11 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

11 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKSAM POSTASI Sehibi ve Neşriget Müdürü Hasan Rasim Us İDARE EVİ : Istanbul Ankara c Poska belemi kümeke Dü Tekgraf söreeit hisetat işleri telefonu: 2387 ABONE ŞARTLARI Yarrare Politikamız Başvekilin mühim beyanatı Ankara, 10 (A.A.) — Ajans Ekono- mik e Finansiye müdürü M. Hussar'a Başvekil Celâl Bayar tarafından ve- rilen aşağıdaki mülâkat Pariste Pöti Pariziyen gazetesi tarafından neşredil- miş ve diğer gazeteler tarafından da iktibas olunmuştur: “Balkan Antantının son toplantısı galışmalarının neticesi, doğu Avrupası devletlerinin bugünkü enternasyonal meselelere karşı gösterdiği alâkayı ba- riz bir surette isbat etmiş bulunmak- tadır. Berlin, Roma, Paris ve Viyanadaki son politik tezahürler burada büyük bir akis uyandırmış, ve Ankara bu defa, hassaten derin noktai nazar toa- tilerine sahne olmuştur. Bu görüşmeler soğukkanlılık ve Iti- dal ile temeyyüz etmiş ve bu suretle, | Kemal Atatürk'ün tamamiyle temin edilmiş politik ve askeri! bir emniyete | ve aynı zamanda kuvvetle tarsin edil- | miş ekonomik bir vaziyete dayanan tam bir nefse güvenme hissini verme- ye muvaffak olduğu, Kemalist Türki- yenin politik havasını aksettirmiştir. Buğün, Türkiye, esaslı surette is . tikrarmı bulmuş, kuvvetini ve imkân- larını müdrik ve yalnız ekonomik kılı- kınma programını takip arzusunda bulunan bir memleket olarak gözük - mektedir. Esasen, Reislcumhur Atatürk'ün ve Bağvekli Celâl Bayar'ın, parlâmento - nun yeni içtima devresine başlaması münasebetiyle söyledikleri, diğer par- lementer memleketlerde âdet olanla- rı hacim itibariyle geçen iki nutukta, 'Türkiyenin kendisine olan bu güveni- nin yeni bir tezahürünü daha teşkil et. mektedir, Atatürk, bu nutkunda “ekonomik kalkınma, Türkiyenin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha re- fahlı Türküye idealinin belkemiğidir. Türkiye bu kalkınmadan ili büyük kuvvet serisine dayanmalktadır..., di- yor ve biraz ilerde sözlerine şöyle de- vam ediyor; “Büyük davamız, en me- deniğ ve en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu, yalnız kurumlarında değil, düşüncelerinde te- melli bir irkilâp yapmış olan büyük Türk milletinirn. dinamik idaealidir. Bu ideali en Trsa bir samanda başar. mak için, fikir ve hareketi, beraber yürütmek mecburiyetindedir.,, Filhakika, Avrupa ve Asyanın bir- Jeşme noktasında olan bugünkü Türki- ye, geniş bir inşaat yeri manzarası arzetmekte, ve orada, sükün içinde sBağlam ve muhtesem bir bina önüne geçilmez bir hızla yükselmektedir. Halen, bu geniş mekanizmanın işçi başısı olan Başvekil Celâ! Bayar'dan husust? bir görüşme elde etmeye çalış- miştim , Büyük bağa gözlükleriyle; sakinliği ve itidali ile zariflik ve sevimlilik ve asalet dolu demokratik tevazuu ile, Celâl Bayar, bir. Amerikan entellek. tüeli hissini vermektedir. Celâl Bayar, tam, bir modern Türk tipidir. Başyvekil, beni, saat elinde kabhul et.- ti. Nazik fakat aynı zamanda kat'i bir ifade ile bana bir çeyrek saat tahsis edebileceğinden memnun olduğunu bildirdi. Eski hatıralar zihnimde yeniden canlanıyor: Bu, Celâl Bayar tarafından kabul edilmekliğim şerefinin ilki değildir. Bundan 12 sene evvel, bugün Türlı bankaları içinde şöhreti dünyaya ya- yilmiş ea büyüğü olan ve yüzde yüz 'Türk bir müsesese teşkil eden İş ban- kasını İlk kurduğu günlerde bir kere daha görmüştüm. Arada geçen müld - det zarfında kendisi imar ve iskân ve- Doçru | Veğit mi? Bir yasak! I Belediye nizamlarına göre sinema 'N ve tiyatro gibi umuml yerlerde si. | güra içmek yasaktır. Amme menja- ğ ati için konan bu memnmeiyete, hiç şüphesiz bütün vatandaşların ria - yet etmesi lâzımdır. Yasağın ük senelerindeki çok sı. Ka kontrol sayeşinde, sinoma ve ti. yatrolarda sigara içilmesinin önü öldden alınmıştı. Fakat son 2aman- larda bu mühim memnuiyetin gev. gek tutulduğunu görüyoruz. Bugün İstanbulun sinemalarının çoğunda, seyircilerin büyük bir kasmı hiç çe- kinmeden püfür püfür sigaralarını içmektedirler, Zaman zaman, zabıta memurları BDu nizam dinlemezlerden birkaçımı yakalayıp ceza kesiyorlarsa da, kontrol işi daimi bir metod dahilin- do vapılmadığından, kesilen cesala. rın faydası pok as oluyor, denebilir. Fakat amıl vaziyet, temsil arasın- da sigara içmeye mahsua istira. hat samanlarında meydana çıkmak. tadır. Bözde seyircilerin salon hari. cinde sigara içmeleri için yapılan antrakllar arasında, seyirciler pi - hakika yerlerinden kalkıp, salondan dışarı çıkmaktadırlar ama, sinema- darımısın sigara içilecek yerleri öy. le bir şekilde yapılmıştır RI, burada: ki dumanların hepsi tekrar salona dolmaktadır. Ve o zaman antraktın |8 manası kendi kendini aldatmaktan ibaret balmaktadır. Çok fena tatbik edilen bu yasağın güyeye uygun olması için, belediye- nin olddi tetbirler alması icab etti. M kanaatindeviz. kili, hariciye vekâleti vekili ve iki de- lıdııkannmlnkulolnıııtıır Be - ai “enerjiyi, belki Mrıı= Tazla olgunluk ve otorite iİle, eskisi gibi mu- hafaza etmektedir, İşte yeniden, Reisicumhur Atatüir- kün yakımın bir dostunun, bir İlk gün iş arkadaşmın, soracağım suallere en sa- lâhiyetle cevaplar verebilecek adamın, karşısında bulunuyorum . ilk sual İlk olarak, zihnimi en ziyade kur - calayan şu suali sordum: — Kemalizmin ekonomik doX.rinini bana anlatır mısmız? Türkiyade vekarı ve soğukkanlılığı bir darbımesel teşkil eden ve ismi mu- vaffakiyetin bir müteradifi telâkki o- lunan adam, sualime tereddütsüz ce- vap verdi. — Kemalizmin ekonomik doktrini- ni, Cumhuriyet Halk Partisinin prog- ramında tarif edilmiş olarak bulacak- dınız. Komalisi rejim, şahsi mülkiyet ve şahsi çalışma prensiplerine hürmet osasına dayanmakla beraber, şahsi menfaat milli menfaate tekaddüm et- mesine müsamaha etmez. “Ferdi ben,, ile “sosyal ben,in karşılaştığı her ih- !ild]!a Türkiyede, her zaman, “sosyal ben,, galip gelir, Biz, her şeyden evvel roalistiz. Bici, nazariyelerden, akide - 'erden tiycde realiteler ve başarılar alâkadar cder. Liderimiz, reisicumhur Atatürk, bu prensibi parlâmentonun açılış oelnu.n- de söylediği son nutkunda bir kere da- ha sağlamlaştırdı. Liderin bu sözleri- ni, size, harfi harfine tekrar etmekten dıhı iyi bir cevap veremem: '— Biz ilhamlarımız: gökten ve ga- ipten değil, doğrudan doğruya hayat- tan almış bulunuyoruz. Bizim yolumu- BEP Devami 4 üncüde : cAsus’—’3>'<'<9 Hatıralarını anlatan CEYMS NORBODİ Entellicens Servisin en meşhur casuslarından (Almanlar 42 lik toptan fazla tahribat yapan TEFRİKA NO: 54 kurşun kalem şeklinde müthiş bir bomba icat etmişler ve casuslarına dağıtmışlardı! Mevkufu göstererek; — Bu adamın Bergam olduğunu söylüyorum.. Şimdi karşımızda trtir titriyen bu adamn harp zamanında bir haydut gibi hareket etmişti. Ayni za- manda hem cellât, hem katildi. Koca bir memleket halk.nın yaptığı zulüm ler dolayısiyle "Karaşeytan,, adını ver- dikleri Bergam, şimdi karşınızdadır. > zizim. — Karaşeytan ha! Bu adam demek (Karaşeytan)?.. — Ti kendisi! Kendisine bakınız, hali, sözlerimi nasıl teyit ediyor. Bitkin bir hale gelmiş olan Bergam olduğu yende iki torafına sallanıyordu. İki memur onu kollarına girerek dışarı Çıkarıp mukadder akibetine götürdüler. Alman erkânıhar- biyesinin bir. icadı Almanlar umuml harp içinde, yüz kilotetre uzak bir mesafeden Parisi döven muazzam toplarını yapt.kları za- man dünyayı hüytete düşürmüşlerdi. Halk “tahrip vasıtası olarak bundan mükemmelin! yapmak mümkün değil - dir!,, diyordu, Halbuki Almanlar bun- dan mükemmelini yapmışlardır, fakat bu vasıta nedense 42 lik toplar kadar meşhur olamamıştır. Turingteki — züc- caciye fabrikaları, Krup ve Skoda fab- rikalarını bu buluşlariyle gölgede br- rakmışlardı. Bu buluş sayesinde Almanya, ecne- bi memleketlerdeki casuslarını öyle bir «lâhla techiz etti ki, ekle edilen neti- celer mukoyese edildiği takdirde bun- lar 42 lik toplardan daha mülessir ve tahripkâr oldular. Bu silâh cepte taşınıyorda ve ağırlı- ğt 50 gramdan ibaretti. Fakat bu silâh | bir fabrikayı, bir barutbaneyi, bir silâh deposunu, bir gemiyi berhava etmeğe kâfi geliyordu. Bu gilâh bir kurşun kalemdi!, Kurgun kalem yer tutmarz, nazarı dikkati celbetmez, ve bir yerde unutul- ması hiç te gayri tabil telâkki edilemer. Brükselden döner dönmez, orada bu- rada vukubulan esrarengiz İnfilâkların sebeplerini tahkika memur edilmiştim. İşe ne tarafından başlayacağımı düşü- nürken bir gün elime Gazet dö Loza- nın bir nüsbası geçti. Bunda şöyle bir havadis derhal dikkatimi çekti. “italya hükümetinin müracaatı üze- rine Vuduaz adliyesi, zabıta lâboratu- arları direktörü Rayse, Lözan garına berakılmış bir bavul ile bazı paketleri muayene etmiştir. Bu bazajlardan hiç birinin şüpheyi davet edscek bir tarafı yoktu. Yalnız.bunlardan içi boş tahta bir valiz, profesör Raysin dikketini celbetmiştir. Bu bavul lâboratuvara götürülmüş ve ora''a çok fazla kalım o- lan cidarları açılmıştı. Bu cidarların içine açılan oyuklarda harici manzara- «1 birer kurşun kaleminden farksır o- lan 36 tane madeni tüp bulunmuştur. Bu tüplerden het biri gayet ince ha- rita kâğıtlarına sarılmıştı ve üzerlerin- de bazı plânlar vardı. Tetkik ecilince bu plânların Italyan erkânı hazbiye- since Mon Ceni ve Sepmlon mıntaka- larıma ait olurak yirmi beş binde bir ve elli binde bir mikyasınta haritaların kopyesi olduğu anlaşılmıştır. Plânlarda Tonton amca şoför büyük fabrikaların mevki kırmızı, mü- him su mecraları yeşil kalemle işaret- kenmişti.. Haritalardaki Almanca iza- hat bu kalemlerin meaşei hakkında fi- kir ecinmeğe kâfi idi. Mütehassıs bu kalemlerden birini aç- mış, yapılan tetkikler bunun her yerde hattâ su içinde bile infilâk eden cinsten müthiş bir bomba olduğunu meydana çıkarmıştır. Bomba şu şekilde infilâk etmektey. di? Çok ince bir kaoçuk zardan tübün içine sızan su, iki tarafı delik bir am- pule dolmakta, orada bulunan asid kromiki halletmektedir. Hasıl olan mahlül, bombanın elektrikli infilâk et- tirici kasmına akmakta, kı| gibi ince bir pilâtin tel elektrik cereyaniyle kızarak fülminat dö merkürü infilâk ettirmek- tedir. Bu infilâk ta asıl tahrip maddesi olan on beş gram miktarındaki pikrat dö sodyomun infilâkmı mucip olmak. tadır. Yirmi santimetre uzunluğunda olan bu bombalar seri halinde imal edilmişe benzemçktedir.,, Gazete bu bombalar hakkında bazı malümet verdikten sonra şöyle devam ediyordu; hava etmek için gönderilmiştir. Tesir. leri kapalı bir meçra içinde fevkalâde büyük ve tahripkârdır, Bunları İtalyaya götürmesi için Zü- rihte Almanlar ve Avusturyalılar tara- fından angaje edilen bir İtalyan, kim- bilir ne sebeple, tehlikeli yükünü Lo- zan garınca bırakmıştır. — Gazete şu mütalcayı ileri sürüyordu: Valizin şüpheyi davet etmesi, büyük bir felâketin önüne geçmiştir. Çünkü bir kaç ay sonra valiz, sahibi olmadığı için, müzayede ile satılacak, yavaş ya- vaş içeriye sızan rütubet onların infi- lâkna sebep olarak kimbilir ne kadar betbahtın ölümünü intaç edecekti. », Bu nevüsul bombalardan birini elde etmeğe muvaffk olarak şeflerime gös- terdim. Bunlar — zannedikliği — kadar tehlikeli değildi. Almanlar bununla bir tecrübeye girişmişlerdi. Sonra bu silâhları fevkalâde tekemmül ettirerek harikulâde kuvvette bir tahrip vasıtası elde etmeğe muvaffak oldular. Bunla- rın ucunda ufncıik kurşunu da bulun- duğu için birer kalemden ayırd edilme- lerine imkân yoktu. Nantda bu işin tâhkikiyle meşgulken merkezden gelen bir emir Üzerine ora- daki Fransız istihbarat teşkilâtiyle te- masa geçerek muhtelif raporları tetkik ettim.. Bunlardan anlaşıldığına göre bir çok düşmüc ajanları o civarda dolaşa- rak halkı telâşa veren yalan haberler |İşae etmekte idiler. Bunların geçtikleri yerlerde mahiyet ve sebepleri anlaşıla. mıyan esrarengiz yangınlar da çıkıyor- du. Tahkikat başl-enıştı. Buna benim de yardım etmem İsteniyordu . Raporların kopyesini aldıktan son- ra Üzerlerinde rahatça çalışıp düşün- mek üzere odama çekiklim, Bu rapor- ların çoğu mevzuubahis 'ajanlıcın çı- kardıkları şaylaları kayıtla iktifa edi- yer, hemen hemen hepsi yangınların sebebi hakkında en ufak bir ip ucu el de etmeğe yerayacak malümat vermi. yordu. (Devamı var) 11 MART — 1938 CUMA Hıcrl. 1357 — llııhın'ıl 9 Vazi ıı.!l 0 Ğ Boldelkıı tırııııııı çure gc antan 450 1204 15441 18,12 1010 441 UMRUMU '.l“.lll.. Taksı otomo! Geralbe ettetir vu0mk Güy efartir 60447 Ceniz vyonarı Karadeniz postası: Yarın 18 de Ka cak olan vapur; Ereğli, Zongul '-”.—ı yos, Bartın ve Amasraya uğradıklan Cideye gidecektir . müzeler K Pazartendni Deri f Hi H İ z İKi Ü Hibminri Tn jri KARKI gazartem. Masila KnAsı arfer etmektedir. Münakasa ©! ntart Mili müdafaa vekkâleti için 15000 :"' kışlık elbiselik kumaş, Kapalı seri sarf (Di ıııııı:mıı. imh “.nı;: uıl'ı DA '.. koml: unda yapılacaktır. :.':"ı. eher, metresi (975) — kuruş K edilmistir .. , Hmn koneresini el V8'de Eminöaü halkevinde ,»" & Bahkesir talebe kurumu amur! K gresi €umartesi Künü saat 10 da |mv"" 'da Sıhhat mi arşası ,,ı =ı binadaki cemiyet merkezinde Y ul::ııınıııın müsamereld” ve balolar Esli derneki senelik balosu . udı' ekşam Tokatliyan Mlnlılırıııdı vorl tir. Mevsimin en güzel eğlı süphesiz olan bu balo Kasrlatından # de beşi Veremle mücadele cemiyetint kedilecektir. * Manlfaturacılar cemiyeti yıld.“ 'a ünasebetile cumarlesi akşamı sanl "Fııl'iıııpılıı glelinde bir toplantı ı"" . ııt;'. e» sene bucün n Almanlar cephanı göndererek İspanya asilerine ya! mektedirler. Romanyada, kadın ertesi gün döardi. Sinemalar M' Türk: İstiklâl Fedaileri. Sarav: B'ğğek memişlir. İpek: Kara altın. Melek: Sümer: Sevgiliden gelen. Sakaryd boncuğu. Alkazar: Gece anahtari. Bildirmemiştir. Yıldız: dört çocuk — birdef Üç moderti "’. İtalyanlar da Sf ge bir gön evvel evlentf ::ı *â'f Şık: Bildirmemiştir. Şark: Bildirmetiiİçe! Asri: Programım bildirmemiştir. Pi gı bildirmemiştir. E ; bildirmemiştir. İsT . UL Ka lrorken 2 L Gündün insan n ye liçesi (Türkçe) 2 — insan Kart 3 D Cineyet yolu ve künür nıı",,ır Azak: Vals dalgası, husust hafiye mı bildirmemiştir. Meııll";: nül yolu ve Kartaca muharebeleri Proaramını bildirmemiştir. KADIKÖY: Höle: Metropol bar Süreyya: P! Milliyat: I'ııııaıııı ÜSKÜDAR: Höâle; Korkusuz adam. Fiyarromr Yazan: Komedi 3 perde Yazan: Ekrem Reşit: . TURAN TİYATROSÜ! Sanatkâr Naşicl ve mrkadaşlar Hakkı Ruşen birlikte ııl" Rıfkı, Eyüp Sahri ve Macar vary iştira rakile 'e 'TATLİ GÜNLER komedi 3 perdflgri ERTUĞRUL SADİ TEK TİY*T Pazartesi (Kadiköy S reyyada): — (Bu — Mas: böyle bitti) büyük vodwil (Üs- / EEELESEDENY 704 DİSEFEİT . TPEESKEL

Bu sayıdan diğer sayfalar: