January 23, 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

January 23, 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 23 Ikincikânnn 1938 Î7ABET Yazan: Çevirenler: [ Şehir ve Memleket Haberleri Tehdid davası Tüccar, kendisinden nasıl para istendiğini anlatıyor Lahitler isminde bir tüccar tehdid mektubu göndererek para istemekten suçlu Hıralâmbo, Yorgi ve Koçonun muhakemesine dün asliye ikinci cezada devam edildi. Dünkü celsede şahid olarak dinlenen Karaköyde mahallebici çırağı Muharrem, Hıralamboyu tanıdığmı, bir ramazan akşamı dükkânında tavukgöğsü yediğini, sonra «benim adıma bir paket getirecekler» dediğini ve hakikaten getirilen paketi kendisine verdiğini, ka pıdan çıkarken de kendisinin yakalandı ğını söyledi. Tehdide maruz kalan Lahitler de hâdıseyi şöyle anlattı: « Yorgoyu başka birinin yanında çırakken tanımıştım. Kendisine ara sıra iş de yaptırırdım. Çok ıtimadım vardı. Hatta iki üç bin lira kadar toplu bir par?yı kendisile icab eden yere gönderdi ğim vakidir. Bir gece saat 10 da apartîmanın zili çalmdı. Hizmetçi kapıyı açmış, kapının önünde yüzünü şapkasile siper eden bir adam görmüş. Meçhul şahıs yüzünün belli olmaması için merdiverın elektriğini söndürerek kaçmış ve mevzuubahs mektubu da kapmın tokmağına sıkıştırmış... Mektubda benden iki bin lira isteniyor ve bu paranın gösterilen yere bırakılması aksi takdirde ailemin ba şına bir felâket geleceği bildiriliyordu. Mektubu okuyunca korktum ve derhal polisi haberdar ettim. Karakolda, korkma ve mektubda yazıldığı gibi hareket et, dedıler. Gene mektubda bana iki gün sonra telefon edieceği yazılı idi. Bu vak'a beni çok sarsmıştı. Yanımdaki hamallara bile itimadım kalmadığından kendilerini kovmuş tum. îki gün sonra telefon çaldı. Boğuk bir ses bana «parayı verecek misin? Yoksa gelecek felâketi mi tercih ediyorsun?» dedi. Ben cevaben, parayı vereceğimi söyledim. Ayni boğuk ses, bu sefer parayı mektubdaki adrese değil, Karaköy deki mahallebiciye bırakmamı söyledi. Bana telefon eden bozuk bir türkçe ile konuşuyordu. Mektubda yazılı olan şekilde pahtt yaparak parayı mahalUİ>iciye bıraktım. Polisler tertibat alarak bunlan yakalamışlar, bir arahk Yorga banaıgtlerek işsiz kaldığından bahsetmiş ve ağamıştı. Ben de kendisine bir dükkân açmasını ve para yardımında bulunacağımı söylemiştim. Kendisine hiçbir suretle borcum yoktur.» HAVATI 550 bin lira Varidat farkı, iki hastane tahsisatile karşılanacak Et fiatlamın martın birinden itibaren kiloda on kuruş tenzili ve mezbahada baş üzerinden alınmakta bulunan resmin kılo üzerine çevrilmesi etrafmdaki hazırhklara devam olunmaktadır. Et fiatla nnda yapılacak bu tenzüâtla Belediye mezbaha resminden senede beş yüz elli bin lira kaybetmiş bulunacaktır. Beledi ye mezbaha resminden kaybedeceği beş yüz elli bin liranın dört yüz bin lirasını Cerrahpaşa ve Haseki hastanelerini Sıhhiye Vekâletine devretmek ve bu iki hastanenin masrafını bütçesinden çıkar mak suretile telâfi edecektir. Yalnız, bütçe dolayısile hastanelerin devri ancak haziranda kabil olabilecektir. Halbuki et fiatlarının tenzili hakkındaki karar marttan itibaren tatbik olunacağı cihetle hastanelerin de marttan itibaren devrini temin edecek bir formül aranmaktadır. Yeni bir ihtilâf Kabzımallar, Hal hamallarına para vermek istemivorlar Istanbul Beledıyesile, Belediyenb meyva Halindeki kiracılan arasında yeni bir ihtilâf daha çıkmıştır. Belediyenin Hal müstecirlerile yapmış olduğu kunfratların hususî şerait hanesind. müstecirlerin Hal hamallanndan mecburî olarak istifade edeceğine dair bir kayıd yoktur. Hal nizamnamesi de böyle bir mecburiyet Kjymamaktadır. Fakat Halde bulunan kabzımallar, tabiatile Hal hamallarından istifade etmektedirler. Bundan bir müddet evvel hamallığın ilgası üzerine Istanbul arabacılarile ha malları aralannda bir anlaşma yapmış lardır. Bu anlaşmıya göre, bir yerden diğer bir yere eşya taşınırken hamalla arabacı teşriki mesai edecektir. Hamal eşyayı arabaya koyduktan sonra araba ile beraber gidip eşyanın ineceği yerde indirecek ve böylece hasıl olacak para her akşam arabacılarla hamallar arasında taksim edilecktir. Şimdi bu şekilde haricden Hale araba ile gelen eşyaların da araba ile birlikte gelen hamal tarafından indirilip taşınması iktıza etmektedir. Bunun ücreti de kabzımal tarafından değil, malı gönderen tarafından verilmektedir. Fakat Hal idaresi haricden gelecek hamallann Hale girmesini yasak ederek araba ile gelen mallan da Hal hamallannın taşıması mecburiyeh'ni koymaktadır. Kabzımallar ise araba ile gelen esyanın nakliye ücretini kendileri vermediği için Hal hamallanna aynca para vererek bu eşyayı taşıt mak istememekte, esasen böyle birşeye de kendilerini mecbur görmemektedirler. Bu ihtilâf yüzündîn kabzımallar alâkadar makamlara basvurarak bir çare bulunmasmı istemislerdir. Siyasî icmal Romanyada yeni intihab omanyada, ahiren yapılan umumî intihabda, o vakit hükumetin başında bulunan rnillî liberallerle müttefikleri ekseriyeti temin edememişlerdi. Bunlar verilen reylerin ancak yüzde otuz sekizini almışlardı. Eğer yüzde kırkını yahud daha ziyadesini alsalardı meb'uslann yansı bunlardan olacaktı. Kalan yansını da dığer partilerle paylaşıp kahir ekseriyet temir. edeceklerdi. Bu muvaffakiyetsizliği Kral Karol, halkm temayülü, faşist partilere karşı kaydığına bir delil addederek bunlardan daha mutedili millî hıristiyan partisinin lideri Goga'yı yeni kabineyi teşkile memur etmişti. Filvaki fasist partiler millî liberaller ve millî köylüler kadar meb'us çıkaramami'lardı. Lâkin son parlamentoya nazaran kendilerinin meb'us sayısını dört beş misli arbrmışlardı. Goga is başına gelir gelmez kendi partisinin umdelerini derhal tatbika başla miştir. Bu umdelerden biri Romanyanm iktısad, sanayi ve kültür hayatının başında bulunan Yahudi unsurunun bu tefev vukuna nihayet vermek ve haricden gelerek memlekete yerleşen Yahudileri hu dud haricine ahnaktır. Yahudilerin elindeki gazeteler kapatıldı, devlet inhisarlarile alâkad r idarelerden alâkalan kesildi ve haricden geldiği zannolunan yarım milyon Yahudinin de hududun haricine çıkanlması kararlaştırıldı. Filistindeki Yahudi yurdunun kapılan silâhlı Arablar tarafından kapatıldığı bir sırada yanm milyon Almanya, üç buçuk milyon Lehistan ve yarım milyon Avusturya Yahudisine hicret edecek yer arandığı bir zamanda, şimdilik yarım milyon Romanya Yahudisine müstacelen ver bulmak icab etmektedir. Arkasmdan Romanyanın eski sekenesi yanm milyon kadar tutan diğer Yahudi unsuru için de yer aramak lâzım gelecektir. Şimdilik bu Yahudileri kabule müsaid Siberyada Mancuri hududunun yanıbaşında, Sovyetlerin tesis ettiği Birubasan havzasındaki muhtar Yahudi cumhuriyetinden başya yer görülmemektedir. Fakat büyük bir kısmı sermayeye, ti carete, dine, Ibranî an'anesine ve diline bağlı orta Avrupa Yahudilerinin koyu komünist esaslarla idare edilen milliyetsiz ve dinsiz bir hükumetin, iman uzun senekere muhtftc iicra bir köşesine "*göçmeğe razı olacaltlari >şüphelidir. Yafîudilere ıjazaran sayısı çok az olan yurdsuz Ermenilerin Avrupaya daha yakın olan Ermenistan Sovyet Cumhuriyetinde toplanması, Sovyet Birliği, Amerika ve în gilterenin hayır cemiyetleri tarafından fevkalâde yardım ve fedakârlık gösterilmesine rağmen, düşünüldüğü kadar ilerlememiştir. Romanyadaki yeni hükumetin başlıca umdeleri arasında ortodoksluk dinini hükumete hâkim etmek ve köylüleri korumak ve refaha eriştirmek vardır. Bu maksadla yalnız Romanyanm ortodoks kilisesi değil; yakm şarkm ve bütün dünyanın ortodoks kiliselerinin umumî sinodu namı altındaki kongresini Bükreşte toplamağa hazırlanıyor. MAUREEN FLEMİNG 4 0 MlTHAT CEMAL S. ZİYA Elisabeth, günün birinde Hofbourg sarayına meşhur bir at cambazı kraliçesini davet ederek Sophie'yi çileden çıkarmıştı François Joseph ile Dük Max, alabildiğine içmişler ve şimdi pek iyi anlaSiyorlardı. Birlikte halk sarkıları söylediler; ve başkaları çekilince geç vakte kadar uzun uzun konuştular. dar memnundu ki bir eşini de Possenhofen'de babasına yaptırdı ve dünyanın en güzel bir kaç atıle birlikte cambazhaney ona hedıye etti. Sisi burada da epeyce oyun verdi. Fakat buradaki seyircıler Viyanadakılerden biraz farkhydı: En başta gelen hatırlı davetlıler dük Max'ın «alâ meratıbihim» gayrimeşru çocuklarıydı. Haddı aşan bu şımarıklıklara Fran çois Joseph söylendi durdu. Ve gazetelerin cambazhanedeki oyunlar için bir kelime yazmasına müsaade etmedi. Hatta o kadar ki, elli yıl sonra bile, Elisabeth'in at üstünde bir resmini elde etmek müm kün değil gibi bırşeydi. Hatta dük Max'm resimlerin: Viyanada bulmak muhaldi: zabıta bu resimleri imha etmişti. Bu cambazhane meselesini gizli tutayım diye François Joseph'in çektiği emeklere dük Max gülüyor: Bu adamlar, diyordu, Wittelsbach'Iarı temize çıkarmağa kalkışmakla çok zahmete giriyorlar. Üzerlerine aldıklan iş herhalde imrenilecek, kıskanılacak birş°y değil! On beşinci fasıl Yarım bir yas Sophie 1875 te 70 yaşında öldü. Bu mühim şahsı vak'anın sahneden çekilişi tam kendi istediği gibi oldu. Kardinalin elinde can verdi. Ölürken son merasimi o yaptı. Ahırete gidince önünde cennet kapılarımn ardına kadar açılacağından kadın öyle emindi ki bundan zihnine zerre kadar şüphe gelmemişti. Imparatorluğun her tarafındaki kiliselerde namına ayinler yapıldı; hatta Vatikanda bile. Ölüsünü Capucin'ler kilisesindeki yeraltı türbesine, kilise âleminin ve impara torluğun yapabileceği merasimle, tantanayla götürdüler; kocasının yanma ve genc sevgilisi Napoleon Bonapart'ın oğluna yakın bir yere gömdüler. Sophie namuslu bir kadın olarak yaşamıştı. Napoleon'un oğluyla geçirdiği *** aşk macerasını bir tarafa bırakın; şöhre Kızlan Valerie doğduktan sonra, tinde bundan başka bir leke aramak a François Joseph'le Elisabeth tekrar aybestir. Ve onu onun kabul ettiği prensip rı yaşamağa başladılar, her biri kendi yolere göre düşünürseniz kusursuz kadındı. lunun yolcusu olmağa karar verdi. Bir Bir zevce, bir valide sultan, bir kayna birlerini hiçbir zaman aşkla sevmemekle na nasıl olmak Iâzunsa Sophie de hep beraber dost olmuştular ve o derece dost öyle olmuştu! Vazife duygusunun ved ki bu, tek kocası rahat etsin diye bin bir beleri ona baştanbaşa hayatınm, hususî çare düşünüyor; o, karısınm her halini \ ye umumî bütün hâdiselerinde rehber ol hoş görüyor, ihtiyatsızlığının başına geti muştu. Ve Sophie, kaide gibi halden receği tadsız akıbetlere kar§ı kansmı hianlamaz, kanun gibi çöp atlamaz bir ka maye bile ediyordu. dındı. tyi olan şeyle kötü olan şeyin araBirbirlerine gönderdikleri mektublar o sına bir defa fâsil bir hat çekti mi, artık kadar dostça, o derece candan yazılmış doğru yoldan bir türlü şaşmazdı. Bu fıt şeylerdi ki şaşardınız. Elisabeth'in böyle ratte bir insanm gözünde, «iyi yürekli ol açıkkalbli oluşu, yaptıklarmı gizlememesi mak» bir zâftı. Hande, her çeşid neşe pek isabetti; çünkü kadın her ne yapıyoronun tarafmdan yersiz, münasebetsiz bir sa, hafiyelerin jurnallan bunu împaratoşey gibi abus bir suratla karşılanırdı. Ha ra yetiştiriyorlardı; bu yapılan şeyler ne yat hakkmda telkkkisi yeniliğe, icad fik kadar ehemmiyetsiz, ne derece entipüften rine hiç yer bırakmazdı. Hakikati ara olursa olsun. Ve Elisabeth ömrü oldukça mak akideye karşı küfurdü: Akide ister polis hafiyelerinin takib ve nezareti altındini olsun, ister siyasL En sevdiği res : da yaşadl; fakat bu hafiyeler de ö kadar sam Greco'ydu: Çünkü bu ressam insan ustaydılar, vazifelerini o derece sessiz salan veballerinden dolayı ıstırab içinde dasız yapıyorlardı ki kadını rahatsız ettasvir ediyordu. Hayat, san'at, musiki ve tikleri pek nadırdi ve Imparator, Elisa edebiyat hakkındaki felsefesi giydiği kor beth'e, mektublannda olsun, telgraflarınseler kadar katıydı. da olsun ya «Sisi» diye hitab ediyordu, Bu türlü bir seciyeye hürmet etmek, yahud «cici anne» diye... İmparatoriçe de hatta hayranlık duymak bile kabildir; kâğıdlannda kocasına «Franz» diyordu; Fakat Sophi 'yi sevmek, yahud sevmeğe bazan da çocukların bahsi geçtikçerazı olmak pek az kişinin elinden geli «baba» yazıyordu. Birbirlerinin sıhhatlerine merak ediyorlar, ve çocuklann afiyordu. Ve Elisabeth kaynanası Sophie'yi hor yetleri hakkmda da sık sık mektublaşıyorgörüyordu dersek mübalâğa olmaz. lardı. Kâğıdlarını hep sevgi teminatıle Sophie'nin kendi idrakince dininin, Habs bitiriyorlardı. Ilkmekteb muallimlerinin kıdem zamları verilecek îlkmekteb muallimlerinin henüz alamadıkları kıdem zamlarının tesviyesi için esaslı teşebbüslere girişilmistir. Şimdilik bu kıdem zamlarına aid dört aylık tahsisat tedarik edilmistir. Zamların verilmesine bu ay basmda baslanacaktır. MÜTEFERRİK Tren yolu üzerindeki şehirlere gönderilecek balık işi Devlet Demiryolları idaresi, şimdiye kadar Ankaraya gidecek balıkları saat 14 e kadar kabul ederken sonradan bahklann saat 12 de Haydarpaşaya tes lim edilmesi lâzım geldiğini balıkçılara bildirmiştir. Balıkçılar, bir taraftan Nafıa, diğer taraftan İktısad Vekâletine müracaat ederek bu vaziyetin tashihini stemişlerdir. Hükumet, bu şekilde, Ankaraya ve tren yolu üzerindeki şehirlere balık gidemiyeceğini, bir taraftan da balıkçılarımızın müşkül vaziyete düşeceğini naarı itibara alarak Ankara postasma, gene eskisi gibi, saat on dörde kadar balık kabulüne karar vermiştir. Dün den itibaren Ankaraya yeni şekilde bahk gönderilmeŞe baslarrmıstrr. ECNEBt MEHAFÎLDE Şubahn 18 inde Ankarada toplanacak olan Balkan konseyi içtimamda bulunmak üzere Yugoslav Başvekili M. Stoyadinoviç şubatın 16 smda şehrimize gelecektir. Romanya Hariciye Nazın M. Miçesco ile konseye bu sefer riyaset e<^ecek olan Yunsırs3as^e|jîli Şl. Metaksas da şubatın İ& smda tstan'bula gele r,ek, 17 ^n^e Ankaraya^hareket edep^kj erdir. Balkan konseyi bourg'lann, hatta gelininin haynna çalışBu mektublarla telgrafların bir çoğu tığmı tmparatoriçenin bir an için olsun bugün Avusturya hazinei evrakmdadır. anladığını gösterir bir emare de yoktur. Yalnız bugün hazinei evrakta bulunmıVe Elisabeth'de Sophie'ye karşı marazî yan kâğıdlar Sisi'nin mahrem mahiyettebir korku uyandı. Onun gözünde Sophie ki bazı çapkınlıklannı anlatan yahud dacebir ve tahakküm usulüydü, muaşeret ha ihtiyatlı davranmasını ihtar için împataidesiydi, kahreden bir can sıkıntısıydı, ratoriçeye împarator tarafından yazılan gaddarlıktı, hulâsa nefret ettiği şeylerin mektublardır. insan kılığıpc'a tecellisiydi. Elisabeth ömrü oldukça hususî bir Sophie'nin ölümü hüzünden ziya defter tuttu; buraya en mahrem şeylerini iîe sevinc uyandırdı. François Joseph ve düşüncelerini yazıyordu. Bu kıymetli vakıâ kahırlandı; fakat anasınm yoklu vesikalarm bir kısmmı gören candan dostgunu pek uzunboylu duymadı. lannm demesine göre İmparatoriçe, müElisabeth kaynanasmın yasını tutmayı şahedelerini, bu deftere muhtelif dillerde hyakârlık saydığı için onun ölüm yılını yazıyordu: Fransızca, macarca, almanca kendi çocukluk hevesi olan «at cambazı hatta bazan da rumca. Ve çok kere bu kraliçe» liğine en münasib zaman diye hatıra defterine aîaylı resimler yapıyorseçti. du. Fakat Elisabeth ölünce, bu hatıralaElisabeth, Habsbourg sarayına meş n Imparatorun emrile gizli polis yok etti. hur bir at cambazı kraliçesini davet ede Bunların imha edilmesile tarih ne değerli rek Sophie'yi çileden çıkarmıştı. Şimdi bir hazine kaybetmiştir! Fakat buna da kendisi o marifeti bizzat yapacaktı. Ve hiç şüphe yo' ki bu vesikalar kalsaydı saray erkânmı dehşetler içinde bırakarak, 19 uncu asır adamlanna çok dokunurdu. kendisini seyrederek vakit geçiren bazı Ancak yok edilen şey yalnız bu defter yarânmın önünde, kendine mahsus yap değildir. Bundan başka birçok şeyler de tırdığı bir cambazhanede hünerlerini gös mha edildi: Meselâ Elisabeth hakkındaterdi. Güzel bir delikanlı kıyafetindeydi • ki polis jurnallan, bu basmakahb notlar... Siyah atlastan kısa pantalon, beyaz ipek Çünkü împaratoriçe sıkı bir göz hapsi alten gömlek, siyah çorab, oelik renginde tında tutuluyordu; ve împaratoriçenin iskarpin... Kâğıd kaplı çemberleri, için girip çıktığı hiçbir yer yoktu ki anahtar clen geçerek parcahyor, dörtnala koşan deliğinin üstünde polisin saygısız gözü hayvanm sırtına iki ayak üstüne düsüyor bulunmasın; sonra Elisabeth'in kalem du, tıpkı bu işi san'at edinmiş bir at cam tecrübesi tarzında yazdığı edebî yazılar; sonra birçok manzumeleri, masallan... bazı gibi. Babası dük Max, kızınm bu hallerini Hepsi ayni akıbete uğrad'lar. François her zamanki gibi tabıî buluyordu. Hatta Toseph, bu mutlakiyetçi İmparator, bu bazı kereler, cambazhanelerdeki teşrifat suretle maziyi lâğvetmek istivordu. çı rolünü bile yapıyordu. Hem de yaşına (Arkası var) bakmıyarak, bu işi oldukca becerivordu Cambazhane saray ahırlarına bitisikti Asfalt yol projeleri Ve ElisabetVin kendi çizdizi plâna göre Yeniden yapılacak asfalt yollara aid vapılmıştı. Icerisini aynalarla süslettî • projeler tamamile hazırlanmıştır. MuhKapılannda da adının baş harfleri ve tac telif yerlerde yapılacak asfalt yolların fardı. Oyun mevdamnın etrafma çepcev mıktarı on dörttur. Bunlardan dört taIre yesim tası renginde kad'felerden rahaf nesi 937, dığer on tanesi de 938 senesi Tre pufla koltuklar dizilmisti. Bu, essiz bütçelerile yapılacaktır. Bu sene yapıemsalsiz, cici bir oyuncaktı. Viyanadaki lacak kısımların hazırlıkları bitmek übu cambazhanesinden împaratoriçe o ka zeredir. Tütün konferansîndaki Öğrendiğimize göre, îktısad Vekili Şakir Kesebir bugun şehrimize gele çalışmalar cektir. Bu seyahatin birkaç gün için geBalkan tütün konferansı dün sabah cikmesi de ihtimal dahilindedir. Tophane Kasnnda toplanarak mesaisiİktısad Vekilinin, bilhassa Denizban ne devam etmiştir. Konferans pazartesi Iddia makamı, mektub mündericatma kın şehrimizdeki teşkilâtı işile meşgul sabahı tekrar toplanmıya karar vermişnazaran bu davanm bir nevi haydudluk olacağı ve burada üç gün kadar kala ir. Konferansm salı günü mesaisini biolduğunu ve suçlulann ağır cezaya veril cağı söylenmektedir. ireceği ümid edilmektedir. Maltepe mesi lâzım gel^ceğini söyledi. deki Ziraat Enstitüsile Üsküdardaki tüGalatasaray yüksek murakaSuçlu vekili cevaben: ün depolarını gezen Bulgar ve Yunan be heyetinin toplantısı murahhaslan bu zivaretlerden son de« Iddh makamma teşekkür ederim Galatasaray spor kulübünün yüksek rece memnun kaldıklarmı söylemiş ki müekkilimin idamını istemedi.» ceva murakabe heyeti dün öğleden sonra erdir. bmı verdi. toplanarak tâli komisyonun hazırladığı Abbas Hilmi Paşa geldi Heyeti hâkime, kısa bir müzakereden nizamname tadilâtmı görüşmüştür. Eski Hidiv Abbas Hilmi Paşa dün sasonra, davanm rüyetine kendisini salâhiNizamname tadilâtmı müzekere et yetli görerek mahkemenin devamma ka mesi mukarrer olan umumî kongre, ek bahki ekspresle Avrupadan şehrimize Millî hıristiyan partisi, esasen muhtelif seriyet olmadığmdan içtima gelecek elmiş ve Perapalas oteline inmistir. ar verdi. milliyetperver, dindar ve köylü partilerin C. H. PARTtSÎNDE bileşmesinden teşekkül etmiş olduğundan Gene söz alan iddia makamı, mezkur cumartesi gününe bırakılmıstır. KÜLTÜR ÎSLERİ mektubu Haralambonun yazdırdığı ve yeni intihab mücadelesinde iktidar mevYoksul çocuklar için Yorginin de yazdığı anlaşıldığından ikikiindeki hükumetine dayanarak «millî Vekâletin bir tamimi Yann, İstanbul Parti binasmda Vali sînin de cezalandırılmasmı ve suçla alâ Maarif Vekâleti, Maarif müdürlükle Muhiddın Üstündağın başkanlığında bir hıristiyan ve köylü birliği» namı altında kası görülemiyen Koçonun beraetini is rine bir tamim göndererek, mu oplantı yapılarak yoksul çocuklara faaliyette bulunacaktır. Biran evvel bu tedi. Muhakeme, müdafaa için başka bir allimler arasmda ahenk temin edemi yardım kurumunun faaliyeti tetkik e faaliyete girismesi için Başvekilin tavsigüne bırakıldı. yen mekteb müdürlerinin Vekâlet em dilecek ve yeni yardım kapıları aranıla yesi üzerine Kral tarafından son seçilen meclis, bir defa bile toplanmaksızın fesrine alınacaklarını bildirmiştir. caktır. ADUYEDE hedildi. Uçüncü bir dava açtı Diş tabibi Avni Bayer, dün bir sabah gazetesi aleyhine üçüncü bir dava daha kame etmiştir. Avni Bayerin açtığı bu dava 482 nci madde mucibmce adi hakarat suçuna aiddir. Davacı, gazete sahibinden elli bin lira tazminat istemekedir. , İktısad Vekili şehrimize gelecek Bir hanın üst katı yandı İki yalancı şahid Bir müddet evvel Silivri civarmdaki kövlerden birinde nalband Mustafa isminde biri Azıme admda bir dul kadını kaçırmıs ve bu yüzden Azimenin akrabaları ile nalband Mustafa arasında bir kavga olmustu. Kavga esnasmda ta banca ile ateş eden Mustafa, muhtar Halili yaralamış ve yaralı nakledildiği hastanede ölmüştü. Bu vak'anın muhakemesine dün Ağırcezada başlanmıştır. Mustafa verdiği fadede: < Muhtarı ben vurmadım. Kızkar deşim elimdeki tabancayı çekerken birdenbire ateş aldı ve bu sırada kızkardeşim parmağından yaralandı» demiş tir. Mustafanın kızkardeşile Azime, Ağırcezada şahid olarak ifade verdikleri zaman, katil hâdisesine sebebiyet veren kurşunu Mustafanın atmadığmı ve ta bancanın ona aid olmadığını söylemiş lerdi Kadmlarm yalan söyledikleri anlaşılarak her iki suçlu, yalancı şahidlikten dolavı haklarında takibat yapılmak üzere Müddeiumumilığe verilmişlerdır. Yeni intihab 2C şubatla 20 mart arasında yapılacaktır. Mevcud intihab kanunu yüzde 40 rey alan partiye yahud aralannda birleşen grupa kahir ekseriyet temin eylediğinden Başvekil bunu değiştirmeğe lüzum görmemiştir. Memleketin iki büyük partisi millî liberallerle millî köylüler yeni parlamentonun toplanma dan evvel dağıtılmış olmasmı kanunu esasiye mugayir sayarak intihabı kontrola mahsus komisyon nezdinde protestoda bulunmuşlardır. Yeni intihabda yalnız muhtelif faşist partileri değil; mezkur iki büyük partinin komünistlik aleyhtan, Almanya ve Italya ile birlik taraftan bütün anasın mezkur birlik namına rey vereceklerdir. Nasıl ki millî köylü partisinin dört mühim rüknü şimdiden kabineye girmis bulunuyor. Yeni hükumet parlamentoda kanunî ekseriyeti temin ettikten sonra milliyetperverlik, hıristiyan dindarhğı ve köylüyü korumak gibi dahilî politikaya aid umdeleri şiddetle tatbik edecek, Almanya ve Italya ile birlikte yürümeğe aid haricî politika istikametini takibde tereddüd göstermiyecektir. Çünkü Kral dahi bu kanaattedir. Kral Karol son beyanatında: « Ben Italyayı seviyorum ve Mussolini'nin hayranıyım» demiştir. Hulâsa Romanyadaki yeni intihabın neticesine göre, Romanyanm dahilî ve haricî politikalan terpflmden değicecektir. Dün üst katı yanan Katırcıoğlu hanı ve çalışan itfaiye Dün, îstanbul gene mühim yangın lardan birisine şahid olmuştur. Buna ad tafsilât şudur: Dün saat 15,50 de bir çocuk koşarak Yeşildirek karakoluna gelmiş ve <Ka:ırcıoğlu hanı yamyor» demiştir. Yeşildirek komiseri derhal telefonla îtfaiyeyi haberdar etmiş ve polislerle birlikte yangın yerine koşarak lâzım gelen ilk tedbirleri almıştır, Yangın, Katırcıoğlu hanmın üst ka tmdaki Penson îmari admdaki bir Mu:evinin fanilâ ve çuval dokuma fabri kasından cıknuştır. İtfaiye kısa bir zamanda yangın mahalline gelmiş ve derhal faaliyete geç miştir. Katırcıoğlu hanı üç cepheden su çemberine alınmıştır. Saat 16 raddelerinde ateş Katırcıoğlu hanmın altmdaki binanın çatısma da sirayet etmiştir. Bu vaziyet karşısında Eminönünde denize hortumlar sarkıtılmış ve su oradan tedarik edilerek yangınm süratle söndürülmesine çalışılmıştır. Bu yüzden tramvay seferleri E minönünde bir müddet için tatil edil miştir. Yangın, binanm üst katı yandıktan sonra bastırünu§tır. Muharrem Feyzi TOGAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: