28 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

28 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ker a e MAYIS — 1938 Zeğni değilmi ? Haklı birrica Dün şöyle bir mektup aldık: “Cumhuriyet hükümetinin denizeili, ğe ve bu arada deniz sporlarma verdi. ği ehemmiyet bütün memlekette şük- ranla karşılanmaktadır. Çünkü her tarafı denizle muhat yurdumuzda, de- niza ancak bu devirde ebemmiyet ve- rilmiştir. Yalnız Türk denizcilerinin Ve deniz sporcularının limansızlık bü. yük dertlerinden birisidir, Bu yüzden yüzlerce tekne ve motörlerimizin hat, tâ kocaman vapurlarımızm büyük tehlikelerle karşılaştıkları malüm- dur. Şu Marmarada bile deniz sporcula- rı büyük bir Jiman sıkıntısı çekerler. Bilhassa Büyükadalıların, su spor- larma karşı büyük bir rabrtaları var. dır, Fakat, Umansızlık müşkülâtı kar. pısında bu rabrta, semeresini vereme. mektedir. Barmacak bir liman bulamıyan de- niz meraklılarınm bu hevesi kendili, ğinden sönmeye mahkümdur. Biz Bü. yükada sporcuları, bütün bu noktala- rın nazarı dikkate alınarak, Büyüka - danın münasip bir yerinde, deniz va» sıtalarının barmacağı bir limancık inşasını istiyoruz. Bu rleamızın haklı görüleceğinden eminiz... »... Biraz eert havalarda, hattâ, çok dal ga yapan gemilerin yakmdan geçtiği sıralarda, Büyükadade birçok sandal, ların, hattâ motörlerin karaya vurup parçalandıklarını sık sık duyarız. O. nun için sporcuların bu ricası tama- men yerindedir ve nazarı dikkate alı- nacağından eminiz, Yeni neşriyat Türk tütünü mecmuası Memleketimizde bütün meslek ve sanat şubelerini temsil eden birçok ga. zeteler çıkar. Fukat, tütün gibi Türki. yenin Iktısadi hayatımda mühim bir mevkii olan bir mahsul için şimdiye kadan hiçbir neşriyat yapılmıyordu. Dün, bu sahadaki boşluğun da dol- durulduğunu öğrendik. Yeni çıkmaya başlıyan (Türk tütünü) mecmuasr, bü. tün dünyaca meşhur olan tütünlerimi. 26 lâyık bir gazete olarak tertib olun- muştur, Kapağmda, tütün tarlasmda köylü- leri gösteren renkli bir tablo taşıyan Mecmua, mütenevvi mündericatı ile de Çok zengindir. Bilhassa, tütün ekicilerine öğütler hakkmda yapılmış olan sayfanm tü . Hin müstahsilleri arasında büyük bir alâka uyandıracağmı zannederiz. (Türk tütünü) mecmuasma, tütün - Gülüğümüze hayırlı hizmetler görmesi temtennisile muvaffakıyetler dileriz. Çocuk Gazetesi İlk defa Türkiyede Türk çocuklarının aklarını korumak ve varlığını tanıtmak Ülere bir (Çocuk Gazetesi) çıkmağa baş- aştır, Çocuk gazetesinin birinci bâsılışı bit. MİŞ, ikinci tabı Yap: maştar. Seri, yin ye a. k ki günleri için kostüm: Ceke- arlarına koyu renkte bir sık geç- Mep cekele nazaran daha açık bir ezilmemelidir Bilhassa büyük teşekküllerin idaresindeki MÜsseselei; buna çok dikkat etmelidirler ! birisine: A — Bir şikâye tim var, kime söy liyeyim, diye sor. du? Beni gösterdi - ler. Karşıma geç. ti ve ayni çekin - gen tavrı ilean. latmaya başla. dı: — Ben Balat taki İpekiş fabri, kasında o çalışı - yorum, Şimdi si, Türk işçisi dünyanın en çalışkan işçilerinden biridir. lara yapması İçin lâzmmgelen yolu gösterdik. Sözle - rinin dereceyi sıh - hatini tahkik et - mek esasenoma. kamlarm vazifesiy. di. Yalnız, bu vaka İÜ bize, umumi! iş ha- yatımızdaki mü- ğu gibi, Türk işçisi nin de, insanlığı ya kışır bir tarzda ze oradaki birçok işçi arkadaşlar na. Bu vaziyet karşısında, korktuk ve (yaşıyabilmesi için, büyük bir titizlik muna şikâyetlerimizi söyliyeceğim... Bizim fabrika idaresi, geçenlerde işçilerin yeknasak elbise ile çalışması yolunda bir karar vermiş. Ve işçile- rin fikrini sormak lüzumunu dahi gör. meden karar mevkii tatbika konmuş. Bir gün bize: “— Hepiniz, yeni iş elbiseleri için ölçü vereceksiniz ve bu elbiselerin be- delleri, taksitle yevmiyelerinizden ke. silecektir,, dendi. Evvelâ şaşırdık, sonra: “Bizim iş elbiselerimiz var, yeni elbise için pa. ra veremeyiz.,, diye itiraz edecek ol - duk.. O zaman ustabaşılar bizlere he. men kapıyı gösterdiler: “Karar kat'i ve mecburidir, deği - ler, İşinize gelmezse kapılar açıktır, derhal vazifenizi terkedersiniz.,, İster İstemez emre boyun eğdik.. Fa. kat ortada yeni bir mesele vardı, Yeni iş elbiseleri kaça, yapılacak ve bedeli bizden kaç taksitte kesilecekti. Bunu da, bir türlü öğrenemedik. Yalnız, geçen gün para alırken, yevmiyeleri. mizden birer lira, “elbise taksiti, di- ye kestiler... Henüz elbiselerin yüzünü bile gör. memiş olduğumuz gibi, arkadaşların bir kısmı daha ölçülerini dahi verme- mişlerdir. elbiseler ne şekil olacak, de. geri kaç paradır, bedeli bizlere öde. tildiği halde bunlardan haberimiz bi- le yok. Zaten pek fakir olan yevmiye. lerimizden çatır çatır taksit kesilme- ye başlandı... Acaba, bu vaziyetten gi. kâyetgi olmaya hakkımız yok mu?,, Çocuğa, şikâyetini resmi makam. tedir. Yeni iş kanunu bunun en canlı bir misaldir. Fakat ne ya. zık ki, bizde hâlâ eski kafalı, ve Igçi- sini esir sanan patronlar eksik değil, dir. ». ği İş kanunu, mevkii tatbika kondu. unun üçüncü senesi, tam manasıyle tatbik edilmeye başlanmca, fihakika, böyle patronlarm saltanatma tama « men nihayet verilmiş olacaktır ama, ferdlerin elinde idare edilen milesse. selerin ıslahı gelecek senelere kalsa bil, bazı büyük teşekküllerin elinde bulunan mücsseselerde, İş kanunu simdiden harfiharfine tatbik edilmeli ve Türk işçisinin en ufak bir mağdu- Milyonluk az yenirse böyle yenir | Bp” İngilig gazetecisi, geçen gün Londrada bir 86. yahat acentesinde sz maaşlı bir memur olan Ma- laki Mos ile bir mülâkat yapmıştır. Malaki Mos gazeteciye gimdik! vaziyetinden çok mem- nun olduğunu ve Nevyorkta yaptıklarına hiç de müteessir olmadığını söylemiştir. Bu sözlerin manasını iyi anlamak için Malakinin geçen sene ölen uzak akrabasmdan birisinden bir milyon dolar. lık bir mirasa konduğunu bilmek lâzımdır. Sevimli bir delikanlı olan Malaki bu mirası eline a. Imca eğlenmeye karar vermiştir. Delikanlı derhal güzel bir apartıman kiralamış ve A- merikanm en pahalı otomobilini satmalmıştır, Sonra et. rafına birçok dostlar toplamış ve bunlarla beraber, Nev- yorkta çılgın bir hayat sürmeye başlamıştır. Malaki, ta- bii bizim harb zenginlerinin yaptığı gibi, beş dolarlık banknotlarla sigarasmı yakmayı âdet edinmiş ve daha buna benzer bir sürü deliliklerle parasmı yedi ay içersin. de biti Yedi ay sobumla, Malakinin elinde yalnız bin dolar kalmış. tır. Delikanlı, şimdiye kadar tatmadığı bir zevki tatmak maksadiyle bu banknotlar: penceresinden sokağa fırlat- mış ve bu yeşil banknotları yakalamak için koşuşan, bi. ribiriyie kavga eden halkm telâşıyla eğlermiştir. Bu su- retle fakirleşen Malaki Nevyorktan ayrılmıştır. Şimdi haftada 1000 frank, (bizim paramızla 55 lira) kazanıyor. * Mezar hırsızları hura- felerden korkmuyorlar. ISIR eski eserler idaresi, Sakkârah denilen mevki. de, altıncı sülâleye ait gayet ehemmiyetli yeni me. zarlar bulmuştur. Fakat bu mezarların eski eserler ida. resinden evvel hırsızlar tarafından keşfedildiği, mezar- larda bulunması icab eden çok kıymetli birtakım eserle. rin bulunmamasından anlaşılmaktadır. Bu mezarların birisinde şöyle bir kitabe vardır: “me- zarıma dokunan kim olursa olsun Büyük Allahm divanm- da onun yakasına yapışır ve başmı bir kaz kafası koparır gibi koparırım.,, Bu kitabe hırsızları işten menedememiştir, yalnız hir. sızlar büyük tehdidden yakayı kurtarmak için kitabenin Siyah dudaklı, mavi yanaklı artistler ARİSTE Eyfel kulesine büyük bir televiziyon ma, kinasi konmuştur. Parislilere her akşam bu maki- neyle temsiller veriliyor. Yalnız, televiziyon karşısında oynanacak piyeslerde rol alan artistlerin hususi bir su rette boyanması şart. Bunlar dudaklarmı siyaha, yanak. larmı maviye boyuyorlar, Eller ve tırnakların ise kıp- kırmızı olması lâzımgeliyor. Eyfel kulesinde makiyaj dairesi yok... Bunun için ar. tistler evlerinden boyanarak geliyorlar. Halk bunların ©- tomobilden inişini görmek için toplanıyor. Bu yüzden bir. gok sanatkârlar televiziyon artistliğinden kaçmaktadırlar. * Pisllikle mücadele ll ME ay gile İM b bir mücadele açmaya karar vermiştir. Bu tertemiş gehir son günlerde hakikaten çok pis bir hale gelmiştir. Temizlik amelesinin her gün sokaklardan topladıkları kâ. gıt kırmtıları günde 2000 kilodan daha Yazla tutuyormuş. Belediye dairesi bunun önüne geçmek için radyodan istifade ediyor. Her akşam radyoda şehrin temizliğine na- sıl dikkat edileceği hakkında şehirlilere konferanslar ve- rilmektedir, Şehir sokakları baştan başa “şehrinizi temiz tutunuz,, levhalariyle dolmuştur. Gazeteler bilmecelerini, ilk okullar derslerini bu mevru etrafında topluyorlar. Şeh. rin temizliği hakkında en güzel ilân örneği yapacak ressa- ma yüksek bir milkâfat vaadedilmiştir. » Beşizler dört yaşına giriyorlar AA DA A e karında doğ- muş beş kız kardeşi bilmiyen var mı? Bu kızlar mayısm 28 inci günü dört yaşma girecekler; Bu münase- betle şehirde büyük şenlikler yapılacakmış. Şehir mec. Uisi Kanada hükümetinden şehrin adının değiştirilmesini, de istemiştir. Şehre Beşizlerin soy adma izafetle Dionvil ismi verilecektir. Bu beş kardeşin yaşayışı fen hesabıma bir zafer sayı» yor. Doğdukları vakit, onların yaşıyacaklarmı hemen hemen hiç kimse ftmid edemiyordu. Hararetlerini düşür. memek için bu çocukları haftalarca bir kuluçka makinesi üzerinde yatırmışlardır. Bu beş hayatı devam ettirmek Cinayet gör en bir memle, Dünyanın görülme değer memleketle nereleridir ? Cenubi Afrikada 9000 mil m lık bir saha vardır ki burası nel ağaçları ve içinde yaşayan vahşi k larile berâber bir tabit park ola mıştır. Kruger parkı denilen bu 600 küsur aslan vardır. Otomoki derken bu aslanlardan ufak bir yol üstünde güneşlendiğine sik $ dül edilir. Bazan otomobili bunl, adım yakınına kadar sokmak Eğer yolcu otomobilden İnmezsel ların iştihasmı tahrik etmez. Or bir lâkaydi içinde kendi işlerile olurlar. Bu aslanlar parkta ya; ğer hayvanlardan senede 9000 İçi öldürerek yerler. Bu sayede ot yi; vanların lüzumundan fazla üre bu yüzden otlakların kâfi gelmem likesi bertaraf edilmiş oluyor. Bu arazide yaşıyan hayvanların tını tetkik etmek için en müsait lar onların su içtikleri yerlerdir. lar, yaban domuzları buralara si yin pek erken, yahud da akşam, le beş arasında büyük (sürüler gelirler ve elli adım ilerinizde lâkl sularmı içerler, oynaşırlar. Bu parkta yaşıyan hayvanlar iz dan korkmakta mana olmadığ mişlerdir. Bittabi parie dahilindel mak ve turak kurmak yasaktır. domuzları su içmeğe daima tek linde gelirler. Bunlar s4 başma &İ kadar yaklaştıkları vakit içlerind Ir bir dişi ayrılır, su başıma geleri yeti tetkik eder. Eğer orada kor' bir şey olmadığına, civarda saki lar bulunmadığına kanaat hasıl döner ve arkadaşlarmı çağırır. Jar, sularını içtikten sonra gene olurlar ve inlerine dönerler. Fillerle aslanlar ve diğer et yiy vanlar sularını gece içerler. Bu kz niş bir sahada başıboş yaşıyan rm tam adedini bilmek imkân park bekçisi 100 kadar fil, 200 900 su aygırı, 800 yaban öküzü, ceylân ve sürülerce yaban eşeği vesaire olduğunu tahmin ediyor Her sene burayı ziyaret eden tabiat Aşıkları ve fen erbabının i lerini temin için on iki kamp ve yol vöcude getirilmistir. ... Akomnone şehri Jamaika adasının tam (göbeğ beş bin dönüm dağlık bir saha v Akompong siyahilerile meskünd Bu siyahiler Amerikalıların en « takil demokrasisini kurmuşlar v maktadırlar. Amerikanın istiklâl ettiğinden yüz sene evvel kuruln bu siyaht demokrasisi bir | İngi temlekesinin göbeğinde olduğu h raya tek bir vergi tahsildarı girer buradaki siyahiler (İngilizlere: vermemektedirler. İngilizlerin Mortonlar dedikle yahiler Jamaikaya İspanyollar dan getirilmişler ve 1655 senet panyolların İngilizler tarafından atılmaları üzerine içerlere kaçn Adanm ortaları pek dağlık olâ siyahilerin çete harbine pek mü miş ve İngilizler onlara karşr h' yapamamızlardır. İngilizlerle * arasmdaki mücadele, dalma sivi hine neticelenmek (suretile telif fasılalarla tamam 42 sene sü En nihayet İngilizler Marronları bugünkü imtiyazları vermeğe mı muşlardır. Marronlar, temiz, cazip kulül gıyorlar. Herkesin kendi arazisi sulü var. Kimse arazisini satır kını haiz değil. Varissiz ölenleri kumandana intikal ediyer. Kı kabilenin en ileri gelenlerinden kek ve kadın tarafından intiha yor ve mevkiini ölünceye kadar za ediyor. Marronların bir de m var, Siyahilerin spor sahaları ol bi bir de dansingleri var ki bura ce kitara ve armoniklle dan« Siyahfler dinlerine gayet sadık h lar. Kilise haftanm birkaç gün zma kadar doluyor, Siyahiler ta

Bu sayıdan diğer sayfalar: