28 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

28 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e m e AE sikişi. asal a KP epi rg Sahi “ an Rasim Us İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi Pedi Butumme beter Bük Telgraf miri? daterban WADE Yazı işleri telefonu: 23872 ide m YO : 20335 Hâdiseler, hibirler iç Bakanın son nutku münasebetile Yazan: Nizamettin Nasil “Bu memlekette her türlü seyyia- #ıma rağmen tek bir çeşme yaptı. ran adam asırlarca yadolundu . Şükrü Kaya.,, “Evet. Bu memlekette tek bir çeşme yaptıran adamı bu halk asırlarca ya- detmiştir. Asla nankör olmıyan, kadir ginaslığı en asil ananesi olan bu ahik bir yudum “su” yun hakkını elli yıl, yüz yıl, beş yüz yıl, minnet yüklene, rek ödemiştir. Hem kimlere karşı? Kendisini yıl - larca soyun soğana çevirmiş olanlara Karşı. Hatıraları her türlü “seyyiat,, ile yoğurulmuş olanlara karşı. Hattâ Barayların cellâdlarma, hattâ dumanlı dağların haydudlarına karşı , Kuttautariklere karşı bile, İşte ikinc Abdülhamid. Kızıl sultan. Cümhuriyetin anavatanda tevariis et. tiği bütün harabeler, onun 33 yıl süren Saltanatınm eseri olduğu halde ve bu. nu bugün bu memlekette ayakta du- ran bütün nesiller, dedeler, babalar, evlâdlar ve torunlar açıkça bildikleri halde, koskoca İstanbulun ötesine b: risine serpilmiş sekiz an Hamidiye çeşmesi, zaman zaman, adımın Kayırla yadedilmesine fırsat ve imkân ver. mekte değil midir? hârb fenninin gafili, değişen silâhla . rm gafili, değişen dünyanin gafili bir ahmak olduğu halde; pintiliği yüzün- den, para biriktirme hırsı yüzünden hire spekülâsyonlarma girişip İstan. bulu On beşinci Lui devrinin Parisine döndürdüğü balde, halka felâketli yıllar yaşattığı halde, biribiri ardı sı. ra; kaybettiği harblerle memlekete berbad bir çorab ördüğü halde, açtır. dığı bir imaret (1) ve kurdüğu bir se- bil (2) adını nice zaman hayırla ya. dettirmeye vesile olmadı mı? Ayaasolyanm arka tarafındaki İN me üçüricü Ahmedin, filân yerdeki se. bil falan eli kanlı padişahm, bilmem neredeki yalak filân katil sadrazamm ve hattâ Atmeydanmdaki mahud ga- Tribe müstemlekeci Kayzer Vilhetmi, Yıllarca, safdil tabakalar indinde “ya. rı evliya,, laştırmadı mı? Sayın vekilimiz Şükrü Kayanm hak. kı vardır; Bu memlekette tek bir çeşme yaptı. ran adam, bütün seyylatıma rağmen yıllarca hayırla yadedilmiştir. 58 geh- ri birden akar suya kavuşturduğu gün, esasen her Türkün içtimai dini halini almiş bulunân rejimimizin kalp. lerde artık, ne yüce, ne sağlam, ns asr. sılmaz bir yeni perçin kazanmış ola- cağı düşünülsün. Yirminci asrın ortasında Türkiye gibi ileri bir medeniyet diyarmda, su işinin henüz bir mesele halinde, bir devlet plânı halinde veya bir minaka, sa ve İhale merhalesinde bulunması hakikaten acı bir şeydir. Bu ne bizim. ne de medeniyet tarihimizin hatasıdır. Bu sadece son yarım asrın,. devamlı bir surette Anadoluya yağdırmış oldu. Ku felâket dolusunun eseridir, Saym bakanm 1941 de akar suya ulaşacağı müjdelediği 5 kasabamızın 68 inde dı Jarı gündenberi su düşünülmüş ve-ge. tirtilmişti. Türk, tarihin her devrinde kasaba kurarken suyu asla ihmal et- Devamı 4 öncüre Nizamettin NAZİF (1) Yakılmaştır. Şimdiki dördüncü Vakıf Kanın yerindeydi. (2) Sanasaryan hanı Köşesindeydi. Şeyhillistâm Hayri” “efendi köldirdı. Zeyneb sultan camli önüne koydurdu. Şuşnig'in nazırlarından biri Gizli dosyadan mühim bir kitap mı çıkaracak ? Gizli Alman polisleri, eski Avusturya Nazıını hâlâ takip ediyorlarmış ! Eski Avusturya başvekili nerede? Bir habere göre Şüşnig Laypsiğe gö- türülmüş ve urada, yüksek'mahkeme huzurunda muhakeme edilecektir. Ma- İm olduğu üzere, doktor Şüşnig, baş- ye mahkemeye, verilmek suçlu tedir. Alanan propaganda nezareti ise bu haberi tekzip etmekte ve Şuşnigin Avua turyada bulunduğunu bildirmektedir. Diğer taraftan, Şuşnig kabinesinde- ki nazırlar arasında Avusturyadan kaç mağa yegine muvaffak olan Gido Zer- natonun Paris civarında olduğu haber verilmektedir. Zernato, Almanlar Vi yanaya girerken, Şuşnigin çizli vesika. ları bulunan dosyayı “larak, memleket- ten dışarı çıkmağa muvaffak olmuştu. Fakat, Avrupa memleketlerindeki Ak man gizli polis teşkilâtı tarafından ta- kip edildiğini anlayınca, dusyayı başka Bir kadın, sarhoş ;; kocasını Çileden çıkan kadın, kocasını bulmak ve öldürmek için Parisin bütün meyhanelerini, barlarını dolaşmış! bütün öfkesi üzerinde, kocasını bekleme. * Pariste yeni bir cinayet işlenmiş, ko. casinı bütün gece sokaklarda arayan bir kadın, nihayet onu, sabah saat altıda ta- banca ile öldürmüştür. Goldştayn ismindeki adam 40 yaşların. dadır ve bir tasfiye komisyonunda me- murdur. Gündüz işinde çalışır, fakat ge Geleri hiç evine girmez, sabaha kadar meyhanelerde, barlarda dolaşırmış.. Adamın genç karısı kocasının bu ha- linden şikâyetçidir. Fakat kendisini ıslah kabil olmamıştır. Kadın, nihayet bir ge- te son'derede hiddetleniyor ve kocasını bulmak için, Parisin bütün meyhaneleri. ni, barlarmı altüst ediyor. Önüne gelene meyhane ve barların bu lunduğu yerleri soran kadın, bunların hepsine girip çıkıyor, fakat kocasını hiç birinde bulamıyor. Goldştayn karısı eve döndüğü zaman, saat iki olmuştur. “Acaba kocam eve geldi mi?,, düşüncesi ile içeri giren kadın kocasını orada da bulamıyor. Fakat hiddeti geçmiş (değildir: Gene HABER — Aksam postu —— Ğİ yapılıyor 7 Graham Dal adında bir sanatkâr, yumurta dan hiç hatır ve hayale gelmiyen bir şekil de istifade etmenin kolaymı bulmuştur. Yumurtanın üzerini boyıyarak ye ulak mukavva parçalarını yapıştırarak zarif boyalı heykelcikler yapıyor. Dük ve düşesin heykellerinde ne kadar muvaffak olduğunu resimlerde görüyorsunuz. Nazır Gido Zernato bir arkadaşına vermiş ve İngiliz hükü- metine yollamıştır. Ondan sonra Zernatonun ne olduğu malüm değildi Bugün, Pâriş civarında- öldürdü ye başlıyor. Adam eve sabahın dördünde geliyor. * Ayakta duramıyacık kadar o sarhoştur, Karısı derhal kavgaya başlıyor ve arala- rnda döğüş oluyor. Bulundukları evin diğer katlarında o- turanların anlattığına göre, karı koca arasındaki bu son kavga çok şiddetli oj- muş, hattâ adam kadını sopa ile döğmüş- tür, Bundan sonra kadının sesi kesilmiş, Fakat, biraz sorra, birdenbire bir taban- ca patlıyor ve arkasından bir çığlık işiti- liyor. Ondan sonra gene bir süküt.. Tabanca sesi üzerine koşanlar kapıyı çalıyorlar. Evvelâ açan olmuyor. Kapı. dakilerin ve polisin ısrarı üzerine, katil kadın nihayet, hıçkırıklar içinde kapıyı açıyor ve cinayetini al ediyor: — Kocam beni döğüyordu. Tabancayı aldım, kendisini vurdum, diyor. Goldştaynr yerde yüzükoyun yatar bü- luyorlar. Adam göğsünden yediği bir kur şü ordukle Yumurtadan heykeller KIKAU URUN Modern Sanatoryom IZILAY tarafından memleketimizde modern bir sanaloryom yapılacağı malâmdur. Asım Us, bu mevzu etrafında yazdığı bir yazıda, Kızileyea — yapılacak sanaloryomun sahtiden en aşağı girmi ki- lometre içeride ve şimal rüzgârlarına kar. #t kapalı bir mevkide kurulması ldzmgel- diğini, tyodlu deniz havasının akciğer ve- remillerine iyi gelmiyeceğini söylüyor, ve şöyle devam ediyor: ı “Türkiyede sanatoryom ihtiyacı o kadar şiddetlidir ki öyle bir iki snatoryom t16- sisi de kâfi gelemez. Memleketin ber tara- lında müteaddit sanateryomlar © tesisi de maddi vesait noktasından imkânsızdır. O. nun için yapılacak modern sanatoryom i- le vereme karşı mücadele için kurulmuş diğer müesseselerden azami İstifade çare- sini bulmak lâzımdır, Pikrimizce bu çare tesis edilecek verem sanstoryomunu yal. nız hasta tedavisine mahsus bir müessese gibi değil, verem hastalığının tedavi usul lerini halka en doğru ve en basit şekilde öğrelmeğe mahsus bir mektep gibi kullan- Maktır, Verem tedavisine muhlaç olanla. rın müracaatları halinde sanatoryom teda- visi de demek olduğunu kendilerine iyice anlatmaktır. Bundan başka zaman zaman memleketin mubtelif yerlerinden sanator- yom muhltine tetkik seyahati suretile ge. lecek halk kafilelerini bu hususta aydın Tatmaktır. Hülâsn veremi hastalığının teda» vi kubul eimez bir Afet olduğu bakkında ötedenberi halk tabakası © arasina girmiş ve yerleşmiş olan yanlış fikir ve kanaati modern sanstoryomda yapılacak propa. sanda vasıtasile ortadan kaldırmaktır.,, 2 YEN( SABAH Bilmece STANBUL vali pe belediye relet hakkında verilen “Uzumu muha- keme,, kararı için Yeni Sabah arkadaşımız diyor ki: “Vali Muhiddin Ostündağ, Soyadı ka- dar ağir bir zan allındadır. Asri mezarlık İşinde. dahiliye müfettişlerinin verdikleri rapor üzerine Şüreyı “Devlet Üstündeği Türk mahkeyellerine ve cumhuriyetin a- daletine hayalç ediyor. i İçinde Abdülhak Hâmit gibi şerefli Türk edipleri ve güzideleri yatan bir merarlığın alım salım işinde "yolsuzluk, dan, “dosta- ne münasebeller,, den maznun olarak mah keme huzuruna sevkedilmek (çok acı bir şeydir, Üstündağ masum mudur? Bu şüp- henin altından nasıl kalkacaktır? Bugüne kadar, haklı veya baksrx olarak öleyhine savrulan tenkidlerden, isnatlardan ve iti. çazinrdan onu kurtaran ialii gene kendisi- ne yar v6 yaver olnesk mıdır? ki bir köyde bulunduğu bildiriliyor. Ay- ni habere göre,Alman gizli polisleri eski Avusturya nazırını yine takip etmekte- dir. Fakat Fransiz polsleri Zernateyu bulunduruyorlar, eivarindaki bu kBvda gizli dosyadaki vesikaları kullanarak, mühim bir kitap yazmaktadır. Eski na- #ı vesikaları, İngiliz hükümetine gön- derdikten sonra bir Amerikan “kütüp- hanesine satmıştır: Dosya, bugün Lor» dradan Amerikaya gönderilmiş bulunus yor.Zernato da, vesikaları Londraya göndermeden evvel aldığı kopyaları ü- zerinde çalışarak kitabını hazırlamak dır, Kitabda, Avusturyanın Almanyaya il. hakından evveliri günlerde geçen hâdi- seler bütün tafsilâtile ve şimdiye ka- dar meçhul kalan vesikalarla anlatıla- caktır; Muhakeme neticelenmeden evvel yapı- labilecek bütün tahminler abesttir. Bu. günlük, Muhiddin Ustündağın başı, bir is- tifham işaretinin kıskacı içinde, bir mu amma hetkeli gibi duruyor. Bu bilmeceyi #ncak Türk adliyesi halledecektir. Daha evvel herhanei bir iddiaya inanmakta a. celş etmiyeceğiz. TAN Dünyada borçsuz memleket yoktur M. ZEKERİYA, bugün dünyada Borçmz millet almadığını söylüyor ve belli başlı denletlerin dahili ve haric! borçlart- a kaydediyor. Bn listeden de anlıyoruz ki, düngyuda cn az borcu olan memleket Türkiyedir. Muharrir, şöyle diyor; “Demek ki borçlan korkulmaz, Şu şart- la ki borç alınan para islihsalde kullanıl. sın, meyve versin ve falzini ödedikten son ra memlekete de kâr biraksın, Bilâkis kredisini iyi kullanarak mem- lekette #ş hacmini genişletmek, yapılması lâzımgelen sınni müesseseleri biran evvel Kurmak, memleketin iktisadi kalkınmasını süratleştirmek bir milli vazifedir. Bu bakımdan Londra Citysinin Türki yeye açtığı 100 milyon liralık Kredinin büyük kıymet ve ehemmiyeti vardır. Bir defa Londra Gitysinin bize kapıla- nn açması Türkiyenin İletisadi inkişafımı ve mali kuvvetini kabil ettiğini cihana İ- Vin etmesi demektir. Bu bareket Türkiye" nin beynelmilel mall itibarını arttıran e5 mühim bâdisedir. Curihuriyet'bükümeti bu krediyi, padi- sahlar devrinde olduğu gibi 'sefahate, y# but Meşrutiyet devrinde olduğu gibi me mur maaşlarını ödemiye değil, doğruda” doğruya memleketin inkişafına, müstahsil sabalara ve verimli işlere hasredecektir- Bu da Türkiye için ikinet bir karançir. Cünkü inkişaf süret kazanacak ve Türki ye biran evvel kalkınma imkâna malik olacaktır... ” ös Katil kadın şunla ağır yaralıdır. Derhal (hastaneye kaldırıyorlar, fakat yolda ölüyor, Kadın işlediği kabahatten pişmandır. Ağlaya ağlaya şunları anlatıyor: — Beni severdi.. Ben de onu severdim.. Benimle evlenmek için karısını boşamış- tı. Bir müddet çok mesut yaşadık. Bir çocuğumuz oldu. Fakat on sekiz aylık» ken öldü, “Kocam sonraları beni o aldatmağa ve İçmeye başladı. Mütemadiyen beni döğü- yordu. Bakın yüzümün haline! Son dö- Hüştüğüm esnada evden çıkıp gitmek &- çin çoraplarımı almak üzere dolabı aç- tem. O sırada gözüme tabanca ilişti, Dolu idi. Hemen aldım, ateş ettim. Ölkef- çinde ne yaptığımı bilmiyordum...

Bu sayıdan diğer sayfalar: