13 Haziran 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 14

13 Haziran 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat ————— San'at ve suhpet Hollanda'nın Eski Üstatları Neden Çirkin Kadın Resimleri Yaptılar ? San'atkârın mülhem olmıyaca- ğı mevzu var mıdır? San'atkâr daima güzeli mi tasvir eder? Hiç şüphe yokki çirkinin çirkinliğini lane te san'attır. Binaenaleyh san'atkâr için güzel veya çirkin mevzu yoktur, sade- ce mevzu vardır. Geçenlerde Londra'da «Royal academy»de eski Hollanda üstat- İarının en güzel ve en meşhur portrelerinden mürekkep olmak üzere çök mühim bir meşher vü- cude getirilmiştir. Bu şayanıdik- kat san'at meşherini sile mükemmel bir hale getire- bilmek için hiç bir fedakârlıktan çekinilmemiş, gerek İngilterenin hususi kolleksiyonlarında, gerek Avrupanın hususi ve umumi mü- zelerinde mevcut Hollanda şahe- serleri sahiplerinden muvakkaten tam manâ- alınarak Akademiye getirilmiştir. Bukingam sarayının en kiymet- tar tabloları, Amerikadaki en meş- hür Hollanda eserleri yeni meş- herde toplanmıştır. Fakat ne gariptir ki bukadar büyük külfet ve fedakârlıklarla vücude getirilen bu san'at meş- heri efkârı umumiyede garip ve gayri muntazam bir aksül'amel husule getirmiştir. Bunun en güzel ifadesini bir kadının, sergiyi gezdikten sonra <“Deyli Ekspres» gazetesine gön- derdiği Bk pi buluyoruz. 3u kadın diyor ki: Çi kırmızı renkli, ablak çelı- reler,. yuvarlak, parlak alınlar, yusyuvarlak çeneler, şişman bi- lekler, kaba, çirkin parmaklı eller, şekilsiz vücutler... İşte Hals gibi, Rambrandt gibi dahi- lerin anladıkları kadın güzelliği ! “Dün bu resimler Hollanda teşkil Bu düpedüz kadın çehrelerini bu- kadar akademide teşhir edilen san'atinin şaheserlerini ediyorlardı. bir kudreti san'at- kârane ile boyayabilen Rambran- büyük dt ve Hâls sağ olup ta dün re- simlerini sergide korku ve takdirle seyreden kadınları görebilseydi, acaba ne eserler vücuda getirmez- İerdi?! “Bu resimlerde, bu saline çok tesadüf edilen sütbe- yazla pembe rengin imtizacından hasıl o'muş tatlı simaları, küçük muntazam hututı yeçhiyeyi, zeki gün em- gözleri, zarif bir surette çizilmiş müstehzi dudakları bulmak kabil değildir. Sergide işlenmiş, ince tek bir kadın çehresi mevcut de- gil... Halbuki bu resimleri her gün seyreden kadınlar içindeböyle yüzlerce çehre var... “Hollanda san'at görülen kadınlar -seyredilenler ve sergisinde seyredenler dünkü kadın güzelliği ile bu günkü arasındaki farkı ne beliğ bir surette ifade ediyor!.. Sergi hakkında beyanı müta- lea eden diğer bir san'at merak- lisı diyor kı: «Royal Academiy» de teşhir edilen tablalar üzerine Hollanda- nn büyük üstatları tarafından şayan hayret bir kudretle nakşe- dilen kadın çehrelerini tetkik et- tikten sonra şu iki şey bana me- rak oldu: 54 «1 — Bu kiymetli ressamlar, etrafla- güzel kadın bu tablaları yaparlarken rında hiç bir yok miydi? 2 — EE üstatların, cidden güzel bir kadın gördükleri zaman bunun güzel olduğunu anlamama- larına imkân var mıdır! “San'atkârlar tabiatın güz-ilik- lerini ararlar, bunları idealize edip *yani gayeye yaklaştırıp mu- Hal- kaba ha- şamba üzerine nakşederler. buki bu üstatlar sadece, va ve heveslerine düşkün, ahmak hatta bazan adeta <kudubets çeh- reli kadınları arâmaklağğıenman geçirmişler. . “Bu günün af tistleri devrimi- anlayışlı çehrelerini “Eski devirlerinin an- zin uyanık, nakşediyorlar. üstatlar da her halde kendi layışlı güzelliklerini nakşetmişler- dir. © halde uzerinde gördüğümüz onların şaheşerleri çehrelere, o devrin kadın güzelliğini akset- tiren bir ayna nazariyle mi ba- kacağız? yoksa-ki inanacağı gelmiyor.. buna insanın - bu büyük fırça ve boya üstatları etrafların- daki güzellikleri göremiyecek ka- dar körmiydiler? İşte bir sual ki Hollanda san'- at sergisini gezen her kesi merak içinde birakiyor ve bir türlü sa- rih bir cevabı bulunamıyor | KÂMRAN ŞERİF

Bu sayıdan diğer sayfalar: