde Fransada Türkiye den her zamankinden fazla bîhsolu nuyor. Hatta son defa burada Türki yeye ait çok kıymetli ild kitap neşrolundtı. Bunlardan biri miralay Leon La moucbeun tarihidir ki onda Türkiye tarihinin flk membalardan itibaren zamanımıza kadar olan vukuah mün deriçtir ve M. Rene Pinon bu kitaba hararetli bir mukaddeme yazmıştır.tkincisi de M. Edouard Herriotnun «Sark» ismindeki kitabıdır ki kendisinin Bul garistan, Türkiye ve Sovyetler mem leketine yaptığı seyahat intibalanndan mütesekkil olarak yazılmış ve bu ese rin ilk kısmında Türkiyeye miihim bir fasıl tahsts olunmuştur. Gecen gün b'r mükâleme esnaun da Türkiye sefiri Snat Bey miralay Lamouchea: Türkiyenin fransızca olarak yazılm:* tam bir tariHne cidden ihtiyaç vaHî! Diyordu. Hakikaten şimdiye kadar böyle bir eser neşrolunmamıstı. Miralay Lamouche Türkiyede 1 9 0 4 ten 1 9 1 3 e kadar tam on sene jandarmanın ıslahma memur olarak bulun muştur ki bu devir Osmanlı tmparatorluğunun en kanşık ve hayat ve mema • h mevzını bahsolduğu bir zam*ndı. Miralay Lamouche Osmanlı tmparatorluğunun son zamanlannda, gözünün ö nünde cereyan eden bu miihim vak'alara bîzzat şahit olmuştur. Diğer taraftan türkçeye ve eski harflere de vâkıf olduğu için bütün vesaikı okuyabiliyor, ünparatorluğun her suuf ahalisile temasta bulunuyordu. Muharrir Osmanlı tmparstorluğunun yükselme ve sükutunun sebeolertni, Avrupa devletlerile bilhassa Fransa ile olan munasebetlerini pek güzel izah etmişlir. Osmanlı tmparatorluğu Bi rinci Fransua ve Kanunî Sultan Sü leyman zamanmdanberi Fransaya çok sıkı bir dostlukla merbut olmuş ve bu dostluk rabıtası hiçbir vakft inkıtaa uğramamışhr. Muharrir, nihayet Osmanlı tm paratorluğunun inhilâlinden sonra, mucizevî bir şekilde bütün mukadde • ratına hâkîm olarak meydana çıkan Türkiye Cumhuriyetinin doğuş ve yükseKşmi pek güzel bir surette tasvir etmiştir. Bütün bu beyecanh tarihî vukuat buyük ıslahatçı Gazi Mustafa Kemalin tasvirile bitmektedir. O Mustafa Kemal ki teceddütkâr ruhu ve hayrete şayan enerjisile büyük bir milleti az zaman zarfında değistirmeğe muvaffak ol muştur. Çanakkalede harbedenlerden biri olan miralay Lamouche o muharebeler esnasmda Fransanın rakibi olarak kahramanlık göstermiş olanlarm hak et miş olduklan takdir ve hurmeti de kendilerine izhar etmistir. Temyiz mahkemesi Müddeiumumi • si M. Paul Matter, miralay Lamouchun eserini siyasî ve ahlâkî ilimler akade misine takdim ederken emsali arasm da vuzuhile temayüz eden bu kkabı fevkalâde metetmistir.» Iktısat Işleri Fransa ve ihracatımız Marsilya limanı, buğday, arpa, mısır, bakla, yulâf ihracatımızda beş sene evvelki ehemmiyetini, hatta fazlasile, muhafaza etmektedir Memleketimizd'en Marsilyaya her sene külliyetli miktaırda zahire ve hububat gönderilmektedir. Son senelerde mezkur limana yapmakta olduğumuz sevkiyat muhtelif se • bepler altında azalmıştır. Marsilya limanının zahire ithalâtında haiz olduğu büyük rolü göstermiş olmak için 1933 senesi içinde mezkuc liman a ecnebi memleketlerinden v e bu meyanda Türk limanlarından giden zahire v e hububat miktarlannı mukayeseli olarak aşağıya dercedi yoruz: 1933 senesi zarfında yalnız Marsilyaya ecnebi memleketlerinden giden yumşak ve sert buğdaylarm miktarı berveçhi atidir: Ton olarak Yumşak buğday Sert buğday Ş'malî Amerıkadan 124.833 34.289 Arjantinden 10 682 3.376 Romanyadan. 4,732 4 060 Rusyadan Türkıyeden 2 316 Sair limanlardan 1,087 Yekun 141 334 44.041 R A D YO gtkşamki program j ISTANBULs 18,30 plâk neşrlyatı 19,20 AJanı naberlerl 19,30 Türk musiki neşriyatı (Kemal N.yazi, Azmi Beyler, Hayriye ve Müzeyyen Hanımlar) 21 Selim Sırrı Bey; tarafından konferans 21,30 stüdyo cazbant ve tango orkestrası. VÎYANA: 18,45 ilundi konseri (plâk) . 19,35 hayvanlarm musikisi 20,35 havadisler 20,45 dans musikisl 22,05 halk havalan23,35 havadisler 23,55 akşam konserl . 1,05 dans musikis' VARŞOVA: 18.20 pıyano . 18,50 Amerikan şarkılan» 19,20 bir oyun . 20,20 org konserl 20,45 keman konseri 20,55 muhtelif 21,17 | haf.f kcnser, şarkı 22,17 halk konserl . i 23,20 dans plâklan. 7 hakfe bizden Marsilyaya Samsundan 59 ve tstanbuldan 42 ton olmak üzere 101 tonluk sevkiyat yapıla bilmiştir. Mıstr Geçen sene zarfmda Marsilyaya ithal olunan mısır miktarı 241,000 tonu mütecavizdir. Ayni sene zar • fıcıda Samsundan 2196. D e i n c e d e n 431 ton olmak üzere Türkiye mü varedatı 2627 tondan ibaret kal • mıştır. Bununla beraber Romanya limanlarımn sevkiyatı bunun 3035 misli fevkindedir. LÜKSEMBURG: 20,05 Alman aksamı (plâk) 20,45' Fransa turu haberleri 21,05 almanca v^ fransızca havadisler . 21,25 Alman kon seri . 22,40 salon musikisi 23,30 dana musikisi. Bakla 1933 senesinde Marsilyaya 22500 ton bakla ithal edilmiş olup bunun 6572 tonu yani % 2 9 undan fazlası Türkiyeden gönderilmiştir. Bu sev kiyatm limanlara göre dağılışı şöyledtr: Ton 75 8 Izmlrden 4978 12 9 Diküiden 845 47 311 Çanakkaleden 33 238 İstanbuldan 25 165 Bandırmadan 35 05 Samsundan Yekun 6572 100,0 Türkiyeden Marsilyaya bakla ihracatı g e ç e n sene hemen hemen Izmir ve Dikili Ihnanlarına münhasır kalmış gibidir. 6 5 7 2 ton ihracatımızın % 8 8 i bu iki iskeleden yapıl • mıştır. 1933 te Marsilyaya hariçten kepek ve değirmen döküntüleri olmak üzere ceman 480,500 ton ithalât yapılnuştır. Türkiyenin sevkiyatı 2 9 bin tonu mütecaviz olup bunun 2 6 4 4 3 tonu İstanbul limanından, 2 5 5 0 tonu da lzmirdendir. Yukarıki hulâsaların tetkikinden d e anlaşılacağı gibi Marsilya limanı Türkiyenin zahire ve hububat ih • racatı noktasmdan müstesna bir ehemmiyeti haizdir. Bu limanm son beş sene zarfında bizi alâkadaı» eden bu maddeler ithalâtı resmî is • tatistiklere nazaran berveçhi atidir: Genç adam arkan üstu çamlann alttnda azanmif de yanına oturmuf hayran hayra n onu »eyrederken A!... Sahi tni söylüyorsun?.. O baykuş suratlı ile mi?. Hadi sen•de alay ediyorsun. Birge dünyada ona varmaz. O güzellik sever. Istediği kadar güzellik sevsin, ve Sedat Sami de güzel olmasın; görürsün, Birge yakında onun ka • rısı olacak. Mademki babası isti • yor, mademki Fikrete vtrmaıı ihtimali de yok. Semiramis birden sustu; kori • dordan ayak sesleri geliyordu, biraz sonra çarşaflar ve yastıklarla yüklü Birge göründü. Gülerek Setni • ramise: Haydi bakahm pılını pırhnı topla!.. Yatağımızı yapacağım, dedi. Çok geçmeden yataklar yapıl • mış ve genç kızlar yatmişlardı. Semiramis şezlonkta karyolaya doğru arkasmı dönerken tenbih ediyordu: Saat üçü geçiyor; yavaş ko nuşun, artık uyuyacağım Pekü... Pekü... tki genç kız bîribirine büsbütün sokulup nefes kadar hafifleşen seslerle biri flörtlerini, öteki aşkım anlatırken Semiramis te kulaklarında tatlı ketnan sesleri arasında ben mukadderatımı tayin edebilirim, diye söylenen dik bir sesle yavaş yavaş derin bir uykuya dalıyordu. *** Genç adam arkası üstii çamlann altında uzanmış yatıyor. Birge de yanına oturmuş hayran hayran onu seyrederken düşünüyordu. Çamla rın gölgesi onu daha da güzelleş • tîriyor; gözleri ne yeşil, ne yeşil!... Bütün ömrümde yalnız bu gözlere baksam hiç ayrılmadan hep bak • sam, baksam. Hiç ayrılmadan mı?.. Ah unurmuştum; onu görünce iyi, fena ondan başka herşeyi unutuyorum. Ona nasıl söyliyeceğim? Ne diyecektim?.. Bir gece sabaha ka dar hazırlamıştım. Ya gülerse... Yok belki de kızar. Acaba kızar mı?... Ne olur Allahım kızsa... İstemiyo • rum, olatnaz!... Sen benden bas • kasının olamazsın diye bağrrsa... Ne o Birge!.. Gözlerinî havaya kaldırmış Allaha yalvarır gibi ne düşünüyorsun?.. Fikret koluna dayanarak yattığı yerden biraz doğrulmuş genç kızın ıztıraptan, halecandan sararan yüzikıe bakarak gülüyordu. Neyiniz var küçük hanım?.. Renginiz gene pek soluk. Galiba güzel rak bir roman daha okudunuz!... Evet!... Galiba pek te acıklı imiş, hâEvet!... Çok. Her halde gece, kâfi derece yatıyor, Birge düşünüyordu BUDAPEŞTE: 18,35 salon kentetl 19,05 konferans .' 19 35 konser 20,55 hlkâyeler 21,25 konser 21 55 küçük radyo tiyatrosu 23 05 Tçigan muskisi 24,05 dans mu sikisi. PRAG: 19,15 Almanya havadLslerl ve konfe rans . 20,10 Çocuk musikisi 20,40 konferans 21.25 son havadlsler 21,40 opera 22,35 plâk . 22,48 iki perdelik b.r opera. leri kendilerine âşık!... Yoksa sen de mi beğeniyor • sun?.. Beğeniyorum tabiî. Sahi mi söylüyorsun? Fikret sahi mi?.. Dur yavrucuğum telâş etme. Beğeniyorum ama senin tahmin ettiğin tarzda değil, ben öyle aylarca bir kadının peşinde koşacak budalalardan değilim. Ben kendini be • ğenenlerle değil, beni beğenenlerle mesgul olurum. Fikret!... Ne var Birge?.. Hiç!... Söylesene canım, sende bugün birşey var, ne saklıyorsun?.. Hadi söylesene. Genç adam yerinden büsbütün doğruldu, elini uzatti. San saçlan oksıyarak genç başı omzuna çekti ve tekrar etti: Hadi söyle bakalım gene ne derdin var?.. Birge, yaşh gözleri genç adamtn, gözlerinde sessiz ağlıyarak anlat mağa başladı. Fikret!.. Babam benî evlen dirmek istiyor, mııhakkak evlenmelisin öyle lâzım, diyor. Biliyor sun. Beni îstiyen adam çok zen gin, hem çok yüksek bir avukat. Anladın mı?.. Babamın işine geli • yor. Ama Fikret ben nasıl evleni • rim? Senden ayrılmak, seni görmemek; sonra o çirkin adamın olmak. Imkânsız!.. tmkânsız!.. Niçin Birge, sen çocuksun, çocuk. Neden bir başkasile evlenmen benden büsbütün ayrılmak oluyor. Nasıl olsa, her gün, beraber deği • liz. Zaten başka türlü olması da îtnkânsız. Gene gelir beni görürsün buna kim mâni olabilir?.. Nasıl olur Fikret? Kocasım aldatmak, yalan söylemek çok çirkin. Neden? Şimdiye kadar yalan söylemedin mi?.. Ananı babanı aldatmadın mı, yoksa şimdiden ko • canı sevmeğe mi başladın?.. Fikret, deli tnisin, senden baskasım nasıl severîm?.. O halde gene bana gelirsin Birge. Insan sevince herşeyi yapar. Niçin ağlıyor, yüzüme bakmıyor sun? Gözlerîme baksana, evet böyle... ni Uzun uzun bak. Gözlerime basevdiğine inanıyorum. Söyle bedeğil mi?... bana gene kışın hoşuma gidîyor, o zaman beni daima seveceksin, Seni daima göreceğim, 1933 senesinde Marsilyaya ec • nebî memleketlerinden ithal edilen 44041 ton sert buğdayın sncak 2316 tonu yani % 5 , 2 Türkiyeden alınmıştır. Ayni sene zarfmda mezkur limana Fransanın müstemlekesinden madut Fas, Tunus ve Cezayirden ithal olunan yumşak ve sert buğday miktarları da şu yekunJara baliğ ol • muştur: Ton olarak Yumşak S»rt BUKRES: 19.10 orkestra . 20 20 konferans 20 50H Barbier de Sevılle Rosslninln operasi' (plâk). LONDRA (RegionaO: 21,05 varyete 22 05 B B C orkestrasu 23 20 havadlsler 23,35 B. B. C. dans orkestrası. c Tunustan Ceza>ırden Fastan Yekun 10 18 72 744 882 270 13,183 107,000 8 577 128,760 Askerlik isSeri Tiitün ikramiyelen 101,896 Bu suretle g e ç e n sene zarfında Marsilyaya memaliki ecnebiyeden v e müstemlekelerden ithal edilmiş olan buğday miktarları toplu olarak şöyle hulâsa olunabilir: 1933 senesinde Marsilyaya buğday lthalâtı Ton olarak Yumşak Sert Ecnebi memleketlerinden 141,334 44 041 Müstemlekelerden 101,896 128,760 Yekun 243 230 172,801 Marsilya limanının ithalâtı (Ton olarak) Bakla Mısır Arpâ 1929 19810 15254 239000 25326 12617 1930 18006 346215 41946 17712 1931 22676 399152 96098 37892 1932 18980 329412 89338 16679 1933 22427 241447 44914 Yukarıki maddeler îthalâtına nazaran Marsilya limana beş sene evvelki ehemmiyetini hatta fazlasile m u h a f a z a etmektedir. Bilhassa sert b u ğ d a y ithal&tında ayni ehemmîyet g ö z e çarpmaktadır. Meselâ, 1 9 3 2 senesinde Marsilyamn 472,000 tona baliğ olan yumşak buğday ithalâtı g e ç e n sene 243.000 tona inmişse de, sert b u f d a y ithalâtı ayni senelerde 242,000 tondan ancak 173,000 tona düsmüstür. Bu da Frensada büvük miktarlara baliğ olan yerli buğday stolctmun doğurduğu bir neticedir. Maahaza, buna rağmen Fransa haricin sert b u ğ d a y l a n n a olan ihtiyacindan büsbütün vareste k a l a m a • mtştır. Bilhassa iç Anadolunım sert buğd'aylan Fransa makbul piyasasmda pek sert şüphe tutulmakta ihraç olduğundan edilebilecek Beykoz AskerUk şubesinden: Şubemlzde kayltlt malul zabltan ve efratla şehit yetımlerinln 934 senesi tutun lkramiyeleri cumartesl, pazartes!, çarşamba günleri sabahtan oğleye kadat tevzi edilec°ktır Herkesin elindekl vesaii ve ikişer kıt'a fotoğTafıle Beykoa Malmudurlüğunde muteşekkll komlsyona mü racaatle ikramıyelerinl almaları ilân olun ur. Yeni Eserler H A F T A Halkın zevkıni ve ihtiyaçlannı adım adım takip eden Hafta gazetesinin on beşinci sayısı da çıktL Bugünkü talim ve terblye buhranını canlı blr surette teşrih eden yazıyı bütün maarifçilerımiz, muallımlerimiz ve mürebbllerimiz okumalıdır. Bundan baş ka kansımn gözlerlni kezzapla kör eden Mehmet Beyın macerası, Istinye mezar lığındakl hortlağın hakiki hikâyesi, Zaro Ağanın halefi Ahmet Efendl klmdir? Şo.rl ekspreslnde garip bir âlem, Hltlerin hakikî çehresi, roman, hıkâye, müsabaka, sinema ve fıkralar... Fiati 7,5 kurus.. 1933 senesi zarfmda Marsilya limanma ecnebi v e müstemleke li • manJarmdan ithal edilmiş o l a n yumşak v e sert buğday mik tam 416,000 tonu mütecavizdir. Ayni müddet zarfında Türk li • m a n l a n n d a n Marsilyaya ithal edilmiş olan yulaf, arpa, mısır, bakla v e kepekle değirmen doküntülerinin miktaırları şöyledir: ' ' Yulaf 1933 te Marsilyaya limammtzdan yulaf sevkedilmemiş gibidir. Yalnız Mersin limanından 8 tonluk bir parti mal gönderilmiştir. Halbuki geçen sene içinde yalnız Novorosiskîden Marsilyaya 1700 ton yulaf girmiş tir. Mezkur sene zarfında Marsilyaya ecnebi memleketler v e müstemlekelerden vaki olan yulaf ithalâtı 17000 tona yakindır. Sefim Sırrı Beyin kon'eransı Selim S u n Beyin yann akşam stat dokuzda İstanbul Radyosunda vere • ceği konferansm mevzuu şudur: «Dağcdık bir spordur?» Müessif bir irtihal Doktor Mustafa tzzet Beyin valideleri irtihal eylediğinden bugüakü perşembe günü Beyazıtta Yahnikapan sokağmdaki hanelerinden saat 12 d e kaldırılarak cenaze namazi Beyazıt camisinde badeleda Merkezefend'iye defnedilecektir. Kuntfuracıların dilekleri Evvelce, kundura boyocılan, hamamcılar ve berberlerle birlikte cuma tatilinden istisna edilmişlerdi. cuma Bilâhare bu karar bozulmuş ve kundura boyacı dükkânları d a günleri kapamağa muştur. tstanbul Kundura Boyacılan cemiyeti, bu memnuiyetin hem ken dîleri, hem de halk için zararlı v e zahmetli olduğunu ileri sürerek cuma tatilinden istisna edilmeleri için cuma Dahiliye Vekâletine müracaatte bulunmuşlar ve esbap serdile müsaade talep etmişlerdir. günleri de dükkânlarını açmalanna mecbur tutul • Arpa . 1933 ton dan senesinde Marsilyaya 45,000 arpa girmiştir. Galaç, lbrail ve 15,000 tona yakm arpa girdiği Köstence gibi Romanya limanların Marsilyaya mühim miktarda Türk buğdlayı mevkide yoktur. bulunduğumuza Elâziz Halkevinde güzel bir elişleri sergisi acıldı Tesekkür Uzunzamandanberi duçar olduğu hastalıktan kurtulamıyarak henuz yırmi beş yaşını doldurmadan ölen oğlum Rifat Hasiml, İlk intisap ettiği günden itibaren toprağa terkettiğiniz ana kadar alâka ve hlmayeslnden bir an uzaklaştırmıyan İş Bankasına ve onun şefkatli ve yüksek hamlyetli idarecılerle cenaze merasimîne çelenk göndermek şe işfrak etmek lutfunda bulunan mert ve asil ruhlu sporcu arkadaşlanna, ayn ayrı teşekkür etm°ğe lmkân bulamadığımdan yaralı kal blmle en derin minnettarlığrımın lzha nna muhterem gazetenizin delâletini r.c; ederim efendim. Rifatın annesf Saime Tepebaşı Belediye bahçesinde Şehir Tiyatrosu san'atkârları tarafm • dan bu akşam saat 2 2 de geleceksicı, eskisinden daha güzel vakitler geçireceğiz; o zaman benim için fedakârlık eden küçücü giimü büsbütün seveceğim, o zaman büsbütün senin olacağım. Artık hayatıma hiçbir suretle başka bir kadın karışmıyacak, sana söz veri (Mabadi var) yorum. Söyle, geleceksin değil mi?.. lâ sesiniz titriyor. matem tutmuşsundur, artık yası bıta biraz öteden beriden anlat Hammefendi bakahm. Semiramis ne yopıyorlar?.. Adanın bütün genç Türkiye Cumhurıyet Merkez Baıtkası istanbul Şubesi Galatada Bankalar caddesinde Inhisarlar Müdiriyeti Umumiyesinin bulunduğu binava nakii ile 25 temmuz 934 çarşamba gününden itibaren orada muamelâtına devam ede«ektir. Nakil münasebetile Banka gişelerimiz 24 temmuz 934 salı günü kapalı biilunocgktır. ( 4 0 0 4 ) Ellzfz Halkevinde bütün ilkmekteplerin iştirakile talebelerin bir senelik emekleri mahsulü bulunan el işleri büyük salonda her mektebe ayn ayrı taî#is edilen köşelerde umuma teşhic edilmeğe başlanmıştır. Sergi tertip ve tasnif itibarile her noktada mükemmeliyet telkin et • mesi cihetile çok güzel bir hald« • dir. Bilhassa şimdiye kadar inkılâplan ve bu inkılâba hizmet eden büyük inkılâpçıları canlı ve cazip surette tecessüm ettiı/en inkılâp köşesi pek güzel hazırlanmıştır. Fotoğrafimiz, bir hafta müddetle açık bulundurulan bu serginin, pek güzel yapıl mış bir köşesini göster • mektedir. Adalar Revüsü 14 tablo Yazan: Ekrem yen Cemal Resit Resit, bestelî Beyler. Üsküdar KÂLE Sinemasında Kohen ve Keİli Afrikada İlâveten dtinya hab«rl«ri

Bu sayıdan diğer sayfalar: