22 Şubat 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Destanın sonu Bu uzun destan, iki cümle. lik bir İngiliz ti: “Düşman şubatım üçüncü günü üç buçukta kanalı geçmek için azimli bir teşebbüste bu- lunmuşsa da eriyip gitmiştir.,, Bir İngiliz raporu dar gelen Türk kuvvetini on beş bin ve altı batarya top ola- rak tesbit etmiştir: “Düşmanın plânı Kantara, Ferdan, İsmaili ye, Şalof ve Süveyş kasabala- rıma hücum edip, asıl kuvveti ile de Tarsun taraflarından ka- nalı geçmek idi., Yüzmek bilmiyen bir kıt'a tulum takınarak kanala atıldı. Bizim kenardan dişlerine ka- dar silâhlı olarak — suya giren bu Anadolu çocukları, (öbür) kenara esir olarak çıktılar. İn- gilizler bu askerleri soyup gü- neşte kuruttuktan sonra, hali- Bir sene evvel atla- yorduk. tebliği ile bit- |rım güç söktüğü yollarda oto- mobili olanca hızı ile koştura- biliyorduk. Çöl başındaki Bi- rüssebi'i tanıyamadık: Burası fakir, harap bir köy iken, şim- ka | di geniş caddeleri, bahçesi ve taş müesseselerile, modern bir kasaba olmuştu. Çölün içine artık izler üstünden girmiyecek tik. Yüz seksen kilometrelik düz ve kuvvetli bir şose, kana« lm bir kumsalı gibi başlayan sarı ve yumuşak kuma kadar çölün bağrma saplanmıştı. Bir taraftan da raylarımızı döşüyor duk. Asluç'da bayraklarla süs- lenmiş bir takın altımda ilk is- tasyonun küşat resmini yaptık. Burası portatif bir harp kasa- bası idi. Karargâh; hastahane- ler, diğer müesseseler, hepsi muntazam yollarla çevrilmiş sağlam çadırlar içine kurulmuş fe ve imparatorluğu tezyif için, | tu. Kahire sokaklarmda çıplak do- laştırdılar. Bizim aramızda kanalı ge- çerek yerli hılkı ıyıklındmıı Asluç'dan sonra uğradığı- mız Hafir geçen sene bir isim- den ibaretti. Bu sefer o da w- ııktın, bahçeler, binalar, has- Mısırı al vardı. Bu kadar saf olmayan Almanlarım Türk ordusuna ver diği kanal vazifesi ise daha ba sitti: Ara sıra birkaç bin Türk feda ederek ve ikide bir kanalı zorlayarak, Mısırda mümkün olduğu kadar — İngiliz ordusu hımımık' Mııırdı duran her ordi kar- ş bir fert demek tir. İngiliz rıponı diyor - ki: “Bu vak'a üzerine muhafız kuv vet otuz bine çıkarılmıştır.,, Demek kanalda muvaffak olmuşlardır. Fakat Cemal Paşanın yanında bulu- nan Fon Kres (Von Kerss) B. bu kadarla doymamıştı. O: — Bir defa buraya — kadar gelen kuvvetin — vazifesi geri dönmek değil, ölmektir, diyor- du. Cemal Paşa, kumandan ve erkânı harplerine sordu: — Mu vaffak olmak mümkün müdür, değil midir? Hepsi: — Hayır, cevabını verdiler. Ordu kumandanı, Fon Kre- v'in ısrarlarına rağmen, hemen ric'at kararını verdi. Bu karar on beş bine yakın Türk çocu. ğu canını kurtarmış A n Bır ıy sonra başlayam 1331 ikinci çöl destanmınm, buyuk hazırlığın senesidir. Çöl de hepsini kahramanca göğüs- lediğimiz son harpler, 1332 se- nesinin son aylarında olduğu- na göre, biz çölde bir sene sü- kün içinde, — beş altr ay kadar da harpler arasında çalıştık. Bir taraftan cephe gerisin- de demiryolumun Amanos dağ- larındaki eksiğini tamamladık; Toros dağlarındaki aralığı da dekoville kapadık. Demiryolla. rını Kudüse ve Kudüsten çöl ortasında Hafir'e kadar getir- dik. Bizde cephe gerisi demek, f tezellil bütün mes'uliyet sağ cenılı — MİLLİYET PAZARTESİ HARİiCĞİT HA.ERLER | Yeni Fransız kabinesi teşekkül etti Tardieu kabinesinde M. Laval'da bir nezaret deruhte edecektir. Ayan vneclısı memnun PARİS, 21 A.A, — Kabine, “şu şekilde teşekkül etmiştir: Bir Cumburiyetçi sosyalist: M. Roustan, İki müstakil M. Laval ve M. Foulon Dört sol cenaha mensup radikal: M. Mahiecu, M. de Chappe- delaine, M. Guernier, M. Gerald, Yedi sol cenah cumhuriyetçisi: M. Tardieu, M. Pietri, M. Flandin, M. Rollin M. Chauweau, M. Petsce ve M. Perreau - Pradi, İki sol sosyal | | radikal: M. Catcala, M. Riche, Bir halkçı demokrat: M. Champetier de Riberce, İki aksiyon demokratik sos yal: M. Reynaud ve M. Peciain, İki demokrat cumhuriyetçiler — ittihadı | ? mensubu: M. Blaisot ve M. Fould. M. Laval kabineye giriyor PARlî, 21 '_A.A. — Fransız radi- hizbi dün akşam içtima ederek va- ziyetin peyda ettiği vahametten mü- | M. Tardiev rında şayanı dikkat bir mqnıııımyet ler ve çadırlar arası yeni bir kasaba gibi göründü. Hattâ bir hmlıe bile keşfedil. mişti: Ve birkaç adım sonra çöl, — yüzde yüz çöl, ve esmer taş çölü... Taş çölü kum çölü kadar genişken Yruhu darlaş- tırır; göze görünmiyen bir deh liz, basık sıkışık bir dehliz bir adım sonra nefesi boğacak zan nedilir. Etrafta çölün şh le ve hiç te hıyfet etmeksizin kırşılanmıqtu', zırı Painleve'nin te- sine vaki teklifi kabul ve nafia ne- zareti kabilinden teknik bir nezaret deruhde etmeğe muvaffakat etmiş- tir. M. Tardicu, başvekâletle harici- dan beri M. Doumer'in kat'i suret- te M. Tardieu'yü intihap — edeceği tahmin olunmakta idi. muş adamlarını görüyordum: İşte topal, yaşlı bir Alman ki su bhavuzlarını, setleri, kanal. ları yaptı. İşte beyaz sakallı bir mühendis ki Kudüs hattı- nı, ve çöldeki Mısır hattını yap tı. Sonra hatırlanmıyan Türk ler, kimi zabit, kimi nefer, fa- kat asıl işi ve ese : yaratmış olanlar, görünüş ve gösterişe karşı kayıtsız, şurada burada dolaşıyorlar. Z Kuseyme'de Sinâ'nın hiç bir zaman görmediği bir rüya- yı bulduk: İçi temiz — sularla dolu hbavuzlar, ve Kuseyme su- larmı kilometrelerce uzağa taşı ye i deruhde edecekti Içtima salonunda miktarı pek az M. Reynaud Flandin ve Pıetn eolan âyan azası M. Tı-dıaı':ııı'iıı pek Tardieu kabinesine iştirak edi az bir müddı wfında yeni dır Bu mukarrerat neticesinde par- yi teşkil edeceği mütaleasını serdet- daki radikal listler teş- | mekte ittifak ve bu kabinenin müsta ol. | riki iyi reddetmişlerdir. fi mükümetten pek az farklı olacağı- n ilâve eylemektedir. Tardieu kabinesinin proğramı PARİS, 21 A, A. — Gazetelerin ekserisi, yeni hükümetin teşekkülü- nü müsait bir surette karşılamakta - dır. Yeni kabine, iyi bir intiba husule getirmiştir. Hıç kimse Tarüıeu öti K Talebelerin nümayişi PARİS, 21 A.A, — 1000 kadar talebe dün akşam, âyan meclisi ö- nünde nümayiş teşdıbııııındo bulun- muşlardır. Polis bunları — dağıtmış ve 20 kadar tevkifat yapmıştır. Fransa heyeti PARIS, 21 A.A, — Matin teııııın mnlııhın".'l'—ıhıı kabinesinin dan şüphe etmemekte ve âyan mec- idecek Fransız heyetini lisinin de mumaileyhe muşkııla! ©- | ne m teşkil .M— ._._,_ karmıyacağını tahmin ey dör. Teyh”dı Hükümekt, son zunluâcoknpırlamen Busu bir$ to mahafilini tahrik etmiş ihti- ger g'“m lâf ve niza sebeplerini -uyandı de MHMW yuk tebeddül vuku istemiyor görünmektedir. ; M. Bo: l îlı M İ"IİI'Y b yan demir boru şebel Bir defa İngilizler bombaladığı i- çin, şimdi havuzlar birçok böl- melere ayrılmıştı. Bi'ri Hasâna'ya kadar git- tik. Burada başka bir çöl, sarı yumuşak, denizi kurumuş - bir kumsalı andıran çöl başlıyor. Hasâna'da hasta çadirlarında yemek yedik. Bol sudan baş- ka, uzaktan getirilen karpuzla- rı bile vardı. Göğüslerin nefes almak için kalkıp inmesi bile fütur veren badiye sıcaklarında ağır demir le işleyen Türkler cölü dirilt- mişlerdi. Çöle — gömülen bir senelik Türk enerjisi, her hangi bir plâ nın içine toplanır ve teksif olu- nursa, dört beş — senede bir bir takım kıt'aların yerli yerin de cephe için çalışması demek değil, bizzat cephe gerisini yap ması demek olmuştur. On beş bin kişiye — ancak birer mataralık su veren çöl, boş, ıssız, aç ve çorak çöl, ne için hazırlanıyordu, bilir misi- niz? Yüz bin insan ve yüz bin hayvan için! Bu yüz bin insan doyunca- ya kadar yiyip içecek, yüz bin hayvan beslenecek, ıgır toplar katı toprağın ve yumuşak kum üzerine serile- zek portatif yollardan geçirile. cekti. Askeri hayal kimindi, bilmi yorum. Fakat Türk enerjisi ve zekâsı çölde bu kabiliyete ya- kın bir kabiliyet yaratmıştır. niz: üncü Ordu hududunda — Pozanti'de karşılamıstık. Burası ı.rtık bir İmsaba idi. E kıpm olan Ulııh.şlı 'ile Dör- lnpııı olan Po zmtı ınıuıdıkı fark insana şaş kınlık ve hürmet verecek kadar buyuktu. Yeni şoselerimizden, düzelmiş trenlerimizden geçe- rek Knduıe kadar geldik. Ku- ğa kâfidir. Türk enerıııı, ancak plân- laşmış, nizamlaşmış, inzibatlaş mış bir çari mucize doğurur ve Allah gibi yaratır. Hiç bir tarafı yapılmamış olan bir vatanın bayrağı Kahi- reye dikilmek için havaya gi- den bu enerji, boş Anadoluyu zengin ve ümranlı bir vatan yap mak için hiç bir vakit kullanıl.. madı. Türk, harpte kullanılmış, kıymetlendmlmıç destanlaş- tırılmış, sulhte ise bırakılmış- tır. En iyi çelikten yapılan, mınbılzetgıbıkumhulnlmç içinde p Diğer taraftan Cenevre'de takibi- ” Yüee TEĞA olan siyaset, değiş- devam miyecektir. Hattâ nezaretin . teşek-| 44 — Boricour : Cenevrede hıliımdıhukumchnuddıtuh— ııııveuııımmuı-ıfkrdı hıın'lıt CENEVRE, 21 A.A. — Bazı şa- de tefsir ol  ğmen M. B Cenev- yialara » re'den müfarakat etmemiştir. dır. M. Tardieu ve âyan meclisi PARİS, 21 A.A. — M. Tardieu'- nün tayini âyan meclisi ka takıldığı zaman * Işığı kısılmış Bir lâmba Anadolu Ajansının konferansa ait bir tavzihi.. Tahdidi teslihat konferansı, bir taraftan Cemiyeti Akvam büyük meclisinin Çinliler tara- fından vâki olan talep üzerine içtimaa davet edilmesi ve bir ta raftan da Fransa kabinesinin sukutu hasebile Fransa heyeti murahh € eden müfarakat etmiş bulunması gi- bi iki sebep dolayı k kat bir intizar devresi geçirmek üzeredir. Bu esbap zail olunca konferans, yeniden mesaisine ayni hararetle başlayacaktır. Ismet Pş. hükümetinin mali vaziyeti Bulgar gazetesinin bir makalesi SOFYA, 21 (A.A.) — (A Aj h * Balkan muhabiri bildiriyor) — Buradaki nim resmi Zname gazetesinin Türkiye ve cihan buhranı başlığı altında yazdığı makale nazar dikkati celbedecek mılııyettedır Bu makalede Türkiye vaziyeti maliye ve ıktıııdıyeımı ıslah için İsmet Paşa hükümetinin aldı gı bir çok tedbirlerden | li takdirle b diliyor, ve Tıırkıyt hükümetinin takip ettiği mali ve iktısadi siyasette tamamen mu- vaffak olduğu yazılarak deniyor ki: “Bilhassa Türkiyenin va- ziyeti dikkatle tetkık edıhnce gorulur ki bu memlelıe! hiç bir is- tikraz akd ve yalnız di LA et Türkiyedir ki bu kendi devlet gelmıım yılmz kendi kuvvetlerıyk | yürütmek muvaffakıyetini göstermektedir. Türkiyenin bugün alacaklılarına kırşı kullandığı en müessir silâh bu suretle kim- seye müht ğın derek kendi yağı ile kavrulması ilân Halbuki dün bu vaziyeti tesbit etmek üzere gelen mufassal bir telgrafın birinci kısmında mün- deriç “Mis Enveilleus” tabiri. nin bir hata eseri olarak türkçe bültene “Tahdidi teslihat konfe r ş kay sönmek üzere bulunan bir kan- dil haline geldiği” tarzında der cedildiği görülmüştür. Vaziyeti olduğu gibi anlatabilmek için bu tabiri “Muvakkaten ışığı kı- sılmış bir lâmba” suretinde ifa. desi icap eder. Keyfiyet maaliti zar tashih ve tavzih olunur. Hattı harp gemileri CENEVRE, 21 A.A. — Tah ve vızıyetımn bu uvıyeden mütalea edilmesi icap ettiğini ileri sürmesidir.” İzmirde Gazi Hz.nin heykeli İZMİR, 21 (Huıusi) — Gazi Hz. nin heykellerinin kaidesi başka şekild in martta bitmeyeceği zanno- lıınuyor Muteıhhıt yeıudeıı ıııı:hlet istemiştir. Evlâtlığını demirle yaralayan İZMİR, 21 (Hususi ) — Yedi yaşımndaki evlâtlığını kızgın | demirle yırılıyın Zehra Hanım mathkemeye verilmiştir. İzmir berberlerinin teşebbüsü İZMİR, 21 (Hususi) — Şehrimiz be.rbeıla—ı rııluıtıye har- cından dolıyı belediye ve oda dinde t Iı.rdır Şelıu meclisi perşembe günü fevkalâde bir surette mp- le hakkında kat'i karar verecektir. didi teslihat konfi htelif heyeti noktai nazarlarını tasrih etme- leri için vuku bulan ricası üze- rine ÂArjantin murahhasları Va ;ingloıı ve Londra mukavelele- rini imza etmemiş olan devlet. hh | lerin de ıoooo tondı.nyulnn den y Rılıtım şirketinin sabık nafıa komiseri getirilecek mi? İZMİR, 21 (Husust) — Rıhtım şirketinin sabık Nafia ko- miseri şırlıelteu ınuhım ımkdırdı ru;vet ıldığı td)eyyun ettiğin. hıttılıırp_ inşa lenmutıhdıfedeııbır teklif Arjantin, ıyıııunıııdııııo. vadı gıdaiye naklinin serbest l ve bu maddelerin harp kaçkığı sddedilmeyerek bitarif gemiler” tarafımndan serbestçe nık_ledilebilmeıini teklif etmek- Ingiltere Demiryolları Varidatta mühim tena- kuslar var Türkipekçiliğiiçin çok feyizli inkişaf sahası.. İş Bankasının Bursa'da tesis ettiği fabrika iftihar edebileceğimiz nadir müesseselerden biridir.. İlk temel taşını bml Gazi Hz. nin k ş l'*'!" ü Ğ | ıııııulilmıç M- BURSA, 20 (Milliyet) — İpekiş, ehir haricind hhrı'kuı Iıırııımdı LONDRA, 21 A.A. — Demiryol- bilânçolarının neşri ciddi endişe lere bais olmuştur. Zira, lıu bilânço- il ıoylaımekudır LN Ziraat bankasının Maraş ye şubesi müdürü “ANKARA, 21 (Telefonla) — Ziraat Bankası şeflerinden Hâmit Nizami Bq Maraş şubesi müdürlüğüne tayin edilmiştir. Mektupçular arasında tebeddül ANKARA, 21 (Telefonlı) — Münhıl bulunan Samsun İ luğuna sabık Adı Talât, Malatya mektıı'pçuluğımı sabık Mes'udiye kıyıııılnıııı İsmail Hakkı, İçel mektupçuluğuna sabık Mihalcık kaymakamı Eyüp Sabri, Gümüş hane mektupçuluğuna sabık Hozat kaymakamı evfîk, Kars mektupçuluğuna sabık Ayaş kaymakamı Şefik Beyler tayin edil- mişlerdir, Tekaüdesevkedilen Jandarma kumandanları — ANKARA, 2I (Telefonla) — Kanuni tekaüt hakkını ka. zanan Samsun Jındırmı kumandanı binbaşı Ali Bey ile Van Jındı.rmı di şı Nuri Beyin tekaüde nsevkleri tesbit lar id. mühim lar vu- Örüsüeel iduğ SA t ıı.ı-ruflırlı lııpudılmımıktı bulun- duğunu göstermektedir, Bervıek vırıdıu, 6 mılyon lira l me- sarif 4,200,000 lırı ekıılmıgtır Hali hazırda kumpanyalara 15, 000,000 lira zarar getiren yol buh- ranmın — izalesine — çalışılmaktadır. N Tollar devlet hrıhndın tamir ve i- tetkik etmekte olııp yakında bu hu- susunun tahakkuk sahasına isal e- dileceği ümit olunuyor. Viyana sefareti ikinci kâtipliği ANKARA, 21 (Telefonla) — Viyana sefareti ikinci kâtibi Hayreddin Fuat Bey merkeze nakil ve yerine muavin konsolos Bedri Tehir Bey tayin edilmiştir. Fransız kabinesinin son şekli PARİS, 21 (A.A.) —— Kabine şu suretle teşekkül etmiş- tir: Başvekil: M. Tardieu, Adliye ve idare kontrolu: M. Rey- naud, Dahiliye: M. Mathieu, Maliye: M. Flandin, Müdafaai Mil. liye: M. Pietri, Maarif M. Mario Roustan, l’ııuıyon ve istilâ görmüş havali: M. Champetier de Ribes, Mesai: M. Laval, Sıh- hati umumiye : M. Blaisot, Nafia: M. Guzı-ıııor, Vesaiti nıklıye ve ticareti bahriye: M. Chaveou, Ziraat: M. Rollin, Müstemle- kât: M. Dechappedelaine, Müsteşarlıklar riyaseti nüzzar : M. Petecha Cathlaa, Dahiliye: M. Foulon, Maliye: M. Perreau Pri. dier, Müdafaa Milliye: M. Riche Fould, Mesai: M. Pechain lu bir yer gelir. Şuraya buraya ko- şuşan ı;ç.îlet.. Duman ve kurum yağdıran pis bir baca.... vesaire... Halbuki “İpekiş” tı_hayle şeyler g' mo- dern tesisatı, dışarıya ufak bir sesin | pırıl yanan bile sızmasma mâni olacak - şekilde yapılmıştır. “İpekiş” den içeri girdi- | Ö; iınıznı—mnzınıu&n Fabri- tesisatın idare ve işletme işleri çok daire- | kıymetli ve salâhiyettar ellere tevdi olllll-;tll' kumacılık hendisidir. Fs â görül- meyen muhteşem bürolar ve bürola- rın üstüne kapanmış durmadan ça- Htşan Erhd( ve hdm ındı ıç— , üyrı Iırlııı-ıııııthınrddıp bulunan temiz, tertemiz yemek salonu... me- murların yemek yemesi ve istirahat | da sanıyor. etıııuıiçinlıunıııılrmlır İğneden kadar Aıııhoıuid-nı-f Burada bütün İ düsten sonra her adımda bü- | müzü yük hazırlığın eserlerini görü. Falih RIFKI pekiş fıhrıhu. ıelırııı iş hayati üzı hyükh—ııhıııiıya'kşhrîknio- poluuniııyddniîlTurhyedoAv rınde çck tesirler — yap l-'ılııriıyı ııtmei ıçııı. bir otobü- önde Bir'ani olmıyınınıımılitdumı... Bıııııodaııımıeuaedı temiz- ve mesaj tarzı, cidden dııınıckkı!ıdı l.ah..,ııu&. tan ziyaretçinin gözlerini okşar: Bu rasının ilk bakışta bir fabrika oldu- ğuna ihtimal vermek mümkün de- ğildir. Fabrika diyince hatıra oğultu Ek, inti hayret ve gıpta edilecek bir derece- dedir. Alt katta camekânla örtülü bir koridor.' geçildikten — sonra beton yapılı imalâthanelere girilir. Her ta- Bükme üuıındeg sonra İll_mü— p TaRlbei Böğik Glrek b dı.vıuli bir Ki b apre ve rutma kısımları geliyor. Bu baş dön | mesi mukat dıüciııuuhnhuiündunyıdıın— hmnetı de, tqlnhtı vınhıı'lo kııâv rııııııııınıllırmıb müstehliklere arzetmek olacaki Bıırıılıılı,"lpöı"inipık!ilo— fikir vermiş olabilirim. Bu modern |

Bu sayıdan diğer sayfalar: