23 Ocak 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

23 Ocak 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

134 UYANIŞ No. 2057—372 Nesirler: n Komşumun Penceresi Her sabah uyanınca komşumun bir karan- fil bahçesini andıran penceresine bakarım. Gözlerim, yeşilimsi gövdelerinin, kül rengi yap- raklarının arasından güneşe gülümsiyen toz pembesi, beyas, mor, alacalı karanfillerin renk- lerini içer. Fakat her tan ağarışında karanfillerini bir başka biçimde yörürüm. Bazan yüneşi kucak- lamak istiyorlarmış gibi bağları göklere kalk- mıştır. Bazan Şirin için dağları yaran Ferhad kadar derili ve yorgundurlar, Bazan de aç. gözlüdürler, bulundukları gün görmüş pencere. den başka bir yere ince bükülüş ve kıvrılışlar. la uzanmışlardır. Kadın, toz pembesi, mor, beyaz, alacalı, karanfillere ne çok benser, Gözlerim, soluk kiremidi sakmlarda sıra- lanmış kadınlar gibi renk rek, çeşit çeşit sak- sonyalardan, sarı yüzlü, hasta bir ttırdan nem kokan toprakta boy veren birer kuzu gibi naz- h, pembe yanaklı, körpe çocuklar kadar ksvrak, ateş kırmızısı, kınalara atllar., Alev renkli kınalari., Ne kadar bahtiyar- dırlar. Çünkü onlar asasına dayanan hasta ser gibi yılların kahbeliğini sayıp sararmıya- caklar, Bülbülü umursamıyan beli bükülmüş gül gibi kalblerini kanatmıyacaklar, Çünkü kınalar; yün geçlikçe içi çürük, ezik, kötü meyvelerle dolan, tadı bozulan, Keo nan değirmi töprak çanağında çok kalmıya. caklar. Bir Kına olmasını ne kadar isterdim... iş Yıllar Ben, yılları bostanlardaki o çıkrıklara, in- sanları da o Oçekriıkların ucundaki kovalara benzetirim... Çıkrıklar; döner. Kovalar; iner, çıkar, es- kir atılır. Bir yenisini bağlarlar. (o Çıkrıklar GLONDURA .» İLODAlA Yı: e mi ek Li. â ek ml ek ği en de çıkrığın ucundaki kova gibisin.. Yıllar se- Şiirler: , Bağrımı yakma, anne!.. Angı gerçeklerine dalıp yank sözlerin Rüya olmuş geçinle bağrımı yakma, anne! Çağlatma hicranını ruhumda derin derin, Rüya olmuş geçinle bağrımı yakma, anne! Söyle, kimsesiz, yıkık mabed mi umudların? Söyle, yosun mu tutmuş yüreğinde mudların?. Karşında canlı heykel gibi dururken yasın: Rüya olmuş geçinle bağrımı yakma, anne! Ömründe erimişse gençliğin altın tacı, Dolaşmışsa kalbine geçinin gümüş saçı, Ah, anma onu bu gün artık sen acı acı; Rüya olmuş geçinle bağrımı yakma, anne! Ağlamasın yeisden ruhundaki o gamlar? Yeniden tüllenmesin ömründeki akşamlar... Söyle bana, geçiye bağlıyan seni ne var?! Rüya olmuş geçinle bağrımı yakma, anne! Baharmla kanadlı emin ol ki, her arzun; Her umayın kalbinde tutmıyacakdır yosun; Ömrünü mudla süsle; - derdin varsa bana sun; Rüya olmuş geçinle bağrımı yakma, annel... 18-19 Vili 985 Pazartesi gecesi nn Anneciğime avunç Sanki gülüp ağlıyor kar yağmış saçlarında, Ah, bu güz akşamlar senin, sevgili anne! Yılların alev düşmüş, kambur ağaçlarında Yanıyor mu hicranın gene kandili, anne?. Yellerin kucağına açıp da pencereni; Bakışın böyle her güz niçin düğümlü, anne?.. Eğer düşünüyorsan böyle onu ve beni, Düşünme; yüreğimiz bizim düğünlü, anne!.. Senin için çarpıyor baharımın her günü; Artık sıcak öpecek, oh seni yarın, anne! Okuma bulutlardan her güz, uçan ömrünü; 'Tebessümle banşsın o dudakların, anne!... 9-VI11-935 Cuma O. Turgud Yaylâlı ni de yıpratmış.. Dolgun vucudun kemik, et yığını.. Beyaz yüzünde yorgun, derin çizgiler. Saçlarında kar.. Yalnız ldeiverd gözlerin, çü- rük menekşe rengindeki oyuklarında yaşıyor bugün. ğ Fikri Çöze

Bu sayıdan diğer sayfalar: