24 Aralık 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

24 Aralık 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2105—420 Hiyeire ya tarı ; UYANIŞ 617 Son Senelerdeki Operet Telâkkimiz Şehir Tiyatrosu yes kısmında oynanmakta olan Leylâ ve Mecnun münasebetile Şehir Tiyatrosu Operet kışmı 9 Birinci Kânun Çarşanba günündenberi Galip Areanıu yazdığı ve besteleri Mesut Cemil tarafından yapılan «Leylâ ve Mecnün> operetini oynıyor. İki kıymetli san'atkârımızın müşterek çalışmalar rmın mabsult olan bu opereti geçen skşam salonu tamamen dolduran kalabalık bir seyirci kitlesiyle “ birlikte bende gördüm. Esere sit düşüncelerimi ve gö- rüglerimi yazmadan evvel 930 senesinden sonra ve bilhassa Şehir Tiyatrosunda operet oynanmağa başlı- yalıdanberi operet sahnelerimizde başlıyan bir cer- yanı hatırlatmak ve yanlış bulduğum bu tarzı ten- kit ederek niçin böyle düşündüğümü anlatmak iste- rim. Böyle yapmakla, geçen akşam gördüğüm bu yeni operetin; iyi bulmadığım bu oceryandan kıs- men de olsa uzaklaşabilmiş olduğunu Yazan: Bürhan ARPAD rine ilişen gazetecilere, mecmunlarında cevap ver mişler ve operet artisti yetiştirinceye kadar bu işte sebat edeceklerini söylemişler ve hattâ Komedi Fransız artietlerinin bile revü oynadıkları bir za- manda kendilerini tenkit etmenin dünya san'at he reketlerini bilmemekten başka birşey olmıyacağım iddia etmişlerdi. Gene ayni tarihlerde, eserleri içiü yazdıkları bir yazıda Reşit Kardeşler, operetleti, klâsik operet, Viyana oepereti, müusikili komedi ve revü operet Âlye umumi bir tasnife tâbi tuttuktan sonra aşağı yukarı şu fikri yürütliyorlardı : «Revü operet asrımızın tiyatro tekniğini en fazla gösterebilen bir nevidir, Bol tabloları, zengin kos- tümleri ve cazib danıları vardır. Halkı yormer, eğlendirir, Besteleri caz musikisini andıracak kadar canlı ve oymaktır. Ve şatkıları ko- daha iyi anlatabileceğim kanaatin- deyim : — Şehir Tiyatrosu, mütemağdi- yen teşekkül eden ve dağılan ope- ca kampanyalarının herkese ifti- arlu göstörebileceğimiz bir operet ai olamıyacaklarını düşünerek, 1932 Kânunuevvelinde Reşit Kar. deşletin «3 saat» ismindeki bir revü a ortaya e sk bu işi de aldı. Gerçe bundan evvel e A musikili lalnal oynamış- lardı, fakat bence Şehir Tiyatrosu Sıcak bir Aâtra BİR ANLIK DÖNÜŞ Yollara uzanıp böyle usulca Kskiyi aramak akşamda bir an.. Kaybolan birşeyi tekrar bulunmda, m a Ve sonra. ağlamak.. ok ! başucunda !.. laylıkla zihinlerde kalır.» Bu belki de başlangıç için; biz- ler gibi ytizde doksanı Avrupa mü- sikisini pek te severek dinlemiyen bir halkı hakikisine alıştırmak için - eğer eulistimal edilmeseydi ve hedefe doğru meharetle yürünteydi - yanlış olmazdı. Fakat hepimiz samimiyetle iti- raf etmeliyiz ki ba hiçte böyle ol- madı. Tulünt tiyatrolarının teneke yuvorlayan püskülsüz fesli ibişleri- A ne gülmekten, Darülbedayfin sene- tutmak (o avcunda Gavsi Halid Ozemoy opereb yeri anl başlangıcı LA 3 saat o idi Sik erin bu düşünce ve işe girişme tak- dire şâyandır. Fakat Şehir Tiyatrosunun beş seneyi dolduran operet oynama devresi hiçir zaman kendi- lerini bu işi üstlerine almakla mükellef kılan gaye- ye uygun değildir. Ve hattâ bu müddet zarfında verdikleri yerli eserlerle Yarasayı ve adapte bir eder olan Sarı Zeybek operetini bundan tabiidir ki hariç tutayorum - gayelerinden çok uzaklaşmışlar. dır. Bence âtılan ilk yanlış adım, Gehir Tiyatrosu» elindeki kıymetli vodvil elemanlarına güvenerek ve onlara omehmaemken şarkı söylemeği öğreterek operet oynamağa başlamasıdır. Halbuki o vakitler Şehir Tiyatrosu haricinde kalmiş ve vücutlarından bir başlangıç için pekâlâ istifade edilebilir operet artistlerimiz vardı, fakat bilmem ne gibi düşünce- lerle bu y&pılmadı veya yapılamadı ve yukarıda işaret ettiğimiz tarzda vodvif, hattâ drara artistlerine şarkı öğretilerek - eğer bir insana denelerden gönrü güzel ses verilebilirse - işe büşlandı. Fakat tabildir ki mevcut artistlere göre hareket etimek lâzımdı. İşte Şehir Tiyatrosu sahnesinde ilk operet diye ka- bul ettiğimiz 3 saat opereti böyle bir düşüncenin mahsulüdür. Hattâ o vakit san'atkârlarımız kendile- lerce süren didinmeleri ile henüz kurtulmağa başlıyan bizler, gene ayni zevkaizliğe düşeceğimizdeb korktuk. Ben kendi hesabıma, güzel musikiyi ve san'atı seven bir insan olarak, Şehir Tiyatrosunun ilân et- tiği her yeni eperete ümitle koştum. Fakat her de- fasında inpkişar hayalim daha büyük oldu, Samimi olarak itirmita mecburum Ki bu op&- retleti 8€ etken ben de diğer seyirwiler gibi kasıklarımı tutarak güldüm, Ama bu hareketim bende, büyüklerinin teşviki ile suç işlemiş çocukla” rın yaptıkları kabahatten sonra, utanmaler? gibi bir bal bırakmıştır daima yazmağa başladığım bu satır- larla hiç bir san'atkârımızı müvaheze etmeği düşün- mediğimi tasrih ettikten sonra devam ediyorum:- Şehir opereti, yukarıda işaret —— birkaç tercii- me ve g&dapte operet müstesna, bu yolda israr etti. Bu isrann doğurduğu yeni tarz ri dem sarilegti. Hariçte kendi kendilerine çalışarak, dinlemeğe hasret kaldığımız güzel musikili Viyana operetlerini zaman zaman vermeğe uğraşan başka operetcileriniz. de nihayet işi bu vadiye döktüler ve «Florya» gibi, «Telli Turng» gibi tulüat kumıpanyalarımısa taş çıkar- tan şaheserler (!) yarattılar, — Sonu 78inci sayıfada —

Bu sayıdan diğer sayfalar: