13 Haziran 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 11

13 Haziran 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayı : 133 tine karşı, benim aciz kafamın sözlerden biri, ilaç deye bulduğu sizi her nedense sinirlendiren o cümledir; ben © cümleyle, bu nevi putların, daha doğrusu put- perestliğin kırılmasını istiyenle- re yardım etmek emelindeyim ; baska türlü bu memleketin fikir hayatına şuur vermek kabil de: gildir, zannındayım. Öyle görünüyor ki, aklı selimi umtacak kadar (Aristo)ya hür- met ettiğinize nazaran, sizde de bu putperestlikten parçalar mev- cut olsa gerektir. 2. - Vakıa bu, sadece bir aklı selim meselesidir ; buna inanınız, beri dostum. Yirmi üç. asırdan insanların tecrübesi o çoğalmış, görüşleri artmış ve bilgileri ziya- delesmistir. Bunu görmek için sizin kadar alim olmağa lüzum yoktur; aklı selim kâfidir. Kek sefe kitaplarında iptizale uğra- miş bir söz vardır: <ilimler, felsefeden birer birer ayrılarak Eğer bu vücut bulmuşlardır. söz doğru ise, o ilimler (Aristo) öldükten sonra tedricen olmuştur ve olmaktadır. (Aristo) bunları nasıl bilsin? Ve bizim talebemiz; bun- ları en esaslı hatlarile ve bilhasa tam bir müspetlikle öğrenirler. Lise mezunu bu demektir. (Biz) deyince, içinde yaşadığımız asrın nesillerini kasdediyorum; neden- se zati aliniz, bu manayı hatir- lamamağa muhtaç gözüküyorsu: nuz; olabilir, fakat ben - belki hata ediyorum ; fakat o kanaat tayım ki, - bu asan nesilleri içinde bizim memleketimizin in- sanları da dahildir. i İtiraf edeyim ki, buğün tale- © bemizin bile (Aristo) dan fazla ldiğini söylemekle, ne şahsan etmeğe hak (Aristo) ya karşı hürmetsizlik yapmış oluruz. m ei kendimizle iftihar kazanmış; me de Biz bugün hakikaten daha çok şey biliyorsak, bu, yirmi üç asır ve yirmi üğ sonra o gelmiş asırlık insan zekâsına o varis olmaklığımızdan başka bir sebe- be istinat etmez. Hatta asıl bun- dan dolayıdır ki, yani (Aristo) ya talebemin hürmet etmesini öğret- mek içindir ki, ben © sözü sık sık söylerim : (Aristo) hakkında sizin bildiklerinizi bilmeyen ve galiba bundan dolayi aklı se- limlerini o kaybetmemiş (olan talebeme (öğretmek isterim ki, ç asır evvel gelmiş bir yirmi ü adam, (Aristo), tabla lerinin malümütından haberdar bile değildir; fakat buna rağmen büyük, pek büyük bir adamdır; o kadar büyük ki, ismi söylenince Orhan bey kendinden geçer ve kitaplarının bugünün . alimleri basına onun ismini . mutlaka koyarlar. Bu hal, zahiren müte- gözükür; fakat değildir; ( Aristo ) ; devrinun en nakiz çünkü büyük alimi, ancak bugünün mahrum bir her klasik tahsilinden adamıdır; buna rağmen, devrin en büyük bir filozofudur, Onun kadar geniş bir zekâyı ve onun en büyük sistemcisidir. kadar sistemei bir kafayı, insa- niyei bir daha (görmemiştir. Onun içindir ki, (Aristo) bugün bile hâlâ bize, tefekkür hayatı- mıza rehberlik eden adamdır ve daha da çok edecektir. Bu sözleri dinleyen talebemin ekserisi, ne demek istediğimi anlarlar ve zihinlerinin takılması mümkün ve hatta zaruri olan bir tenakuzu, muallimlerinin aciz zekâsile halledebilmiş olmaktan Hayat memnun. olurlar: çünkü onlarda aklı selim yerindedir ve bilhassa her şeyin fevkiında aklı selime hürmet ederler. İşte ikinci maksadım da budur. Bu, ilmi ve felsefeyi vuzuh ile anlamak için bir başlangıçtır. Hatta bu vadide daha ileri gider ve onlara anlatırım ki, ilimde de eşkimek vardır, felsefede de; Fakat buna, mukabil, felsefede bir de bilfül ölmezlik, ebedi bir hayat var dır: yani uzun asırlar insanların kafasına, malümat ile değil, bek ki düşünmek tarzı itibarile daima gıda vermek kabiliyeti vardır. Belki bu fikirler size karışık gözükür; üstünde biraz di meğe zahmet ediniz ve rica ede- rim, (Encyelopedia Britanica) yi (Aristo) olacağım deye ne ezber- kalkınız, de omü ediniz. Bu insanın beynini sulandırır ; (Aris- başka lemeğe ne başkalarına tavsiye to) olmanın yolu olsa gerektir. > ## Bu sözü burada keselim, Orhan Bey. yanlış bir noktayı Yalnız yazımızda düzeltmeme diyorsmz ki müsaade ediniz: «neticenin ne olduğunu bilmi- yorum; her halde ekseri müna- kasalarda olduğu gibi neticesiz kalmıştır.» Eğer bu bahsettiğiniz aramızdaki münakaşa ise, geçen kıştan beri unutmuş olacaksınız: bilâkis münakaşa neticelenmişti; ve siz, tuttuğunuz yanlış yolun olarak, etra- artık tek- zannettiğim zaruri bir neticesi finız hakkında, şimdi rar etmeyec bir kanaatinizi itiraf etmiş ve sonra peşiman olmuştunuz. N. N.

Bu sayıdan diğer sayfalar: