20 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

20 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası alarıtmız' dır im ahbabı DA Sa 22 OCA Istanbul'da Bomonti şişe birası Müşterilerine Bomonti Şirketi İstanbul şişe birası müşterileri arasında 1935 senesi yar ayları için: Bir Müsabaka Tertip Etmiştir Her şşede etiketin altında numaralı bir kâğıd vardır. Bu numarayı alanlar arasında ber ay nibayetinde bir noterin vonlro'u altında müsıbaka yapılacaktır. Verilecek primler 100, 60 ve 80 liradır. Müsabakada kazanan numaralar her ayın $inde gazetelerle lân edilecektir. Kazananlar ayın yirmisine kadar Şirkete müracaat etmelidirler. Şirket dükkânlarda ve lokan numarasız şişe kabul etme. me'erini ve şişelerin üzerlerindeki numara kâğıtlarını muhafaza eylemelerini sayın müşterilerinden rica eder. Yeni çıktı Dün ve Yarın tercüme külliyatı: Numara 39 HAYDAR RIFAT HERAKLIT Eski Yunan filozoflarından Fiyatı 28 kuruş -- Dağıtma yeri VAKIT matbaası Tstanbul e Alâiyeli zade m ———————ş—şğ—ş—ş—ş—ş——ş—ş—ş—şğşğşğşğş—ş——ğğşş —ğ—ğğ———şğ—.Z—şğ—ğÇ—ğ Çğ—ğ—ğ—-ç—ç———————ş—ğ———:2d3:d: | Istanbul gümrükleri baş | direktörlüğünden: | 12 lira asli aylıklı memurluklar için 23/9/935 Pazartesi günü saat 13 30 da Başmüdürlüğümüz kinasında kâtiplik ve daktiloluk müsabaks imtihanı açılacakdır. | Memuriyet isteyenlerin en âşağı orta mektepten mezun bulunma İları ve memurin kanunun 4 üncü ve beşinci maddelerindeki şartları haiz olmaları ve hiç bir yere devam etmemeleri lâzımdır. İmtihana gi- İ receklerin mektep şahadetnamesi, hüsnühal kâğıdı, aşı kâğıdı, sıhhat raporu ve nüfus hüviyet cüzdanla: iyle evvelce her hangi bir resmi ve. ya hususi müessesede bulunmuşlarsa oralara aid bon servisleri o gün |Z behemmehal göstermeleri mecburidir. İsteklilerin yukarda yazılı günve saatten evvel dairemiz2 dilekçe. lerile müracaat etmeleri wabeder. “5610” ZAYI oktor Konya askeri ortamektepten aldı * dim tasdiknamemi zayi o ettim. Ye - nisini alacağımdan kaybolanın hük » i > ği Gi . Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye mütehassısı Urologue — Operateur Babrâli caddesi Meserret ote" mü yoktur. , Alim Un ... | 7273 numara ve 29:883 tarihli be - yannameye ait 7115 numaralı İstanbul li 88 numarada her gün öğledenğ| ithalât gümrüğünden aldığın mak - sonra saat ikiden sekize kadar.ğ| buzu rayi ettim. Yenişini alacağım - İ Ünen dan eskisinin hükmü yoktur. 100 PARDAYANLAR PARDAYANLAR İNEK TEYZENİN MİRASI (Burmalı cümbüş somyasi) adıyla Başmüdürlüğümüze bağlı Gümrüklerde açık veya ilerde açılacak /İ icat etmiş olduğum imtiyazlı yeni tip somyalarımı bu kere piyasaya çıkar- dığımdan İleride "“amak üzere (o meslektaşlarımm Karyola somyası yapanlara ihtilâfa omahal beni taklitten çekinmelerini dilerim. Zeynelabidin > Pardayanlar Pardayanlar tefrikamız 7 s5 eylül cumartesi günü yanlış. lıkla bir gün evvelki sayfa i numaralariyle konmuş, böy- lece Romanın 33 üncü, 34 faları, metinde bir yanlış faları, metinde bir yanlık olmadığı halde, sayfa numa- rası itibariyle tekerrür et - miştir, İleride kitap o ciltlendiği E zaman müşkülât olmaması için bugünkü kısmın sayfa numaralarında bu yanlışlığı tashih ediyoruz. Böylece i bugünkü kısmm numarala - rı mahsus 97 den başlamak. 5 i tadır. g yg yy gg 97 tiyomlardan başkacma kumanda etme diğini iddia ediyorlardı. Fakat bunlar belki de kıskançlığın doğurduğu dedikodulardan ibaretti. Paris halkı, tuhaf, bir ipekli elbise ile oynak bir beyaz ata binmiş olduğu halde üç defa zafer dönüşüyle Parise giren Dük Danjuyu candan alkışla - rast, Kral dokuzuncu Şarlın hiç sevme - diği Paris ahalisinin bu alkışları hak kında söylenen bütün fena dediko - dutarı bastırıyordu. Ne olursa olsun Danjuyu herkes se. verdi. Bütün Parisliler gibi böyle törenleri (merasimi) seyretmekten geri kalmı * yan Pardayan da bir kaç kere Dükü görmüştü, Bunun için gece karanlık olmasına rağmen gene onu tanımış ve ettiği fe" pa müameleden pişman olmağa başla mıştı, Kendi kendisine düşündü: — Hakaret çok ağırdı. böyle hir düş mana karşı o kadar şiddetli davra - macağıma Allah canımt alsaydı, Eğer beni ele verirse idam edildiğim gün- dür! Ah kör şeytan böyle bir Janti” yonın sataşacak ne vardı? Vay canma, beni; hiç hürmet duygusu kalmamış hanı. Kralın kardeşine o karşı biraz daha nazik davransaydım ne kaybe - derdim.. Hay leşimi Monfokon köpek- leri parçalasın,. Hiç olmazsa babamın nasihatlarına karşı gelmeseydim.. Bi- yak ki bütün şehir (halkının sevdiği Bir adama karşı koymak en büyük bir akılsızlıktır. Bu yolun zaten o kızla bir münasebeti bulunacağını da nere - den çıkardım.. Acaba bu evde başka bir iş olamaz mr idi? Belki de içeri de oyuncak satan biris vardı. Pardayan kendisine bir sürü küfür yağdırdıktan sonra gece yarısının o * yuncak satmak vakti olmayacağını ve bu Jantiyomların oherhalde fena bir fikir ve maksatla hareket ettiklerini düşündü. Bununla beraber bu İşe burnunu sakmasının bir o münasebetsizlik ol - duğunu inkâr etmiyordu. Meş'um ta- liinin kendisini hep alâkadar bulun - madığı bir çok işlere karıştırdığını ve bunun için babasının nasihatlarına i * taatsizlik ederek ahlâkını değiştirmiş fena bir evlât olduğunu act bir suret te anlıyordu. Ne tuhaf şey! Her sabah babasının emirlerinden çıkmıyacağına yemin et- tiği halde her zaman aksini yapıyor - du. Gerçi, Şövalye dö Pardayan ahmak bir adam değilse de İşine gelen yerler de çok saf görünürdü. Şiddetin, ihtirasm bütün çıplak * lığı ile kendisini meydana vurduğu, halk sürülerinin meş'u emeller uğ” runa silâhlanarak ayaklandıkları, ha- yatım hiç değeri olmadığı, her ferdin kendisinden kuvvetsize saldırarak ken disinden (Okuvvetliye (yaltaklandığı . devirde yaşıyordu. ” aunla beraber, nefsine Okarşıne dar mümkünse o kadar az riyakâr. dı. Babasmın emirlerinin doğruluğu na son derece İnandığı gibi bunlara itaat edeceğine yemin de etmişti. O - nün İçin en büyük insanlığın emrettiği mecburiyetler altında bile olsun bu na sihatlara aykırı hareket ettiği zaman kendi kendisine çok kızardı, — Fakat bu kadın eğer oysa. Eğer o kızıyla birlikte Pariste bulunuyor - sa,. Eğer Fransuva bunu haber alırsa, Eğer Fransuva İle karşılaşırsak. Ve o benim yaptıklarımı o duyarsa! Oh, evvelce kestane ormanında olduğu gi - bi gene karşıma dikilerek bende he- sap sorarsa!.. Ne cevap vereceğim, ne yapacağım?.. Şakaklarında biriken soğuk ter dam Jalarını sildi, sakin ve dehşetli bir gülme dimağını kaplıyan bu korku ve İntikam bulutunu dağıttı: — Monmoransi ailesinin reisi ol - mak için Hanri dö Gizin kral olması. nı beklemiyeceğim.. Mademki her şey- den evvel, Fransuva benden daha çok nüfuz sahibidir, meselâ evvelâ onu öl dürmeli.. Bu sırada, dört kişinin Deviniyer o- telinin önünde durduklarını gördü . Monmoransi, bir saçağın altına s0- kularak duvara dayandı. Heyecanın * dan kısık kısık nefes (o mlarak orndan, geçecek şeyleri görmeğe, o söylenecek sözleri işitmeğe çalıştı. Dük Danju: — Anahtarı ver Moröver dedi, — Buyurunuz Monsenyör.. — Haydi arkadaşlar.. Dördü de otelin karşısında bulunan evin kapısına doğru yürüdüler, Hanri dö Monmoransi: — Oh, muhakkak öğrenmeliyim.. di- ye homurdandı. Atılmak istedi. Fakat tekrar saçağın altıma gizlenmeğe mec bur kaldı, Çünkü kapının önünde bir adam belirerek: — Mösyöler, mademki beni baba - mın emirlerine itaat etmemeğe mec * bur ediyorsunuz, bundan doğacak fe birdenbire nalıklar yalnız size aittir; sözlereini söylemişti, i Dük Danju iki üç adım geriliyerek: — Bu deli herif de kim oluyor! de di, — Hay Allah cezasını ver$in! Möji- ron bu bize buzün musallat olan he- rif, Mojiron bağırdı: — Hem de o. Vay azizim, evinizir önünde nöbet mi bekliyorsunuz? Pardayan cevap verdi: — Görüyorsunuz ya, sormağa ne lü“ zusı var? gece gündüz dalma burada" yım, Gündüzün gülen edebsizlerin korkusundan bekliyorum, Kelüs sordu: — Ya geceleri? , — Geceleri de, hırsızların şerrin « den emin olmak için. Dük Danju; — Artık çok oluyorsun maskara he- rif!. Haydi şunu defediniz! diye ba” gırdı. Pardayan sakin bir tavırla Mojiron ve Kelüse dönerek: — Ah mösyüler, uşağımıza söyleyin aklını başma toplasın! ( Yoksa yarın sabah küçük Okler çayırında Sizi na- sıl doğriyacaksak onu da şimdi bura- da İri kıyım keserim. — Sefil herifi, Yarın sabah değil hemen şimdi burada gebereceksin! di- yerek Jantiyomlar (kılıçlarını çekip Pardayanm üzerine yürüdüler., Şövalye de kılıcını, çekti Moröver bir şey söylemeden ileriye atılmıştı. Havada parlak bir yarım (daire çizen Jibulenin ters tarafı bir kırbaç gibi vnlıyarak Moröverin suratıma in- Forma 1:13

Bu sayıdan diğer sayfalar: