13 Mart 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

13 Mart 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Mart 1938 CUMHURİYET î SON HABER LE Fransada kabine buhranı hâlâ devam ediyor Avusturya hâdiseleri dolayısile gazeteler, bir selâmeti umumiye kabinesi kurulmasını îstiyor (Bo? taraft 1 inct sahiîede) münîstlerin kabineye girmesinin ya bancı devletler tarafmdan bir vetoya intaç etmesinden korkuyorsunuz. Fransanın kendi kendine kalamıyacağmı düşünmek yakışır bir hareket değildir. Programım hakkmda sualler sordunuz. Bu hususta şüphesiz aramızda ihtilâf noktaları mevcuddur. Fakat müşterek noktalar da bulabiliriz. Herşeyden evvel memleketin selâmetile meşgul olmak lâzımdır.> Rad'ıkal grukunun karart Paris 12 Parlâmento radikal grubu bir millî temerküz kabinesi teşkilini tasvib eden karar suretini 12 reye karşı ittifakla kabul etmiştir. Paris 12 Kabine buhranı hakkın da sosyalist Popüler diyor ki: Bittabi bütün soğukkanlılığımızı muhafaza etmek lâzımdır. Fakat tehlike nin bütün şümulünü de ölçmek gerektir. Hitler'in bu veni darbesinden sonra Avrupa en tehlikeli vaziyette bulu nuyor. Dostumuz Blum'un teşkil et mekte olduğu hükumet derhal ihtilâtlarla karsılaşmak mecburiyetindedir. Bu sabah Blum telgrafla saat 9 da toplantıya cağırılan millî sosvalist konse yine düsüncelerini anlatacaktır. Bugün aksama kadar kabineyi teşkil etmesi mi'htemeldir. Övr yazıvor: Artık mes'ulivetleri birbirimizin üstüne atmak, bir hükumetten hâdisatm yapmağa mecbur edebileceŞi şeyleri yapmamak taahhüdünde bulunmasım istemek zamanı geçmiştir. Bilâkis rea liteye tamamile uygun bir hükumet kurmak saati çalmıştır. Pöti Parisyen diyor ki: Dün öğleden sonraki feci saatleri yaşıyanlar Blum'u daha şimdiden Başvekil olarak telâkki edebilirler. Dün Blum'un partilerin üstüne çıkarak münhasıran millî menafii gözeten bir siyaset takib ettiğini gördük. Jurnal da şöyle diyor: Ne cumhuriyetçiler, ne demokratlar, ne de radikaller komünistlerin de işti raki olacak ve Halk cephesi felâketinin başlıca mes'ulü Blum'un reisliği altm da bulunacak bir millî hükumete gir mek istemiyorlar. Blum'un muvaffak olamıyacağına kat'î nazarla bakılabi lir. Reisicumhur selâmeti umumiye hükumetinin teşkilini ya Daladiye'ye, yahud da Heriyo'ya tevdi edecektir. Hitler'in beyannamesi [Baştarafı I inci sahiiedei 1936 da, bu kardeş memleketin trajik vaziyetine herhangi bir çare bulmak için çalıştım ve bu suretle hakikî bir anlaşmaya varmak istedim. 1 1 temmuz 1936 anlaşması, daha imzasını müteakıb, hemen derhal ihlâl edildi. Bununla beraber bu vaziyetin uzun müddet idamesı kabıl olmadığını, zira Avusturyanın büyümekte olan müddet ve infialinin, gittikçe şiddetlenen cebir vasıtalarile zaptı imkânsız olduğunu, muayyen bir zamandan sonra, Almanya için hakkın bu bariz çiğnenişine seyirci kalmanın mümkün olmadığını, Alman milletinin Führeri olan benim karşıma çıkan ve hiçbir meşru salâhiyete dayanmıyan bu rejim mümessihne anlatmak is tedim. Müstemlekeler meselelerinde bile, bu iptidaî haklann kendi mukadderatı hakkmda kendilerinin karar vermeleri mevzuu bahsedilmekte olan bugünde, medenî büyük bir millete mensub altı buçuk milyon halkm böyle bir rejim al t'nda bulunmasına tahammül edılemez. Binaenaleyh, yeni bir anlaşma ile, bu memlekete bütün Almanların ayni hakka sahib ve ayni vazife ile mükellef olma sını temin etmek istedim. Bu da 1 1 temmuz 1936 muahedesinin tatbikile elde olunacakh. Fakat birkaç hafta sonra eski Avusturya hükumeti azalarmın bu anUşmayı tanzim edildiği şekilde tatbika yanaşmadıklarını esefle müşahede mecburiyetinde kaldık. Diğer taraftan Avusturyadaki Almanlann haklarınm devamIı bir şekilde çiğnenmesine bir mazeret bulmak maksadile, bu adamlar memle ketin ekseriyetini kat'î olarak kanun harici edecek olan bir plebisit yapmayı tasavvur ettiler.» Büyük davalar Hâdiseler arasında Bir korkunun istismarî smanlıcada «sulh ve sükun» tabirleri sık sık yan yana gelir, hatta kardeş Arab kelimeleri gibi «sulhü sükun» şeklinde telâffuz edilircü. İdeal sulhun sükunla müteradif olmasından daha tabiî birşey yoktur. Sükunsuz bir sulh, anaforunu alt tabakalarında sakhyan bir suyun yüzü gibi, ancak denizin huyunu bilmiyenleri aldatır ve sularm dilinden anlanuyan acemi denizcileri batırır. Bugünkü dünyada sulh var, fakat sükun yoktur ve bunu anlamak için usta bir politikacı olmak da şart değildir. Hatta, muayyen bir akıntj burnunun anaforu gibi, kıyı çocuklarının bile pekâlâ bildikleri ayni noktalarda tehlikeli kaynaşmalar görünüyor. Orta Avrupa bu tehlike bölgelerinden biridir. Orada cereyan eden yeni hâdise* ler, çoktanberi sükundan mahrum Avrupayı sulhtan da mahrum kalmak endişesile tekrar sarmaya baş« ladı. Harb korkusu, fotoğrafı çekile* bilecek bir kara bulut sarahatile, gena başlanmızın üstünde dolaşıyor. Şüphesiz, bugün, harbden korkmi* yan tek bir millet yoktur; fakat milletler arasında bu korkuyu istismap edenler de yok değildir. Onlar, bu korkudan istifade ederek cesur mill| hamlelerle ilerliyorlar. Bugünkü mu« zaffer politikalann sıın harb korku« sunu istismar etmekten başka birşey midir? Bu korkudan kurtulmak istiyenj demckrasiler, silâhlarilb beraber cesaretlerinin de artacağını umuyorlar, Halbuki silâh, cesaretin efendisi de* ğil, uşağıdır. Demokrasiler, ordulaı rından evvel, içinden korkuyu söküp atarak yüreklerini teçhiz etmeyi düşünmelidirler. Cesaret kendi silâhınj yaratır; fakat en kuvvetli silâh, dahti kuvvetli bir cesaret önünde teslinf olmağa mecburdur. Demokrasilerin en büyük zâfl kahramanlıga artık inanmaz olmak" tır; nasyonalist politikalann en büyük hüneri ise bu zâfi hergün başka bir sahada istismar etmekten başka birşey değildir. Bu hünerin arkasmda büyük bir zekâ mı, yoksa büyük bif cesaret mi var? Galiba her ikisi de. Dairei faside Yazan; LUS1EN ROM1E Silâhlanma yarışı bugün yeni bir hamle göstermekte ve bir müddet evvel yapılan programların hududu haricine taşmaktadır. Japonyanın, inşa halinde veya henüz proje mahiyetinde bulunan gemileri hakkmda, diğer devletlere ma lumat vermekten imtina etmesi, Büyük Britanyayı ve Amerikayı, filoların umumî muvazenesini temin için hesablarını yeni baştan gözden geçirmeğe mecbur bırakmaktadır. Alman Başvekili Hitler, Alman ordusunun tekrar artırılacağmı 20 şubatta haber verdi. Musolini, müsellâh yeni cüzütamların ihdasım ve mühim miktarda harb sefinesinin inşasına başlanacağını, daha evvel ilân etmişti. Fransa, onlan takibe mecburdur. Daha küçük devletler, askerî ve bahrî sahalardaki faaliyetleri bakımından, başlıca devletlere nisbetle geri kalmamakta, hatta sahib olduklan imkânlara nazaran bunlan geçmektedirler. Şüphe yok ki, meydan okurcasına, karşılıklı ileri sürülen bu projelerin ne dereceye kadar kıymet ve ehemmiyet arzettiklerini sahih surette tahmin etmek, bu projelerde blöfe ne dereceye kadar yer verildiğini bilmeğe vabestedir. Dip lomasinin, hiçbir hileyi ve hususile kor kutmağa matuf olan hileyi asla ihmal etmediği bir devirde bulunuyoruz. Ne olursa olsun, silâhlanma yanşı, azalmak şöyle dursun, dünyamızın en büyük faaliyeti haline gelmiştir. * * * Herkesîn bildiği şeyi tekrar etmek beyhude olur. Devletlerin, bu usulü tatbik ederek, insanlarm sâyini, kazanclarını ve tasarruf eltikleri parayı, gıda istih saline, refah teminine, mübadelenin artmasına, fikrî araştırmalara veya mukabilinde menfaat beklenmiyen san'atlara değil, beyhudeye sarfettıkleri, bu suretle, ecdadımızm yaşadıklan devre nazaran çok aşağı içtimaî şerait meydana getirdikleri, her zaman söyleniyor. Ve bu şeraiti hazırlıyan sebeb, sadece silâhlan ma yarışma doğrudan doğruya sarfedilen para değil, bu yarışm, bütün diğer faaliyet şuabatı üzerinde icra ettiği tesir itibarile, bilvasıta meydana getirdiği fakirlik ve pahalılıktır. Totaliter devletleı, maddî menabiin ve insan faaliyetinin silâhlanma yarışına sarfedilmesi hususunda, demokratik devletlerden, ilk bakışta daha az müşkül vaziyette gibi görünüyorlarsa da, bu, zahirî bir halden ibarettir. Totaliter devletlerin mazhar bulunduğu kolaylık, kışla hayatmın sivil hayata nazaran haiz olduğu imtiyaz nev'indendir. Burada bir takım kolaylıklar ve bir takım vasıflar gö rülür. Fakat, buna mukabil, daha başka vasıflar ve daha başka kolaylıklar, mahvolmak tehlikesi arzederler. Bunlar, beşeriyetin süslerinden ibaret şeyler değildir; bizzat medeniyetin hayatî tehlikeler karşısında kendisini müdafaa için muhtac gore, konsey, bugünkü parlamentonun yerini tutacak olan korporasyonlar ve façiolar meclisinin teşekkülü hakkındaki raporu tetkik eylemiştir. îngiliz kabinennin içtimaından »onra neşredilen tebliğ Londra 12 Royter bildiriyor: Kabine içtimaı nihayetinde neşredilen tebliğ diyor ki: Kabine Avusturya hâdiselerini müza kere etmiş ve Berline en şiddetli bir surette yapılan protesto mevzuu bahsolmuştur. Başvekil ve Hariciye Nazın daha evvelce de Ribbentrop'a ayni tarzda protestoda bulunmuşlardı. Îngiliz Alman münasebetleri üzerinde ve bütün Avrupa halkı üzerinde çok fena tesirler icra edecpk olan Alman hükumetinin bu hareketi karşısında îngiltere hükumeti, Fransız hükumetile çok sıkı temas halindedir ve vaziyet mütemadi bir surette tetkike tâbi tutulmaktadır. Bütün nazırlar, hafta tatili esnasında Londrada daima toplanmağa amade bulunacaklardır. olduğu kuvvet, enerji, teşebbüs kabiliyeti, zekâ ve ideal, bu vasıflardan çıkar. * * * Hulâsa, müthis bir dairei faside orta sındayız. Silâhlanma yanşının ilânihaye devamı, hiçbir nyaziyecinin inkâr edemiyeceği veçhile, en nazik kıymetler başta olmak üzere bütün beşerî şeraitin, tamir kabul etmez bir şekilde gerilemesi demektir. Silâhlanma yarışının bir harble bitmesi ise, herkesin bildiği veçhile, milyonlarca Avrupalının ölümü, hayatta kalanlann sefalet ve emniyetsizlik içinde yaşamaları demek olacaktır. *t* *P "»* İ Cenevre Tarih Cemiyetinde Yıldönümü merasiminde Bavan Afetle, Hikmet Bayur bulundular Cenevre 12 Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor : Cenevre Tarih ve Arkeoloji Cemiyetinin yüzüncü kuruluş yjlını tesid için yapılan merasime vuku bulan davet üzerine Türk Tarih Kurumu da iştirak etmiştir. Türkiye gibi uzak bir memleketten murahhas yollanması Cenevre Tarih Cemiyetinin çok büyük şükranını mucib ol muştur. 5 mart akşamı Cemiyet azası profesörler, tarih meraklıları ve dışardan gelen murahhaslara büyük bir ziyafet verilmiştir. Türk Ta.rih Kurumu namına ikinci reis Bayan Afet ve Manisa saylavı Hikmet Bayur istirak etmişlerdir. Muhtelif nutuklar irad edilmiş ve Hikmet Bayur nutkunda iki cemiyet arasındaki dostluk münasebetlerini ve Türk Tarih Kurumunun mesai ve hafriyatının tarih bakımından ehemmiyetini tebarüz ettirmiştir. Profesör Pittard memleketimize geliyor Cenevre 12 Anadolu Ajansının hu>u*î muhabiri bildiriyor : Hükumetimizin daveti üzerine Cenevre profesörlerinden Mr. Pittard yakında rnemleket'mize doğru hareket edecektir. İstanbul Üniversitesinde 16 veyahud 1 7 martta bir konferans verdikten sonra Ankaraya gidecek ve orada da Tarih Dil ve Coğrafya Fakültesinde birkaç konferans verecektir. (a.a) Figaro'dan: Ancak tek cepheden bahsefmeğe hakkımız vardır: Millî cephe. Bu gece bir selâmeti umumiye hükumetinin teşekkülünü bekliyoruz. Eko dö Pari'den: Millî birlik zarureti vardır. Fakat bu birlik cemiyeti yaşatabilecek prensipler etrafmda olmalıdır. Maten'den: Millî birlik prensipinin herkes tarafından kabul edildiğine şüphe yoktur. Hitler bundan sonra plebisit şartlannı Fakat radikaller ve eski ekalliyet par tilerinin de bu hususta söyliyecek bazı tenkid ederek beyannamesine şöyle devam ediyor: sözleri vardır. Ben sükun ve intizam istiyorum. Bu sebebledir ki Rayhş hükumetinin bütün muavenetini Avusturyada yaşıyan mil yonlarca Almanın emirleri altına koyu yorum. Bu sabahtanberi Alman ordusunun neferleri, Alman Avusturyanın bütün hu dudlarım geçmişlerdir. Zırhlı kıt'alar, süvari, piyade fırkalan, S. S. teşkilleri karada, Alman hava ordusu ise mavi göklerde Viyananın yeni nasyonal sosyalist hükumetinin davetine icabet etmek Ankara 12 (Telefonla) Kaledibi tedir. cinayeti faillerinin muhakemesî bugün Bu suretle Avusturya milletinin çok neticelenmiştir. Mahkemede Tıbbıadlî müessesesinden gelen cevab okundu. kısa bir mühlet zarfında kendi istikbalini Tıbbıadlinin mütaleası, Kezibanın ce hakikî bir plebisitle tayin etmesini ve bu sedini muayene etmiş olan Behçetin suretle kendi mukadderatma hâkim olnoktai nazarını teyid eder mahiyettey masını emniyet altına alacağız. Harekete di. Suçlular müdafaalannı yaptılar. Ali geçmiş olan bu teşkiller arkasmda Al kendisinin Tıbbıadlide müşahede altma man milletinin bütün azmi ve bütün eneralınmasını tekrar ileri sürdü. Tehev jisi teyakkuz halindedir. Ben, Alman vürden ne yaptığını bilmediğini, ken milletinin lideri ve şansölyesi sıfatile, bir dine geldikten sonra vaziyeti anladığı Alman ve serbest bir vatandaş gibi, doğnı söyledi. muş olduğum bu topraklara yeniden av Ayşe müdafaasmda, suçunun sadece det etmekle çok bahtiyar olacağım. ölüyü beraber gömmek ve hükumete Dünya emin olmalıdır ki, Alman Ahaber vermemek olduğunu, zira bu kanvusturya milleti bu saatte en derin şevk lı katil adamdan korktuğunu söyledi. ve heyecanlı dakikalanm yaşamaktadır. Neticede mahkeme heyeti dört saate Kendi imdadı için harekete geçen kar yakın müzakereden sonra Alinin 20 ve Ayşenin 9 seneye mahkumiyetine dair deşlerini en sıkı bir zamanda imdada koşan kurtancılar addetmektedir. Yaşasın kararını tefhim etti. nasyonal sosyalist Rayhş hükumeti, yaşasın nasyonal sosyalist Alman Avusturya.» Hitler dün geceyi nerede geçirdi Ankarada cereyan eden muhakeme Katil Alinin yirmi, Ayşenin de 9 sene hapsine karar verildi Siyasetin, zekâ, muhakeme ve hadisatı dikkatle takib ve takdir sayesinde, insanlarm bu kabil dairei fasideler içinde kalmalarına mâni olmaktan başka manası var mıdır? Şu halde, bugün şahid olduğumuz hal, siyaset fikrinin ve alelhusus siyasî gayret ve cesaretin iflâsıdır. Hal km ihtiraslarını tahrik ederek suitefehhümleri artırmak, en ufak siyasî gayre tin iptidaî şekli değil de nedir? Takdire ve sitayişe lâyık yegâne siyaset, suitefehhümleri ortadan kaldırmak, halkm cehalerini istismar etmektense, aradığı şeyin nerede olduğunu göstererek onu tatmin etmektir. * * * Barî, yapılan hesablar doğru olsa, o da yok! Avrupa milletlerî arasındaki silâhlanma yanşı, kime faikiyet temin edecek? Hiç şüphe yok, hakimiyeti deniz üzerinde olan devletlere. Kara devletleri, bu yarışta, hacmi ve masrafı gitgide artan kara ordulanndan başka, deniz vesaitine de para sarfetmek mecburiyetindedirler. Halbuki, îngiltere, Amerika, hatta bir bakıma Japonya gibi büyük denizci devletler, sahib bulundukları bütün menabii, bütün teknik vesaiti, bütün icad kabiliyetlerini ve bütün işçilerini, deniz ve hava hakimiyetini temin edecek olan vasıtalara hasredecek mev kidedirler. Zamanla, kazanacaklarına emindirler. Harbde kazanacaklardır, zira sulh uzun sürdüğü müddetçe, harb vasıtalan daha modernleşecek, işçi daha mütehassıs olacaktır. *t* *l* T* PEYAM1 SAFA Italya, talihini denizde denc ıtk iste di. Netice itibarile onun atisi denizdedir. Fakat, buna muvaffak olabilmesi, kuv vetlerini israf etmemek için karada uzlaşma siyaseti, şüpheleri artırmamak için de denizde elbirliği siyaseti takib etmesine vabestedir. Halbuki îtalya, eski îngiltereyi taklid ederek, yani karada tefrika saçarak ve denizde meydan okuyarak muvaffak olacağım ümid etti. Lâkin, bu oyunda kazanmak istiyen bir memleke tin, ada olması şarttır; Cermenlerin, kapısını tarassud ettikleri bir yarım ada değil. Letonyalı bir gazeteci memleketimizde tetkikat yapıyor Frankistler 30 kilometro daha ilerlediler Halkm yardımile güzel bir hükumet konağı yapıldı Bursa 12 (Telefonla) Bursaya bağh 800 haneli Gürsu nahiyesinde halkm 7600 lira vererek ve muhtelif vesaitle yardım ederek yaphrdığı hükumet konağı, bugün Bursadan giden 400 den fazla davetli ve binlerce köylünün iştirakile açılmıştır. Sövlenen bir nutka, vali cevab vererek hükumetle halkın elbirligini gös teren bu abidenin burada yükselişine işaret etmis, bütün alâkadarları tebrik ederek hükumet konagmı açmıştır. Burgos 12 Franko'cuların ileri yürüyüşü Aragon cephesinde devam et mektedir. İki gün içinde Franko'cular harb ederek 85 kilometro uzunluğunda bir cephe üzerinde 30 kilometro ilerlemişlerdir. Franko'cular 37 köy işgal etmişlerdir. Salamanka 12 Büyük karargâhm neşrettiği bir tebliğe göre, Belhite'nin sukutundan sonra nasyonalist kıt'alar ileri hareketlerine devam etmektedir. Viyana 12 Röyter: M. Hitler, geceyi, Linz'in elli kilo metro kadar şarkında Amstetten'de geçirecektir. Yeni kabine yemin etti Viyana 12 Yeni Avusturya kabînesi bu sabah Miklas'm önünde yemin etmiştir. Macar kabinesi Peşte 12 (Hususî) Macar kabinesi Avusturya hâdiseleri neticesinde tahaddüs eden yeni vaziyeti tetkik ve müzakere etmek üzere geceyarısmdanberi hali içtimadadır. tetonyanın menrkezi Riga'da intîşar eden Rist gazetesinin şarkta içtimaî ve iktısadî tetkikatta bulunmak üzere sureti mahsusada göndermiş olduğu mu« harriri Leon Nayder dün idarehanemizi ziyaret etmiştir. Letonyalı gazeteci, Türkiyede bir .* kaç ay tetkikatta bulunduktan sonra" İrana gidecek ve oradaki tetkikatmı bi^ Lüsien Romie tirdikten sonra Blucistan tarikile Hin* distana gidecektir. Bu tetkik seyahat! nu inkâr edecektir. bir sene sürecektir. İngilterenin, Çekoslovakya tehdide Nayder Türkiyede zîraî istihsal usul* maruz kaldığı takdirde ittihaz edeceği leri ve alelumum ziraat işlerile alâka* hattı hareket düşünülmektedir. Şüphesiz, dar bulunmaktadır. tahaffuzî kıymeti olabilecek hareket, Ingilterenin Fransa ile birlikte Çekoslovakyanın toprak bütünlüğünü ve politik is [Basmakaleden devam] tiklâlinin muhafazasına itina edeceğini şekle konulması meselesi ehemmiyeti ha« herhangi bir şekilde bildirmesi olacaktır. iz sayılamaz. Şimdilik bir müddet böyle* İki büyük batı demokrasisi arasında bu ce vakit geçirileceğini ve yakında Hitlerin hususta diplomatik bir gayret sarfedil bizzat bir plebisit yaparak işi bitireceğini mekte olması imkânsız değildir. tahmin edebiliriz. Biraz yukarıda da söy> Anlaşma ümidleri uzaklaştı mı? lediğim gibi bir yerde plebisit yapıldığî Anşlusun bilânçosu Londra Avustralya hava seferi Bursalılarm Merinos fabrikasını ziyareti Bursa 12 (Telefonla) Merinos fabrikası. açıldı&ı gündenberi Bursalüar tarafından ziyaret edilmemişti. Buçün Halk Partisi tarafından tertib edilen bir ziyaret programı üzerine Bursalı lar muhtelif kafileler halinde otomo billerle fabrikava giderek fabrikanın çalısan bütün dairelerini ziyaret etmişlerdir. Yüzlerce Bursalı fabrika me murları tarafından verilen izahatı dinlemişler, bütün daireleri gezmislerdir. Lindberg îngiltereye geliyor Niyork 12 Lindberg ve refikası dün akşam Bremen vapurile İngiltereye hareket etmigtir. Londra 12 Avusturyalı tayyareci Almanya, Çekolovakyaya Jim Boradben, dört günden az bir zateminat verdi man zarfmda İngiltere ile Avustralya Berlin 12 (Hususî) Pragdaki Alarasındaki mesafeyi katetmek üzere man elçisi bugün Çekoslovakya Hariciye Lymnne'den havalanmıştır. Nazm M. Krofta'yı ziyaret ederek, AlHindistanda müthiş bir manyanm Çekoslovakyaya karşı gayri tayfun dostane hissiyatperverde etmediğine dair Londra 12 (Hususî) Hindisîanm kat'î ve resmî teminat vermiştir. Dagapur mıntakasında şiddetli bir tayCek nazırlar meclisi toplandı fun neticesinde 60 kişi ölmüş, 300 kişi Prag 12 M. Hodza'nın daveti üyaralanmıştır. zerine, nazırlar meclisi toplanmış ve saat Ankarada toprak bayramı 21 den sabah saat bire kadar inkıtasız Ankara 12 (Telefonla) Martm müzakerelerde bulunmuştur. Toplantı 21 inde toprak bayramı yapılacak, ci neticesinde hiçbir tebliğ neşredilmemiş vardan gelecek köylüler şerefine Halke tir. Prag 12 Politik mehafil, Çekos vinde ve Ziraat Enstitüsünde ziyafetler verilecektir. lovakyanın soğukkanlılığını muhafaza ettiğini hâdiseleri Toros ekspresi vagonlara büyük ve Avusturyaalacağı hattı karşısında devletlerin hareketi çarptı beklemekte olduğunu bildirmektedir. Polatlı 12 (Hususî muhabirimîz Faşist konseyinde den) Haydarpaşadan bugün saat Roma 12 Dün akşam büyük fa dokuzda hareket eden Toros ekspresi, şist konseyi M. Musolini'nin riyasetinde Malıköy îstasyonunda boş vagonlara toplanmış ve gece geç vakte kadar müzaçarpmıştır. Makinede ve yolda hafif ha kereye devam etmiştir. sarat vardır. Toplantı sonunda neşredilen tebliğe Londra 12 Hitler bütün Avrupa sulhu meselesini ortaya koymuş bulunuyor. Almanyanın Avusturyadaki hareketinden evvel bir Alman îngiliz anlaş ması ümidleri esasen parlak değildi. Fakat şkndi büsbütün uzaklaşmış bulunu yor.. Avrupanın teskini ideali mümkün olabilecek en ağır darbeyi yemiştir. Bü yük Britanyanm kuvvetli olması sulh için kat'î bir ehmmiyeti ve tesiri haiz olduğu nazariyesi her zamandan ziyade teeyyüd etmiştir. «İstikbal huzurla derpiş edilemez» Îngiliz Başvekili yarın mühim bir Avusturyaya nasyonal sosyalistliği soknutuk söyliyecek makla Alman hareketinin mucip olduğu Londra 12 (Hususî) Hariciye Nazın Lord Halifaks mutadı veçhile, zarar belki de tamir edilmez değildir. muhalefet lideri binbaşı Atli'yi Hariciye Fakat bu hareket Avrupanın istikbaldeki Nezaretine davet ederek Avusturya me sulhunu tehlikeye koymaktadır. Çekoslovakyanın vaziyeti her zamanseleleri hakkmda malumat vermiştir. dan ziyade hâd bir ehemmiyet almıstır. Başvekil M. Çemberlayn, Avam Kamarasmın pazartesi günkü toplantısında Çekoslovakyadaki Alman ekalliyetleri Avusturya meselesi hakkında beyanatta meselesi her an daha şiddetli bir israrla bulunacaktır. Bu beyanata büyük bir e ortaya atılabilir ve Çekler vaziyeti bü hemmiyet atfedilmektedir. Başvekil, Or yük bir sükunetle karşılamakta iseler de ta Avrupa ile bilhassa Çekoslovakyaya istikbal huzurla derpiş olunamaz. karşı İngilterenin takib edeceği siyaseti izah edecektir. İnkâr Paris 12 Burada derin bir heye can vardır. Avusturya için bu şerait içinde, Milletler Cemiyetine müracaat im kânsız hale konulmuştur. Zira Avusturya hükumeti bir taarruza kurban olduğu Peşte borsasında sukut NAD1R NADt Peşte 12 (Hususî) Avusturya hâdiseleri Macaristanda derin bir heyecan Japon meclisi fevkalâde bütuyandırmıştır. Borsada bütün esham fiatçeyi kabul etti larında sukutlar kaydedilmiştir. Halk Londra 12 (Hususî) Japon meclisi bankalardan paralarını çekmektedir. Bir 285 milyon îngiliz lirasma baliğ olan . gün zarfında bankalardan milyonlarca fevkalâde bütçeyi aynen tasvib etmiş • tir. pengo çekilmiştir. zaman orada hükumeti elinde bulunduran tarafın kazanma ihtimalleri fazla olduğuna göre böyle bir vaziyette Avusturyanın büyük bir ekseriyetle Almanyaya iltihak etmek istiyeceğinden şüphe edilemez. Halka, arzusunu istediği gibi göstermek imkânlannın bitaraf bir şekilde temin edildiğini kabul etsek bile bugünkü şartlar içinde Almanya ile birleşmeyi tercih' edenlerin ekseriyet olduğuna inanmalıyız. Yeni vaziyeti büyük devletler nasıl karşılıyacaklar? Doğru çıkması ihtimali en fazla olan cevab şudur: Şimdiye kadar yaptıklan gibi. Italya Almanyaya mahiyetini kimsenin iyi bilmediği bir takım bağlarla bağlanmıştır. îngiltere zaten Orta Avrupa işinde fazla hassas görünmüyor. Fransanın iç derdleri başından aşmıştır. Hududlarının penceresinden dışarıya yan bakacak vakti yoktur. 1918 galiblerinin kesip biçtikleri ve sonra enjeksiyonlarla yaşatmağa çalıştıkları Avusturya bu işkenceye tam yirmi sene dayanmış oluyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: