12 Temmuz 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

12 Temmuz 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Niçin şeflerimiz şose- lerden evvel de- miryolu yaptırıyorlar eğ m Motörlü vasıtaların kullanılışı elâstikidir. Zira bunlar raya bağlı olmadıkları için geçilebilinen her sahada kullanılabilir. Istasyon is- temez. Her yerde durur, yolcu ve mal alabilir. Küçük bir vasıta ol olduğu için seyrini, az nüfuzlu ara- zide dahi sıklaştırabilir. Bu gibi arazinin nüfusunun sıklaşmasına çok yardım eder ve oralardan ileri- de şimendiferin geçmesini müm- kün kılar. Şimendiferin gidemiye- ceği yerlere de çok büyük faydası dokunur. İşletilen tarikler kâr ge- tirmezse, bunlardan ziyansızcası- na sarfı nazar edilebil Halbuki şimendiferde bu kabil (e değildir. Zira muattal duracak demiryolu hakiki ziyan teşkil eder. Bir de o- tomobil ve kamyon işletilmesi bü- yük sermayeye ihtiyaç göstermez. Gideceği şoseleri sahiplerinin yap- tirmalarma lüzum göstermediği i- gin haliem hizmetine merbut olma- sından ziyade, sahibinin menfaati- ne bağlıdır. Fakat bazı memleket- «lerde otomobiller o büyük şosele- ri de “mazinin birer hediyesi, ola- rak hazır bulmuşlardır. Halbuki memleketimizde yalnız şehirleri muntazam bir şebeke halinde bağ- hyacak olan yeni asri şoselerin yaptırılması için 300 milyon lira sarfına ihtiyaç olduğu geçenlerde yazılmıştı. Şoseleri en fazla eskite- cek olan otomobil ve bilhassa ağır kamyonlar olacağı için, bunların mütemadi tamiratı da olmıyacak mıdır.? Ve bu masraflar demiryolu tamiratını kat kat geçmiyecek mi- dir? Filvaki yollar şimendiferlerin kârlı çalışmalarına çok hizmet e- derler. Zira (o nakledilecek mallar şimendifer merkezlerine ancak bu tarikle gelir. İşte bu vaziyete göre hizmet © edecek iyi ve kötü halde yollarımız vardır ve bir taraftan da yaptırılmaktadır. Kısa yollarda ise, yani 10 kilometrelik mesafele- re kadar, benzini ucuz memleket- lerde dahi kamyon atlı arabaya re- kabet edemiyor. Umumi bir nazarla (o bakılacak olursa, motörlü vasıtaların umumi mesarifi şimendiferinkini çok ge- çer. Alman otomobil teşekkülünün besabatına göre 1929 senesinde Al. man o şimendiferleri 2,2 milyar Türk liralık mesarife mukebil 47,6 ! milyar © yolcu ve 66,7 milyar ton | mal sevketmişlerdir. Halbuki oto- mobil ve kamyonla bir buçuk mil- yar Türk lirası masraf (o mukabili ancak 14,0 milyar yolcu ve 4,4 mil- yar ton mal sevkedebilmişlerdir. İşte hesap bittabi takribi olmak - | la beraber, hangi vasıtanm daha ucuz çalışacağını derhal isbat etme- | ğe kâfi gelir. Eğer bugün Avrupa- | da otomobil - şimendifer rekabetin | den bahsediliyorsa, bu yalnız kâr getirmiyen iltisak hatları için mev- zuubahistir. Çünkü bunlar geçen asrın sonlarında verim kabiliyeti hiç hesap edilmeden, bulundukları düz arazideki birçok yerleri bağla- mak için, plânsız bir surette yap- tırılmışlardı. Bizim memleketimize gelince, bugün dizginli bir iktısat devrinde yaşadığımıza göre, vata- nımız gibi O vâsi bir memlekette, mevcut imkânlar dahilinde şoseler den evvel dem'ryollarmın plânlı bir surette yaptırılışı, iktisadi kal- Ben de bunu söylemesini bekli- yordum. Ben bu gidiş geliş ve ora- da kalışı düşündüm. Yarım saat- ten az sürmez. Bana da bu kadar zaman yeter. Mektep müdürünün © evini bir kolaçan ettim. Her tarafı karan- lık. Misafir odası sokak kapısının solunda idi. Bir de pencere vardı. — Camı nasıl kestin ülen?! — Etlik bağlarında cam gibi bir taş vardır, nöbet şekerine benzer. Onun bir sağlammı bulursan el- mas gibi camıda kesiyor. Cebi- min köşesinde vardı. Masa örtüsü- nü çektim. Paraları içine doldur. dum. İyice bağladım. o Geldiğim gibi çıktım gittim. — Vay canına be! Sen şimdi milyoner mi oldun Sansaros! — Orasını bilmem, orasını Es- kişehir polisi ile mektep müdürü düşünsün. Sansarosun dediği gerçekti. Bu işi yalnız Eskişehir polisi ile müdür düşünmüyordu, bütün Eskişehir bu Önümden bir araba geçtil Dün, kapımızın önünden bir a- raba dolusu biti (1) geçirdiler. Bir araba dolusu domates, ya- hat bir araba dolusu hıyar değil, bir araba dolusu biti. Tek at, yokuş yukarı, ağır yü- künü sürüklerken iple bağit istif- lerden birkaç tanesi yere döküldü. Oradan geçenler, arabacıya $es- lendiler: — Azıcık dur da toplıyalım! Arabacı, başını şöyle bir çevir- di. Kaldırıma dökülenlerin okka | çekmediğini görünce aldırmadı bi- le.. Yorgun atını, kamçılayarak yü- rüdü. Kendi kendime düşündüm: Değeri tartısı ile ölçülen bu bi- tilerin içinde kimbilir, üzerlerinde ne kadar uğraşılmış olanları var. Bunları yazanların, kapları üs- tünde adlarını taşıyan bu darma dağın yaprakları görünce yürek. leri nasıl sızlamasın? Ben böyle düşünürken, biri ya. mama sokuldu: — Yaha, bu ne dalgınlık! — Ha... Dedim, şimdi bir araba dolusu biti geçirdiler.. gördün mü? — Gördüm. Eski yazı ile yazıl mış bititerdi. Sonra, bana elile bir dükkânın camlığını süsliyen yeni yazı ile ya- zılmış bitileri göstererk: — İnan ki bunların teraziye vu- Um i günü görmiyeceğiz! de- 2 Sordum: * — Nereden Camlığın önünde duran bir ço- cuğun imrendirici bir tatlıya bakıp ağız şapırdalmasına benziyen kı- mıldanışlarla bir bitiyi - sözüşünü gösterdi. — Bu çocuk, büyüyünce, bitile- rini arabada değil, başının içinde taşıyacak!. Çocuğun istekten parlıyan göz- lerine bakınca bu söze inanacağım geldi. İnanmak, ummak demektir. | dı M. SALAHATTIN (1) Biti: Kitap. Asrın ümdesi “MİLLİYET” tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç için LK. LK tbaaya ait işler edilir. Gazete: timi kabul etmer, lânların mestuliye- kınma siyasetimize hiç şüphesiz çok uygun bir harekettir, Gerçi bugün yeni yapılan hatlar masa- rifini korumıyorsa da, bir gün ge- lecektir masraf © çıktıktan başka kâr da edilecektir. Sanayileşmemi- zin neticelerinden biri de bu ola- | caktır, Sanayileşmek ise, demiryol- suz olmaz, Hülâsa şimendifer va- tanımızın emniyet ve refahmı artı- racak olan birkaç büyük unsurdan biridir. Kumaş Sanayici Dipl. Kim, Hayri Süreyya AA e ei Yazan: AKA GÜNDÜZ işten heyecana gelmişti, Müdürün antika para kolleksi- yonu şunun bunun dediği gibi mil yonluk değildi.Aşağı yukarı bi para ile ik: üç bin kâğıt lira ederdi. Fakat müdür için bu bir hazi Bütün hayatında beş para bi se bu kolleksiyona © yatırırdı. Bekâr müdür; bir karı, iki kay. nana, üç evlât, dört (o apartıman kaybetmişçesine telâşa, kayguya düşmüştü. Yirmi yıllık emeği, pa- gecede uçup gitmişti. Müdür yalnız kalınca iki gözü i. ki çeşme ağlıyordu. Bir hafta geçtiği halde hiç biriz bulunamamıştır. Eskişehir polisinin değil ya, dün- ya pol: aklıma Sansaros gelir miydi? Bununla beraber ne olur ne ol- maz bir de Ankaraya yazalım, de- diler. Ankara polisi Sansarosu ya- | kaladı. Sordu, soruşturdu. İp ucu değil ya, örümcek ipliğinin ip ince ucunu bile bulamadı. MİLLİYET P ocası uçarı çapkınlar. ir gün beraberce İstanbula indi- ler. Küçük kızları Neclüya öteberi alacak ardı. Mahmutpaşa'da bir ayakkabıcı mı #arasma girdiler. Neelâ, beyaz podüsüct- ten bir sandalet istiyordu. o Kunduracı kutular: indirerek muhtelif çeşitler gös- teriyordu. Bu sırada içeri dudakları ho- yalı, yüzleri pudrak ispenç pilici gibi mini mini iki okuz girdi. Şakir, kazları görünce tanımıştı. Bu iki kız kardeş, bir zamanlar Beyoğlunda pansiyoner otur- duğu Madam Rozanm kızları Lili ile Jan- dı. Kızlara başile | hafifçe bir reverans yaptı. Onlar da Şakiri tanımışlardı. Ya- hudi kızları geveze geveze konuşmağa başladılar: — Şakir Bey nasınımız, iyisiniz. Bi- zin mama her zaman sizi söyliyor, bize hiç yelmiyorsunuz. Böyle ahbaplık olur mu? : Şahika, kızların kocasile: lâubaliyane tavırlarla konuştuklarını görünce bey« i depreş- affedersiniz... Şakiri nerden tanıyorsunuz? — A.. Efendim (Şakire döndüler) si zin madamdır? Şakir Bey bizim family. içimde oturdu. Çok iyi adam.. Kibar a- dam, mama da, biz de onu çok severiz. Şahika kıpkırmızı olmuştur — Iyi ama, o günler geçti, Şimdi ev- lendi, çocuğu var. Tabi efendim. Tabi evlenecek. ir, karısın münasebetsizlik yap- tığını, pot kırdığını, yaf yaptığını, koca bir çam devirdiğini hiddetle karşılamıştı. Bu kibar familya kızlarına karşı söyle diği bu sözlerde ileri varırsa dükkün için- | de müthiş bir rezalet olacaktı: ş Ama çocukluk yapıyorsun dadı. , yüksek terlik çılırttılar, Niha- yet içinden kırmızı, üstleri beyaz hasır örgülüsünden birer tane beğendiler. Ma- #aza sahibi bunlara bir buçuk lira istiyor du. Kızlar bir lira © veriyorlardı. Lili, çok cilveli, çok fettandı. Yan gözle Şa- kirin gri elbiselerine, bal rengi kravatı- na da parmağındaki pırlanta yüzüğe ba- kıyordu. Karısmın kıskandığını anladığı için inadına gibi genç adama gülerek sor — — Şakir Bey, bize yardım. etsenize.. Bir lira iyidir değil mi? adam, vaçar pazarlığa karıştı: — Bir lira iyidir veriniz, matmazeller üzülmesinler. bem gülüyor, hem de şöyle söyli- yordu — Bakiniz, Şakir Beyin haki var, Bi- Zi çok üzüntüye sokma, sonra zayifla- nz. Şahika bir tarafta Tenkten fenge giri- yordu.Çapkın kotasınm bu kızlari mu- hakkak bir alâkası vardı. Gözünün önün- | de bu şakalar, bu cilveler tahammül olu- nur şey değildi. Kendisine âdeta mey. dan okuyorlardı: — Matmazel, siz bilmiyor musunuz; pazarlık etmesini kı mı? baksana, sen ke: bırakıp herkesin terliklerile uğraşıyor. sun, ne biçim adamsın. ? izzeti nefislerini Kanatlarına taş atılmış pi- haykırışmaya başladılar: — A. Madam. Pardon. Şakir Bey bizin ahbaptır, Biz onu sizden evvel ta- | nıyoruz. O çok Janti; fakat siz, çok fe- ma... Şahika; bu hakaret karşısında fazla ta hammül edemedi: — Fena sizsiniz. Terbiyesizler (lezt- nı elinden tutarak İcapıya doğru yürü: dü). Haydi kızım...Gel,bu senin alçak ba ban bir türlü adam olmıyacak.. Kad, çocuğile dışarı çıkınca dükkân | cılar da dahil olduğu halde hepsi uzun uzun gülmeğe başladılar. Şakir, kızlara özür diledi. ve gönüllerini almış olmak -i gin çocuğun iskarpin | parasile beraber terliklerin bedelini de ödedi. Ellerini kıp ayrılırken onlardan cuma günü için (Belvü) de randevü aldı. — Müteferika komiseri beni ge- ne dövdü ama, hiç suçum yok. Es- kişehre gizlice bir sor. Mektep mü- dürü bütün paralarmı buldu. — Sen ne biliyorsun? — Eskişehirden bir çocuk gel- di. O söyledi. — Doğru söyle Sansaros! Sansaros düşündü, Kara boncuk gözleri parladı, tane tane söyledi — Ben çaldım Masa örtüsüne doldurdum. Bağladım. Evin arka- sındaki yangın yerine gittim. Yıkıl mış bir bacanın içine sakladım. Siz beni çağırmazdan iki gün önce bi- zim Haymanak Haymanaya gi yordu. Mektep müdürüne bir mektup yazdım. Haymanaka ver- dim. Bunu Haymana postasma at. dedim. — Mektupta ne yazdın? — Ağlayıp sızladığın yeter, de- dim. Paralı evinin o arkasında birinci değil, ikinci değil; ü i değil, dördüncü yanmış e- vin köşesindeki yarı yıkılmış baca- nm içindedir. Herif amma da sevin miştir ha! — Sen hiçbir şey almadm mı? — Bir tanesini © almışsam beni ERŞEMBE. işimizi | 12 TEMMUZ: 1934 Alacaklarını aldılar, Akşam döndükleri za- man kadın yaptığına pişman olmuştu. Erkek teskıskanç karısından intikam al mal için enma günü randevuyu düşüne- rek için için seviniyordu. | Cuma günü, Şakir işlerinin çokluğun- | | dan bahsetti, Daireye gidip çalışacağını | söyliyerek evden çıktı. Ve doğru Beyoğ- | lana geçerek kızinral birleşti. Akşama kadar gezip, Bomontide geç vakte kadar eğlendiler. Alşam vakti göç vekit yorgun argın eve döndüğü zaman karısı onu hararetle karşıladı. — Herkes gezip eğlenirken bu yaz gü- münde cumalar da çalışmak. Bu da ha-| yat mı sanki.. Birde kıymetimi bilmez- | sin Şahika. Bunlara hep senin için ta- hammül ediyorum. Genç kadın, kollarını açarak kocasmı kucakladı: . — Ah benim fedakâr kocacığım. Bey- hude vesveselerle seni çok üzüyordum, beni affet... Karısmın bu sözleri bu seferde Şakiri pişmarı etmişti. İnsan ruhuh çok tuhaf- tır. Karısı bu tarziyeyi daha evvel vermiş olsaydı, kocasını belki de vermiş olduğu randevuya gitmekten meneder, bu su- retle kendisine ihanete fırsat vermiş ol. smazdı! ZLE | Keriz Bugünkü program 1830 Plik meşriyatı, 19,20 Ajanı haber leri, 1930 Türk musiki meşriyaz. (kemança K yani Büy, nt Müyriye Hane; An mi Bey ve Müzeyyen Hüsam, 21 Selim Swrrr Bey tarafından kenlerama , 2130 Üstüdyo İ car ve tango orkestrası, | 223 Kim. VARŞOVA, 1346 m. 1E1S: arın eserlerinden konser. İ ise Könfer Vilnadan nakil, 20: Muh şt. 24 Musahıabe. 24,06: Kowferama. 83 Kkr, BÜKREŞ, 36 (OSKOVA, 748 m. be, M0: Keril ordu için Karışık komser, 18,30: Mütalem. — #afif musiki, — Koro ve operet musikisi, Zi: Karışık konser ve dane musikisi, 832 Kis. MOSKOVA, (Stalin) 281 m. 17: Konferans. 184 dme musikisi Senfonik konser. 22: Medenr dane 545 Khz BUDAPEŞTE, 550 m. 19: Askeri konser. 20: Karışık musahabe. 20,301 Pik. "2120; kisi. 2245: Mesahabe, | 896 Khz. BELGRAT, 457m. | ! 3 Askeri konser. 23; Haberler, — Dans plükları. 23,50: Kahvehane kömseri. ç 715 Kiz. ROMA, 421 m. 2145; Mü neşriyat. 2245; Mizahi musiki ve dans parçaları. : aHherler. ! * $IMALI ITALYAN GRUPU, 71,45: Flotowun (MARTHA) operası, 552 Khx. VİYANA, 807 m. nik komser. o 23: aHberler Z31S: Seyyahat hakkında franarca konfeı 23.25: Helser radyo e | pe musikisi, 1,15: Habere meyeli mu: 8 m. (Bariton) te zı M nikâsi. riyahı, 2118 YI — Usküdar Bankasının 12857- 12888 numaralı hisse senedimi kaybet- tim. İkinci müshası almazağından z0- yin bükmü yoktlar. Ali oğlu Cafer (1074) buradayım. — Niçin yaptın öyleyse? Sansarosun kara boncuk gözleri önce parladı, sonra sulandı. Daha sonra doldu. Ve höngür höngür ağlayarak odadan kaçtı. Genç kısmıadli reisi Sansarosun yaptığı bütün işlere akıl erdiremi- yordu. Bu çocuk hırsızdı. Altmış şu kadar sabıkası vardı. Bir bakı- ma da bu çocuk hırsız değildi. Çün- kü çaldıklarını ya geri veriyor, ya- şuraya, buraya yırtıdmış mektup zarfı gibi savuruyordu. Hattâ işte son bir vaka daha vardı. Sansaros bu sefer keskin keskin reddetti: Ben yapmadım, dedi; yalan söyle- İ miyen bu hırsızın bir şeyden kor- | kusu yoktu ki böyle reddetsin. Öy- le ama olan iş epeyce mühimdi. Lisenin mutemedi vilâyet encümeni kararı ile muhakeme altına alınmış ve hapsedilmişti. Çünkü suç büyük tü. Lise mutemedi tam bin beş yü lira çalmış ve işi örtbas etmek için kaybettim demişti. o Mutemedin hakkı vardı. Lisenin iaşesini temin eden mu- teahhidin son taksit olarak mektep ten bin beş yüz (lira alacağı kal- muşta. Mutemet sabahleyin evinden çı- kar çıkmaz, hazırlanan kâğıtları öldür. Yaz müdüre al cevabı, ben aldı, maliyeye gitti. Maliye vezne YENİ NESRİYAT Nafia işleri Yeni bir'mecmuanın neşrine başlandı Nafin Vekili Ali Bey, vekâlete gel- diği gündenberi cidden hayırlı ve çok İ mafi işlere başlamış bulunmaktadır. AK Bey, teknik, ilim ve fenne son derece ri ayelkâr ve taraftardır. Bu itibarla Ali Bey, vekâlete gelir gelmez derim bir tet kik ve tetebbü mahsulü olan rafia ve | teşkilât kanunu lâ ibzar etmiş ve kanun Büyük si bul edilmiştir. Bu kanun mucit finda müze) Bu daire her ay idari ve “her üç da bir fenni olarak ilki mecmua neşre- deceketir. | Aylık mecmuanın birinci Bumarası (Nafix İşleri Mecmuası) çılımıştır. Çok | nefis bir tarzda basılmış olan mecmua- nm başmda Büyük Reisicümhur Gazi | Hazretlerinin, Başvekil İsmet Paşa Haz retlerinin fotoğrafileri | bulunmaktadır. Mecmuanm başlangıcında denilmekte - dir ki: (Bu mecmua; ilim ve fen yolun- da çıkacaktır. Bu mecmua, Türkün, ül- | küsüne varmak için nasıl çalıştığını ve ümran yolunda muasır memleketlere ye tişmek , milletiçi o seviyeye yükselt - mek için sârfettiği gâyreti gösterecek - üdürlüğü teşkil ol Böyle bir mecmmuanm çıkmasını e min eden vekil beyi tebrik ederken mec muanın nefis bir şekilde intişarna ne - zâret eden neşriyat ve istatistik müdü- | rü Besim Beyin hizmetini de takdir ede | riz. | Tam Atlas Ikbal kütüphanesi bu isim altında çök güzel bir atlas neşretti, Atlasta, bü tün dünya devletlerinin mufassal hari- Vaları, bayrakalrı, kendi rususi renkleri le gösterildiği gibi memleketimizin muh telif kısımları yet merkezlerine va - rıncaya kadar ayrı ayrı tesbit edilmiş - th, Gayet zarif bir kapak içinde ve şim- diye kadar neşredilen atlaaların hepsi - pe faik bir mükemmeliyette çıkan bu at lası, karilerimize hararetle tavsiye ede- iz, ! Anonim Ş VAPURCULUİ TURK ANONİM ŞİRKETİ İSTANBUL ACENTALI Liman Han, Telefon: 22925. İzmir süra't yolu iler PERŞEMBE zönü R da Galatı ed kalkar Bu vapi 15 da tanir) gele stanbula Trabzon yolu Tarı Tie PAZAR sünü saat 20 de rıhtımından kalkacak. Gidişte Zon” güldek, İnebolu, Ayancık, Samsü Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, rel, Trabzon ve Rizeye. Dönü bunlara ilâveten Of, ve Sürmeneyfi uğrayacaktır. Mudanya yolu ! SAADET ve BARTİN, vapurları cumartesi gününden HERGÜN saat 9,30 da Te ne rıhtımından kalkarlar. İmroz yolu He PERŞEMBE gönü lata rıhtımından saat 18 de bir priz kalkar, Gidiş ve dönüşün Tu, Lapseki, Çanakkale iskelel uğrar . ZAYI — Liman idaresinden aldığı reislik şehadetnamemi kaybettim. VE wisi almacağından diğerinin hülemü tur. Küçük Omer oğullarından 315 #umlu Hasan oğla Şükrü. (1064) DR A EEE A Ergani Bakırı Türk irketinden: 1 — Erganide Maden sahasında yapılacak olan : a) Bir izabehanenin demir iskelesi, eği b)Bir kuvvei muharrike santralı binasınm demir iskeleti ile «) Yine demirden mamul dört adet müteharrik vinçin imeli, teslimi ve yerlerinde kurulması toptan minakasaya konulmuştur. 2 — Talipler evvelce bu gibi işleri başarmış olduklarma dair muteber evrak ibraz ederek, fenni şartnameler ile plân ları Şirketin Bahçekapıda Taş Han'da kâin Idare. Merkeziye- sinden yirmi beş lira mukabilinde 3 — Teklifler nihayet Ağustosun yirminci pazartesi gö” saat kadar kabul edilecektir. ye rma mr layan m muhtevi kapalı zarfı ve tazammın imzalı bir varaka ile ahkâmının kabulünü mı şartname mucibince Şirkete | teslimi lâzım gelen plân ve projeleri, Türkiyede müesses ve muteber bir banka tarafından verilmiş muvakkat teminat mek- tubu ile birlikte diğer bir zarfa koyarak, 3 ncü maddede tayin olunan vakte kadar, Şirket Müdiriyeti Umumiyesine mukabilinde tevdi edeceklerdir. Muvakkat teminat mektubu- nun natrk olduğu meblâğ teklif fiatının yüzde yedi N buçuğuna müsavi olacaktır. İhalenin takarrüründe teminat mikdarı yüz- de on beşe iblâğ olunacaktır. 8 — Tekliflerin fenni şartnameler ahkâmma tamamen uygun olması meşruttur. 6 — Talipler tarafmdan tanzimi icap eden mukavemet hesapları 1 Alman normalarına göre yapılıp o teklifnamelerle birlikte Şirkete tevdi edilecektir. ij 7 — Teklif mektupları ile merbudatının tetkikinden son- ra Şirket bu siparişi münasip gördüğü talibe vermekte, yahut ihaleyi tehir veya yapılan münakasayı fesheylemekte muh- tar olacaktır. 8 — Fiatlar müteamil peşin tediye ve teklif olunmalıdır. Talipler tediyenin vadeli esasma göre tayin kredi üzerine ifasını da ayrıca teklif edebilirler. Miri 9 — Daha fazla tafsilât almak isteyenler Şirketin Mer- müracaat edebilirle: - sinden üç tane beşer (yüz liralık banknot verdiler. İyice hatırlıyor- du, sol cebindeki para cüzdan sağ gözüne koymuştu. Oradan doğ- ruca zincirci zadelerin hanma git- ti. Müteahhidin yazıbanesi bu ha- nım ikinci katında idi. Kalabalığın arasından geçip yazıhaneden gir- di. — Son taksiti nn —T. ür ederim. Lise Eri oturdu. Elini sol cebine attı. Sağ cebine attı. Koynu- na soktu. Ayağa kalktı. Ne kadar delik ve sağlam cepleri varsa hep- sini karıştırdı. Ve birdenbire yum- ruklarını kafasına vurup dışarıya fırladı: — Yok! Yok! Eyvah! Çalmış- lar! Düşürmüşüm! Ne olduğunu bilmiyorum. Kanun, bilmiyorum dinlemez. Lise mutemedini deliğe tıktılar. Gazeteler avaz avaz yazıyor. Muhalif fırkanm © gazeteleri “hırsızlıkların önüne geçilmezse memleket batar. Batmaması için iktidar mevkiine biz geçmeliyiz.,, diye haykırıyorlar, Mektep şaşırmış. Polis şaşırmış. Asıl ve en başta mutemet şaşır- Mm m Enli lise mutemedi hapishanede bel yışmı boğazma geçirip kendimi | dürmeğe kalkışmış. Bereket çabuk görüp kurtarmışlar. ? Bundan birkaç gün sonra da lis dairesinde bir iş için dolsf Sansaros komiserlerden bu b aldı.: Lise mutemedi bab kalan ve çoluk çocuğunun barf ğr eski evini rehine koyarak p kaldırmak istiyormuş. Bu par avukat tutacakmış. Sansaros biraz düşündü. adli reisinin odasına girdi. yalnızdı: — Neye geldin Sansaros? — Gizli bir şey söyliyec: — Söyle bakalım, — Lise kâtibi paraları çı — Ya kim çaldı? — Hiç kimse çalmadı. j — Ama paralar, ortada yol 55 — Hiç te öyle değil. Paralar tada. 2 — Bul bakalım. > Sansaros koynundan eski bir! ra cüzdanı çıkarıp masanın ne koydu. i — Bir tane kâğıt bile eksik il , A e re din. Bak, sen çalmışsın. — Çalmadım , çalmadım. | — Bitmedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: