20 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AA —- 20 Eylül TİMURLENK Eğer_ Firdevsi Muharriri : 4 X4 Şehna- mesini Yazmasaydı... Ve sonra haberin tafsilâtını dinlemek istedi: — Bu haltı eden de Şah Şüca oğulları mı? (i) — Hayır. Ali Koçapa isminde bir demirci ! Soğuk kanlılığını ele alan Ti- mur, yavaş yavaş yerine oturdu, küştüyü bir yastığa yamnımı vere- rek düşünmiye daldı, gözleri yarı kapanıktı, — zihninden — birtakım mülâhazalar geçiriyor ve kendi kendine mırıldanıyordu: Kâtip, büyük bir hata işlemiş veya haber verdiği İsyanı bizzat kendisi yapmış gibi utanıyordu, sıkılıyordu. Zavallı adam, altmış üç yaşında yeni bir izdivaç yap- mış olan efendisine, zifaf gece- Binin sabahında neş'eli haberler vermeyi adeta sadakat vazilesi tanıyordu. Bunun aksini yapmıya mecbur kaldığından dolayı son derece müteessirdi. Hele efen- disinin derin bir dalgınlığa ka- pılarak mütemadiyen mırıldandı- ğını görünce, sadakatsizlikle itti- ham olunacakmış gibi, üzüldü, sıcak sıcak ter dökmiye başladı. Timur, uzun bir düşünce dev- resi geçirdikten sora kapalı göz- lerini açtı, dayandığı yastığı bir tarafa iterek doğruldu: — Demirci Koçapa, Gâve olmak istemiş. Bu kim? dedi, belki (i) Timurun garbe doğru yürümiye, cihangirlik plânını tatbik etimiya ko- yulduğu sırada «İrakı Acem,, Gdenilen topraklarda *Muzaffer ohulları» bü- küm sürüyordu, Bu ailenin Teisi ve İrakı Acem hükümdarı olan Şah Şttcâ, Timürun önüne durulmaz bir kuvvet olduğunu anladı, Türk Hâkanına itaat ve teslimiyet gösterdi, o da - İrakı Acemde hutbe kendi namına okunmak ve sikkeler de yine o nama kesilmek gartile Şah Şüca'ı yerinde bıraktı. Biraz esnra diplomat şah öldü ve Öölürken hükümetile ailesini Timurun mürüv- yotine terketti. Lâükin oğlu Zeynelü- bidin, Cihangir tarufuğd;ın- Semearkan de gelip el öpmesi için - verilen emri dinlemedi. Müstakil bir hükümdar gi- bi harekete kalkıştı.Timur da ordusile üzerine yürüyerek bütün İrakı Acemi zapt-tti, payitaht olan Isfahanı da, muhareboasiz, ele geçirdi. Şimdi hikâye edeceğimiz . ihtilâl, İşta bu suretle ele geçmiş olan İsfa- handa vuku buluyordu ve Timur, «Şah Şücâ oğulları mı bu haltı etti? » diyo sormakla isyanda firari Zeynelâbidinin parmağı olup olmadığını — anlamak İstiyordu. Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi * ü »« mrermanmr |P İstanbul* Eski Zaptiyer * * Idare: Çatalçeşme sokağı 25.” Telefon: İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf: İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ ! TÜRKİYE ECNEBİ ı 1400 Kr. 1 Sene 2700Kr | - 750 , 8 Ây 1400 , 400 L 3 DU 800 T i80R sekld —a 300 , Gelen evrak gerl verilmez İânlardan — mes'uliyet alınmaz jcevap için moktuplara (8) kuruşluk dül ilâvosi lâzımdır. Adrea değiştirilmesi (20) kuruştür. Gazelemizde çıkaı resim va yazıların bütün hakları mahfu: ve gazclemize aİttir. | | | | | mümkündür. Fakat beni Dahhak'in yerine koymak istiyorsa aldanı- yor. Türk Timuru, bir demirci değil bin kere bin |milyon demek ) demirci de deviremez. Ve elile kitap dolabını gös- terdi, emir verdi: — Şahnameyi getir! Kâtip hayretini adımlarına da teşmil ederek koştu, istenilen kitabı yüklenip getirdi, efendisi- nin yanına koydu. Cilt, yazı, minyatür, nakış itibarile hakika- ten yüksek bir san'at eseri olan bu bin beş yüz büyük sayfalık kitap, sedir üzerinde iri bir mü- cevher gibi zarif bir varlık teşkil ediyordu. Timur, elile sahifeleri — çevir- miye İüzum görmedi, o zahmeti de kâtibine yükletti: — Âç, şunul - dedi - Piştadi- yanları bul! Kâtip, dikkat ve sür'atle say- faları karıştırdı, o bahsi buldu ve durdu. Timur: “ Oku! ,, dedi ve iki üç kelime — dinledikten “geç, diye mırıldandı. Okumak ve geçmek ameliyesi tekrarlana — tekrarlana nihâyet, maksut olan kısma gelindi ve Timur, biraz doğrularak: * Ta- mam, aradığım — yer burasıdır. Şimdi oku! ,, emrini verdi, Şahname, malüm olduğu üzere İranın efsanelerle karışık kıymet- li bir tarihidir. — Eser, o millet için iftihara lâyık mucizevi bir belâgatle kaleme alınmıştır. De- nilebilir ki islânm harsına ve arap istilâsına karşı İran dilini bat- maktan kurtaran — bu eserdir. Firdevsi, Şahnamesini yazmasaydı Farisi ortadan kaybolacaktı ve İzanlılar kendi tarihle.ini- - o da kıismen - Yunanüi Hero- dottan, Ksenofondan - okuyacak- lardı. Evet; bu, bariz bir haki- kattir. Şahname olmasaydı, bugün Suriyede, Mısırda, Fasta ve İrak- ta olduğu gibi İranda da Arapça konuşulacaktı. Milliyetperver şair, bu tehlikeyi tam zamanında sez- di, muazzam eserini yazdı, mil- letinin dilini ölümden kurtardı, Onu, bu yüksek hizmete sevke- den bir Türktür, Gaznevi Sultan Mahmuttur. Demek ki bugünkü İran, kendi öz dilini bir Türke medyundur. sonra ( Arkası var ) - -Son PÖSTA Sayfa 9 İngiliz Doktorluğu Ciddi Bir Buhrana Girdi Muayene Ücretlerinden Çekinen Halk, Doktorlara Karşı Grev İlân Etti Son Zamanlarda Birçok Hekimler Mesleklerini Terkettiler İngiliz*tıp â- lemi, İngiliz iş ve faaliyet sahası gibi büyük bir buhran — içinde- dir. İngiliz dok- torluğunun — ge- çirdiği ve çektiği bu sıkıntı, iktı- sadi ve mali ha- yatın durgunlu- ğundan — doğan bir — neticedir , Maamafih şunu kaydetmek — lâ- zımdır ki İngil- tere gibi diğer hiçbir memleket doktorluğu halk- tan menfaat çek- menin usul ve erkânını bilmez., Eski bir darbı- meseldir. Derler ki: Doktor, hastalarını yatakta sorar. Yine darbımeseldir ki İngiliz doktoru, hastasını soymak için yatağa yatmasını beklemez. O, para sızdırmasının yolunu bilir. Bu sayede, İngiliz doktorunun hasisliği bütün dünya insanlarının dillerine düşmüştür. En cahil bir İngiliz. doktoru, — vizite olarak bir liradan aşağı para kabul etmez. Aksi takdirde al- nina kara bir leke sürülmüş zanneder. En basit bir doktorun muayene ücreti bu derece yüksek ücreti | Bir luglllı hastanaesinde bir kadın doktorun muayenesi olursa, diğerlerinin ve meselâ bir parça şöhret sahibi olanların neler İistiyebileceklerini artık siz kıyas edin. Bunun içindir ki İn- giliz milleti, aşağı yukarı doktor- larla münasebetini kesmiş gibidir. Hiç kimse, yatağa düşmeden doktor çağırmadığı gibi hayati tehlike — mevzuu — bahsolmadan ameliyat yaplırmayı aklından ge- çirmiyor. İngiliz doktorlarının son za- manda içine düştükleri sıkıntı, işte halkın doktorlara karşı gös- terdiği bu istiğnadan ileri geli- yor. Gün geçtikçe müracaatların azalması, — ihti « şamlı müayene- hanelerin — mas- raflarını koruya- maz olmaları İn- gilterede birçok hekimleri terki meslek ettirmek derecelerine ge- tirmiştir. Bunlardan bir kısmı iş hayatına, bir kısmı tica- rete — atılmışlar- dır. Hele halkın röntkene karşı duyduğu ihtiraz duygusu şayanı hayret bir dere- ceyi bulmuştur,. Hangi doktor hastasına röntken yaptırmak lâzım geldiğini söylerse derhal müşterisini kaçırır. Çünkü bu gibi müesseselerin halktan aldıkları ücretler artık tahammül edilir. dereceyi Aaşmıştır. Diğer taraftan münferit surette çalışan doktorların — vaziyetlerini bozan bir mesele de — hastanelerin yaptıkları rakabettir. Hastaneler, müracaat eden hastalardan, ka- zançlarına göre ücret aldıkları için, halk, herhangi bir doktora müracaat etmektense hal ve şanı ile mütenasip bir Ücret verece- ğinden emin bulunduğu hastane- lere gitmeyi ve oralarda tedavi görmeyi tercih ediyor. 3 ğ—* 20 Eylül Salı İstanbul — ( 1200 motre ) 18 orkes- tra, 19,5 alaturka konser Kemal Niya- zi Bey ile arkadaşları tarafından, 21i orkestra Nimet Vahit Hanımın İştira- kile, 22 gramofon. Bükreş — (3894 metre) 20,45 şarkı konseri, 21,05 orkestra , Belgrat — ( 4329 metra) 21 ses kön- Beri, 21,5 Zağrepten nakil, 28,30 tel- graf haberleri, Bonra Çigan orkestrası. Roma —( 44i metra ) 21 gramofon, 21,40 muhtelit kongsor. Prağ — ( 488 metre) 20 askert ban- do, 23,20 gramofon. Viyana — (GİT metra) 20,40 askeri konser, 29,25 akşam kongseri. Peşte — (metre 550) S1 gazetecilik hakkında bir konferans, 21,30 konser. Varşova — (İ4l1 metra) 21 halk könseri, 21,40 konferans, 22 konser, 23 dans havaları. Berlin —( 1633 metre ) 21,30 halk şarkıları, 22,80 Breslâva'dan naklen, hudutta ne oluyor? 23,20 telgraf ha- berlerinden sonra akşam konsari. üA SAA GA GGG AAA AAA RADYO üü ddd GüA A G6 Himayei Etfalin, Himayei Etfal Cemiyetinin Balat şubesinde birkaç gün evveli, hok hayırlı bir iş yapılmış, 55 çocuk sünnet edilmiştir. Sünnet döğününde, Fatihli Sünnetçi Hacı Hüseyin Efendi bu hayırlı işi Sünnet Düğünü | —meccanen derühte ettiğinden Cemiyet kendisine teşekkür edecektir. 4 e İ ai v e ıpre A ...,.;... * 21 Eylül Çarşamba İstanbül — (1200 metrs) 18 alaturka konser Darüttalim heyeti tartafından, 19,5 orkestra, 21 alaturka konser Da- rüttalim heyeti tarafından, 22 gramolon. Bükreş — (894 metre) 20 Cello kon- Beri, £0,80 konferans, 20,45 piyano konseri, 21,15 keman konseri. Belgrat — (429 meatre) 20,3) Yugos- lavya konseri, 21,10 komedi, 21,50 ses konseri, 22,20 keman könseri Roma — (441 motre) 21,45 Samsun ve Dalila ismindeki opera. Prağ — ( 488 metra ) 20 şen gece, 21,40 saksifon konseri, 22 orkestra. Viyana — (517 metra ) 20,25 sonfo: ni, 22,05 konforans, 23,10 dans ha- vaları . Peşte — (850 metre ) 20 şarkı ge- cesi, 21,30 operanın orkestrası. Varşova — (1411 metre) 21 gramo- fon ile kabare, 22 edebiyat bahisleri, 22,15 keman konseri, — 23,10 dans havaları,. Berlin — (635 metre) 20 yöni baş- lıyanlar için İngilizce dere, S1 Munih- ten naklen şen gece, 22,10 Alman va- tanının haberleri, 23,05 örkestra. Havada Çarpışan Tayyareler - Brünsvik 19 — Dün yapılan hava yarışlarında hava cambazlığı yapan tayyarecilerden Albereht'ın tayyaresile diğer bir tayyare ha- vada çarpışmıştır. Tayyareci Alb- reht ölmüş, diğer — tayyareye hiçbir. şey olmamıştır. Yeni Neşriyat İctlhat — 333 numaralı 15 Eylül nüshası çıktı, faydalı yazılar vardır. ü lli ah İ Gi Pi Büyük Bir Terbiyecinin Ölümü Belçikadaki Türk Talebe Cenazeye Bir Çelenk Koydular Brüksel, 19 (Hususi) — Maruf terbiyeci profesör Ovid dö Frole ani olarak vefat etmiştir. #rofe- sör dö Frole, uzun zamandanberil dimağ yorgunluğundan rahatsızdı. Ağustos —ayı — içinde, — Niste gresi için hazırladığı yeni sistem terbiyeye ait raporunu bile gö- türüp müdafaa edemedi. Kısa süren bir kır gezintisini Türk Talebe Cemiyeti profesörün ailesine bir telgraf çekerek tazi- yede bulunduğu gibi cenazesine, Türk-Felçika renklerinden mürek- kep güzel bir de çelenk kaymuştur. Profesör dö Frole 1871 de doğmuştur. Çocuk ruhiyatı, gayri- tabiilerin terbiyesi hakkında uzun ve kıymetli eserlerile tanınmıştır. Bu zat, Brüksel yakınında Fore dö Suany ve Vosgat'ta tabil ve gayritabil — çocokara mahsus olmak üzere müesses iki mektebi idare ediyordu. Brüksel Darülfünununun terbiye kısmında, Muallim Mektebinde, İçtimai — Yardım — Enstitüsünde przariye ve — terbiye metotları tatbik gören profesör yüzlerce asistan ve talebe - yetiştirmiş, asri terbiye usullerinin en yüksek mümessillerinden biri idi. Me- totları Belçika, Cenubt Amerika, bir kısım Avrupa memleketlerile k.smen Türkiyede - tatbik erilen profesör dö — Frolenin ö ümü, muasır ilmin büyük bir ziya dır. Bele'ka Türk Talehe Cemiyeli reisi Prükset darflfilnümır dan Mustafa Sabhahatlin — açılan beynelmilel terbiye kon- * mütealkaıp bahçıvanının yanına düşüp öldü.. Belçika ve Brükselde bulunan

Bu sayıdan diğer sayfalar: