9 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

9 Ağustos 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vaktiyle Araplar İspanyaya hâkim oldukları zaman genç bir İspanyol bir Arap delikanlısını öldürmüştü. Bu ha- ber her tarafta çabucak duyuldu. Ö - len Arabın arkadaşları katili tağip edi- yorlardı. Tam onu yakalıyacakları za- man İspanyol bir duvara tırmanarak | gözden kayboldu. Duvarın iç tarafında- | ki bahçede güzel bir çadır, ileride de | bir ev vardı. Çadırın yanında ihtiyar Arap oturuyordu. İspanyol hemen o- nun dizlerine kapandı ve; (Beni kurtarı nız « diye yalvardı - demin bir adam öldürdüm, şimdi onun dostları beni ta- kip ediyorlar.) — Şimdi siz benim misafirimizsi - niz * diye ihtiyar Arap cevap verdi. Bu ev sizin için emin bir yerdir. İhtiyar bunları söyliyerek misafi - | rini çadıra yerleştirdi ve çekildi. Henüz bir kaç saat geçmemişti ki, ihtiyar Araba fena bir haber getirdi - ler: Oğlu bir kavğa esnasında genç bir İspanyol tarafından öldürülmüştü. O ar acıklı hakikati anladı. bu adam, oğlunun zaman Evinde y —— —. C>z cınazları verdiği Avrupada harp tehlikesi arttıkça, Belediyeler tarafından halka zehirli gazlara karşı tahaffuz cihazlarının su- reti istimali gösterilmektedir. Bu ci - hazların en pratikleri ve ucuzları Al- manlar tarafından icat edilen ve he- yeti umumiyesi bir ufak kutu içinde bulunan tahaffuz âletleridir. Bunların nasıl istimal edildiği her gün halka ta- Hm edilmektedir. Resimde gördüğü - nüz tahaffuz âleti hem ucuz, hem de istimali kolaydır. Güneş Bizde son zamanlarda doktorun mü- saadesini almadan önüne gelenin güneş banfosu yapması moda oldu. Halbuki Avrupada güneş banyosu bir ihtiyaç ü- zerine ve doktorun müsaadestiyle yapı- lır. Bir çok hastalıklı çocukların bu yüz-! den telef oldukları görülmüştür. | Sabahtan akşama kadar — plâjlardn güneş altında dolaşan çocukların sıh - hatlerinden bihakkin endişe edilebilir. Güneş banyosu muayyen zaman ve saatlerde faydalı olabilir. Fazlası mu- zır hattâ tehlikelidir. Dikkat ediniz! Polis köpekleri Köpeklerin en ziyade hassas azala- [ rı burunlarıdır. Hattâ denilebilir ki, bu hayvanlar koku almakta diğer hay- | vanlar arasında birinciliği kazanabilir- ler . Bazı cinayetlerde hiç bir alâmet ve bir ip ucu bulunmadığı halde böyle va- kaları meydana çıkarmakta köpeklerin büyük hizmetleri görülmüştür. Yedi sekiz sene evvel, Tral da (Keslk baş) cinayeti isminde bir vaka | olmuştu. Bir adamın öldürüldüğü işi- ] | Uzun müddet düşündükten sonra aklı- | söze saygı katili idi. | İhtiyar baba vicdaniyle mücadele | ediyordu: İspanyolu ne yapsın? Öldürsün mü? Eğer öldürürse sözünden geri döne- gek, öldürmezse katil cezasız kalacak. nın emrettiği şeyi yapmağa karar ver- di. Çadıra giderek İspanyola gitmek için hazır olup olmadığmı sordu. İs - panyol teşekkür etmek için kendisini kurtaran adamın elini öpmek isteyin - ce Arap onu iterek: — Bana dokunma, sefil adam, elle- rin oğlumun kaniyle lekelidir. Öldür- düğün genç oğlum idi. İspanyol korkudan — gerilemiş ve titremeğe başlamıştı. Arap devam etti: — Korkma, seni cezalandırmıyaca. #am, bizde misafire dokunulmaz, ben verdiğim sözü geri almam, senin işini Allaha bırakıyorum, Bunları töyliyerek İspanyolu ahırı- na götürdü ve ona en iyi atını vererek selâmetledi. 0.D. Şundan bundan: Başımız döndüğü zaman Başımız döndüğü zaman niçin etra- fımızdaki eşyantn döndüğünü zan ede- riz. — y Çünkü başımız döndüğü zaman di -| mağımız gözlerimizin harekâtını idare edemez. Ozaman gözlerimiz her isti. | kamete ve hatta bir birin den müstaki. len dönmeğe başlarlar ve bize etrafı - mızdaki eşyanın döndüğü zehabını ve- rirler. Bu hadise başka bir suretle de izah edilebiliri. Kulağımızın dibinde çok mühim bir uzuv vardırki insanın ayak- | ta durabilmesini temin cden odur. Eskiden işitmeğe yaradığı zan edi - len bu uzuv hakıkatte bizim muvaze - nemizi temin eder. Bazı insanlar dâ bir hastalık neti- cesi bu uzuv muhtel olmuş bulunur. Bu kimseler baş dönmesinden muzta - | mükâfatı | Kesriyan apartmanmda 24 üncü mek- | riptirler. Hepimiz bilirizki ayni istikamette bir çok defalar döndüğümüz zaman başımız döner ve herşeyin döndüğünü | zan ederiz. Çünkü bu dönme netice - sinde yukarda bahsetdiğimiz muvaze - ne uzvu muühtel olur ve bize bu hissi verir. Aksi istikamete döndüğümüz zaman bu uzuy eski vaziyetini alır ve bizde tabii halimizi iklisap ederiz. Yüzme havuzları Çocuklara yüzme öğretmek için A- merikanın deniz olmıyan (yüzme havuzları) yapılmaktadır. Her çocuğun hayatta yüzme bilme- si çok elzem ve faydalıdır. Vapur kazalarında ölenlerle boğu - lanların yüzde seksenini yüzme bilmi - yenler teşkil etmektedir. Bizim büyük sahil şehirlerimizde bu na ihtiyaç yoktur. Deniz kıyılarında çocuklara kolaylıkla yüzme öğretmek mümkündür.. Anadolunun bazı denizsiz kasaba - larında bu tecrübeler yapılırsa — şüphe yok ki çok faydalı neticeler alınır ve köylü çocuklarına da yüzme öğrettiler. tiliyordu. Fakat nerede ve kim tarafın- | dan öldürüldüğü bir türlü anlaşılamı- yordu. Polisler şüphelendikleri bir e- ve yanlarına bir köpek alarak girdik- leri zaman hayvanın bahçenin bir ta- rafında toprağı kokladığı ve ayakla - riyle yeri kazmağa koyulduğunu gör- düler. Bunun üzerine orası kazılınca ölü, meydana çıkarıldı. Polislerin bu gibi şehirlerinde| , wakalar için terbiye ettikleri köpekle- re (Polis köpekleri) denir. Ka A A D Bugünkü bilmecemiz beş harfli bir kelimedir. Sağdan ve soldan okunduğu halde mânası ve ahen-| gi de z. Onu hepimiz yeriz. Doğru halledenlerden birinciye * zarif bir, COĞRAF MAKİNESİ İkinciye bir kilo şekerleme, ü - e bir albüm ve ayrıca 150)| kariimize de, muhtelif hediyeler veriyoruz. (Bilmece müddeti 15 gündür) | — Bilmeceleri şu adrese gön- deriniz: HABER Gazetesi “Cocuk Haftas,, muharrirliğine İsanbul Talililer Geçen haftaki ı'büme:rmkde Ü. çüncü bediyemi - zi kazanan İstan- bul 21 tep 4 üncü sınıf- tan 2344 Hayri Ali Bey.. hediyemizi kazanan Kadır - gada — 6GL inci mektep 3 Üncü sı- nıftan 165 Suzan Hanım.. kinci inct mek Birinci gelen On beş gün evvelki bilmecemizin olan S5Slirayı —Harbiyede tepten Belkiıs Hanım kazanmıştır. Hediyelerimiz Her hafta Perşembe günleri mat- baamızda tevzi olunur. Dikkat !.. Haber'in Çocuk Sayıfası bilme- celerinden $ defa hediye alanların | gelecek haftadan itibaren resimle - rini neşre başlıyacağız. Arrzu eden- lerin fotoğraflarını Çocuk Sayıfası muharririmize göndermelerini ederiz. rica Dalgın adam! Dalgın adamın arkadaşı, listeye şöy- le bir göz atar atmaz mırıldandı: — Ne berbat yazı! Dalgın adam peçetesini düzelterek: | — Mükemmel, dedi, ısmarlıyalım! Yumurtanın muayenesi 1 — Yumurtanın sivri tarafları dı- şarıda kalacak surette avucun - içine konduktan sonra güneşe ve yahut bir Jâmbanm ziyasına doğru bakılır. Bir iki porsiyon | adam ne kadar zeki ise parmak | Başını çevirdi ve Tamsun kendisine doğ- leke görünüyorsa yumurta tazedir. 2 — Tuzlu bir suyun içine bırakı- lan yumurtaların bazıları dibe iner, bazıları da suyun ortasında veya üs- tüne yakın bir yerde dürurlar. Dibe i- nen, en taze, üstte kalanlar bayattır. Yumurta memleketimizin mühim ihracatındandır. Karadeniz sahillerin - deki kasabalarda ve köylerde binlerce yumurta toplanır ve yumurta sandık - Jarma yerleştirilerek büyük şehirlere ve ecnebi memleketlerine — gönderilir. Onun için tavuk beslemek çok faydalı ve kazançlıdır. . HABER ı Çocuk Sayfası Kuponu 9 Temmuz 1934 Parmak izleri Her hangi bir şeye elinizle dokunu- nuz, parmaklarınızın - orada hafif bir iz bıraktığını göreceksiniz. Bu iz deri- nizin yağlı ifrazatından husule gelmiş- tir ve şekli de sahibinin doğumundan ölümüne kadar aynidir. Şimdi kâfi de- recede kuyvetli bir pertavsızla derini- ze bakınız, orada küçük delikler (ter guddeleri) ile beraber parmak izinizi teşkil eden çizgileri daha açık bir su - rette göreceksiniz. Hiç bir kimsenin parmağı diğerinin- kine benzemez. Dikkate değer ki, bir izini teşkil eden hatlar o kadar — karışıktır. Aptal, ahmak, budala insanların par- mak izleri diğer tabii insanlarınkinden daha sadedir. Parmaklarınızdaki hatlar yaşla be- raber daha ziyade genişlerler. Genç yaşta bu hatlar daha - sıktırlar, Eğer parmak izinizin ortasından bu hatlara amuden beş milimetrelik bir çizgi çizi- Hirse bu çizgi çocuklarda 15, 18, yirmi yaşmdaki gençlerde 10 hattı geçer. Böylece parmak izinden bir adamın ya- Şundan bundan, Balinaların sonu Acaba balinalar gitgide bitecekler i? Bir âlimin diyişine bakarsanız bu tehlike çok yakındır. Bu âlim geçen| yaz Norveçli balıkçıların 42.000 balina yakaladıklarını, ve böyle devam ederse' şı kestirildiği gibi kesik, silintiye bet” zer işaretlerden işi de tayin edilebilir. Bir adamin parmak izini almak #f parmaklarına matbaa mürekkebi sürü” lür ve dışardan içeriye doğru beylf bir karton üzerine bastırılır. Hayati? ve karşımızda olan bir şahıs için b usul pek kolaydır. Eğer parmak izi her hangi cilâlı bif eşyanın (bardak, şişe, cam) üzerii ise buraya hususi bir toz ekilir ve * yerin fotoğrafı alınır. Bu fotoğraf bW yütülerek — eğer aranan suçlu ise "” evvelce alınan kendi parmak*izine Bt bik edilir. Bu vsule daktileskopi nanf verilmektedir. Çok eskiden beri malüf olmakla beraber Alphonse - Bertillof (Alfons Bertiyon) ismindeki bir Fraf” sız tarafından henüz yakın denilebi'” cek bir zamanda tatbik sahasına Kö” nulmuştur. — Daktiloskopi — sayesil karanlık kalacağı zannedilen — bir çözülmüş * bir çok caniler adalete teslim edilmit” tir. cinayetlerin düğümleri Vahşi kediler Cenup Kutbu' sularında yakınlarda hiç| © bir balina kalmıyacağını söylüyor. Hakikaten Norveç, balıkçı gemileri- nin çokluğu dolayısiyle balina avını ih. hisara almış gibidir. Bu işte kullanılan mletler o derece ilerlemiştir ki gemi sa- hipleri senede 1000 balina yakalıyamaz- larsa şikâyet etmektedirler. Balinaların bitmesi zamanı zanne- dildiğinden daha yakmdır. Çünkü, eğer Kutuplardaki yaz gününün — mütemadi! bir surette devam edip gemilerdeki tay- faların 12 saatte bir nöbet — değiştirip | günde 24 saat çalıştığı — düşünülürse, bu fikrin yanlış olmadığı anlaşılır. Zenginlik! Kaliforniyada Toms isminde bir fa- kir çocuk v Kimsesizdi. Bir kun- dura tamircisinin yanında çalışıyor ve ancak karnını doyurabiliyordu. Bir gün Tomsun karnı çok açtı.. O gün ustası da bir iş yapamamıştı. İkisi de parasız idiler. Tomas, uzaktan giden bir ihtiyarın ufak para çantasını düşürdüğünü gör - dü.. Koştu.. Çantayı aldı ve ihtiyarın arkasından yetişerek bağırdı: — Durunuz.. Para çantanızı düşür- dünüz! İhtiyar cebini yokladı. Telâşa düştü. ru koştuğunu gördü. 'Tomsun uzattığı çantada bir mil - yon dolar vardı. İhtiyar çantayı Tom- sun elinden aldı ve çocuğa sadecet [To-' şekkür ederim!) diyerek ayrıldı. T.cını © gün ustasiyle beraber ak- şama kadar aç kalmıştı. Fakat, bir gün| sonra dükkânın önünde duran bir oto- mobil ikisini de aldı.. Kaliforniyadan! Nevyorka getirdi. Kundura tamircisi| büyük bir kösele fabrikasının direktörü, Toms da onun muavini olmuştu. Işte doğruluğun mükâfatı. Dünyanın Dünya madem ki, bu kadar hızlı dönüyor biz ortasında kalabiliyoruz? | Neden bir sapan taşı gibi fırlatmıyo « ruz? İnce bir ipe taş bağlansa ve ip hızlr çevrilse ip kopar, taş pek uzakla- ra gider, Peki dünya üzerindeki deniz- lerin suları neden taşmıyor, dökülmi- yor? Sebebi şudur: Arz: üzerindeki her şeyi merkezine doğru çeker. Eli- nizdeki kitabı bırakın yere düşer. Ha- vaya doğru sıçrayın, şiddetle yere i - leri arslan pençesi gibi nakları uzundur. Son zamanlarda AHJ kada vahşi kedi beslemek modası W ammüm etmiştir. Bunlar, vahşi hay' nat mürebbileri tarafından terbiye edi” Terek satılmaktadır. koştuğunu görmüştür. kilometredir. nerşsiniz, rier şey serbest kalımca doğru gider, çünkü yer onu çekefı miknatısın iğneyi çekmesi gibi Arzın böyle üstündeki her şeyi ze doğru çekmesi kuvvetine CA derler. de işte bu kuvvet sayesinde biz yıp gitmiyoruz. Afrikada ormanlarda yaşıyan vab” şi kedilerin kuyrukları 50 - 60 santiff kadar uzundur. Bu kediler çok güf terbiye edilmektedir. Bunların penet' büyük ve &f Kitap sergisini gezini? Halkevi kütüpbane ve neşriyat ©7 besi tarafından 19 Ağustosta Gala! ray lisesinde açılacak sergide harf i lâbındanberi çıkan bütün kitap, mua ve gazeteler teşhir edilecektir- Çocuklar! Bu sergiyi mutlâka iz! Tavşanların sür'ati Bir tavşanın saatte kaç * kil koştuğunu ihtimal merak elmiuinif’# Tesadüf bir Amerikalıya otomobili bunu ölçmek için yardım etmiştir. Ki M. Gabricison (Amerikalının ift 500 metrelik bir yol üstünde — ta saatte S0 kilometreyo yakın bir sürü Bir adamın azami sürati saatl€ $ cazibesi | 'i Çd ziBE çiaf Arz bu kadar şiddetle döııdüi";:, ğ Sular ve diğer şeylerle berabe” A ya yüzünde kalabiliyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: