30 Temmuz 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

30 Temmuz 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| r e K z | | | | Kadın, aslan ve gülüş Bilgili at Bir çayırlıkta -bir dişi atla, bir erkek at baş başa vermiş, konuşu- yorlardı.. Dişi at erkek ata hılin-ı ce: — Benim senden evvelki nişan- lmmn bilgili ve âlimdi ,dedi.. Erkek at: — Ya diye cevap verdi.. Ne iş yapardı. Demek o, benim gibi ha- mal değildi.. — Hayır, bir at cambazhane - sinde numara yapardı.. N Sağlam diş İhtiyar ve yaşlı bir kadın, kendi- sinden daha genç kocasına — taze görünmek için dişlerini bir dişçi- ye yaptırtmıya gitti. Dişleri tama- miyle değişecek kadar çürümüştü.. Dişçi işe başlamazdan — evvel, müşterisine hazır takım dişlerin - den birini göstererek: — Bu diş kadar, sağlamını ya - pacak bir san'atkâr az bulunur hanımefendi. Sizi temin ederim, ömrünüz oldukça ve belki de da- ha fazla dayanacaktır? dedi. i y B [._a TeT ei G ? ? e $i MA P Bislik olmanın faydasına güzel bir misal « I Ne kadar parasız İki hemşehri, yolda hem konu - şuyorlar, hem yol alıyorlardı. Biri-| parasızlıktan şikâyet ediyor, öteki| | yalnızca dinliyor ve — hiç bir şey| | söylemeden köy köy önlerinde gi- den eşeğini dehliyordu. Parasız - hıtan şikâyet eden nihayet dayana- madı ve sordu: — Senin galiba, paran var da umursamıyorsun bile.. Öteki gene cevap vermek iste- medi: — Neye susuyorsun birader.. Arkadaşının sualine cevap ver- meyen adam, geniş ve ıssız bir ova içinde uzanıp giden yolda durdu ve: — Seninle azıcık yalnız konuş - mak isterim; dedi.. Bu arkadaşın garibine gitmişti. Göz alabildiğine geniş ve 1ssız ova içinde kendilerinden ve eşeğinden başka canlı bir mahlük yoktu. — Yahu yalnız değil miyiz?. Öteki eşeğini işaret etti; yavaş- çacık: — Halimi bundan bile saklıyo- rum, parasızlığımın farkına varır- sa arpasız kalacağını anlıyarak yüreğine iner, diye korkarım.. Kul böyle beslenir Günlerden beri açlıkla uğraşan bir bektaşi, canıma tak - diyince, şöyle bir kahve köşesine yaslan- mış, dışardan gelip geçenleri sey - re koyulmuş. Gözüne elinde gümüş baston-! lu, parlak çizmeli, güzel giyinmiş biri ilişmiş. Yanmdakilere bu kol- K felli adamı işaret ederek: — Yahu bu bey kim?.. demiş.. — Bu bey değil.. Bir beyin ku- ludur, cevabını alınca: — Gördün mü bir kere, kul böyle beslenir demiş. maniler Dere boyu saz olur, Güzeller de naz olur.. Her güzelin gönlüne Bir sevgili az olur.. Eğri dere yerimdir, Kaybolan göz ferindir. Bu akıp giden sular, Boşalan kederimdir.. Dereler taşar gelir., Kayalar aşar gelir.. Aşktân kalbi yanana Koca dünya dar gelir.. Dere boyu düz gider.. Kış gelince güz gider.. Aşkta bahtsiz olanın Yorganmdan yüz gider.. Dere su vermez oldu, Akıllar ermez oldu.. Güzeller yaylalarda, Çiçekler dermez oldu.. Dere demedim aştım.. | Toprak demedim yattım, Kısmetim sıfırdan az, Bir kalpsiz yâra çattım.. Saatin altında asılmış düuran adam — Buradan katiyen inemem... Sevgilim sa- | ve eşsiz hattı destiyle Heybeliada Babasr çocuğuna (karısının kapiyı açması üzerine) — İşte bak, bu defa #” tık sonuncusudur. Dadına nasıl bonsuvar diyeceğini başka zaman katiyen lamam.. a Yeni bir keşif İ Geçen gün, belediyedeki daire- sinde, muavin vekili Halük Nihat Beye bir zatın kendisini aradığı haberi verildi.. Haluk Nihat Bey, bu sırada ka-| Tımca ayaklarını — hatrrlatay gürel! vapurunun, Büyükada — vapuriyle her akşamki yarışlarında geçme- sini tasvir eden ve Büyükadalıları küplere bindirecek bir manzume tasviriyle meşguldü.. İçeriye genç muhterilerden ve ayni zamanda gazeteci Y, Ragıp Bey girmişti. Zavallı — İstanbul halkmın otomobil tekerlekleri al- tmda can vermesi — kendisini çok müteessir ediyordu.. n Hele kazaya sebebiyet verdik - ten sonra sırra kadem basan oto -| mobilleri hatırladıkça — hırsındar kabına sığamaz hale gelir, bunla- | rı ortaya çıkaracak bir keşifte bu- lunmıya çalıştrdı. Nihayet mura- dmna ermiş ve keşfini Halük Nihat atin altında bulunmamı söyledi. Beye açmıya gelmişti.. Hoşbeşten sonra hemen makif dına girdi; j — Bir keşifte bulundum.. Bi diye bunu tatbik ederse kaza pıp ta kaçan otomobillerin u TMATEL Ğİ Labmmmeran yoktur.. , — Keşfinizden polisi haberö etseniz, daha iyi olmaz mı?. — Daha çok belediyeyi alâ dar eder. Otomobil numarala! otomobillerin önüne, — arkasıf| koymaktan fayda çıkmaz. Bun rın tesbit edilemiyeceği zama! çok olur, nitekim oluyor da.. ; — Ne yapmalı?, — Numaraları dış lâstikleri zerine kabartma olarak tesbit €| tirmeli ve bunları lâstik fabriks' rına yaptırmalıdır. Bu şekilde tomobil ne kadar sür'atle geçe geçsin bu kabartma numaralar kerlek izlerinde yer bırakır. H bu numaralı lâstikleri belediye tarsa ayrıca bir de — kazanç tef eder.. TU — Demlin gördüm, yeni âşıkiyle beraber geldiler.. Acaba niçin başka yere gitmediler de buraya geldiler., — Başka yerde yüzebilir mi ki, S ELERS YLYOLI S P SAT S AMŞK LA MAT K Z 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: