21 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

21 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ç Sie v e ç a p > k 2 N bi bri ĞG line Ss m a gi O Hemen Kolluğunun Üzerine SON POSTA ©" NC ALI Sözlerimi Notetmiye Başladı Ezn: Ne Yapıyorsunuz, Gömleğiniz makuı O ZİYA ŞAKIR Her hakkı mahfuzdur — 208 — 18 Mayıs 1915 Abdülhamit bügün İtalyanalr- dan ve müstakbelen alacağı vazi- tl bahsederken de şu hatıra- m anlattı; — Şimdiki kral, çok nazik ve hatırşinastır. Kendisini prens- lik zamanından tanırım. Bir ara- lik bana misafir gelmişti. İstan bulda bir kaç gün kaldıktan sonra da Almanya İmparatoruna misafir gidecekti. Ayrılacağımız esmada: — İmparator (o Hazretlerine benden pek çox selâm söyleyiniz. Dedim. O, hemen cebinden bir altın kurşun kalem çıkardı. Derhal sol kolunun beyaz frenk gömleği üzerine not etmiye baş 7 — Aman gömleğinizi kirleti: yorsunuz. (o Pekâlâ hatırınızda tutabilirsiniz. şiiri & - ,. Gerel e ve ge rek ir hazretlerine çok büyük muhabbet ve bürmetim vardır. Sözlerinizi aynen ve har- fiyen tebliğ etmekle müftehir olacağım. Cevabını verdi, Kral olduktan sonra da daima kendisile mek- tuplaşırdık. Bir gün kendisinden bir mektup aldım. Trablusgarpte bir İtalyanın bahçesine tecavüz etmişler. Mühim: bir zarar husule getirmişler. Kral, bunu hikâye et- tikten sonra, (Aramızdaki muhab- betin, böyle ufak tefek meseleler ile haleldar olmasına kail değilim) diyordu. Hemen krala münasip bir lisan ile cevap verdim. Va- liye de derhal yidip konsolosa otuz bin lira tazminat ile tarziye vermesini emrettim. Mesele, ber- taraf oldu. Kimbilir, eğer ben de sert bir muamele etseydim yabut meseleyi sürüncemede Dee belki de (Trablu: elâketi) pi m li ll Demek İsterim ki, Kıral nazik ve zeki bir adamdır. Her balde eski müttefiklerine (verdiği (osözden dönmek istemez. Fakat siyasi- yat. Bazan insanı herşeye mec- bur eder. Tabii, memleketinin selâmeti neyi icap ediyorsa, onu apacaktır. Fakat birdenbire har- atılmamakla çok akılâne bir barekette bulundu. Keşki biz de böyle yapsa idik... Kıraliçeyi de tanırım. Karadağ prensinin kızıdır. Güzel resim apar. Cülüsumun ( yirmi beşinci mi devriyesi) kendi elile bir i resmi yapmış ve bana Eindermişii. Çok şelrrme bir tablo idi. Zaten kendisinin Şiire de çok istidadı olduğunu —. ürler yazdığın da söyl vw m e Karadağ Prensi de güzel bir irmi, Yazdığı iler hep Tükkiyeye sitmiş. Bilâhare sadrazam olan Cavat o paşa orada sefir idi. Prensle çok sevişirlerdi. Cevat Paşanın o zamanki refikası (Müşir Saffet Paşa) nın kerimesi idi. Prens, Cevat Paşaya teklif sizce baber yönderirmiş; — Hanım, bana börek yap tırma, Gelip yiyeceğim. bir kıymeti haiz olan kendi yüö- züğünü de hediye etmiş... Cevat Pş. anlatırdı. Prens bazı günler (dağh ) elbisesi giyer, köşkü- nün kapısındaki binek taşına oturur, köylüleri etrafına topir yarak onlara şiir okurmuş. Te- baasına böyle dostça muamele ettiği için herkes te kendinden memnurmuş... OEğer İtalyanlar Çitilâf hükümetleri ) tarafına ge- İ Dermiş. Hatta Hanıma, tarihi rse, herhalde zevcesinin ve ain pederinin bunda tesirleri olacaktır. 21 Mayıs 353 Muşfika Kadımefendi, aç kar- Dana erik yediği için fena halde sancılandı. Abdülhamit, sinameki verdi. Tesiri (görülmedi. Ni- hayet doktora (o haber gir derildi. Doktor (o geldi. > dınefendinin o gasyanım kesecek bir ilâçla, İlmonat roje verdi. * Abdülhamit, iki gündenberi epeyce telâş ediyor. Marmaraya bir düşman tabtelbabirinin girdi- ğini ve ( Pelengi derya ) torpito- muzu batırdığını büyük bir hay- retle karşılıyor: — Demek artık düşman tah- telbahirleri buralara kadar soku- leyorlar öyle mi?,. Fakat bu düşünülecek bir mesele... Pek âlâ bunlar yarın yolcu vapur larına da taarruz etmiye başlar- larsa?.. Diyor. Fakat bu Düşüncesi- nin altında: — Tahtelbahirlar şayet İstan bulu topa tutarlarsa.. Bu esnada | MİLAL — Taş deviren canavar saraya da bir top atıverirlerse e &. — Yaşasın hayat halimiz ne olur?.. MA, — € Numarah ocak | Demek istediğini saklıyor. | —ü— İs nn amini * OPERA — Çanakkale Bugün doktor Atıf Beyle gö- | sık — Küçük daktile rüşürken, kömürsüzlük yüzünden nakliyatın azaldığından bahsedi- â KL Resminizi Bize Gönderiniz, X Size Tabiatinizi Söyliyelim... » 55 MEHMET HİLMİ EFENDİ: ç Çalışkan ve W 1 İİ gözü pektir. 3 | Rahatine fazla i düşkünlük göstermez, İİ daha ziyade — | celaya oluruna bususunda ihmalcidir, tabi olmak ister. Kanaatkâr de menfaatlerine (o İâkayt 54 M. GÜZİDE H.;( Fotoğra- fının dercini istemiyor) Ağırbaşlı ve kibar yapılıdır. Telkin ettiği ri di seünkimeği ek: mer, talep edilen muavenetleri diriğ etmez, arkadaşlarile daima ciddi konuşur, lâübalilikten müç- tenip ve usul ve merasime FİR yetkârdır. . m —— omememe, | ilem pe e EE mm | Sinema Ve Tiyatrolar İl Kirlenecek, Dedim yordu. Atıf Beye, evvelce Mar- marada (OAlmanlar © tarafından keşfedilen O kömür madeninden yine bahsederek; , — Bu kömürün evrakını, bi- zim Nafia Nezaretinde kim bilir nereye o atmışlardır. ü iz arasalar da balamazlar, zail Fakat sefaretten sorarlarsa bu mühendislerin kim olduklarım SE biairiiesi ve onlara müracaat erek madenin yerini bulabilir- ler. Ben eminim ki bu madenden şok istifade ederler. Bir de, M. Menier isminde bir adam vardı. İsmini unutmayız, not ediniz. Bu adamın O İzmitten Ereğliye bir demiryolu hattı in- şası için bir projesi olacak. Bu bat tabil şimdi yapılamaz. : Lâkin bir dekovil hattı tem dit edilebilir, İyice hesabetmeli, eğer hesaba elverişli olursa, bu- mı yapmayı da ihmal etmemeli. Bunları -hamiyeten- icabeden ma- kamlara dayurunuz. Fakat, sakın benim tarafımdan olduğu belli olmasın... Dedi. Arkası var) ALKAZAR — Hac Murat ALEMDAR — İtankei sokakları ARTİSTİK — Çanakkale ASRİ — Canh ceset IKLER — Şekerim ELHAMRA — Şan mülürim ETUVAL — Haydut parkını FERAH — Parlak bir revo YRANSIZ. TİYATROSU —Zaneller turupu GLORYA — San odanın sarar; ÜSKÜDAR MALR — Şarlatan KADIKÖY SÜREYYA—Parls damları altında » İşinde dürüst. tür. Hile ve riyasız kazan- mak tarafta. ndir. Eğlence- yi ve zevki ihmal etmek istemez. Ka- dın mevzula- rma olâkayt kalmaz, bir. denbire par- 41 HALİT BEY; 5! Beşiktaş SAİM EF, ; (talebe) ( Fotoğrafının dercini istemiyor ) Zeki ve muziptir. Arkadaşlarına fazla takılır, elebaşı olmağı çok sever, yalnız oynamaz, gezmez, hep bir arada bulunmaktan hoş- lanır. Bir parça ibmalci ve inti- zam kuyudatına lâkayitır. Fotoğraf Tahlil Kuponunu |, il inci Sayfamızda bulacaksınız. ŞARK YILDIZI Kaçtım.. Yıldızlar Arasına Nasıl Karışım? Holivuta Nasıl 72 Yastığın altında gözlime birşey ilişti. Bu, bir mendilin ucu idi. Onu, yavaş yavaş çektim, çıkar dım, İşte o zaman, kendimi zap- tedemiyerek ağlamıya başladım. Bu, (Nihal ) ciğin bana hediyesi idi. Ve ben onu sokakta düşür- düğümü zannederek, (oo bun- dan pek müteessirdim. Şimdi bu mendili burada bulmak, (Nihal) e kavuşmuş kadar beni sevindirmiş, gözlerimden akan bu mes'ul yaşları bu mendile sindirmek bana büyük bir zevk ve saz- det gibi gelmişti. Bir gölge gibi beni takip eden Çang elini omuzuma koydu: | — Fazla heyecan yasak... Dedi. Hemen döndüm. Onun eline sarıldım. Bu kuru ve damarlı eli, dünyanın en mukaddes, en çok tapılan bir şeyi gibi kaldır. dım; minnet ve hürmetle öptüm. —İzin verirsin değil mi Çang; bu gece burada.. yine bu yastr ğım, yine bu battaniyemle yata- yun. Çang, bu teklifimdeki manayı derhal anladı. — Peki Selma.. nasıl istersen öyle olsun. Cevabini verdi. O esnada kapı çalındı. Çangla biribirimizin yüzüne baktık, — Acaba burayada mı geldiler? — Ben de cndan korkuyorum. Derken Çinli hizmetçi içeri girdi. Hiç dudaklarını kıpırdat- madan, hiç yüzünü oynatmadan bir şeyler söyledi. Adeta inikler gibi söylenen bu sözler arasında (Alis) isminin geçtiğini işitir işilmez, sevinerek Çanga sordum: — Yoksa Alis mi gelmiş, Çan- gım?.. Çang Alisi niçin çağırdığım bilmediği için biraz endişeli bir tavırla cevap verdi: — Evet... Ben derbal koştum. Onu, ko- ridorda buldum. Biribirimize o kadar derin bir muhabbetle sa- nldık ki, gören olsaydı, bizi candan ciğerden bir akraba zan- neder ve bu hasretle sarılışımız- dan müteessir olarak içini çeker- di. Ben: — Alis.. Alis. Diye haykırırken o da muke- bele ediyordu: — Lilya. Ah, pardon. Mis Silva. Ona derhal cevap verdim: — Hayır > Alisçiğim.. yanlış söylüyorsun.. Silva değil. Artık bundan sonra doğrusunu söyle. Selma.. Selma. Hemen Alisin koluna girdim. Aldım, büyük salona götürdüm. Alis, hem yürüyor, hem de anlatıyordu. Meğer on beş gün denberi burada değilmiş. (Los Ancelos ) ta imiş. Gece yansı trenile gelmiş. Ne müsabakadan ve ne de benim kazandığımdan haberi yokmuş. Sabahleyin stud- yoya gitmiş. Orada herkes bara retle bundan bahsederken birden bire şaşırmış. Beni nerede görüp te tebrik edebileceğini düşünür ken benim gönderdiğim haberi olmadığı için, birkaç sual cevapla stndyo dedikoduların da hallet. tikten sonra Alise sordum: — Bak Alisciğim. Ben şimdi Sayfa 13 YAZAN: Selma Z seni niçin çağırttım biliyor mw sun?.. — Hayır Mis Selma... — O halde söyliyeyim... Bip kaç gün benim mühim işlerim olacak. Elbiselerim, tuvaletlerim, almak istediğim köşke yerleş» melerim ve saire.. ve saire... — Tabii... — Halbuki yalnızım.. Getirte- ceğim hizmetçiler, ne de olsa bug lan kavrayamaz, yapamaz. — Şüphesiz... — Bunun için sen bana birkaç» gün yardım edebilir misin?.. kadar bitiyor. Selma Hanmın (yerini, bizim hergün gördüğünüz, içli, hassas, ince daktilomuz alacaktır. BİZİM DAKTİLO: Kevser Hanımdır. Sekiz on seneden- beri başından geçmedik me- cera o kalmamıştır. O ( Bizim Daktilo ) sizi Selma Hanımm hatıratı kadar ve belki ondan ziyade alâkzdar edecektir. Alis, dudaklarını büktü. Omuz. Yarım kaldırdı, cevap verdi: — Bikaç gün mü? Rica ede rim, şu müddeti biraz daha tem- dit et.. Hatta istersen ilânihaye uzat. Zaten stodyoda -*wl şik ründüğümü mi e. Orada raptı; nedir? Hizm e Bu rolü, may şinin emri karşısında oynıyacağı- ma, yalnız genin keyfine bizmet ederim, — Nasıl? Alis, iki elini dizlerinin üstüne koyarak karşımda doğruldu. Ve gözlerimin içine bakarak sordır — Mis Selma... Şimdi sen beni oda hizmetçiliğine (o kabul ediyor musun 7.. Ayağa kalktım, onun alnından Oo öperek cevap verdim: — Kabul ediyorum. Fakat, bir hizmetçi sıfatiyle değil. Ba dakikadan itibaren benim yanım- da kalacaksın, ve busus! işleri: me bakacaksın... Alis, hemen yerinden o fırladı. — Kraliçelerin (damdonör) lerini andıran bir reveransla yaylanarak: İlk emrinize inlizar edk yorum. dedi. Bu vaziyet karşisında, bem de mutavazı bir kıraliçe taym alarak — Şu halde net et... y Dedim. Evvelâ, beni terziba- pesinden kovan (Mis Valey) in adresini kaydettirdikten sonra; — Simdi derhal bu kadma ersin. İkimizde ayni vücudde: ie Kendi ölçün Üzerine bana birkaç kat elbise sipariş edersin. Bunların intibabını senin yerle. ine terkediyorum. Yalnız, be elbiselerin © provaları bugün (Arkan var) 9 Şubat 932 MAKSİMDE

Bu sayıdan diğer sayfalar: