14 Temmuz 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

14 Temmuz 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1874— 189 SERVETİFÜNUN 107 suretle mi cereyan etmişti? Her halde evet. Çünkü her iki cesette bulunan kurşunların aynı tabancadan çıktığı ve bu tabancanın da Nihalin kocasına it olduğu tahakkuk etmişti. Fakat bu faciaya sebep ne idi? Burası tamamen meçhul kaldı. Bu vak'g Sedadın sinirlerini bozmuştu. Bir akşam bahçede kurumiya yüz tutan yapraklarla örlülü ka- meriyenin gltında Behire ile çay içiyorlardı. Sedat karısının yüzüne bakarak: — Sen bu gon zamanlarda çok zayıfladın yavrum, dedi, rahatsız mısın? Behire içini çekerek cevap verdi. — Eelecan insanı çok hırpalıyor.. Fakat çok şükür bu da ygeçti.. Begşçınarlar vak'asının tahkikatı ilerledikçe ben korkumdan eriyordum. — Korkudan mı? ne münasebeti Behire sesini alçalttı: — Bngünkü huzurumuzu bir tesadüfe medyunuz, dedi. Bu tesadüf olmasa idi ben belki bugün hapis hanede bulunacaktım, Sedat bir hamlede ayağa kalkarak bağırdı: Neler söylüyorsun Behire Genç kadın gülümsemiye gayrat ederek sakin bir tavırla: — Otur Sedat, dedi, seninle zaten konnşmak isti- yordum. Soğuk kanlılığını muhafaza et ve beni dinle: Vak'a gecesi seni bahçede bıraktıktan sonra komşu- ya değil Beşçinarlara gittim. Agaçlara yaklaştığım sırada bir takım sesler işiterek durdum ve kulak verdim. Nihalle kocası münakaşa ediyorlardı. Nihal kocasına meydan okuyor: İnkâr etmiyorum işte o Adamı seviyorum, hayatımdan çok seviyorum. Ne yapacaksın yap!» diyordu. Kocası galiba şüphelenerek takip etmişti. Sarhoş olduğu sesinden belli idi. Bir küfür savurdu. müteakiben karısının üstüne üç el ateş etti. Nihal ağzından bir ses bile çıkarmadan yere yıkıldı. Ben bayılmak üzere idim, Haykırmak itiyor fakat muvaffak olamıyordum. O aralık katil beni görmez mit bir hayvan gibi bağırarak üstüme hücum etti. Beni de öldürecek zannettim ve hemen tabancamı çekerek ateş ettim. Kanlar içinde yere üştü. Sedat bu hikâyeyi dinlerken sapsarı kesilmişti: — Senin orada ne işin vardı! âiye sordu. Behirenin yanakları biraz kızarmış fakat sesine tam bir sükünet gelmişti. Dedi ki: — Nihalle aranızdaki münasebeti keşfetmiştim. O gece senin oraya gideceğini biliyordum. — ag en nasıl oldu da yanına aldın? vet, tabancadan bahsedelim. Büyük bir tesadüf mi olarak benim kullandığım tabanca katilin kullandığı tabancanın bir eşi idi.. ayhı marka aynı çapta iki silâh. Nihali öldüren korşunlarla kocasını öldüren kurşunların aynı wilâhtan çıktığını zannettiler ve katilin karısını öldürdükten sonra intihar ettiğine hükmettiler. Ben bu sayede kurtul- âum. Böyle olmasa idi tahtikat uzar ve belki de seni ve beni tevkif ederlerdi. Sedat kuvvetsiz bir sesle sordu: — Tabancayı nereden buldunf — Konsolun gözünden aldım. Senin tabançan.. İstidatler; En uzun Gün — 21 Haziren — Yükseldi ağır ağır yılın en uzun günü, — Bir gün daha hissettim dünyanın döndüğünü — Bugün de dünler gibi.. dünler gibi bugün de; Fakat bir lahza daha uzun olan bu günde 'Foplandı bir dakika daha fazla yaşamak, Bir dakika, bir lâhza daha çok yaşayarak Hayatın gecesinden biraz kaçmak ümidi. ..Fakat buda bir hayal, bir rüya değil miydi? “İ. Bugün de dünler gibi.. dünler gibi bugün de, Bir lâhza daha uzun sandığımız bu günde Toplanan bir dakika daha fazla yaşamak, Bir dakika, bir lâhza daha çok yaşayarak Gündüzü daha uzun, güneşi daha uzun Görmek, duymak, hissetmek, yaşamak arzumuzun Gözü nede çabucak kapandı şu akşamla! Süzüldü gözyaşları geceye damla damla. Vahdet Gültekin Başka bir yol PİYES 3 PERDE Yazan : M, Feridun — ş9— Arkadaşımız M. Feridun beyin piyesi yakında meçmuamızda tefrika edilmeğe başlanacak, Karile- rimize gunu haber verelim ki bu eserin kıymeti yalnız bir tiyatro eseri olmasında değil, aynı zaman- da zevkle > edilecek hissi, heyecanlı bir roman olmasındadır. Bu esandla kuvvetli ruh tahlilleri, kalp ve macera ürpermeleri bulacaksınız. Başka bir yol piyesini kari- lerimize hararetle tavsiye ederken, onun müuvaffa- kiyetinden emin bulunuyoruz. — Benim tabancam!.. — Evet, Nihali senin kollarının arasında gördü- güm zaman ikinizi de yere sermek fikrile yanıma almıştım. Behire bir lâhza düşündükten sonra: — Fakat bunu yapabilecekmidim, bilmiyorum. dedi. Ve önündeki fincana bir şeker daha attı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: