31 Temmuz 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 20

31 Temmuz 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yandan da ve daha bu hülyalar bir ondan daha acıklı ehemmiyetli bir düşünce, kr zının sıhhati, öna büyük ern- dişeler veriyordu. Güzel yü- zünde gençliğin taraveti yok- tu. Ahvali adiyede solgun olan yanakları bazi zamanlar uçucu bir kırmızılık alıyordu. Kuvvetli sesi göğsünün çok dar olan vüs'atile nispet kabul etmiyordu. Krespelin tecrü- besi bu işaretlerdi: Bir hasta- liğini uzak, fakat tehlikeli piş- tarlarını görüyor, kizinin çeh- resinde belirdiğini gördüğü bu ölüm tohumu onu korku- tuyordu. Bu tehlikenin önüne geçebilmek için her şeyi yap- mağa . hazırdı. Bir gün meş hur bir doktorla konuşuyor- lardı. “Biliyorum, kızının ek maick kemiklerini kaplıyanbu koyu kırmızı lekeler heyecan- dan ileri gelmiyordu. Bunlar benim korktuğum şeylerdir., Doktor cevap vermişti: *Siz- den saklayamam.. Kizınızın sıhhati beni de düşündürüyor. Gerek çok genç yaşında taga- nniye başlaması, gerek ciğer- lerindeki fitri bozukluk olm- asi, ve yaşının kudretlerini geçen sesi, onun hayatı için bir tehlikedir. Eğer serbestçe tağanni etmesine müsade eder- seniz,zannederimki,altı aydan fazla yaşama Bu tehdit Müşaviri titretti, kızı ona şimdi vahşi bir elle kökünden koparılan çiçekli bir fidan gibi görünüyordu. kararını derhal verdi: Anton- ya'ya iki ufku ruyet teklif etti: Birisi izdivaçtan ve dünyevi zevklerden geçerek seri bir ölümde nihayet bulan bir san'âtkâr hayatı; digeri de yal- nız kızı için yaşayan bir baba- mın saadetini temin edecek olan sakin ve müsterih bir hayat... Antonya kendisinden isteni- len fedakârlığı hissetti, ve ken- disini babasına hasretmekte etreddüt etmedi. Kalbini dol- duran hisleri susdurdu: Ni- şanlıya izin verildi, ve kres pel kızını Hieidberg'e getirdi. Fakat genç adam kendi kendi- sine vadettiği saadetten bü kadar kolay vazgeçemezdi. Müşavirin izini takip etti ve tam baba ile kız arabadan inerlerken o da evin kapısı- ia vasıl oldu. Krespel onu şiddetle itti, ve kapiyi yüzüne kapamak istedi. Fakat Antor- ya içeriye girmesine mlüsa- de etmesi için yalvardı. kızın hayatını birleştirmesine az kal- mış olduğu bir adama şiddet- le muamele etmek cesaretini kendinde bulamıyan müşavir yumuşadı. Nişanlısını tekrar görmekle iktifa etmiyen genç adam son defa olmak üzre örün sesini dinlemek istedi. Baba reddetti, kız yalvardı, bunun üzerine; «senin istedi- gin gibi olsun kızım! dedi, Fakat ölürsen bundan bed- baht babanı ittiham etme! seni ölür görmek korkusu -sen ki beni hayata bağlıyan yegâne bağsın - hayatımın yegâne aza- bıdır!» Krespel bu fedakârlığıni yapınca, musikişinas Klâvse- sene geçti. Antonya teganni etti, babası kemanını aldı, ve gözleri kızının üstünde, sol gun yanaklarında o meşum lekeler belirene kadar çaldı. Bu lekelerin tekrar görünmesi Krespel birdenbire bozdu ve san'atkâra çekilmesi için işaret etti. Ebe- di bir ayrılığın mukaddemesi olan bu gidiş Antonyanın kalbini parçaladı, ve baygın yere yuvarlandı. — Kızımın öldüğünü zan- nettim. Kendimden geçmiş bir halde bedbaht musikişi- nasa doğru atıldım, ve onu omuzlarından merdiveneittim sgidiniz» dedim. Ona, gözle- rimin önünden gaybulunuz, çünkü kalbinize bir hançer sokmak ve kızımın solgun ve soğuk vücudunu kanınızla ısıtmak ihtiyacını kendimde duyuyorümi. korkunç oölmaklığ gelir. e zav bir deli Kapıyt bir daha Sü görmedim. Kerespel bu hiddet buhra- nindan sonra kizina koştu, onu kaldırdı Ea OM bir an onra yine kapadı. Bir alak elediği. Doktor çağırıldi. Gele dok- tor buhranı çok ehemmi i buldu, fakat ümidi kesmedi, filhakika bir müddet sonra genç kız iyileşmiş göründü. Artık kat'iyen setmiyordü. Ken mile babasına vermişti. dikkat ve ihtimamını ona sar- iyor, melekâne bir itaatle bütün manasız arzularını yâ- pıyor, ona satın aldığı keman- ları dağıtırken yardım ediyur, beraberce yeni kemanlar ya- piyorlardı. Ona, Aziz baba- cığım, diyordu, ben yalnız sizin için yaşamak istiyo- rum. Madamki sizi müte i ediyor, artık hiç şarkı söyl miyeceğim. Ve Krespel on mes'udane dinliyordu. tedbirlerle kızını tehdit eden tehlikenin önüne geçildiğini ümit ediyordu. Babasının emirlerine itaat eden Antonya, işidenleri sihirli o. tatlı sesini. duyurımıyordu. Kres pel, kızı ile beraber gömd o meşhur Kremon kemanın aldığı zaman, Antonya sesini dinledikten sonra babasından müşfik bir bakışla dağıtma masını rica etti: «Nasıl, bunu da mı dağıtacaksınız ?» demiş ti. Ayni zamanda Krespel de içinde bir şeyin kendisine bu kemana ilişmemesini, ve hatia çalmamasını söylediğini his sediyordu. Henüz tellerine dokunmuştu ki Antonya: «İyi ama bu benim sesim, demisti, hâlâ teganni ediyorum.» Fik hakika kemanın serpilen inci lere benziyen notaları ilâhi bir sesi andırıyordu. o Krespelin Heyecanın payan yo yayı — Sonu 23 üncü vifed

Bu sayıdan diğer sayfalar: