10 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

10 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 HAZİRAN — 1938 ilân Satılık otel eşyası Beyoğiu dördüncü sulh bukuk mahkemesinden : Mahçur Demosten Halaam vasileri tarafından idare edilmekte olan İs- tanbul otelinin tasfiye ve eşyalarının satılmasına karar verilmekle Beyoğ- Turda Olivo pasajmda İstanbul otelinin eşyaları açık arttırma suretile 15.6.9038 tarihine müsadif çarşamba günü saat 14 de satılacaktır. Mezkür gün satış bitmediği takdirde müteakip günlerde satışa devam edileceğin- den İsteklilerin yukarda gösterilenn gün ve saatte mahallinde hazır bu- Tunmaları ilân olunur. Istanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden Emniyet Sandığına borçlu ölü Bay İbrahim varislerine ilân yoliyle tebliğ: Bay İbrahim Fatih Kumrulumescit namı diğer Mimarsinan mahallesi Bak. Kaizade sokak eski 5 mükerrer yeni 58.3 (en yeni numarası 60) numaralı maa- bahçe bir ahşap e tamammı birinci derecede ipotek göstererek 1-10-928 tarihinde 3252 hesap numarasile sandığ ımızdan aldığı 650 lira borcu 12.3.0938 tarihine kadar ödemediğinden faiz, kom isyon ve masarifi ile beraber borç 133 lira 4$ kurşa varmıştır. Bu sebeple 3202 numaralı kanun mucibince hakkında İcra takibi başlamak Üzere tanzim olunan ihbarname borçlunun mukavelena- | mede gösterdiği ikametgihma gönderilmişsa de borçlu bay İbrahim yukarda Yazılı adreste öldüğü anlaşılmış ve tebliğ yapılımamıştır. Mezkür kanunun 45 İnci maddesi vefat halinde tebligatın ilân suretile yapılmasını âmirdir. Borçlu ölü İbrahim mirasçıları işbu ilân tarihinden itibaren bir buçuk ay içinde san- dığımıza müracaatla murislerinin borcunu ödemeleri veya kanunen kabule a- Yan bir itirazları var ise bildirmeleri lâzımdır. Mirasçılar ipoteği kurtarmazlar veyahut başlıyan takibi usul dairesinde durduramazlarsa ipotekli gayrimenkul) Mezkr kanuna göre sandıkça satılacaktır. Bu cihetler alükadarlarca bilinip ona | Böre hareket edilmek ve herbirine ayrı ayrı ihbarname tebliği makamına kam | olmak üzere keyfiyet ilân olunur. (8411) ER aaa ama an mmm mmm m a m Devlet Demiryolları ve Limanları işletme “ W “mum “idaresi ilânları —ğ—ğ—ğ m 9 uncu İşletme Müdürlüğünden; Alpullu - Kırklareli arasında İşleyen10$ numeceli ve Kırklareli - Alpullu a- Taşında işliyen 105 numaralı Otoray servisleri 15 hazitan 1938 tarihinden itiba. Ten liğvedilecektir. İstanbuldan 14 baziran 1936 gün kolkan 6 numaralı ka - tarla, Edirneden yine ayni tarihte (o 5 numarak kâatarların ötoray irtibatı bu- Tunmıyacsktır. (3420) 12 - 6 - 938 tarihinden itibaren Tuzla içmeleri işletmiye açılmıştır. Han- 8İ trenlerin içmelere gideceği istasyonlara tebliğ edilmiştir. Fazla tafsliât (için | İstasyonlarımıza müracaat (edilmesi 'lân olunur. (3383) 464 MARKİZ DÖ POMPADUR Her akşam Taksim Belediye Bahçesinde Memleketimizin en yüksek sanıtkâr- larından müteşekkil Bir saz heyeti Müessesenin büyük fedakirlıklarla angaje ettiği Bağdat rakıs kıralıçaaı o Nazbtül Bağdadi ve Sahra yıldızı Bediye Ahmed Bağdat revüsü devam ediyor. 22 numaralı otomatik Dahili ve Şehir TELEFON SANTRALI 8.S.C.i. Leningrad (Krasnaya Zarya) fabrikası mamulâtındandır Yüksek keyfiyette malze- meden imal olunmuştur Mükemmel surette montaj edilmiştir. Mekanizması jJevkalâde çalışmakladır. Bülün lakımile birlikte satılmaktadır. Mufassal malümat almak için: TELEFON: 43956 müracaat ediniz, MARKİZ DÖ POMPADUR 361 den ancak elli metre mesafede bulunu- yorlardı, DAssns: — Dikkat! diye mırıldandı, tam za. mânıdır.. Şimdi bizi görecekler!,, Bu esnada, duvarın içinde açılmış küçük bir kapıdan iki adım mesafede bulunuyorlardr. Bu kapınm önline gel. dikleri anda, Xopı birdenbire açıldı ve, şüphesiz nal seslerini duyarak merak €- den bir bahçıvanm mütecessis çehresi teydana çıktı. Krebiyon bir yıldırım hıziyla d'As #ası kolundan kavradı, çekti, hayretin- den ağzı çık kalmış olan bahçıvanı içe. Tiye itti ve kapıyı kapadı. Tam zamanıydı: Bir kaç saniye son- va askerler, hızla kapının önünden ge- Şerek arâbanın peşine takıldılar. Bu kısa müddet zarimda, iki firari de, balıçıvanın bir çığlık koparıp asker- İerin nazarı dikkatini çelbetmemesi için onun bütün hareketlerini dikkatle ta. kip ediyorlardı. Fakat zavallı adamcağız, başma ge- len bu ani hâdiseden o kadar şaşırmış. ta &İ, ağzını açacık vaziyette değildi ve Üstelik Krebiyon onun dehşetini büsbü- tün Fttermak iiçn, tehditkâr bir tavırla Yözle demişti: — Bir tek kelime söylersen, seni ge- bertirim?, Öyle ki, bahgrvan, kendini toplayıp dehşetin damağma yapıştırdığı. dilini kürterdeğe zaman, askerler, artık bir bayli uzaktaydılar ve bütün tehlike, Yirmdilik, bertaraf olmuştu. ğ O zaman, Krebiyon, ter içinde kalmış Olan alnını silerken, d'Assas da, gayr *abil hiç bir hâdise vuku bulmamış gibi Ri #“in bir balde kılıcını kınına sok- Ştir, derin bir nefes alarak: — Of! dedi. tam zamanıydı!. Ciiden Müthiş bir talih, zira öyle zatınediyo Yum İl, siz çılgınlıklar yapacaktınız.. Ben da öyle, D Assas, bep ayni su..n tavriyle ce- vap verdi: — Çılgınlık olsun olmasın, teslim olmamağa azmetmiştim. Şai — Ben bunu anlamıştım ! Hem de pek iyi anlamıştım !, Dedi ve hemen ilâve etti; — Fakat doğrusu, bu adamcoğuzn tecessüsü, bizi müthiş bir tehlikeden kurtardı. Şövalye de; — Çok doğru.. Ve bu tecessüs cid- den mkâfata değer.. Diye mırıldandı ve bu sözlerle bera- ber cebindeki altın kesesini çıkserp bah- çıvana uzatarak şöyle dedi: — Dostum, bunu alm ve hiç bir şey- den korkmayın: Biz fenalık yapan in- sanlardan değiliz. Bahçıvanın ilk hareketi, gözlerini büyüten bu ieeseyi olmak için elini u- zatmak oldu. Fakat bu ilk hareketi bir düşünce durdurmuş olacaktı ki, bunu iti ve mütearrız bir sesle cevap verdi: — Parsnıza ihtiyacım yek.. Bunun üzerine şair, sakin bir ses- le: — Bunu reddetmekte haksızsınız, dos tum, deği, size teklif ettiğimiz bu para tam zâmânında kapıyı açmak suretiyle Bize yaptığınız büyük bir hizmetin hak- h bir mükâfatıdır. — Size hizmette bulunmadım ve. bi- asnleyh mükâfata lüzum yok. Sizi tanrmıyorum.. Buraya zorla girdini Ve bunun cezasi pek müthiş olabilir. Nerede bulunduğunuzu bilmiyorsunuz, geliba., Derhal çıkıp gidin, işte bu ka, dar... Sizin yörünüzden yerimi kaybet- meğe hiç te niyetim yok.. Gidin.. Bahçıvanın tavrı gitgide daha müte- arrız bir hal alıyor ve sesini yükseltir- ken, kapının önüne dikilmiş olan iki muhatabına kapıyı gösteriyordu O zaman aruba sahibi kapıyı iyice aştı ve boş arabayı göstererek şöyle dedi: — Ben Dikardi çiltlikleri müdür muavini Lö Norman d'Etyol'um ve & rodığınız şahıs, pekâlâ gördüğünüz veç hile, benim arabamla değildir. Mahcup olan zabit af diledi ve mös” yö d'Etyol'un tesadülen, verdiği €ş- kâlde bir ağam görüp görmediğini sor- du: — Koyu kahverengi mantolu biri- si miydi? Evet,, bana öyle geliyor ki, bu eşkâlde bir süvari arabamın arka- ındım gelip geçti. — Bu süvarinin hangi yolu takip ettiğini bana lötfen söyler misiniz? — Önümüzdeki yolu. — Teşekkür ederim, mösyö, sizi ra- hatsız ettiğim için cidden mahcubum., Ve zabit, ayni ağırlıkla yoluna de vam eğen arabadan ayrılarak, adamla- rmın önünde, bu süvarinin takibine koyuldu ve biraz sonra ona yetişti, Bu defa şüpheye mahal yoktu, bu süvarinin şapkasile mantosu eşkâle ta- mümile uygundu. D'Etyol'un arabacısı gibi, bu adam dı, ilk emir üzerine durdu. Fakat zabit ona yaklaşıp: — Şövalye d'Assas, sizi kral namr- na tevkif ediyorum. Kılıcmızı bana teslim edin? Dediği zaman süvari muhotabına doğru hayret ifadesi dolu bir çehre çe- virdi ve hürmetkâr bir tavırla şü ceva» bı veridi; — Yanılıyorsunuz, mösyö, ben söy- İediğiniz adam değilim... İsmim Jorj Dülândır ve mösyö lö kont dö Sen. Jermenin bizmetinda çalışıyorum. Süvari bu sözleri söyliyerek, manto- sunu çıkarıp sade elbiselerini ve teslim edilmesi istenen kılıcının boş kalan ye- i terdi, Zabit bir lânet savurdu. ca söze İdiz İma v8 Yanlışlığa imkân yoktu, muhatabın- da, zengin bir evin uşağı hal ve tavır- larr vardı ve şapkasiyle mantosuridan başka hiçbir şey, kral ordusu zabitle- rinden şövalye d Assasın eşkâline uy- gun değildi, N Diğer taraftan bu adamın kırk yaş- larında olduğu besbelliyken, tevkif e- dilmesi Jâzrmgelen sabit henüz yirmi yaşlarındaydı . Zabit, d'Etyoldan olduğu gibi, bu a- damdan da firariyi görüp görmediğini sordu. Yalnız, bu defa konuştuğu adam asil- zade olmadığı için, süsller hakiki bir isticvap halini aldı. Jorj Dülân, kral orduşuna mensup bir zabite borçlu olduğu nazikâne bir tavır ve hürmetle cevap verdi; — Şato meydanında vuku bulan hâ- disenin bir kısmına şahit oldum, Fakat size yanlış haber vermişler, mevzuu bahsettiğiniz genç asilzade Paris yolu- nu tuttu, Siz ise aksi istikamete gidi- yorsunuz.. Altındaki at çok seri olduğu için şimdi her halde bir hayli yol almış- tar. Zabit, bu ehemmiyetsiz adama te. şekkür etmeğe lüzum bile görmeden, geriye döndü ve müthiş bir hiddet için- de, akşam üzeri hapisaneden kaçan, er- tesi sabah ta majestenin en yakın adam. larmdan birisini bayıltıncıya kadar « bem de şatonun önünde . dövmek su. retiyle krah bile istihfaf eden ve sonra iz bile bırakmadan uçup giden bu şaya» nı höyret firarinin takibine koyuldu. xxn DÜŞMÜŞ KADIN Hâdise şuydu: D'Etyol'un arabacısı, oturduğu yer- den, vuku bulan sahneyi seyretmiş, a- rabaya binen d'Assası derhal tanımış ve Krebiyon ona, bütün huziyla gitmek emrini verince, o da, seri bir kaçışla, bu delikanlıyı kralm pencereleri altında

Bu sayıdan diğer sayfalar: