23 Ocak 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

23 Ocak 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 23 İkincikâmm 1938 Japon kıt'alarının ileri Afyon inhisarının Istiklâl Marşını Türk kızı haıekâtı ağırlştı çalışması takdir edildi Büyük elçisile gibi okuyan Rum kızları Japonyada bulunan Çin hareket ettiler Vis Kurumun gayret ve mesaisi, muamelâtındaki konsolosları Çine Kalblerinizi yoklayın ve bana en çok sevdiğiniz adamm ismini söyleyin dediğim zaman koca sınıfta bir tek isim çınladı: Atatürk! riyetindedir. Bunun için de Japon millepetrol şirketi memurlarının da bulunduğu ti maddî ve manevî seferber hale gelme75 Japon Sovyet topraklarında mevkuf li, ordu ve donanmasını kuvvetlendir tutulmaktadır. meli ve finans ve ekonomisini bir kül haÇin ordularına ric'at emri linde tanzim eymelidir. Hükumet, istihverilmesi muhtemel salâtı Japon Mançuko teşriki mesai kadHankov 22 Röyter bildiriyor: rosunda artırmak için harb endüstrisini Çin hükumeti, cenubu garbideki beş tanzim etmek istiyor.» vilâyeti Japonlara karşı üssulhareke ittiPrens Konoye, henüz derpişi mümkün hazına karar vermıştir. Çin hükumetinin olmıyan son hedefin tahakkuku için büyakmda orduya umumî ric'at emri ver tün mılletin blok halinde hükumetin arkamesi muhtemeldir. Bu takdirde Çin ordu sında birleşeceği ümidinde bulunduğunu su çok zengin olan ve tabiaten dağlarla ve ihtilâfa sabır ve sebatla bir tarzıhal çevrilmiş ölmak itibarile ideal bir müda arıyacağını bildirmiştir. faa mevkii teşkil eden Hankov'a çekileHariciye Nazırının beyanatı cektir. Tokyo 22 Prens Konoye'nin nutÇin akıncıları dağıldt ku Diyet meclisi azalarınm hararetli alŞanghay 22 Japon tebliğinde bil kışlarile karşılanmıştır. dirildiğine göre, Şanghay civannda JaBaşvekilden sonra kürsiye gelen Dış pon geri hatlarını mütemadiyen vuran ve Bakanı M. Hirota demiştir ki : sayısı birkaç bin tahmin edilen Çin akın« Çin hükumetine Alman hükumecılan dağılmıştır. Bu hareket esnasmda tinin tavassutile, aşağıdaki teklifleri yapŞanghay'ın 30 kilometro cenubu şarkimıştık : sinde hakikî bir meydan muharebesi ol1 Komünist politikasmın, Japon ve muştur. Çinliler Şanghay'ın garbine çeMançurya aleyhdarlığının terk ve Japon kilmişlerdir. Gene ayni tebliğe göre, Vuhu üzerine ya ve Mançukov ile antıkomünist politiÇinlilerin bir müddettir yapmakta olduk ka esası dahilinde teşriki mesai edilmesi. IBaştarafı 1 inci sahUede I Ekalliyet okullarında intizam, afyon satışı için aldığı tedbirler mucibi memnuniyet görüldü Türk köylüsünün başlıca maişet vasıtalarmdan biri olduğu kadar ihrac maddelerimizin de başında gelen afyon üze rinde, devlet elile yapılan uzun çalışmalardan sonra nihayet bu işe istenilen düzen verilmiş ve arzu edilen randıman her cihetten alınmağe başlanmıştır. Bu surete îktısad Vekâleti uyuşturucu maddeler idaresi, yeni bir şekilde çahşmağa başladıktan sonra, kısa denilebilecek bir za manda muvaffak olmuş ve hedefine ulaşmıştır. Resmi bir takdir Azlık ökullarrndan Beyoğlu Rum Kız Ortamektebi: Yukarıda: Orta üçüncü sınıftan bir talebe, türkçe ders anlatıyor. Ortada: Orta ikinci smıf talebesi türkçe dersinde, Aşağıda: Öğretmen Bayan Nebiye1 nin itina ile yetiştirdiği ViicülrU» Ekalliyet mektebleri, ne âlemde dir? Bilmem bu sual, sizin de, zaman za man dılinizin ucuna gelir mi? Bu mekteblerde, yeni nesillerin nasıl yetişmekte olduklarını görüp bilmek arzusu elbette bir kupkuru merak sayıla Vakıâ bu vatandaşlann, tam manasile Türk vatandaşı evsafını haiz olarak yetişmelerini temin için, Kültür Bakanh ğı lüzumlu gördüğü bütün tedbirleri almış ve bunlann hakkile tatbikını ciddî bir şekilde iş edinmiş bulunuyor ama, bu gayret acaba verimini veriyor mu? îşte bunu anlamak istedik. Ve bu maksadla Ermeni, Rum ve Musevî mekteblerini gezdık. Istanbuldaki askerî ve sivil bütün mektebleri görmüş, gezmiş, uzunuzadıya tetkik etmiş olduğum halde, ekalliyet mekteblerine ilk defa gidiyordum. Beyoğlu Rum Merkez Kız Orta okuIunun kapısmda bir lâhza durakladığım zaman, kendimi bir muammanın eşiğinde saydım. Acaba ne görecektim? Müdür bizi güzel türkçesile karşıladı, iki dakika sonra da odaya nesillerin hocası üstad İhsan Şerif girdi. Kalktık, hep beraber rasgele bir smıfın önünde durduk. Abidin Daverin dersi var.. dediler. Şöyle düşündüm: Koyu milliyetper fer bir münevver, eline hergün birkaç saat kayıdsız şartsız teslim edilen bir taze hamuru nasıl yoğurur, nasıl pişirir acaba? Orta ikinci smıftan kaldırdığımız bir genc kıza: Bize en çok sevdiğiniz türkçe parçayı okur musunuz? dedim. Derhal bir asker gibi ihtiramkâr bir vaziyet aldı ve ağır ağır Istiklâl marşının küftesini okumağa başladı. Serapa dikkat kesilmiş, hayretle dinliyordıım. Bu seste en küçük bir pürüz, en ufak bir aksaklık, bir şive bozukluğu.. Hayır, hiç birşey yoktu. Onu, südbesüd bir Türk kızı da, ancak bu kadar düzgün okuyabilirdi. Bir istisna karşısmda kalmış olmak ihtimalıle bir başkasını kaldırdık. Onda da ayni temiz, ayni tertemiz türkçeyi bulduk. Gene kanaat getirmedim, belki on, on beş genc kız, ayrı ayrı kalkarak, nihayet genis bir nefes alan kanaatimi tatmin edince, mutlak bir kusur bulmak gayretile, bütün bir saat bu cocukların duygu ve bılgi dagarcklarmı didik didik ettim. Ve gördüm ki, sade şiveleri düzgün değil, fakat oki'i'ıkların'n manasmı da iyice kavramış bulur'vorlar. Ka'blerinizi yck'aym ve bana en çok sevdiğiniz ad?.nv> ismini söyleyin! Koca sınıfta bi tek ismin üç hecesi çınladı: Atatürk! maz. Bence mühim olan nokta bu değildi: Bu toprakta yaşıyan kim, sevgisini üstünde toplıyan ismi aradığı zaman başka bir isim bulabilirdi?.. Bir kâğıd alın ve Atatürkü niçin sevdiğinizi yazın! Kâğıdlan topladım.. Isterseniz, size onlardan bazı satırlar vereyim: Dorotea Papadopulo: «Bu sorgu biraz tuhaftır. Bizi padişahların zulmün den ve her türlü eşaretten kurtararak hürriyete ve insanlığa kavuşturan Atamı niçin sevdiğimi nasıl sorabilirsiniz?» Elefterya Liolaki: «Türküm, Türkün medeniyetin babası olduğunu ispat eden Atamı sevmemek elimden gelebilir mi?» Gorgo Kalvokoresi: «Bugün bana, Türküm diye sevinmek ve öğünmek hakkını veren odur. Onu nasıl sevmem.» Kiveli Dimitriyadu: «Bizi, kurtarmak için canını, bütün varlığmı tehlikeye koyan Atatürkü sevmiyen ne insandır, ne de Türk.» Elli Coşkun: «Bizi karanlıktan kur taran Odur. Bu nur bütün dünya ufuklannı aydınlattığı için onu sade biz Türkler değil, bütün dünya sevmelidir.» Angeliya Papadimitriu: «O bizim Atamızdır. Onu sevmiyen insan yoktur; Atatürkü, bütün ömrümde seveceğim, öldüğüm zaman onun güzel ismini söyliyerek öleceğim.» Despina Atoynatan: «Vatanımızı düşmanlardan O kurtardı. O olmasaydı, şimdi memleketimiz, ya düşmanlar elin de bulunacak, yahud da fena padişahlann elinde bulunacaktı. Bugün yaşadığı mız mes'ud, hür ve müstakil hayat yerine bir zindan hayatı yaşryacaktık.» Anna Triyandafilidu: «Atatürkü nasıl sevmem ki o bizi bu kadar çok sevi yor. O, 15 yıl içinde yıkık denilecek halde bulunan Türkiyeyi bir cennete benzetti.» Rozalya Levanti: «Onu, büyük bir Türkiye yurattığı için severim. Bütün dünyanın en büyük adam tanıdığı Onu, anamdan, babamdan çok severim.» Başka bir smıf a girdik. Orta birinci smıf. Ekserisi tertemiz türkçe konuşan ço cuklara, Sizi, dedim, on, on beş gün süre cek bir seyahate çrkaracağım. Nereye gitmek istersiniz ve niçin oraya gitmek istersiniz, yazar mısınız? Gelin size bu topladığım kâğıdlardan da beş on satır göstereyim: Yuvana Vasiliadu: «Beni on sene evvel bir kere Ankaraya götürmüşlerdi. Fakat çok küçüktüm, birşey anlıyama dım. Şimdi gene oraya gitmek isterim. Çünkü orası devletimizin merkezidir ve Atatürk oradadır.» Zafiro Papadopulo: «Kuru, susuz ve ağacsız bir toprakta yeni ve yemyesil bir cerçeve içinde büyük binalarla süslü bir Avrupa şehri yarattıklarını ve bunun Ankara olduğunu kaç senedır öğretme nirnden, anamdan, babamdan ve herkes 2 Bazı bölgelerde hususî bir rejim ları tazyik Japonlann Yangse'de bulualtında askerlıkten tecrid edilmiş mıntanan harb gemilerinin himayesinde yaptıklan çok siddetli taarruz neticesinde kalar tesisi, bertaraf edılmiştir. Aralarmda üç seçme 3 Çin, Japon ve Mançuri arasında fırka bulunan 200 bin Çin askeri Şu ekonomik bir anlaşma akdi, sofud'a demiryollarınm iltisak noktasm 4 Bir çok tazminat verilmesi. da toplanmıs bulunuyorlar. Japonyanın Çinde hiç bir toprak kaYeni tayinler zanma tasavvuru yoktur. Çin hükumeti, Şanghay 22 Bugün, son tathirattan samimî bir surette müzakere etmek iste sonra bazı tayinler ilân edılmiştir. Bu mediğini göstermiş olduğundan, Japon cümleden olmak üzere geçende uzun bir ya yeni Pekin rejimine müzaheret mec hastalıktan sonra ölen Szechvvan valisi buriyetinde kalmıştır. Japonya işgal ediLuihsiang'nin yerine eski Hariciye Na len bölgelerde yalnız diğer devletlerin zın General Ghangh Ghun'un tayin edil hak ve menfaatlerini tanımakla kalmıyor, diği anlaşılmıştır. açık kapı prensipini dahi tatbik etmek isMuhasamatın uzaması ihtimali karşı tiyor, Japonya, onların ekonomik ve külsında Çin hükumeti faaliyetinı Szechvvan, türel teşriki mesailerini ve bilhassa doğu Kweichow, Yunnan, Hunan ve Kvvangsi Asyasında yeni bir nizam tesisi için teşriki evaletlerinde temeküz ettirmiştir. Huku mesailerini müsaıd surette karşılamaktamet bu eyaletlerin Çinin müdafaası için dır. geniş mıkyasta asker çıkarabileceklerini Japonya, Amerika ve îngiltere ile ümid etmektedir. Harbde cesaretlerile söhret bulan Miao kabilelerinden alınan dostluk münasebetleri idame etmek isti50,000 kişinin talim ve terbiyesini ikmal yor. Japonya, kendisinin uzak Doğudaki etmek üzere Yunnan ve Kvveichvv hudu vaziyetini îngilterenin takdir edeceğini ümid eder.» duna askerî eksperler gönderilmiştir. Bundan sonra M. Hirota, antikominÇinlilere göre vatan haini imiş tern paktla Alman Japon anlaşması Şanghay 22 Japon işgali altında bulunan Şanghay mmtakasmda Japon nın ehemmiyetini alkışlar arasında kay larla teşriki mesai ederek bir Çin idaresi detmiş ve : kurmak için teşkil edilen cemiyet azasın« Japonya, Almanya ile teşriki medan Fanynen dün Fransız mıntakasın saisini derinleştirmek arzusundadır.» dedaki evine giderken meçhul bir adam ta miştir. rafından tabanca ile öldürülmüştür. Harbiye Nazırı ne diyor? Fanynen geçen gün ağır surette yaraTokyo 22 Hariciye Nazın Hirolanan mezkur cemiyet reisi Lopehong'un ta'dan sonra söz alan Harbiye Nazırı samimî bir dostu idi. Bu cemiyet azası General Sugiyama, Çindeki askerî vazivatansever Çinliler tarafından vatan hayeti gözden geçirerek demiştir ki : in'ı telâkki edıliyorlar. Bu cinayet de ce« Muhasamatın bidayetindenberi miyet azasının öldürülmesi serisinden diÇin harb hattına bir buçuk milyon asker ğer bir hâdisedir. sokmuştur. Bunların yansı ölmüş veya Prens Konoye'nin sözleri Tokyo 22 Prens Konoye Diyet yaralanmıştır. ŞanKayŞek uzun bir Meclisindeki nutkunda şu sözleri de söy harbe hazırlanıyor. Japon orduları da bu yeni vaziyeti lemiştir: « Japonyanın, doğu Asyasınm is azimle karşılıyacaklardır. Biz de silâhlatikrarcı kuvveti olmak itibarile vazıfesi, rımızı ve gayretlerimizi artıracağız.» memlekete daha ağır mecburiyetler yükAmirala göre... lemektedir. Buna binaen Japonya daha Müteakiben Amiral Yonai bir nutuk büyük fedakârlıklara katlanmak mecbu söyliyerek Çin sahillerinin tam manasile işitiyorum. Beni oraya götürünüz.. Ankara yolcuları az değil. Fakat bir o kadar da Akropol'u merak eden Atina yolcusu var. Girdığimiz orta üçüncü sınıfta, kâğıda kaleme davranan çocuklara: Türk bayrağmın resmini çizer misiniz? dedim. On beş dakikalık bir mühlet sonunda elime kâğıdlan tutuşturdukları zaman, duyduğum sadece azabdı. Vakıâ bu kâğıdların dörtte üçünde Türk bayrağını olduğu gibi bulmadım değil. Geriye kalan dörtte birinde, yani altısında ise manasız çizgilerden başka birşey voktu. Kabahat resim muallimindedir, dediler. Kabahat kimdedir bilmem. Ancak, tepesinde Türk bayrağı dal galanan bir mektebde, Türk bayrağmın şeklini çizemiyen bir tek çocuğun bile mevcudiyetini ne aklım alır, ne de havsalam. Hele bu çocuk on beş, on altı yaşlarnda olursa. İlk okulun dördüncü smıfma girdik. Öğretmen Bayan Nebiye Hiçdurmazm etrafındaki kız, erkek yavruları uzun uzun dinledim. înkâr edemem ki burada, kendimi tam manasile bir Türk ilk okulunun havasında buldum. Bu, daha küçüklerin, daha iyi yetiştiklerini anlatan bir müjde idi. ten abluka altına alındığını, hatta Çin kayıklarının bile geçemediğini söyledikten sonra demiştir ki : « Fakat bu abluka diğer devletler gemilerine tatbik edilmemektedir, yalnız, Çin gemileri ecnebi bayrak çekmekte olduklanndan vapurların hakikî milliyeti sıkı bir kontrola tâbi tutulmaktadır.» Amiral muhasamat esnasmda hiç bir Japon harb gemisinin batmadığını söyle miş ve ancak bahriyeye aid 65 tayyarenin düşürülmüş olduğunu kaydeylemiştir. Buna mukabil Çinliler 654 tayyare kaybetmişlerdir. Nihayet Panay hâdisesine telmih e den Amiral bu hâdisenin bir yanlışlık eseri olduğunu bildirmis. ve ileride bu gibi yanlıshkların tekerrür etmemesi için Japon donanmasının ihtiyatra hareket edeceğini ilâve etmitir. Uyuşturucu maddeler inhisarının yıllık bilânçosunun tasdıkına mütedair Resmî Gazetenın 5 ıkincıkânun 938 tarihlı nüshasında şu fıkra göze çarpıyordu.: «Kurumun, bilhassa bu sene içerisinde Afyon İnhisan Umumî Müdürü Hamza Osman Erkan göslerdiği fevkalâde gayret ve mesai ve muamelâtındaki intizam takdire lâyık olKöylüye verilen avans mıktarı mal makla beraber, afyon satışı için itlihaz bedelinin yüzde seksenine kadar çıkarıl edilen muhtelif tedbirler de memnuniyeti mıştır. mucib görülmüş ve gelen senelerde daha Afyon müstahsili ambalâj, nakliye gimüsmir neticeler ahnacağı ümid'mi do bi masraflardan tamamen uzaktır. înhiğurmuştur.» sar, köylünün ayağına giderek malını alDevletin resmî ağzı olan Resmî gaze maktadır. tede böyle bir fıkranın yer buluşu, uyuştstenilen şey turucu maddeler inhisarının nasıl bir idaBuna mukabil müstahsilden istenilen re tarzına malik olduğunu ve istihsalden tek birşey vardır Daima yüksek kaliteli ihraca kadar memleketin umumî menfamal... Bu da, gene sırf müstahsilin ve atlerinin ne şekilde gözetildığini açık bir Türk afyonunun iyiliği için istenilmekteşekilde göstermektedir. dir. Çünkü yüksek kaliteli, temiz, morfin Afyon ticaretimiz derecesi yüksek Türk afyonu inhisar idaTürkiye Cumhuriyeti hükumeti, af resinin başlıca idealidir. Ancak bu sayeyonlarımızın sırf insanî düşüncelerle sıhhî dedir ki afyonlarımız dünya piyasasındasahada kullanılmasını taahhüd ederek ki rekabet çerçevesi dışma çıkacak ve Mılletler Cemiyetinin murakabesi altın hakkı olan yüksek mevkii kazanacaktır, daki beynelmilel uyuşturucu maddeler tstihsalde inkılâb anlasmasına gırmiş bulunmaktadır. Bu înhisar idaresi afyonun istihsalinden suretle başlıca geli kaynaklarımızdan ambalâjına kadar tam manasile bir inkıbiri olan afyonun getireceği menfaatten lâb yapmıstır. Bugün Türk afyon müsmühim bir kısmını feda eden devlet diğer tahsili en fennî çizgi ve algı aletlerini en taraftan uyuşturucu maddeler inhisarını büyük bir ustalikla kullanmaktadır. Bükurarak muayyen gayeler için yapılacak tün bu aletleri İnhisar idaresi dağıtmış ve ihracatı tanzim ederken büyük masraflar înhisarın mütehassıslan kullanılma şekliihtiyarile afyon kaçakçılığını kökünden ni köylüye göstermiştir. kazıyan bir mücadele teşkilâtı kurmuş ve Bundan sonra İnhisar idaresi afyonu tedbirler almıştır. eline almakta ve bugün dünyaca tanın > Karşılaşılan vaziyet mış olan şekilde, üzerinde inhisarın damîşte bu şerait içinde kurulan uyuşturu gasını havi yuvarlaklar halinde tanzirn cu maddeler inhisan iki mühim vaziyetle ederek, en temiz ambalâjlarla ihrac et karşılaşmış bulunuyordu: Bir taraftan mektedir. dahildeki geniş istihsalâtı haricdeki azalKöylünün ve memleketin mış olan talebe göre tanzim etmek, diğer menfaatini telif taraftan haricde pek aşırı bir şekil almış inhisar idaresi, yaptığı işlerde daima olan rekabetle çarpışmak. köylünün menfaatile memleket menfaa « înhisar idaresinin bu sahadaki müca atini telif etmek yolunu tutturmuş bulun * delesinin muhtelif safhaları olmakla be maktadır. Nitekim, haricdeki talebe uyaraber geçen sene zarfında nihayet yeni rak afyon istihsalâtı tahdid edilirken afbir çalışma ile matlub neticeler elde edil yon yerine bir kısım köylüye başka top • « miştir. rak mahsulleri ekmek rmkân ve vasıtalan da verilmiştir. Bütün menfaat köylüye Uyuşturucu maddeler inhisarının başAfyon İnhisar idaresi, dahilde yaptılıca gayesini Türk köylüsünün yetiştirdi ğı işler kadar haricî satışlannda da titiz ği mahsulden azamî istifade edebilmesi dir. Satılan Türk afyonlarınm standarditeşkil etmektedir. Bunun için de asırlann zasyonuna daima azamî itina gösterilmişkurduğu mutavassıt smıfmın yıkılması lâ tir. İşte bu suretle alınan tedbirlerin fayzım geliyordu. İnhisan idare eden eller, dalı neticeleri daima görülmüş ve Türk aldıklan tedbirlerle bu işi muvaffakiyetle afyonlarına karşı taleb durmadan artmışbaşarmışlardır. Geçen senedenberi afyon tır. Türk afyonlarınm yüksek evsafı ecdoğrudan doğruya köylüden alınmakta nebi gazetelerinde daima takdirle geç « dır. Şimdi geçen senenin elde edilen tec mekte ve Türk afyonlan ambalâjının bir rübelerile bu sene yeni kararlar alınmak mükemmeliyet garantisi olduğu kaydedilta ve yeni hamleler yapılmaktadır. mektedir. Yeni mahsul için tedbirler Bu muvaffakiyetin sırn şöyledir: Inhisarın eksperleri köylünün yanma kadar înhisar idaresi yeni mahsul için de gitmekte, her çiftçinin malı bir kilo dahi tedbirler almış ve mahsulün yüksek kaliolsa satın almmaktadır. Para da doğru teli olması için müstahsile tavsiyeleri ihtidan doğruya köylünün eline geçmekte va eden «Afyon ekicilerine öğüdlerimiz», dir. Meselâ; bu sene için takdir edilen, adile bir brosür tabettirerek köylüye da * 12 derece morfinli bir kilo afyonun fiatı ğıtmıştır. Broşürde tohumun cinsinden olan 480 kuruş hiçbir mutavassıtın cebine başlıyarak sürme, gübreleme, ekim, sulauğramadan doğruca köylünün eline veri ma, çizme, toplama ve topaklama şekilleri bütün inceliklerile kaydedılmektedir. lecektir. Amerika sefirinin protestostt Vaşington 22 Hariciye Nazmnın bildirdiğine göre, Tokyo'daki Amerika Büyük Elçisi, Manliun'de Japon askerleri tarafından 15 defa Amerika müessesesine vukubulan tecavüzleri ve bu müesseseye iltica ederek orada yaşayan Çin kadınlarmın cebren götürülmesini Japon hükumeti nezdinde protesto etmiştir. Bu protesto üzerine, buna benzer hâdiselerin tekerrür etmemesi için icab eden tedbirlerin alındığma dair Amerika BüMünih Karnaval mevsiminin küşadı münasebetile Reisi Karnaval Kraliçesıle Kralı tebrık ediyor. yük Elçisine teminat verilmiştir. (a.a.) Münih Belediy* J K.

Bu sayıdan diğer sayfalar: