23 Ocak 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

23 Ocak 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2057—372 sındaki milletlerden yalnız İsveç- liler yadırgayışla baktılar. Onlar, Gregor takvimindeki il günlük atlayışı birdenbire hazmedemediler. Ancak yavaş yavaş seneden gün 8t1Ş- la Gregor esasına yaklaşmayı tercih ettiler. 18inei asrın başında İsveç- liler müstesna olmak üzere tekmil Avrupa milletlerinin benimsedikleri bu esastan uzak durmaları, ancak yavaş yavaş yaklaşmaları dolayı- siyle, İsveçte meselâ Şubat ayının 30 gün olduğu bir yila da rastla- nıldı! Gregor takvimi, şimdi eskisin- den daha geniş sahada tatbik ye- rine geçmiştir. Garp memleketle- rinde bu takvimi kullanmıyanlar, yalnız Yahudilerdir. Gregor tak- vimine karşıt hareketler, akamete uğradı. Fransiz ibtilâlinde, onlar 30ar günlük 12 ayın, 56 tamam- layıcı günle beraber bir yıl teşkil etmesini tasarlıyan yeni bir tak- vim temeline dayandılar. Ay tak- siminde de Juliyan takvimine ba- karak, oradan bazı şeyler aşırdılar. Ama, bu yeni takvim yapmağa kalkış, boşunuydı. 12 yıllık bir de- UYANIŞ Büyük Bir Kayıp Gazetemizin sahi- bi ve başyazıcısı, Or- du Saylavı Ahmed İh- san Tokgözün eniştesi ve Cenup Demiryolla: rı Ankara mümessili Tarık Bolelin babası Ali Nazım Beolel, te- dav) edildiği Şişli Sıh- hat Yurdunda hayata gözlerini kapadı. Ce- nazesi Gülhane hasta- hanesinden ibtifalât- la kaldırılarak, Bakır- köye götürüldü, nama z) Bakırköy camiinde kılındı ve oradaki aile mezaılığına, iki sene evvel pek genç yaşın- da ölen kızının yanına gömüldü. Yaşı yetmişi bulan merhum, uzun müddet muhtelif memuriyet lerde memlekete çok faydalı işler görmüş, dürüst, iyi yürekli, nazik ve mütevazi, münevver bir insandı. Değerli Meli hum Ali Nami Bolelin 1526 senesinde, Çatalca muhasebeci- liğinden Cezayiri Bahri Sefid vilâyeti defterdarlığına tayini sırasında çekilen bir resmi Bingazi ve Çanakkale muhasebeciliklerinde , Cezayiri Bahri Sefid, Konya, Bursa, Rados, İstanbul, Adana vilâ- yetleri defterdarlıkla- rında (bulunmuştu. Hürriyetin ilân olun- duğu sıralarda da iki sene kadar matbaamı- zın idare müdürlüğü» nü yapmıştı. Bilhassa liy 181 b gi ve nüfuzunazar sahibi 0- lan merhumun fikir- lerlüden, çalıştığı her sahada memleket çok istifade etmiştir. Mu- liyeciler arasıda gör- gu ve tecrübesinden takdirle bah- solunurdu. Derin teesâürle karşıladığımız bu kayıbı tesbit ederken, bütün ailesi (o mensuplarına başsağlığı ve kaybedilene Allahın rabmetini dileriz. . nemeyi mütegkip, tersyüzüne ge- risingeri döndüler! Fransızların ay isimlerini de de- Biştirmek suretiyle yapmağa kal- kıştıkları ve neticesi bozguna uğ- rayarak ric'at olan bu hareketleri- nin bir başka türlüsünü de, 1849 yılında Amerikalı Kompte yapmak hevesine kapılmiştır. O da, aylara kahraman tanınan bazı kimselerin adlarını vermek ve başkaca da bazı değişiklikler yapmak hevesin- deydi. Plânını çizdiği değiştiriş esasına dudakbüküldü. «Kahraman- lar takvimi» adını verdiği takvimi, bugün sadece kendi adının sırası düşünce şöyle bir zikri geçip ha- tırlanmasına yarıyor. İşte ancak bukadar! p Yeni zamanda da bu sahadaki kıpırdanmalar bariz herhangi bir iz bırakamadı. Geayrimüsavi olan ayları bir tevazüne ulaştırış ve bazı yortu günlerini yıldan yıla değişmiyen tarihlerde temerküz ettiriş sevdası, şimdiye değin bir meşguliyet zemini oluşun sınırını geçemedi. Hattâ Milletler Cemiye- tinin bir «Takvim reformu encü- meni», başkaca birçok memlekette takvimi isiâh maksadile kurulu cemiyetler, ayrıca teker teker 5&- bıslar bu yolda çalışıyorlarsa da, bazılarının hemen hiç durmadan çalışmalârına, öteye beriye boyuna başvurmalarına rağmen, hepsi de daha hâlâ yerlerinde sayıp duru- yorlar, Bu yazımızın evvelki sayıda çıkan ilk kısmında bu faaliyete bir nebze dokunduğumuz sırada, yılın 12 ay yerine İ ay fazlasile 13 ay olmasını iltizam edenlerin bulun- duğuna da işaret etmiştik. Burada bu 13 ay olması ihtimalinin, batıl itikatların zebunu bulunanları bir hayli kuşkulandıracağı şüphesiz ol- duğunu bir kere daha kaydediyo- ruz, ame ge m ki? Rakkı 131 Takvimin tarihini araştırırken, Astronomide boyuna koşan,.. hazır, temadi eden diyelim,.. evet böyle, İsanın doğuşundan önce 1 Kânu- nusani 4713 tarihi ile başlıyan bir takvime de rastgeliuir, Bu takvim sene uygunluğu kayıt ve şartı te nımaz. Ahali takvimleri diye anı- lan takvimler de mevcuttur, Tâ eski zamanlarda menşeini aramak icap eden bu zaman ölçülerinin türlü tarzda olanları doludur. Tür- lü tarzda ve türlü tasvirlerle süslü! Menşeli pek erken zamanlarda bu- lunabileck olan bu takvimlerin! Eski Romada.... «Bütün yollar Romaya çıkar!» derler veyahut derlerdi, Her ne halse, şauzka bertaraf, bahiste gene Eski Romaya dönüyor. Döne do- laşa «Takvimin tarihi» bahsimizde gene oraya vardık, Evet, Bâki Romada, yılın müddeti, gelip ge- çişi birtakım senbollerle,- tasviri bir şekilde tesbit oolunprdu. Bu tesbit işi, taş üstüne yapılırdı. Demek oluyor, ki o zaman takvim; ler taşdandı! Romalıların taştan takvim kul: lahnmasına Oo mukabil, Cermenler, tahtadan takvim kullandılar, Bu tekvimler üzerine allegorik bir takım işeretler hakkedilirdi, Bun- ların sopa biçiminde olanları ve çetele gibi biçakla yontuluş usu- lüne tabi tutulanları daha çoktu! Matbaacılığın başlangıcı, bugü sün takvimlerine en yakın takvim örneklerinin ortaya konulmasına yolaçtı. Tabı işi balledilir edilmez, kâğıttan takvimler de sökünetli, Mucit Gutenberg, bir de takvim hazırladı. Bir sene üzerine tertip edilmiş, şöyle ele alınabilecek —Devamı sayf

Bu sayıdan diğer sayfalar: