16 Şubat 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. 16 ŞUBAT 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: S Ce Başmuharrir ve Müdür 24318 ö Yazı işleri Müdürlüğü 24319 iliç? İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: bedi f Türkiye için Hariç içir İ İ K a. ü 9Saylığı 4 — 8 — M «t 7 S0 14 — P gü 25 F AM 28 Gelen evrak geri verilmez - Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete — müracaat 2dilir. Gazetemiz ilânların mes'u- liyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- zinden aldığımız malümata na- zaran bugün hava ekseriyetle a- çıktır. Kar yoktur. Rüzgâr şark istiakmetinden mütedil kuvette esecektir. -Dünkü hava tazyiki, 771 mili- Br fazla sıcaklık * I, en az! —7 idi. Perişan, M—-. Sarhoş, ha sap ve hüsran idi. — İşten çıktııı Kari hasta.. Dört gün evvel eşyamı haciz et tiler.. Öksürüyorum.. Halim kö B ştül — Geçer inşallah.. Allah bu yüktür.'. 4 — Büyüktür ya!.. Bak sana — bir hikâye anlatayım.. — Bir gün bir yerde oturmuş- — - lar.. Din, iman bahisleri görü- — şülüyormuş.. Bir kişi Kur'- anı kerimin fezaili hset- “mişler; - — Kelâmüllah her şeye de- wadır.. Mucizedir.. Filân diye — görüşmüşler.. ç a Münasbetsizin birisi sor- muş: — — Cenabı hakkın - kelâminı — görüyoruz. Büyük - fezaili var.. — Bir harika.. Lâkin Cenabı hak.- Ş dar. Kıımı#r 'ama - bir şey söylememişler.:“Suali soran kır e dığı potu pıılııııı lılıxııııgur diçin kımn yazısı nasıldır?..- . R K LB: ıınp ıııdı hınşuıuıek Tariht I etkikler MlLL!YET SALI kısa caket), 2 came (yenleri yere ka dar sarkan, bol, rahat ev elbisesi), 2 tilki beden (yaluııı tilki derisinden Kara Mustafa Pş. kim- dir. nasıl idam edildi? Viyana bozgunundan sonra Paşa mühürünü padişaha, başını cellâda teslim edivordu!. çat; * GET Kara Mustafa Paşi sarayında bir iftar ziyateti... Kara Mustala: Kara Mustafa, vazifeperverliğe olan fazla inhimakinden mütevellit huşuneti ve servet ve ihtişamından ileri gelen gururu bertaraf edilirse, hissen ve lâkan çok lınyınıtlı :; v Pışanın muhtelif lııılırındın, çift Tikkı ve sair se- nelik varidatı (243,000) kuruş tutu- yordu. Bu yeküne çok kıymettar mü .cevheratı da ilâve edilirse Kara Mus tafanın - serveti h&hıılıiıüı kibar Bir adamdı. Ad dinilebilir. Galla'ı bulda bu bir ihmalini asla “affetmez ve lund. larda Kara Mustafi bir”surette tecziyerederdi. Bilhassa|' dört yüz inci satın almak üze iç oğlanları çok sıkı bir'nizaiı altın |» re Bın-ı yı ir adam göndermişti. 'da yaşarlardı. Bunlar paşanın yatak kaftanları: odasına bitişik bir salonda yııırlar l’ııınm lııftınlınııı, içoğlanları dı.. Hemen taşıyan ken, âni — bir emirle — der-| birisi nezaret ederdi. Paşa her gün hal kalkabilmek- — için, — soyun- mazlardı. Muntazam yatakları yok- | ları itlarına hılmcı Iııı- yıııılıı Bat- de bir taniye sererler ve tan ğ yorgan çekerlerdi. —H dar ağa, K AŞ in muhtelif larında ge- Her ay, Hazinedar ağa, Kara lıı- keııdıknııı tefhş ederdı Bu ço- Mustafa -için bir düzüne yeni do leri şid| ve gömlek dılıtımrdı. Sırılıçı ıulı- detle cezalandırılırdı. mına, için Kara Mustafanın hıyıh,' seneye yirmi tülbent verilirdi. Çu- program dahilinde geçerdi. Geceleı—ı hadar ağaya da on beş kuşak teslim ılııbuçuııdohe& ile yirmi çift çakşır teslim edilirdi. bir tek pamuk şil! ııııımı.Yı- Yine sarıkçıya sene de otuz hvıı.k çırgıfımuılııdındılıımğhr Immı;!ııı mamül idi. Ayni kumaş- undiğerbırçırşıfhl'lıııııhıunış den yorganıma kaplanmıştı. Mevşi- me göre iki veya daha ziyade yor- gan örtünür ve en ü ündeki yorga- Paşanın cep harçlığı: Hazinedar, her gün kaftan güla- mına paşanın cebine koyması için 1000 çil akçe verirdi. Her gün har- A nn yüzü de Hindin veya üst; pta binde kalan ait idi. aydan kafi H d nin en pahaliı kumaşlarından olürdu. Paşa yattıktan sonra, içoğlanları- nın içinden bilhassa seçilmiş olan tır "nakçı, paşanın bacaklarını ve ayakla rını oğardı. Diğerleri arasından her gece öon beşi, yatak odasının kapı- sında sabaha kadar nöbet beklerler- di.. Bu nöbetçilerin bir an uyukla- maları, hattâ ölüm cezasına kadar. varabilirdi. Kara Mustafa gün doımıdın l:ıl “kar, ıpd::% alır, sabah. namazını kı- lar Ve tekrar yatarak bir daha saat "ikide uyanırdı. Kıhve ıkı yıpır Hy“"vehlıuıübv ” bır kenara büzülmüş oturan bu- ', bektaşi dervişine sormuş: — — Sen ne dersin. dedem.. — Ben Cenabı hakkın vazı- anı bilirim.. — Nasıldır?. — İyi değildir.: — Nreden biliyorsun? — — Alİnmın yazısından., Ce. yabını vermiş.. , dedi.. Kara Muıtıfınug hususi — tabibi yoktur. Nadiren bastalandığı zaman lar dördüncüy Mehmedin - hekimini yveya o da bulunmazsa, her hangi bir hekimi çağırtır idi. Yalnız hususi bir cerrahı vardı. Bu adam Kandiye'li bir- Rum idi. Paşa ona, İstanbul'lu çok zengin bir Rumun kızını almış- | tı. Gallan bu malümatı verdikten sonra, dördüncü —Mehmedin, Fazıl Ahmet paşanin, Şeyhislâm efendi ile ıılr vııen vo erkânı âevlıtın Ka Y M £ Ne yapalım kardeş 3 Yazıyı ben yazmadım ki; o yaz dı.” Şimdi bozar ıııı'! FELEK nasıl bir ınenııgıı ıh Iıımhıdddarı nı kaydediyor ki ben burada onları zikirden ferağat ediyorum. İ : 'uiııı*y.ı in Edebi-Romanı::11 - Pışaıun Yaridatı: M Bödn Eğ ı> Bir iki adım İleriye ıuıııı- : kııçılnldim durdum. Kafam d:râ:ıııbıı- karar lruvvotbulu— Yılnıı ;ıtıııeliılmlK Dedim ve müthiş bir dtot ” sevmek.. İşte bul. Diyerek yürüdüm. — ne yaptım, ııeredaı geçtim, kimi gördüm? Hiç bir şey bil- miyordum. Gözler lıi- sis bu , lnm ile kaplanmıştı. Başım ve GÖZYASLARI ü — Seymek, bir dalgın kızı |* nefret do Etem İZZET Sevgimi saymıyarak kızı bakania . , Vez küfür ediyordum: — Orospu! — Kahbe!. Ve.. durmadan - söyliyor- ılıım,, a ÇA — Bunlar — dalgın değil nü niyet bunların nesine? Onlara var mı sadece şeh- vet zevk, eğlence, kucaktan ku cağa dolaşmak? İşlerine gelen, hoşlarına giden yalnız budür, Ve., isyan ediyordum: -| & — Omu unutacağım!. —© uml(ıhbeyc boyun eğmiyece. . Sevgime kunseyı nnğı.:hdır' Ai gi, samimiyet, ıgk hüs aya iki yüz kise ıkş:e mühürdara; dört yüz kuruş ta silâhdara verirdi. Bunlar bu paraları, paşanın sokak- ta bulunduğu sıralarda, lüzumu ha- linde sarfederlerdi, Ay sonunda sar fedilemiyen kendilerine bıhçolunur- du. S Paşanın ıhırlnı-ı Paşanın ahırı yüz ey «lan vardı. Bunlı'sıvı ıçııı&oıı d?:ı'l- maz kırk tanesi lrızut Kırı Mıııtı— fın.ın rııkııbunı olan kısa caket), 8 kaküm ferace, 7 bedenkâr( kaküm kaplı kı- sa caket), 5 kaküm serhatli, 4 samur divan kaftanı, 2 kaküm, 10 sade fe- race. Bunlardan maada, hazinesinde 32 tane henüz dikilmemiş samur kürk ve 35 kürklük 8 tahta samur ile beraber 167 hil'at vardı. Kara Mustafa paşanın serayında bir günlük mutbah masrafı: 500 ekmek, 216 okka et, 120 pi- rinç, 38 okka tereyağı, 12 okka şe- ker, 4 okka bal, 6 okka kara üzüm, 10 okka un, 7 okluı nişasta, 1,5 ok- ka sarı üzüm, 0,5 okka kişniş, 300 | dirhem badem, 8 okka buğday, 9 ok ka nuhut, 13 okka tuz, 7 okka limon tuzu, 10 okka sirke, 40 akka soğan, | bir kaç okka maydınoz, nane ve sa- | ire, 6 okka dolmalık fındık ve asma * yaprağı, 20 güvercin, 79 tavuk, 120* yumurta, 12 okkı süt, 2 okka yo- ğurt, 2 okka peynir, 25 dirhem dar- çın, 30 dirhem karabiber, 2 dirhem karanfil, 2 dirhem kıkule, 40 dirhem 12 okka elma, armut, kestane gibi meyvalar, 30 okka yağ mumu, 8 dir- hem safran, 2 dirhem Hindistan ce vizi, 40 çeki odun, ayda 43 okka sa bun, 10 okka kahve, 4 tabak kay- ınık, yrnm okka gülsuyu. G.ılhn Kıı-ı Mustafa paşa sarayı nı gezdiği zaman, Mustafa paşa he- nüz debdebe ve daratının en yüksek noktasına çıkmamıştı. Onun en par lâk devirleri, kayin biraderi Ahmet paşanın — vefatından , sonra mnlınıııı sadaretin kendisine tevcıhı li Gallanın - jurnalı ıldığıuı kısımlarla bu şayanı dîlıknt adamın hayatı hususiyesine dair ©l- dukça canlı bir resim çizdiğime ka- naat getirerek — yazıyı burada kes- mek istiyorum, Fakat son söz olarak şunu da ilâve etmekten kendimi ala mıyorum. Viyana hezimetinden son- râ Kın Mıııufı, bütün d.ırıt ve iğrehç lecek kadar karanlık bazı saray en- terikalerile Belgrat'ta idam edilmiş- tir. Bu idam fasir çok hazindir. Ka- ra Mustafa için değil, o, çok metin ve erkekçe ölmüştü:. “Veziri azam öğle namazına seccade döşetip imam Mahmut Efendi sünnete başlamış- “ken Veziri azam dahi kalkıp namaza başlayacağı zaman sokakta at şama tası oldu. Kendileri “Nedür,, diye N| Çokağa nazır pencereden — bakdıkta Yeniçeri ağası ve ardınca kapıcılar Iııethııduı ve çavuş — başıyı ıorıczk “imam efedi! Namazı boz. İş gayri yüzde oldu!,, deyup ellerin uvuştu- rarak gezinmeğe başladı. Anlar dahi bilâ tevekkuf saraya gidip yukarı şı.lmiı:. Dı'l_ııl Al: kethüda ( Kara Fazıl | (Röl Harik ve hayat ü Bir kralı istediği gibi hareket ettiren J onur altına ve kıymettar mücevherata olan fazla inhimak ve ihti- rası hasebile- enventrikalr * muhitlere kadar sürüklemiştir. NORMA'TALMADGĞE tarafından icra odılmıştır) Iftihadı l1 Müllr TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ 17 şubat yarınki çarşamba akşamı MELEK ve ELHAMRA Sinemalavı birden: Gala Suaresi Olarak Bugüne kadar vücude getirilen filmlerin en muı_ııamı Dünyada, mevcutfılmlenn en güzeli.. KONGRE EĞLENİYOR Fransızca sözlü ve şarkılı filmidir. Heyeti temsiliyesi başında: Lilian Harvey - Henry Garat ARMAND BERNARD - LİL DAGOVER - PİERRE MAGNEER 10.000 artis. muganni dansör ve figuran iştirak etmektedir. GALA Müsamereleri İçin Biletler Şimdiden Temin edilebilir. TERENEERE> UFA SÜPERPRODÜKSİYONUDUR Lustracılar Şahı Milton: GLORY A ''lalır. sigorta İRTİHAL İstanbul istinaf ü aza- icra eyleriz. Sigortaları halk için müsâait şeraiti havidir Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel: Beyoğlu : 4887 n;' K * : | Sinema -'rıy.uoî Falih Rifki »Bâ.%îil 1 — Denizaşir. <— | Cenubi Amcrılmıı anlatan Y gane türkçe kitap: Yeni,yazı ile| Kemalist Tiran ve Kaybolmuş Makedonya Faşist İtalyadan, inkılâpdı Ar-|| yı sabıkasından — ve Serveti Fünun gazete ve matbaa müdiri sabıkı Mustafa Âsım Bey üç gimdenbe iptelâ olduğu k “reha- önlerine va- rip söze başlamadan doğru Veziri azam bıılııııduiu ndaxı girdiler. Ye niçeri ağası varıp eteğini öptü ve ka pıcılar - kethüdası ile; çavuşbaşı se- lâm verip durdular. Veziriazam da- hi ne haber diyicek kıpıcılır kethü dası: Şevketlü di hazret- yap ulzmayaxık bu gece saat on âkiye çeyrek — kalarak ârtihali dari beka etmiştir. Cenazesi bugünkü galr günü öğleyin — Sultanahmette park karşısında Firuzağa camii it- isalindeki | inden kaldırrlarak leri sende emanet olan mührü hu- mayonla sancağı —şerif ve miftahı kâbeyi istedi!,, dedi. ol dahi koynun dan mührü humayonu çıkarıp ve sancağı şerif ile miftahı kâbeyi san duku ile götürüp teslim eyledi ve: “Bize ölüm var mı?,, dedikte “olmak gerek. Allah ımındın ıyrrmuml,, dedi. Ol dahi “ r ç S badelad y mamazı medfeni mahsusuna- defnedilecek- tir. Ailei kederdidesi Münever Ha nımefendiye ve/ birader ve hemşi- re zadelerine*beyanı - taziyet eyle- riz. WWI de yü:boyçlr vardı. ışubır;'ıere:: ettyşıı. | eş 500 deve vı:.500 kıhr ta- “şirdi. yük arabası, dört dane | binek arabaşı vardı. Bundan maada Merzifon'dâ —muhteşem Bir karası vardı. Paşaniın ahırlarında 40 saraç ve 30 seyis hizmet ederdi. Kara Mustafa paşanın emlâki: İstanbul'da iki saray ve İstanbul cıvarında iki bahçe. Edirne'de iki saray ve iki çiftlik. Mora Yenişehrin de bir saray, iki çiftlik. Kendi mem leketi olan Merzifon'da bir ev, bir bedestan, bir hamam. Kayseride bir hâan, bir hamam. Kara Mustafa paşanın elbiseleri: 15 samur ferace (uzun yenli bir nevi elbise), 12 samur kontos (dar yenli ve yenlöri kürklü bir nevi el- bise), 8 samur serhatli (seyahat el- hııe"), 7 beden nur (samur. kaplı deyup d, durdü,- Anlar - da taşra | çıktılar, “Öğle namazın kılıp kendu;j Tü$ oldu;ıı nırılıını ıle kiz- ye asla infial gelmedi. Ve dua edip Jarağası Yusuf aiı ıle Sulpy el yüze çı!dıkhn Sonfa îçoğlııım. “Artık siz varın, gidin, beni duadan unutman!,, dedi. Ve Iıenıhı elile kür kün ve ıırığın (çıkarıp : Gölinler ve şu kaliçeyi kaldırın cismim toprağa alüde olsun!,, dedi ve kaldırdılar ve cellâtlar- dahi gerup iplerin hazırla- dıkta kendu ellerile sakalm kaldırıp: “Bir hoş usulile takın!,, deyup ke- zaya rıza verdi. Anlırdı takıp iki defa çekup teslimi ruh eyledi,, (1) Evet. Bu idamm bu ciheti hazin değildir. Kara Mustafa bir erkek gi bi ölmesini bilmiştir. Bu idamın ha zin safhası şudur: Kara Mustafanın ölümünü hazırlayaıılsr kendi büyüt mesi olan ve harbe giderken Sadra- zam vekili olarak İstanbul'da bırak ; “Cb)-Silahtar.TI, 123:124. s3 miyacağım!. ; Kukla olmıyacağım!, - ortak et- giml, 0nıı bır dâhâ' görmiyece: gim!. Defolsun sürtük!. Ve.. hükmediyorum: — İşte dalgin kız.. Karak. teri budur: Hoşuna giden bir erkeği ayartmak, onu kendisi- ne esir etmek ve yine kır;ıımı h L ıık L ah L Ö- nun da kolları arasıma gıtmek' |Bu gidiş ve lekesi Onün ıstöd'îğı gibi delı pl- e kit geçirmek, huın giden bir Kur yapmak tlerle va- erkekle sevişmek ve eğlenmek b". U 45 z ARCA man ağa idi. Müverrih İ"ındıldılı Mehmet ağa, kızlınuııı "Yusuf a- ğııım portreıını şu canlı cümle ile, y danların tel'ine seza ihanetleri neticesinde ' Kara Mustafanın veya önlerinde bozgun leyman ağa, kızlarağası Yusuf ağa- nn yanıma koçmlı;lıı Her türlü mil- H, ahlâki ve insani hislerden. mah- ruüm olan bu iki mahlük, kızlarağa- sı Yusuf ağa, müverrih — Fındıklılı Mehmet ağanın canlı tabiri ile bu “zalim mehini devlet kara yüzlü kan h arap,, ile sarı Süleyman “dugmı,— nımızın İşi bım, intikam alacak gün — Daha ne dunıyonım? Her fenalığa:lânet M K."m. ilhndlylplıı Evlenınceye kadar pek alı gezerim de, eğlenirim de, Niçin ısted'lderîmden geri- .| ye kılıyım’ ne o. Va buhııvvetlıbıremuhı— du: — Haydi durma, Kamıı, ço lıcık, sanki?.. ) Elbet beni sevecek, kabaha- timi yüzüme vurmıyacak birini bulur, alırım!.. Hem benim koecam biraz da tahammüllü olmalı, Öyle kıs- oruspunun gidişi değildir. ile kızı.. Adını taşıya lışıyı gidiştir. Ve.. kendisi de buna i nanmıştır. — Ben aile kızıyım!, - Ben evlenecek kızım!. Ben hürmet edilecek kadı- nım.. Der, kendisini müdafaa e- t — Bir insanın zevkini tat. min etmesi kabahat midir?. O beni ııltn-ıp ıcıııde öldür- Soıvetı kıdıııı bnka Ha kanç, sak , her şeyime ka- rışacak erkeği istemem!., Ve.. bir an yine zihnim dal- dı. Gözlerim bambaşka bir âle- min ıçıne ıçıldı Karım, onun melek yüzü; onun al git! Dalgın kızlardan sana hayir yok. — İşte gördün. Sen karınm kocasısın, çocııgu- nun bab Onlara h t etmel!.. , Ben bütün bunları düşünür, bu emrin tesirini — duyar, bin bir üzüntü, ıztırap ve mü« cadele içinde çırpınırken birden bire odanın kapısı açıldı. Baktım: Karşımda Naran!. Şaşırdım. Rüya görüyorum di Fakat, oydu. Kendisi tın başı, maviş göılerı bakışla. rımı doldurdu. Damarlarımda, ateşli ve ıztıraplı bir sızı ya- yıldı. Beynim sancılanıyor, ka- rım ve çocuğum “ükük boyun- ları ile sanki yanımda ve kar- şımda imişler gibi bana sokulu yorlırdı. Korktum, htredım, u- ıındııu. söylendim: — z idi, İçeri girer girmez uzun, tat h, cana değen bir bakışla beni süzdü, — Ne oldu, hidd geçti verdiği İstanbula gelince, sarı Sü-| : ler geldi,, diyerek ayağa kıl!mıışlır ellerine eler alarak, döne dö ne » Böl l Sihnan REŞAT A linde külaklarımda lıuııldıyor.- | akşam İstanbul Belediyesi geei 21,30 aö ŞehirTiyatrosul AKIN Destan 3 perde Faruk Nafız HL RAŞİT RIZA TIYATROSU Şehzadebaşı 16 şubat salt akşamı 21,30. da Nakleden: Mahmut Yesari, Zabita- na, Muallimlere ve talebeye her temdgilde bitinci 50, dühüliye 30. Yarın akşam r KADIKÖY SÜREYYA | — SİNEMASINDA - KUDRET HELVASI | HEst — ECONOMOU-OPERET HEYETİ FRANSIZ TİY_ATROSUNDA Büu akşam saat 21,30 te ilk defa olarak O DİMAHOS. Yarın akşam RİRİKA. Pek yakında: Ya Sena Hrisomou, O Sulamitis, Horos tis Tihis. - MAMA < Dr. Hakkı Şınaıi Yavrunuzun en sıhhi g; & d ı Ü. YEKTA EFENDİ vodvil 3 Petde İ| ve bizden sonraki j 3 — Yeni Rusya Rus inkılâbımdan, bölşevikle- |i rin terbiye ve telkin metotların- İdan, Rus inkılâbının bugünkülJİ Her gün saat 14-18, KİRALIK DEPO Basiret ve Beyker hanları kqgıwı da fabrika; vıya “depo olarak — nılmğı elverişli kâgir büyük depo kiralıktır. Karşısmdakl Bııı- 4,», (O tılmak: Ona git!. — <n Güzel çocuğa git. Birak beni!.. "” Benden uzak ol!; ' Kahbe!, Diye haykırmak ııttyordum! Fakat, bunu yapamadım. Şuu- tum birden değişti, iradem bir den kırıldı ve eridi. Onun bağ- layan, esir eden, gevşeten ve sürüyen bakışları hemencecik gözlerimin içine doğdu ve beni yerimde oturttu. Yine ona esir- dim. Yine onundum. Sanki hiç bir şey olmamış gibi ona bağ- lıydım, Şehvetin cinnet getiren tatlı hümmasını dudak kıvrım- larından taşıra taşıra sordu: — Monşer, neydi deminki o hiddetin?. Cevap bulup veremıyordum Aİ lel ne mi?, Diye yanıma geldi. Masamın hemen yanında düuran Ameri- yapacagımı bılmıyordum Bu- tunu iliştirip oturduğu kanape kenarında vucudune kıdm,!ık ca kan koıut:sun kenaxma cap— _ ret Hanı odak ©- İ kukmsı, T0 SİİSES Yerimden M üzerine &- | etti: — Ne söyliyeyim. Yııüin- ni bana mi'soruyorsun?. Dedim, Güldü, katılacak gi bi güldü. Bütün kadınlığı v. | genç kızlığı ile güldü. — Sen budalasın çocuk!.. Dedi! Benim hakkımken © taarruza geçti: — Nasıl beni onılı bıraka- bildin?. ni de karıştırdı: — Demek beni sevmiyorsun? Bir parçacık — nazımı çeke. medin?.. Bir kadına hiç bu muamele yapılır mı?. Sen vahşi bir erkek misin?. Her şey aklıma gelirdi, fa- kat Hariciye nezareti şifre mü- dürü Ruhi Beyefendinin böy- | le yapacağı hiç hayalimden geç . mezdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: