14 Temmuz 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20

14 Temmuz 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

112 SERVETİRÜNUN Kurtla beraber .. Nefti, mor, kurşuni boyaların şekil verdiği bir tablo: Gece Yer, Şar koyu gölgelerin kapladığı bir kış gecesi. Her taraf karla örtülü.. Geride, donuk ışıkları küçük pencerelerinden dişarıya sızan birer katlı köy evleri Yanda, tablonun bir tarafını tamamile kaplayan selviler, iztirap çekenlerin iniltileri gibi, esrarlı göğe yükselip karışıyor. Önde, haykıran, geceyi yırtan sesile uluyan bir urt. Karanlık göklere doğru uzayan selvilerle, bu kurtun ulumasında nasıl bir anlaşma var... İkiside nasıl birbirlerine karışıp karanlık göğe yükseliyorlar... Bu, benim piyano odamda duran bir tablo. Ka- rışık harflerden ismini çıkaramadığım bir ressamın tablosu.. Ne vakit bu odada olsam, gözlerim büyük bir israrla bu tabloya gider, gölgelerine karışır, benliğim onun derinliklerinde erir, onu en hurda teferrüatına kadar yaşamak isterim. Souk, fırtınalı, karlı bir kış gecesi, rüzgârla be- raber uluyarak etrafa saldırıyoruz. Issız beyabanlarda koşuyoruz, karlı dağlar aşıyoruz, bilmediğim görme- diğim bir çok yerlerde dolaşıyoruz... Geçtiğimiz dağlar inliyor, rasladığımız evler sar- alıyor, ağaçlar ayaklarımıza Tay Koi Biz hep uluyarak koşuyor Üstümüzde siyah lie. bildin gibi bizi takip ediyorlar... Birden, ulumamıza bir ses daha karışıyor... Ben bu sesin sahibini bulmak için etrafıma bakıyor ve orasını tanıyorum : Rüzgârın kudretinden ürkerek sinmiş gibi duran birer katlı evlerile bir köy, pencerelerindeki donuk ışıklar, korkudan titreyen gözler gibi geceye bakıyor, köyü baştan başa kaplayan selviler hışırdayarak göklerle konuşuyor. Etrafı araştırıyorum, gölgeleri a uluyuşumuya karışan sesin sahibini bulu- yoru ng gözleri siyah göklerde, acıyan sesile, uluyan bir kurt... Onun sesinde, kendi içimden gelen sese okadar benzer bir şey varki... Heman ona doğru sürükleniyorum, onun önüne çöküyorum. gözlerim gözlerine dikiliyor... Bakışımdaki manayı anlayan kurt: — Yuvam dağıldı, eşim kayboldu, 1s81z beyaban- larda yalnız kaldım.... Diye uluyor. O zaman ben, niçin bu ulumanın içimden gelen sese benzediğini anlıyor: — Artık sus anlatma, aynı yerden yaralıyız.. Diye inliyorum..... No.1874—189 Şimdi, selvileş,, içimizdeki ateşin dinmesi için göklere daba çok uzanıp yalvarıyor, rüzgür, yarala- rımızı soğutmak için daha çok gürleyip esiyor... Ve biz hep uluyor. uluyorar.......... Karşımızda sıralanan; köy evleri, karanlıkta ma- temli yüzlere penziyor.. Onlarda, anlyan, derdimizi dinleyen bir hal var... Karların üstüne sızıp akisler yapan pencerelerindeki, titrek ışıkları, acımızı anlayan bu matemli yüzlerin göz yaşları gibi..... Bilmiyorum nasıl oluyor, biz bu hisse aldanıyor ve onlara 4pğru koşuyoruz.. İlk rasladığımızda: Bir ihtiyar erkek, ocağın başında, kendi düşüncelerinin içine gömülmüş, ateşi barıştırıyor... Bizi duymuyor bile... İeli lâmbanın önünde beyaz saçlı bir kadın elindeki yiin örgüyü bırakıp gözlüklerinin üstünden bir an için dışarıya bakıyor, belki havanın şiddetin- den kurtun açlığını düşünüyor, sonra gene örgüşüne dalıyor.. İkinci bir evde: Işığın başında tüfeklerini temiz- leyen bir avcı, muzaffer bir gülüşle kurdun uluma- sına cevap veriyor.. Bu belki de onu eşinden ayıran insan.. karşısında oturan karısı, kucağında uyuttuğu çocuğnnu kollarında daba çok sıkıyor... Bir üçüncü eve kadar sürükleniyoruz: Orada, bu karanlık geceden korkan sarışın bir kıza, esmer s6v- - gilisi kollarını açıyor. Bu geniş omuzlara sarı, narin başını saklayan genç kızın, bütün teblikelere karşı kendisini bu adeli vücudun kurtaracağından emin, tatlı bir rüya ile gözleri kapanıyor...... O vakit, bu saadetlerinden emin, gafil insanlara karşı içimden gelen acıyan bir kahkaba ile gülüyo- rum..,.. Sesim, karanlık ve souk gecede donuyor....... Şimdi, selviler içimizdeki ateşin dinmesi için göklere daba çok uzanıp yalvarıyor, rüzgâr, yaralarımızı soutmak için daha çok gürleyip esiyor........ Ve biz hep uluyor uluyoruz............. Kadıköy 19 - VİNİ » 931 İ. Raif Yeni Eserler: Duman Meşbur Rus edibi Turgeniyev'den Haydar Rifat Bİ. nin tercüme ederek nefis bir şekilde tabettirdik- leri bu güzel roman intişar etti, Fiatı 75 kuruştur. Bütün karilerimize hararetle tavsiye ederiz. Temmuz 1914 Emil Lüdrig'ten Haydar Rifat Bİ. tarafından tercüme edilmiştir. Bu eserin mecmuamızda gelecek hafta bir tahlilini okuyacaksınız. AHMET İHSAN Matbaası Limited

Bu sayıdan diğer sayfalar: