4 Ağustos 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

4 Ağustos 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pr ŞI SERVETİFÜNUN ÜÇ PERDELİK PİYES | Başka bir yol Yazan M. Feridun Bir kumarhane basmış içindekileri tevkif etmiş.. Bu meyanda Saidi de yakalamışlar. Yirmi dört saat kadar polis müdüriyetinde kalmış.. Selma. — Ne diyorsun bey? bunu kendinden mi işittin 9 Rağıp — Hayır. Bir asbpabım söyledi. Bu çok fena, bir haber. Duyarlaran işinden çıkarırlar. Bu çocuğun &kibetini ben pek vahim görüyorum. Selma — Çocuk deme şuna Allah aşkına... Otuz yaşında koskoca herif.. Bir az da kendi düşünsün. Ragıp — Düşünmemek elde değil işte.. Sen eski- den onu çok severdin. Sana ne oldu anlıyamıyorum. Bu ani tahavvüle sebep ne? Selma — Ben anayım. Düşün, yetişmiş bir kızı- miz var. Emel, Rabbim bağışlaşın, on sekiz yaşına * baatı. Bu ahlâkı kıt adam evimize gelip gittikçe İçim hiç rahat etmiyor. Kızı acaba... Ragıp — Acaba net.. Baştan mı çıkaracak diye korkuyorsun * Düşündüğün şeye bak?.. Sait Emelin ağabeysidir. Bunun başka türlüsü hatırıma bile gel- mez. Sait ahlâksız olabilir. Fakat bundan Emele ne fenalık gelir * Kıza karşı hakiki bir ağabey gibi muâmele ediyor. Bu ötedenberi böyle.. Ben bu şeyi biliyorum. Selma — (telâşla) ne biliyorsun f Ragıp — (karısının yüzüne dikkatli bakarak) Saidi'in Emele bir kardeş nazarile baktığını biliyorum. Ötedenberi görüyorum ve tetkik ediyorum. Şimdiye kadar harekâtında ufak bir yolsuzluk görmüş ve sez- miş olsaydım bilâ tereddüt onu kapı dişarı atardım. Buna emin olabilirsin. Fakat şimdi Allah var. Doğru söylemeli. ünit bu hususta çok dürüst hareket ediyor Dışarıda yaptık- ları nehayet kendine ait bir meseledir. Demin de- diğin gibi bebek değil a.. Selma — siken gene ortadan kayboldu. Nerelerde acaba * Ragıp Kim bilir? Onun işine akıl erer mi? Şadan — (Girer) Efendim, Cemil Cahit beyle Makbule hanım geldiler.. misafir odasına aldım. Ragıp — Buyursunlar, söyle kızım buraya bu- yursunlar. (karısına) Yoksa biz mi aşağı inelim? Selma — Hayır, hayır burada otururuz.. Git ha- ber ver kızım, bekliyoruz. (Şadan çıkar, arkasından da Selma Hanım çıkar.) Selmanın sesi — Sefa geldiniz efendim.. Gözleri- miz yollarda kaldı.. Bu ne vefasızlık. Üçüncü meclis Selma, Ragıp, Makbule, Cemil Cahit. Ragıp — Buyurun efendim.. hiç görüşemiyoruz?.. Makpule — Vallahi kusurumuz çok büyük beye- tendi.. Cahii — Rahatsız olduğunu işittim, çok merak ettim. Fakat bizzat gelip taciz etmek istemedim. Bir kaç kere hizmetçi ile sorduldum. Selma — Teşekkür ederiz efendim.. Zehra üç dört kere geldi, yokladı. Makbule — Ne idi rahatsızlığınız efendim Ragıp — Doktorlar grip diyorlar ama bilmem ki.. Bu kadar şiddetli grip biç görmedim. Üç dört gün dalgın, kendimi bilmez bir halde yattım.. Sonra yavaş yavaş iyileştim. Şimdi hemdolsun bir şeyim kalmadı. Fakat çok zaif düştüm. Son derecede Cahit — Ne ise geçmiş olsun. Bir kaç gün de istirahat edersin, büsbütün geçer. Ragıp — Niyetim bir iki güne kadar işe gitmek.. Makbule — Acele etmeyiniz beyefendi. büsbütün geçsin de öyle.. Sonra rahatsızlığınız nükseder. Selma — Değilmi efendim * İşe alışmış evde ca- nı #ikılıyor. Ama ne çare sabretmeli.. Hiç olmazsa on gün daha istirahat etsin diyorum Cahit — Evet, evet, böyle geylerde acele etmek iyi değildir. Ragıp — Bu da kati bir şey söylemedim. O za- mana kadar büsbütün iyileşirsem gideceğim, Cahit — Saitten haber var mı Ragıp — Bu son günlerde görünmedi. Niye sor- dun? Gene bir şey mi haber aldınf Cahit Hayır.. sordum. Ragıp Allah aşkına söyle, sende bir haber var. Cahit — (Gülerek) Ehemmiyetli bir haber değil.. Beyoğlunda bir oda tutmuş. Ragıp — O zaten ötedenberi Beyoğlunda oturur. ahit - Öyle mi? Bilmiyordum. Ne ise.. Şimdi bir kadınla beraber yaşıyormuş.. “3m — (Şiddele) İmkânı yok! Bana da bir arkadaşı söyledi efendim, Yanlış olabilir Selma — İmkânı yok! Ragıp — Canım nereden biliyorsun * Selma — (Mahcup) nereden bileceğim, vermedim de ondan, Ragıp - Bunda olmayacak bir şey göremiyorum. Sait gibi bir adam için bu gayet tabii bir haldir. Bilmediğin şeyi bu kadar şiddetle tekzip etmeme doğrusu hayret ettim. Selma — Canım bu kırk beş elli lira maaşla olacak bir şey değil ki.. Makbule — Belki beraber yaşadığı kadın kana- atkâr bir kadındır, Selma — (Sert) Olabilir efendim. ihtimal Dördüncü Meclis Evvelkiler. Emel, Sait sonra bir aralık Şadan. Emel — Anne bak kim geldi, (Fişek gibi odaya girmiştir, Arkasından Sait girer. Genç kız mısafirleri görünce durur. Gidip el verir.) Sefa geldiniz efendim. Cahit — Hoş bulduk kızın. Aman bu ne şıklık böyle? — Devamı var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: