20 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

20 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Eylâl Hergün Mündericatımızın çoklu- gundan dercedilememiş- tir. Yeni Maarif Vekili İş Başında ( Baş terafh ! inci asayfada ) elesini büyük bir ehemmiyetle tetkik edeceği anlaşılmaktadır. Reşit Galip B. Darülfünuna yeni bir istikamet vermek, bu müesseseyi tam manasile bir ilim ve mesai ocağı haline gelirmek için uğ caktır. | ç Tgrk.x’lıp Edilen Şaylalar Beyoğlunda çıkan Fransızca Stambul gazetesi kabinede yeni tebedüller olacağı ve Maliye Ve- kâletine Saracoğlu Şükrü Beyin geleceği şekliade bir şayiadan bahsetmektedir. Fakat alâkadar mehafil Maliye Vekâletinde bir tebeddül olacağı haberini tekzip etmişlerdir. Reşit Galip Bey Kimdir ? Reşit Galip Bey 189?de Ro- dosta doğmuştur. Merhum Meh- met Galip Beyin oğludur. Mos- kova büyük elçimiz Hüseyin Ragıp Beyle kardeştirler. Reşit Galip Bey İzmir idadi- sinden sonra ÂAskeri Tıbbiyeden çıkmıştır. İkinci — devredenberi Meb'ustur. Meb'us olmazdan evel de Muhtelit Mübadele Komisyo- nunda vazife ifa etmiştir. Birçok neşrolunmuş eserleri vardır, Eski Vekil Ne diyor? Sabık Maarif Vekili Esat B. istifası hakkında şu sözleri söy- lemiştir: “ — Evet istifa ettiğim doğ- rudur. Vazifemden affımı rica et- miştim. Bu ricam kabul olundu. Maarif Vekâleti devlet teşki- lâtı arasında en mühim Vekâlet- lerden biridir. Burada idare ve | kültür itibarile çok faaliyet sarfı lâzımdır. Ben bu uğurda iki sene çalıştım; fakat bundan daha ziyade faaliyet sarfhı lüzumuna — kani- im, Arkadaşlarım — arasında, bu — faaliyeti gösterecek - bir- çokları mevcuttur. ,, İzmirde Heyecanlı Güreş Müsabakaları Yapıldı (Baş tarafı | inci sayfada) uzun bir musaraadan sonra Bul- gar güreşçiyi bir sarma hareketi ile mağlüp etti. İkinci müsabaka Bulgar pehli- vanı Stopçef ile Kırkağaçlı Hasan Pehlivan — arasında yapıldı. ve | IA | — İnsan doğduğu ve öldüğü zaman yalnızdır. aa a Tekirdağ, 19 ( Hususl ) korkunç bir yangın olmuş, bir Açlık Grevine Başlamıya Karar Verdi Bombay, 19 (A.A.) — Gandi şarta bağlı olarak serbest bıra- kılması hakkındaki teklifi kabul etmemiş ve açlık grevine başla- mıya kat'i sürette karar ver- miştir. Hariciye Vekili Bu Sabah Ğ;ldi. Yarın Cenevreye Gidecek Akvam Cemiyeti ve silâhları tahdit konferansı bürosu müza- keratına iştirak edecek olan Ha- Hasan pehlivan sayı hesabile ya- lip geldi. Günün en — heyecanlı güreşi Dinarlı Mehmet Pehlivanla Bulgaristanın en kuvvetli pehli- vanmı Georgiyef arasında yapıldı. Bu müsabaka başladığı zaman halk ayağa kalkmış, heyecan içerisinde güreşi takibe başla- mışti. Her iki pehlivan da seri hareketlerle — biribirini ezmeğe çalışıyordu. Georgiyef çok sert hareketlerle Dinarlıyı hırpalama- ğga, kuvvetli cüssesile — üzerine binmeğe — kuvvet sarfediyordu. On ikinci dakikada — Mehmedi Bulgar pehlivanınin altında müş- kil bir vaziyette gördük. Seyirci- lerin gözlerinde teessüf alamet- keri oıunuyordıı. Herkes Dinarlının sırtının ye- re geleceğini zannederken Di- narlı seri bir hareketle Bulgar şampiyonunun altından kalkarak Georgiefi başaşağı getirmek su- retile iki omuzunu yerlere serdi. Bu hareket © kadar âni ol- muştuki Georgief gafil avlanmak- tan mütevellit bir teessürle ço- | tuklar gibi ağlamıya başladı. î Son güreş Dinarlı Mehmedin babası Yusuf pehlivanla Bogde- nof araşında yapıldı. Her iki pehlivan da 50 yaşımı aşkındı. 20 sene evvel Amerikada Koca | usulfa — mağlüp olan Bogde- nof, buau bir intikam vesilesi ittihaz etmişli. Koca Yusuf ta Oğlu gibi rakisini 12inci dakika- da mağlüp ederek memleketimi- ze bu sahada hekikaten çok kıy- metli muvaffakıyetler kazandırdı. e. riciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, refakatinde Bern sefiri Cemal Hüsnü ve Kalemi mahsus müdürü Kemal Beyler olduğu balde bu | sabah şehrimize gelmiıtiı'. Heyet yarın istanbuldan ha- reket edecektir. Heyete Necmed- din Sadık Bey de refakat ede- cektir. -Burada çok feci ve alevleri içinde mütemadiyen yanmış, bir şoför mu- avini do tehlikeli surette kavrulmuştur. Hâdise şöyle olmuştur : Geceleyin Muratlı istasyonundan şehri- mize gelmekte olan bir kamyonun benzin deposu delinmiştir. Şoför muavini yere inmiş ve kamyonun altına girerek depoyu tamir etmek istemişlir. Fakat SON POSTA YA M / ğ 2 — İnsan hayaila kendi nefsini murakabe — edebilmek kalmağa muhtaçtır. için yalnız ! |Son Postanın Resimli Makalesi a Yalnızlık a 3 — Keudisz.ni tabiat ve cemk yotten — tecrit etmezini — bilmiyen, | kendi - kendine yalnız — kalamı; adam, dünyanın en bedbaht a: mıdir . SON TELGRAF HABERLERİ kamyon benzin ]Üç Haydut Yakalandı Diyarıbekir, 19(A.A.) — Lice ve Genç kazaları dahilinde şaka- vet yapan meşhur haydutlardan Mestanlı Musa, Mehmet Ali ve üç arkadaşı takibat neticesinde Blü olarak yakalanmışlardır. Bu Sabahki Kesif Sis Vapurlar Üç Saat Kadar İşliyemedi | Bu sabah erkenden şehrin | hemen her tarafını kesif bir - sis kaplamıştır. Haliç, Boğaz ve Mar- mara tamamen sis tabakalarile örtülmüştü, Bu sebeple Boğaziçi ve müte- gavir sahiller vapurları saat on bu- |çuğa kadar sefer yapamamışlardır. | Yaltız sabahleyin yedi buçukta | * Namazgâh ,, isminde bir motör Haydarpaşadan İstanbula birkaç yolcu geçirebilmiştir. Gizli Bir Kumarhane! | Bir Alevler İçiı_ı_dç Bir Kamyon Yolcular, İnfilâk Gürültülert Arasinda Bin Müşkülâtla Kurtuldular şeförü kibrit çakmıştır. İşte çakılan bu kibritin tesirile yere dökülmüş olan benzin almış, bu alev depoya da sirayet ederek kamyon | infilâk gürültüleri arasında Hadise o kadar ani olmuştur ki yolcular ve şoför şaşkınlık arasında bin müşkülâtla kaçabilmişlerdir. Neticede kamyon för muavini de yüzünden ve diğer yerlerinden teh- karanlıktan —etrafını göremediği için kamyonun | likeli surette yanarak hastaneye kaldırılmıştır. —G.C. derhal alev yanmıya başlamıştır. tamamen yanıp kül olmuş, şo- İki Şerir Taarruzdan — Sonra İkisi De Tutuldu İzmir (Hususi) — Dün Mene- menin Dere köyünde çok çirkin bir hâdise —olmuş, 50 — yaş- larında ( Fatma ) Hanım isminde bir kadın harmanda uyumakta iken iki şahsın taarruzuna uğra- mıştır. Bir Tevkif İzmirde Azılı Bir Kasa Hırsızı Tutuldu İzmir, 18 ( Hususi) — Dün zabıtaca, senelerdenberi — aran- makta olan Mustafa oğlu Cemil isminde meşhur bir sabıkalı ya- kalandı. 15 senedenberi İstan- bulda ve İzmirde muhtelif kasa hırsızlıklarının — ve — cinayet hâ- diselerinin Faili olan bu adam bir senedenberi burada — bulu- nuyormuş. Çemil tevkif edilerek hapishaneye gönderilmiştir. — Beyoğlunda Bir Kumarhanede Birçok Kumarbaz Yakalandı Beyoğlunda Arabacı sokağın- da Selâmet) aprtımanının 3 nu- maralı dairesini işgal etmekte olan Foti ve tarafından kumar oynatılmakta olduğunu —haber alan — zabıta | olmadığı halde emlâk verildiğini, Bu münasebetle — İskân İSTER Ragıp Efendiler | rından mahrum edildiklerini göstermiştir. memurlarının kâffesine | İNAN, | memurları dün akşam evi taras- sut etmeye başlamışlardır. Gece | yarısına doğru bu evin içinde bir kadın feryadı duyulmuş, memur- lar derhal apartımana girmişler, kadınlı erkekli bir kalabalığı ye- şil örtülü büyük masada kumar oynarlarken yakalamışlardır. Yakalananlar şunlardır. Foti, Âdem, Yorgi, Madam Nirekoviç, Hüsnü, Antuvan ve Hikmet, Ma- sanın Üzerinde bulunan kumar edevatı müsadere edilmiştir. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! bir. kısmının hakla- İSTER işten el çektirilmiş, bir kişi müstesna, diğerleri de tevkif edilmişlerdir. Tahkikatın Emlâki Metruke İdaresine de teşmil edileceği anlaşılmaktadır. Bu haberi okuduktan sonra, İNANMA! 3 v || Zerakki Günleri.. Sıkıntı Günleri.. AE —— Arkadaşım elinde buruşuk bir gazete olduğu halde odamın ka- pisini açlı ve: — Bıktım artık! diye başladı. Bugünkü nüshada da dünya buh- ranının geçmek Üzere olduğunu | yazıyorsun, biraz sabır tavsiye ediyorsun |.. — Görüyorsun ki vaziyet... — Görüyorum ki vaziyet ga- zetelere, mecmualara, kitaplara ve nutuklara nazaran salâha yüz tutmuştur, zannedildiği bir sırada ve her defasında da eskisinden Farklı olmamıştır, işe yeni baştan başlamak zaruretini göstermiştir! — Azizim asrımız... — Medeniyet ve terakki ae- | rıdır, diyeceksin biliyorum. Fakat çok rica ederim bu bahse hiç dokunma! Bu kelimeleri mektep sırasından başlıyarak son günlere gelinciye kadar okadar çok işit- tim ki artık gına geldi. Yirminci asırda — yaşıyoruz, terakki asrında yaşıyoruz, mede- niyet asrında yaşıyoruz, artık illâllah! Siz isterseniz bu asırda yaşayınız, memnun olunuz! Fakat ben imkân:nı bulsam hiç durma- dan bir, iki, üç, hatta beş asır geriye gideceğim | Size bakılırsa o zamanlarda yaşıyan insanlar zulüm altında imiş ler, tazyik altında imişler.. Cehil içinde imişler!.. Mümkündür! Fa- kat o insanlar hiçbir vakit bizim gördüklerimizi görmemişler, bizim çektiklerimizi çekmemi: ü — Her vatandaşın 'esİ.. — Ezber biliyorum, zamanın icabatına uymaktır, diyeceksin! Amma, bir defa da sen beni dinle: Aklı bozuk bir Sırp, Avus- turya Veliahtını öldürdü, Avru- palılar biribirlerine girdiler. Çu- buğumuzu yakıp uzaktan seyre- decek yerde Enver ile şerikle- rinin münasebetsizliklerile biz da ortaya atıldık. Büyük muharebede beş sene, İstiklâl mücadelesinde dört sene harbettim! Hem de, na harp! Kanuni Sultan Süleymanın Viyanaya giden askerleri rüya- larında bile görmemişlerdir. Her neyse güç belâ postu deldirmeden eve döndük. Sıkıntı zamanının geçtiğini zannediyordum. Aldan- mışım! Elimde Talât veya Cavit imzalı biraz kâğıt kalmıştı, kıy- meti düştükçe düştü, buna mu- kabil vergi çıktıkça çıktı! Olağan şeylerdendir, dedim, su bulan- dıktan sonra durulacaktır. Fakat ne ? Dünyanın îlr köşesinde Bol- şeviklik denilen bir sivri akıllı icadı çıktı, bizim kıymetsiz kâ- ğıtlar ile iki buçuk odalı evi taksim geçecekler sandım. Vakıâ bu işin bize gelmiyeceği anlaşıldı amma o zamana kadar çektiğim üzüntüyü ben bilirim.. Derken efendim bu tehlikeyi de atlattık düşüncesile müteselli olurken bu defa Amerikada bir kesatlıklır başladı, adına buhran dediler. Okyanusu atlıyarak — Avrupaya geldi, oradan da serpinli hâlinde de olsa, bizim diyara da ulaştı. — Fakat dostum bu da ge- çecektir... — Evet öyle, siz gazeteciler, harp zamanında da, sulh zama- nında da hep böyle söylersiniz: Geçecektir! Geçecektir, amma o vakte kadar, biz de bu dünyadan ötekine geçeceğiz!.. — Ne yapılm? — Hiç! Elimden gelse gidip İrana ve Efgana yerleşeceğim, orada yaşıyacağım. Fakat maale- sef buhran denilen nesne benden evvel o diyarları da boylâmış ! Sözün kısası: Azizim yapıla- cak tek bir şey var, o da gözü | kapayıp bir asır sonra sular dü- | rulduğu zaman açmaktır!

Bu sayıdan diğer sayfalar: