1 Ekim 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 30

1 Ekim 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kimseler de vardır ki, tpkı bu komünist genç gibi bizi, Kemalist Türk milliyetçilerini, bir dar yere hapsedilmiş görürler. Bizi esir kafalılık,, şahsiyetsizlik, pasiflikle itham ederler ve kendilerinin ruhlarını nasıl ezelden şeytana satmış olduklarının asla farkına varmazlar. Bunların kafası bir müstemleke toprağı gibi, bunla- rın kafası tıpkı işgal esnasındaki İstanbul gibi yabancı çizmele- rin topukları altında ezile ezile hamur haline girmiş ve her taraf- ları türlü türlü yabancı alâmetlerle örtülüp donanmıştır. BZ Garp demokrasilerinin bu avare hayranları değil midir ki, bizim çocukluğumuzda, dışarıdan bize (hürriyet) getirecek olan (düve- li muazzama) gemilerini bütün Akdeniz ufuklarında gözetleyip dururlardı? Kendi hükümdarlarının zulmünden kurtulmak için ikide bir ecnebi sefarethanelerinde kendilerine bir sığınc arama- ga giden devlet adamları, ceplerinde himaye kâğıtlarile dolaşan entelktöeller hep bu çeşit liberallerin içinden çıktı idi. O zaman- lar Avrupaya kaçmak, bize en yüksek bir cesaret ve kahraman- lhık hâdisesi gibi görünürdü. Ömürlerinde bir dafa Avrupaya kaç- mamış olan fikir adamlarmın ne sözüne, ne özüne ilibar edi- lirdi. Zira, istiklâlini kaybetmis ve her şeyini Avrupalıların hüküm ve nüfuzuna terketmiş olan bir memlekette her şeyi Av- rupadan beklemek, onun iradesi haricinde bir hâdisenin vuku bulabileceğine ihtimal vermemek, hatta hürriyeti, adaleti bile bu milli istiklâl gasıplarının yerinde aramağa gitmek Türk hürriyet- perverliğinin bir an'anesi haline girmişti. © Onun içindir ki, işte, onun içindir ki, bir Türk kumandanı, bir Türk inkalapçısı ilk defa olarak 1920 senesinde, bir hak ve adalet prensibini müdafaa için Avrupaya başvuracağı yerde, bir Türk yapuruna binip Anadoluya geçtiği vakit herkesin parmağzı ağzın- da kalmıştı. Bu Türk inkılâpçısı, yalnız, Avyrupaya gideceği yerde Anadoluya geçmekle kalmıyor, ilk defa olarak, Avrupadan, Av- rupalının hüküm ve nüfuzundan sıyrılıp kendi milletinin kuca- gına sığınıyordu. Mustafa Kemal inkılâbını tanzimat hareketinin bir devamı gibi görenler bu hareketin öbürüne nc kadar zıt olduğunu hiç değilse bu noktada hissetmelidirler. Başı sıkıya geldikçe ecnebi sefaret- hanesine sığınan tanzimatçı devlet adamile, Anadolu köylüsü- 80

Bu sayıdan diğer sayfalar: