15 Eylül 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

15 Eylül 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k Yilâyette di ir Şikâyet Ömer Faruk Efen- dinin ba- ma neler gelmiş? Mülkiye müfettişliğine Ömer Faruk efendi isminde birisi müra- “aatla şikâyette £ bulunmuştur; şikâyete göre, bir izci olan zan 9 dağında polis İstanbul- ından tahkikat Yapılacağını söyliyerek kendisini ir hafta karıkolda nezaret altın da bulundurmuş, bir tarafa çıkar “önamıştır. Bir bafin sonra İstan- bul polisinden gelen bir tezkere Üzerine Faruk efendi serbest bi- | Yakılmış, Edirneye, oradan Kırk- İsrel itmiş, orada da bir haf- 1 kaldıktan sonra İstanbula dön Mek üzere Pmarhisar kasabaama tür. Fakat burada da © Jandarma Karakol Kumandanı © kendisini İsvkif oderek ellerine kelapça vur Huş, sonra kendisini Kerklareline | Böndermiştir. Faruk Ef. Kırklare- İade Karakolda on beş gün mev- ba x, bu müddet zarfında lı ları gelen tahkikat evra- | istanb kina nazaran bir suçu olmadığı > anlaşılarak kendisi serbest bıra- ter. « İddin budur. Tahkikat netice- İ sinde eğri vaya doğruluğu meyda na çıkacaktır. Jandarma kuman- danının vedaı Kaymaksınlığa terfi edilen İs- Bey gazetemize şu mektubu ermiştir: “Efendim, Konya'da yeni işime © gidiyo- Turu, Burada iken kendilerile ta- Bıştığım ve yüksek sevgilerini gör düğüm dizer kişilerin hepsile ay- alıle görüşmesi yapamadım. Hep- #inin sağlığa kalması o dileğimin bildirilmesi için gazetenizin yar- w diler ve saygılarımı suna- "im efendim. Faydalı yağmurlar Üç dört aydan beri yağmursuz luk devam ediyordu. Dün | Miz ile Vilâyet mülhakatına fay- yağmurlar yağmıştır. Balıkçılık müte- hassısı İzmirde İZMİR, 14 (A.A.) — İkt. at vekâleti balıkçılık müfettişi > Şevket Beyle balıkçılık müte- x Mir. Simson, balıkçılık Eemisile körfez dahilinde yap- takta oldukları tetkikatı bitir. mişlerdir. Balıkçıl gemisi Çeş Meye gitmiştir. Yakında ora- be rine neem Polise silâh çeken : adam © Polise silâh çekmekten süçlu Adem efendi dün ağmesza ç Mahkemesinde muhakeme “edil. © Miş, neticede 2 sene Iİ gün hap- “© 30 lira mahküm oli ştur. Dimitri isminde bir memurlarından Tabıtaibelediye yak yediğini yazdığı için aley- hilâl hakikat mesriyat da- Van açılan Cümhuriyet gazetesi iyat müdürü Kemal Salih B.. ün birinci ceza mahkemesinde bernet etmişti Kurt sürüsü TRABZON, 13 — Araklı çar- İuna inen ve bir köyden iki ço- Şeğu kaldıran kurt Yum. e İstatistik ANKARA, 14 (A.A.) — İalya nüfus tetkikatı komitesi iti - Muhabir azalığına intihap olu- Kan İstatistik Umum Müdür ekili Celâl Beyin © bu azalığı kabul etmesine hükümetçe mü "atde edilmiştir. Komisyoncuların defterleri pe azm edilmesi hakkında verdiği üzerine il beyet başmüdürü ziyaret et- Yapılan temas üzerine defter yenesi evlülden sonraya mua) ie vr Ö- | hâdise şu şekilde ika edilmiştir: Bu > | tedenböri geçinemezler, daima müna İahbul jandarma kumandanı Hüs ! Memlekette Bir baba Katili | Bir şerir bıçakla öz babasını öldürdü ÇANKIRI, 13.— İlgaz kazasının Kırılsin iş i bir ci nayet işl basını öldürmüştür. Bu vahşiyans nahiyede Kara Mehmet oğullarından Bekir Ali isminde (bir ihtiyar var. dir. Bu adamcağızla oğlu Osman ö- kaşalı bir hayat yaşarlarmış. Nihayet #on gün Osman yine bubasına sert söz söylemiş, babası oda kendisine ihtarda bulunmuştur. Babasının 552- | lerini hazmedemiyen Osman biçağı- | nı çekerek zavallı ihtiyarın üzerine İ yürümüş, tamam on sekiz yerine bi çak saplama k suretile öz babasını öldürmüştür. Şerir evlât, bu vahşi yane hareketinden sonra kaçma! temiş, fakat yakalanarak. Adliyeye | İ verilmiştir. İ- Feci bir otomobil kazası Malatyadan bildiriliyor: Hamdi is mindeki goför otomobiline altı yolcu alarak Kâhteye gitmek üzere Beyda ğinen 200 metre İrtifaındaki tepesin den geçerken otomobilin tekerlek bil yeleri ve fireni bozulmuş, otomobil bal sormuştum. Neydi o? İrfan — Yılanlardan bahse- | İ decektiniz de amca bey.. Hani | bana bir de resim vermiştiniz.. Nasuhi amca — Doğru. O | olanca süratle yuvarlanmıya başlı. | resme dikkatli bakmak lâzem- | yarak 200 metre derinlikte ci ir dır. Orada iki tane yılan başı| İ meşe ağacının üzerime , düşmüştür. | görüyorsun değil mi? “Birisi- Bu sukut neticesinde yolculardan £a | nin ağzı açık, ötekinin kapalı. bik Malatya meb'um , Hacı Cakir Açık ağızdaki dişi gördün mü? i Ağanın birader zadesi Ramazan Zey İt S e > ei İ nel Efendinin beyni patlamış ve 51. | Işte yılan bu dişi ile düşmanla | İ müştür. Ebuzer bey mutef yerle. | Fmi ısırır ve oradan zehirini İzin Ağır baret Küle miley İ akıtır. Resme dikkatle bak, Yı ile iki çocuğu hafif surette yarı ağzını i dardı Kam kama ak ak | a genin izlem Göre e bein Sagim lir. Fakat yılan bir taarruz kar ir $ şısında kalırsa. ısırmak istedi- Bir idam karar | One Mn ea) TRABZON, 13. — Geçen sene | ğu kadar fazla açar ve dişleri | İ hidrellezde gezmeie rr İrgil de o nisbette dikleşir. Isırdık- ll so kaşa ve il | ük kama mr İ kalanan arabacı Faik — idarın mah- | SÜİ HA 8 FİNİ MERİ. Sİ İ üm edildi. İ sırmaktan murat zehrinin kana Salon, çoğu kadın olan samilerle ! karışmasıdır. Çünkü zehir ka- dolmuştu. Katilin küçük çocuğu,bü- | na karişmazsa. öldürmez. ü beraber bk vE ri m lee önal mah bel anlam, | bülemünü En Hi m Diğer iki çocuğu evde bırakılmış. | guddeler vardır. zararsız ir yaman ala ğe bağır | yılanlarda bile zehir. vardır. iar katil, soğukkanlılıkla hükmü | Yalnız bazılarında bu zehiri asırıp ta düşmanının oOkanma| karıştıracak dişleri yoktur. Ze | | | | dinledi. cezasına | Afyon Halkevinde AFYON (Milliyet) — Perşembe akşamı şehrimiz Halkevinde güzel ve mü bir proğramla çok mu vaffak bir toplantı daha yapıldı. Daha ekşam erkenden Halkevinin toplantı salonunu her sınıf halka mensup yüzlerce kişi doldurmuş ve salondan taşan halk koridorlarda top lanıyor ve yer tedarikine çalışıyor. lardı. SaatB,5 da şehrimizde bulunan mebaslarımızdan İzzet Ulvi B. (Be- şeriyetin inlalâp yolu — biz ve inki- lâp fırkamız) mevzuu üzerinde çok alâka ile dinlenen ve müteadit dafa- lar alkışlarla kesilen kıymetli bir konferan | verdiler. Konferanstan sonra Halkevi şubesi reisi Eflatun Cem bey Halk edebiyatinin mın hazırladıkları nl | halk şarkılarından bir komser veril. di. Halkevi (Afyon Halkevi) isimli bir de mecmua çıka: i Menemende iki cinayet MANİSA, 13 (Milliyet) — - | Evvelki gü in Zafı yüke Mite indeni > EEE) vvelki gün Menemenin Zafer | mahallesinden Arnavut Kasım ç ve arkadaşı Murat ile ayni ma- ! halleen oturan Giritli Ali ara- i sında başlayan dil kavgası neti cesinde Mehmet AK hâmil bu- lunduğu tabancayi teşhir ede- rek arkadaşlarına tevcih etmiş ve Murat ile Kasım Ulviyi dar bettikten sonra ö üğtür, Cinayetin bir kadın yüzünden olduğu rivayet ediliyor. * 9 Eylölde Menemenin Do- olan 9 eylülde Menemenin Do- gan köyünden Ruhi: Kara Mus tafa, Oyalı Mustafa isminde üç arkadaş ende kurtluş Menem bayramını tes'it edip köyleri- ne dönmekte iken Gediz nehri civarında evvelce aralarında ge ne bir kadın yüzünden bir hâ- dise geçmiş bulunan Ovalı Mustafa ile arkadaşı Ruhi kav- ga etmişler ve Mustafa Ruhiyi tabanca ile katlederek firar et- ! mitşir. Katilin takibi icin jan- drmalar harekete gelmisler. ir, f d hirleri vardır, fakat zehiri vere vek vasıtaları olmadığı için bu nevi yılanlar zararsızdırlar, Diyorlar ki Hindistanda s6- nede yirmi bin kişinin ölümü: ne sebep oluyorlarmış. Kim bi lir daha ne kadar başka hay- yanlar da öldürüyorlar. Onun için Hindistanda her sene bel- Kuşlar Tatiller bitti, mektepler açıl- dı. Güzelim yaz gitti. Şisndi ye- ni ders senesi evvel Şimdi madan Kanal? ib Bö osvap' verdiğimi ish in nl kuşlar baş eki şeklen Viz ka memleketlere gittiler de — Hayır, biz daha © farkına varmadan onlar kısım kısım çok- tan gitmeğe başladılar. Meselâ kuku kuşları daha temmuzda git iler. Fakat şimdi eylül ayında- yız. Asıl büyük hareket hazırlı- ii bu ay içindedir. — Peki, bu kuşlar böyle ne- reye giderler? — İşte bir suzl daha! Bu kuş lar her halde daha sicak memle- ketlere gidiyorlar. 1830 da Dani- markalı bir âlim, hicrete hazır lanan leyleklerin içinden bir tane sini tutmuş, ayağıma gayet ince bir halka geçirmiş ve sürünün içi ne koyuvermiş.. Bu halkanm ü- zerinde rihi yazılı imiş. Bir çok memle- ketlerde gelip geçen kuşları öl- dürmeden © tutarlar. Tahkikat, ları da daha cenuba kadar varı- yerlar 1909 senesinden beri © yalniz İngilterede muhtelif cinste belki ötuz bin kuşun ayağına böyle hal kalar taktılar. Bu otuz bin kuş | tan aşağı yukarı bin tanesi bulun | a. »- Hepsi de Afrikaya mı git- mişler? — Hepsi değil Kimi / İngil- sem e İspanya'ya Tabiat dersleri Yılan ve zehir Nasuhi amca — Sen bir su- | ki yarım milyondan fazla yıtan | | * öldürülür. İrfan — Haydi insanları e sırıyor. Öteki hayvanları ne diye ısırıyor? Nasuhi acma — Yılan bu? | insan »hayvan tanır mı? Kimde düşmanlık sezerse. hemen onu | zehirlemeğe kalkar, Bazı hay- vanlar vardır ki çok mukavemet ederler. Mese İâ on beş yirmi gramlık bir kurbağa. tavşanı öldürebilecek zehire mukaveinet eder, Hele kirpi, kırk tavşanı öldürecek | zehire dayanır, İrfan — Eğer bir yılan öte ki yılanı zehirlese ne olur? Nasuhi amca — Hemen hemen bir şey olmaz. Çünkü yılanlar kendi zehirlerine kar- şı adeta muaftırlar, Yani ken- di zehirleri kendilerine dokun- maz, Meselâ, bir insanı öldür- mek için, bir kilo et başa bir miligramın dörtte biri kadar zehir lâzımdır, Halbuki bir yı- lanı öldürmek için yine bir ki- lo başma en aşağı bir gram ze- hir lâzımdır . ki, kaç misli te- tar.. Dört bin defa daha fazla.. İrfan — P. zehirlerse, insan mutlaka ölür mü? Nasuhi amca — Eh, talihi olan lardan kurtulanlar çok.. Şim- di zehirlere karşı panzehir ma- kaminda mükemmel serom- lar yapi ter. Yalnız şu var ki, insana dağ başında böyle bir kaza gelirse, ir ne reden bulsun? * zehire daha ! eki amca: yılan | kaldı | Üfürükle Dönen topaç İ 1 — Bir mukavva parçasına yedi santimetre © kutrunda bir | daire çizersimiz ve kesersiniz. | Bu dairenin üzerine kuturları- İma mail vaziyette altı musta- til çizersiniz. Bu mustatillerin, side gördüğünüz gibi, yalnız. l i cü dıl'ından kapağı kaldırır Jamız, Bu suretle mukavvada al tı kapaklı delik hasıl olur. 2 — Bir küçük ağaç parça: alir bir ucunu siyriltirsiniz. Mukavvanin merkezinden geçi rir ve mühür mumu ile sağlam Ca Yapıştırısınız. 3.— Topaç yapılmış demek- tir; Şimdi baş ve şehadet par- maklarınızın arasına bir maka | ! — ASİ ra almız, Topaçın üst sapından İ geçiriniz. Ve serçeparmağını- İz: da topacın sivri ucuna koyu- nuz, 4 — Makaranm deliğinden İ üflediğiniz zaman topaç serçe mızın üzerinde fırıl fı rl dönmeğe başlar, Topaç hı- zını aldıktan sonra. makarayı irir ve dan meselâ masanın üzerine bı | çer tarafını keser ve dördün- | i levhası bulunan serçeparmağınız. | Muhabir mektubu Edirne'de irfan hayatı tam bir inkişaf içinde.. Kız muallim mektebi, lise ve diğer mektep. ilerde görülen İ EDİRNE: Edime şehri İ Türkiye maarifinin tecelligâhı olan mes'ut bir radaki icaarif hamlesinin baş- | ka yerlerde emsali yoktur. Mu azzam mekteplerile mühim bir yekâna baliğ olan muallim ve | talebelerile öyle bir varlık vü- İ cude gelmiştir ki bu varlık ik- tısadi cephede şehrin mazım- lık vazifesini görmektedir. İ MEKTEPLERİ ZİYARET İ iyaret eylediğim mektep, kapısı üzerinde “Edir n8 Türk musevi yahudi mektebidir. & Burada Mergube, Bihter ve Nezahat / Hanım isimlerinde. üç mualli- i me tesadüf eyledim. Biraz son İra bunlara iltihak eyleyen Ve- din, Sabiha. Lâtife, Nebahat, Bedriye. diğer Sabiha Hanım- larla Sezayi: Müeyyet, Osman Nuri ve Fahri Beyleri gördüm. Muallimler mektepten mem- | mundurlar. — Maaşları o mun- tazamen verilmektedir. Yalnız diğer mektep muallimlerinden yüzde beş kazanç kesildiği hal- de kendilerinden yüzde yedi buçuk alındığından müşteki- dirler ve bu müsavatsızlığın kaldırılmasını rica ediyorlar. " Mektebin - mevcudu * 520 dir. Bunlar arasındaki 45 50 fa- | kir çocuğa her gün yemek ve- | rilmekte ve bütün ihtiyaçları tesviye olunmaktadır. Burada- İ ki Müsevilerin bu hususta mum ! tazam teşkilâtları vardır, Tale | beni (200) ü meccanen | tah- sil ettirilmekte ve diğerlerin- diyardır. Bu- | feyizli mesat.. bu maarif sarayı cidden görül. * meğe seza bir kasrı muallâdır. Burası vaktile Oşturya sör- lerinin yetiştirildiği bir mek- tep iken üç sene evvel (30.000) liraya satın almarak kızlarımı" zn tahsiline tahsis olunmuş- tur. Mektep dört kat olup ber türlü konforu o havidir. Ban- yoları. soyunacak (yerleri, ya» takhaneleri. konferans ve sine- ma salonu, radyoları, atelyele- ri ve bahçesinin etafetile em- sali ender bulunan bu mektep bir şaheserdir. Bahçesinde mü- düriyete mahsus bir de şato vardır. Genç ve muktedir mü: dürleri Rifat Necdet Beyle ar: kadaşlarının burada çok feyyaz birer mevcudiyet gösterdikleri mektebin vaziyetinden anlaşıl- maktadır. Yatakbanelerin ne. zafeti, tertibatı çok yüksektir: Her tarafında istikbal için ü- mitler uyandıran tertibat ve teşkilât vücude getirilmiştir. Tedrisat tamamen umumi ma- hiyeti haizdir. Bilhassa elişle- rinde ve resimde, fizik ve kim- yada çok hassas davranılmakta dır. Mektebin o yemekhanesi Tokatliyan selonlarmı tanzir eylemektedir. Bu derecelerde mükemmel bir yuva en zengin &ilelerde bile bulunamaz. Bu da Cümhuriyet idaresinin mek tepler hakkındaki fedakârlık. ve alâkasmın en canlı bir nü- munesidir, t Bu mektepten şimdiye ka- © dar 340 hanım kız mezun ol muş ve her biri birer vazife &- larak vatanımızın en ücra kö- Eğer mukavanm üzerine tabii göze hoş görünen karışık renkler de hasıl olur. Siyaha boyanmış bir muka- vaya sekiz santimetre dıl'ında de nereden uçtuğu ve ta- | dir. giderler. Ondan sonra şahin gelir ki, hemen. he. men kırlangıçla beraberdir. — Çok yükseklere © çıkarlar mı? Yoksa hep yalmıdan uçarak mı giderler? — Insanlar gök yüzünde tay- yarelerle dolaştıkları için, kuşla rın, aşağıdan gözün göremiyece- ği yerlere kadar, yani bin met- | reden ileriys çıktıkları anlaşılmış | ne mi?.. tr. Hattâ 7000 metre yüksekler de Ak babalara bile tesadüf edil- bir murabba çiziniz ve bu mu- rabba: birinci şekilde görüldü- ğü gibi kesiniz. A ve B müsel- lesleri hâsıl olur. Gene ayni bü yüklükte başka bir murabba daha kesiniz. Bu murabbar da ikinci şekilde gördüğünüz gibi rınız. Bu ikinci iki küçük müselles DE (ayni büyüklükte), bir büyük müsel- les C (diğerleirden bir misli bü yük), bir main G hâsıl olur, Bu i suretle elinizde yedi parça var i demektir. Bu parçalarla resim- de gördüğünüz diğer şekilleri meydana getiriniz, a m İ sız olmadıkları görülmüştür. — Fakat bunlar kaptan değil - İ ki, puslaya bakıp gidecekleri ye / Ju bilsinler. Nasıl biliyorlar? Yol | larını kaybetmiyorlar. mar? — Ab, İrfan, öyle sunller 30 rarsın ki.. Nereden de bu bahsini açtm? Bazan yollarını kaybeder lermiş, Fakat kuşlar hakikaten nasl yollarını buluyorlar? Bu sua linle hiç bir âlimin anlayamadığı sırara dokunduk. Daha kimse bilmiyor. “Acaba kuşlar iklimle. rin tesirlerine göre mi hareket ediyorlar, yoksa mıknatisi veya elektriki cereyanlara mı tabi yorlar. Yoksa hararet dereceleri miştir, Bu kadar irtifalarda o in-| dılar, Bi buluyor. sanlar az havadan rahat O rahat| lar. İlk seyahate çıkan kücüklere teneffüs o edemezlerken, bu Ak | nasıl rehberlik 2 git-İ babaların havasızlıktan biç rahat | maz seydi rakırsanız, topaç sür'ati mü. | den servetlerine mazaran 50 ku tesebesi ile daha bir müddet dö | ruştan 500 kuruşa kadar ücret ner, / alınmaktadır. renkli kâğıtlar yapıştırırsanız | » Evet, nasıl yollarını bu-i zam ve büyük bir nezafet ar. pm köylerine dağılmış- | rdır, Bi san de Bö aral ya Mektep seneyi (13000) ira | cuttan üçü smufta kalmıştır. İlik bir bütçe ile idare olunmak tadır, Husus! muhasebeden ve MERTER Mektebi ziyaretim öğle za- lediğinden i Müdür Mitrani Efendi ile Ma- dam Mitrani bu mektebi çok gü İ zel idare eylemektedirler. İb- * ranice dini tedrisata, bizdeki Kur'anı kerim şeklinde mana- s1 anlaşılmadan devam olun- z bu sofra ciğden evlerimizde bu Mara talk | TY md pil MÜNAKAŞALAR Müdür Reşat Bey tarafın- dan idare olunan bu muazzam mektebin mevcudu (182) ta- lebedir. Bu muhteşem mektep esasen munilin mektebi ola- rak inşa edilmiş ve elli sene- den beri içinde tedrisata de- vam edilmekte bulunulmuştur. Mektep şimdiye kadar (1400) talebeye şehadetname vermiş- tir, Mektebin bazı kısımları | tevsi ve tamir edilmekte idi. | Helâ tertibatı yeni sisteme çev i rilmiş, mektep srva ve badana- larla mükemmel bir hale geti- rilmiş, salon tevsi olunmuş- tur. Yanı başmdaki leyli İise- nin de istifade edebilmesi için bahçe içinde büyük . bir labo- ratuvar inşa ediliyordu. Bu mektep bütün szamet ve ihtişa mı ve dahildeki tertibat ve mefrüşatile cidden temaşaya seza bir maarif âbidesidir. Mektebin gerek müdür ve ge rekse mmuallimleri beyler bü- yük bir mesai ve ciddiyetle ted risata devam ve in asri hayat muktezalarile mücehhez olarak yetiştirilmeleirne çok | ihtimam eylemektedirler. Mek tebin yatakhanelerile yemek / salonu şayanı takdir bir inti- münakaşalardan ben ve talebeler çok müstefit ol. duk. LEYLİ ERKEK LİSESİ mektep kısmı da mevcuttur. | Mektebin zaptü raptı ve talim | ve terbiyesi çok mükemmeldir. Kütüphanesi, | yatakhaneleri, reviri, laboratuvarı, taharet ve nezafeti - baştan bir mü- kemmeliyet ilya idi, Bu mektebin - tesisine çalışan vali Apturahman Paşa mer- humla eski müdürlerinden mer hum Sait ve Mahir ve eski mu alimlerden Tevfik ve Ahmet i Hamdi Beylerin mesai ve him metleri rahmetle yadolunmak- tadır. Mektep geçen sene lise den 32 efendiye şehadetname vermitzir. Mektep talebelerinin terbiye ve ciddiyet dairesinde tahsile devam eyledikleri yek- nazarda görülmektedir. KIZ MUALLIM MEKTEBİ 240 leyli ve 285 nehari kız talebeyi sinesinde barındıran

Bu sayıdan diğer sayfalar: