31 Temmuz 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 9

31 Temmuz 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bil arzu etmeleri ırrını teş- nada, ti- a vazıh r. Müte- “1 sahne “eperetu- almış ve yer ver- tmiş. ve n tashih mazinini ve önü, re dekor İ v “Madam ili muka- k temaşa rübe et la an z > meb bir sn bütün uni kiy: şekline nlük mü binin en ı vücuda n, siyasi l Gön ii Merkezi zini andasına memaliki sasen bir a) tiyatrosu dahi denilen bu anda ve umumiyetle ro (san'at için san'at) istikameti gibi manasız bir istikamet olan prolet Kult'i ile orta- ya çıkan proleterya san'atı gibi yal- nış bir istikamet teşkil etmekte idi. hata idi. (Proleter prop tiyatrosu Fakat bunun Rusya'daki hal ve vaziyelin, muhitin neticesi ve burju- va san'alinin inlilâli zamanında Kübizm ve Fütürizm'in teşekkülü gibi bir mecburiyet olduğunu bir daha tekrar etmeliyiz. Propagandanın bu umumi tiyal- sadece bir geçit devresinin osu vazifesini görmüştür. Nasıl ki Kurunuvustadaki (misteriyum ) oyunlarının kiliseler derunünde dini itilâya hizmet için oynanmaları yal- nz bir mebde idi ve vaziyet ve münasebatin tazyikı ile çok sıkı su- rette Ortodoks olan mukaddes yer- lerinden kendilerini kurtardılar ve kiliselerden koğuldular, karakterlerini değiştirdiler. ars sahasında ve bilhassa tiyatro sahasında Avrupaya rehber olan iki büyük memleketten Alman- ya bugün bu sahada diğerinden i Fransadan çok daha yüksek Buğün Fransa vodvilin , hafif komedinin klâsık : memleketi olarak kalmıştır. Orada temaşai san'atı gerek eserler ve gerek mizansen noklai nazarın- dan tecdit için hiç bir tecrübe göze çarpmamaktadır. Fransız tiyatrosu- nun muhafazakâr olduğunu iddia etmek bu hususla çok az söz ile işi bitirmek olur. Zira yarım asır evel Fransa tiyatroda olduğu gibi resim san'atında da hakiki bir dünya hâkimi rolini oynamakta idi. ( Theâtre libre ) yani natüralist tiyatro Pariste doğmuş ve Avrupa- da ve diğer kıf'alarda hüküm sür- müş idi, Fakal tarih durmıyor ileriliyor. Bugün Rusya ve Almanya gayet basit bir sebepten dolayı bu temdi- ni rolü oynamaktadırlar. Rusya ha- kikaten sarsan hadisat tesiri ile esasından tebeddülâta maruz kalmış- tır. Ve orada ihlilâl kanunları san'- atta, edebiyatta ve tiyalroda tama- men kendini göstermiş yani tesirini hissettirmiştir . Rusya'ya Fransadan daha yakın Almanya da bunlardan tesirsiz kal- mamıştır. Fakat Almanyada bu direkt tesirden başka monarşinin sukutu ve enflasyon tesiri ile ayni zamanda hars, san'at tiyatroya da kuvvetli tesirler icra eden sosyal bir tebeddül vukua gelmiştir. Bu suretle Almanyada reji ve mizan- sen mesailinin Lemaşai kıymetlerin inkişafında bir kaç hatve daha ile- ride bulunmasına mukabil Fransa bu noktaya bile vasıl olamamıştır. mağlübiyet, İşte bu mütaleat bize tiyatronun istikbali ile meşgul olmak imkânını verir; Hayatımızın yavaş yavaş stabilize olmasına rağmen büyük fikri ve harsi cereyanlar hemen kâmilen yalnız on beş senenin hadiseleri ile taayyün elmiş ve edecektir. Şimdi- ye kadar yalnız matbuatla kendini gösteren bu aktüel vaziyet, şimdide san'atta, edebiyatta ve tiyatroda da kendini göstermektedir. İstikbalin tiyatrosu da bu kanu- na yine tebaiyet edecektir. Hatta romantik cereyanlara tesir edecektir. Harpten evvelki se- nelerin sakin idealizmi ve erdi banal mevzular karşısında bir kaç fikri mütaleayı bile kurtaramiyacaktır. Modem tiyatro daha sağlam ve esaslı mevat arayacak, zira daima büyüyen ve sermayenin temerküzü, kartel ve trostların inki- şafı neticesi olan ve bilhassa vaktı geçmiş mevzulardan yeniden istifa- deyi ve zahiri hareketi ve hafif entrikaları teshil eden bir (endüs- irializasyon) ile şiddetle mücadele edecek idi. ziyade Temaşai san'at harp aleyhinde ve ihtilâl lehinde düşüncelere sahip olan büyük umumi kütlenin kuvvetli fikirlerini coşturacaklır. Zira ihtilâl bu umumi kütle için Rusyada bir hakikat ve diğer memleketlerde HAYAT, 9. kendisine doğru koşulacak bir he- deltir. Fakat ibtilâli takip eden bir iirde bulunduğumuz ve izafi bir içinde yaşadığımız nazarı alınırsa temaşai fikir saf bir yahut tamamen harici ve direkt tesirlere münhasır kalacaktır. ani saf bir ihtilği tiyatrosunun düştüğü halaya yine avdel etmiş olacaktır. sükünet itibare elekt Zamanımız satirlere ve bilhassa geniş surette her tarafı ihata eden satirlere daha büyük mevkiler vermektedir. Buna rağmen büyük üslüp sahibi bir çok satirik omuharrirlere yani temaşai Daumier? lere malik olma- yışımız bile pek çok hayrete şayan- dır. Volpone'nin pariste ve Berlinde kazandığı muvaffakıyet Ben Jonson' nın modernize edilmiş eserinde bazi mükemmeliyetsizliklere rağmen para- nın kuvvetine dair hususi ve mah- dut bir satırın mevcut bulunmasın- dadır. Mizahe ve karikatüristik hususi- etlere rağmen bu eser bütün muasırlarca anlaşılabilen aktüel bir satirdır. Yalnız iki misal zikrede- bilmek için “Barmat,, meselesi ve “Gazete du France,, skandali Alman- Ss yada olduğu gibi Fransada da roman ve temaşa omuharrirleri için en mükemmel mevzu esaaları idi. Petrol trostlarının şiddetli rekabet- leri ve müthiş mücadeleleri, ağları sosyal ve iktisadi kuvvet gürupları velhasıl bu gibi şeylerin cümlesi de onlar için. bitmiyen bir menba olabilirdi. Fakat satirler da- ima talimi oldukları yerlerde menfi bir işareti haizdirler. (o Müstakbel tiyatro yalnız satirik olmiyacak her şeyden evel büyük hututu haiz ve müspet düşünceli olmak mecburiye- ünde bulunacatır. Tendenziose esas- lar hemen daima bir taraflı ve dai- ma salhi kalmakla ve ekseriya bun- larda tiyatro yalnız bir mahkeme salonu ve sosyoloji laboratvari ol- makla iktifa etmektedir. Bu sebepten bir rubuasır kadar eski olan bu hataya yeniden düşmemeli, zira o entrika ' ni li | tl i Jİ ml) Aİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: