b BıZı Şik : l' .—v ' ENE EVVEL, C4 DENLE R... SON POSTA Eylâl 20 Ai Öldürülen GaniB. in Hayatı Küstahlık, Çılgınlık, Ve Sarhoşlukla Geçmişti Onun Ölümünden Cavit Bey De Memnundu Muharrirl X4 Her Hakkı Mahfuzdur Diyerek beyanı memnuniyet etmişti. Halbuki — Abdülhamit, Tahir Paşanın bu sözlerine de itimat etmiyerek, Hafız Paşanın Rusyaya kaçtığını bildiği halde, mahza diğer Arnavutlara bir gösteriş yapmak için katili ay- larca aratmıştı. Ganinin bu su- retle katledilmesi, bir çoklarını memnun etmişti. Çünkü son za- manlarda artık kabına sığamı- yacak kadar mütecasir olan Gani, bazı büyük aile kadınlarına karşı bile el ve dil uzatacak kadar küstahlığa başlamakla beraber bir iki yerde de sarhoşluğuna mağlüp olarak Zekiye Sultanın hastalığından, zevci Kemalettin Paşanın zevcesine — ihanetinden bahsederek Taksim cinayetinin içyüzü bakkında bazı ifşaatta bulunmuştu. Bunları tabii saray hoş görmüyordu. Onun için bu katil meselesinden gizli bir mem- | nuniyet duyuynrdu. Bunlardan başka Gani Beyin ayrıca memnuniyet vardı... (313 ölümünden hissedenler de Yunan harbi ) ne gönüllü olarak | iştirak ettiği zaman her nasılsa | ( Gribove kahramanı ) unvanını kazanan ve İstanbula avdetinden sonra gördüğü iltifatlardan şıma- ran Gani Bey, Taksim cina- yetini de muvalfakıyetle başar- dıktan sonra artık ele avuca sığmaz — bir hal almıştı. yoğluna çıkan vükelâ — aileleri- nin arabalarına teklifsizce soku- luyor, bazı mümtaz aile kadın- larını bilâperva şuraya buraya | davet ediyor, bilhassa sarhoş olduğu zaman bu cüretkârlığını bir kat daha arttırıyordu. Katlin- den birkaç ay evvel bir gün Büyükadaya — gitmişti. — İsplândit ötelinin bahçesinde oturuyor ve rakı içiyordu. O civar, hıncahınç kalabalıktı. O sırada, mükellef tuvaletlerile birkaç Hamımefendi geçti. Gani Bey bunları görür görmez, derhal garsonu çağırdı, sordu: — Bu kadınlar kim.. musun?7... Garson, hemen Gani Beyin kulağına iğilere cevap verdi: — Sadrazam Paşa Hazretle- rinin gelini... Gani Bey, bu cevabı alır al- maz, sandalyesinde doğruldu. Bir kadeh daha yuvarladı. Yumru- ğunun tersile ağzımı silip bıyıkla- rını düzelterek$ — Git söyle.. beni wekttesin- ler.. beraber bir araba gezmesi yapacağız. Dedi... Bu mütecasirane söz- leri işiten garsona, az kalsın nü- zul şisabet edecekti. — Garson titriye titriye Ganinin yanından uzaklaştı. Derthal patrona mese- leyi anlattı ve bir daha ortaya çıkmadı... Fakat Geei bu me- tanıyor Be- | N sele etrafında küstahlığımı arttırdı. Bir hayli zaman İstanbulda dedi- kodu mevzuu teşkil eden bir hâdiseye kapı açtı.. Bu vak'a tabil olarak Halil Rifat Paşa ailesini ve bilhassa o Hamme- tendinin zevci olan Cavit Be- yi Ççok — müteessir — etmişti. Buna binaen Gani Bey öl- dürüldüğü esnada memnuniyet izhar edenler arasında Cavit Bey de bulunuyordu. Fakat Cavit Bey, ihtiyatsızlık ederek birçok yerlerde lüzumundan fazla sözler söyledi. Bu sözler, birçok yanlış tsfsirlere meydan verdi. Gani Beyi öldürtenin Cavit B. olduğuna dair âdeta herkese bir kanaat geldi. Ve nihayet zavallı Cavit Bey, bu ihtiyatsızca boş- boğazlığının cezasını pek acı bir surette çekti. Arnavut âdeti üze- re Gani Beyin kaninı güdenler tarafından İstanbula gönderilen Mustafa isminde bir Arnavudun kurşunlarına hedef olarak köp- rüde, adalar iskelesi üzerinde, kanlar içinde terki hayat etti. * Fehim, Beyoğlunda hükümran yalnız Önümüzdeki Perşembe akşamından itibaren ART İ N I K sinemasında Göreceğiniz Fransızca sözlü ve şarkılı V. /âVADıND olmağa karar verdiği zaman, ar- tık bu sahayı tamamen rakipsiz bulmuştu. ( Güzel Rıza - Beau Rıza ) namile meşhur Çerkes Rıza Paşayı, Tokatlıyanın kapısı önün- de döverek kafasını tehlikeli bir surette yardıktan sonra, artık tam manasile ( Beyoğlu kahrama- nı ) unvanını kazanan Fehim, Abdülhamidin bütün bütün gözü- ne girmek için mahirane hâdise- ler tertip etmiye başlamıştır. Biz, bu hâdiseleri nakletmeden evvel Fehime ders ve cür'et veren (nim siyasi) bir hâdiseden bahse- deceğiz. ( Arkası var ) ŞIK SİNEMA Dünden itibaren 932-933 yeni sinema mevsimine BRİGİTTE HELM ve WİLLY FRİTSCH'in temsil ettikleri GİZLİ VAZıFE nam , şaheseri ile başlamıştır. Selânik Mektubu Kanlı Kavgalar Arasında İntihap Propagandası < Selânik Sergisinde Türk Pavyonu Çok Sönük Ve Cılız Bir Şekildedir nin küşat resminden bir manzara Selânik sa Selânik, 12 (Huşasi) — Dün Selânikte iki mühim hâdise şehir halkını ayaklandırmaştır. Haâdiselerden biyisi neş'eli ve zevkli, diğeri de © nisbette pa- tırdılı, gürültür; ve hatta kanlı olmuştur, , Evvelce köğlirdiğim veçhile 11 eylül tarihtşe müsadif — dünkü pazar günü yedinci Selânik bey- nelmilel gergisi saat on birde Makedomgya valii umumisi Jene- ral Gosatas tarafından mutat merasi©le küşat edilmiştir. Sergi geçen senelere nispetle pek sönük yazkulede aolmuştur. Dün sabah Çiftçi ve Amele Fırkasi Lideri M. Papaanastasiya — Atinadan trenle Selâniğe gelerek Beyaz- kuleda — Başvekilin — tenkidatma cevap olarak siyasi bir nutuk İrat etmiştir. Liderlerinin geleceğinden ev- velce haberdar olan birkaç bin amele ve çiftçi, daha sabahtan Beyazkule meydanızı doldurmak- ta idi. M. Papaanastasiyu bir buçuk saât süren nutkuna saat on bir buçukta başlamıştı. Amele lideri nutkunda hükü- bir 3aldedir. Benunla beraber | meti şiddetle tenkit ederek Ve- peb donuk bulurnan Selânik ha- | nizelosu kanunu çiğniyen, key- yığında bir canlılık yaratmıştır. fi harekâtile memleketi batıran Sergi, açıldığı dakikadan itü bir diktatör olmakla ith t tikter sonra kerdilerinin iddia leââe_ tî_ıalk tarafından — ziyaret edildiği zibi bkişbir vakit komt- ır. . n B ğneıîgide yabancı olarak Yugos- nıgtü-kl'e uzaktan veya yakından lavyalılar, — Macarlar, — Moasırlılar alâkadar bulunmadıklarını, yegöne Si ; - gayelerinin memlekette kammu ve Türkler bulunmakta ve diğer pavyonlarda Yunan mamulât ve hâkim kılmak olduğunu söylemiş- tir. M. Papaanastasiyu nutkunu *Ö tarafı udan ROBBA JENNY JUGO - İhtiras ve esrar filmi JEAN TOULOUT ve dünyanın en güzel kadım br suürsti fevkalâdede temsil edıîm ştir. Ma k Sıneması 22 Eylü! Perşembe günü akşamı saat 21,30 da yeni mevsime çok zengin bir programla başlıyor. Gençlik, güzelik, musiki, neş'e 1 SEVGİLİ 4 DELİKANLI THEO SCHAKL İlâveten komık ve R.K.O dünya havadisleri. Umum fiatlar - tenzil edilmiştir. KalSSa B Türk — mahsulâtı teşhir — edilmektedir. Buna nazaran denebilir ki bu se- neki Selânik Sergisi beynelmilel olmaktan ziyade bir Yunan milli mallar sergisi halindedir. Sırplarla Macarlarm başlıba- şına birer pavyonu vardır. Fakat biz bir Yunan pavyonuna ; sığın- mıştık, Zaten bu şekilde iştirak N, ettikten sonra fazla yer işgal | etmiye de lüzum yoktu. eşyası diye — teşhir erdilen — şeyler, beş on okka inhbisar rakısı, birkaç düzine işle- meli terlik ve yastık ve o kadar da sigara, sigara ağızlığı ve tes- pihten ibaretti. Sergi Aaçıldığı zaman orada tesadüf — ettiğim — tanıdık — bir Musevi ailesile pavyonları dola- şıyorduk. Nihayet eşyamızın teş- hir edildiği pavyona girdik. Mu- sevi Madam eşyamıza dikkatli — dikkatli baktıktan sonra dudak- larını bükerek hayret ifade eden bir tavırlar “Neden bu böyle? dedi. “Halbuki geçen hafta İstanbul- dan gelen kuzinim Galatasarayda teşhir edilen yerli mallar sergisinin güzellik ve mebzuliyetini anlata anlata bitiremiyordu.. Ne yazık... irat ederken patırdı, gürültüden evvel bazı komik sahneler de ok: muştur. ML Papaanastasiyu evvelce verdiği tauuklardan birisinde da- rüfünun talebesini çeteci olarak tavsif etmişti. Darülfünunlular da bilmukabele bir beyanname neş- rederek bu beyanatı protesto et- mişler ve Papaanastasiyu'yu ordu aleyhtarı kuvvetsiz bir lider ol- makla ve komünistlikle ittiham etmişlerdi. Bu geçen vak'anm intikamını almak istiyen Darül- fünunlular Yunan milli ittihadı (Etniki Emosi Tis Elâdos) Cemi- yeti azalarından bazıları Müsyü Papaanastasiyu — nutkunu — irat ederken tiyatre salonuna girerek nutkun en hararetli bir zama- nında bir müddet gürültü, patırdı yaptıktan sonra pis koku neş- reden kimyevi maddeler ve ak- sırık tozu atarak ahaliyi dağırtmak isteldiler.. Muvaffak ta olmadılar değil... Pis kokuları bissedenler bir taraftan burunlarını kapıyor- lar, diğer taraftan salonu terke- diyorlardı. M. Papaanastasıyu da mendili elinde, hem akaızıyor ve hem de OLGA TSCHEKOWA Alaturka y Yarın akşamdan itibaren OPERA SİNEMASINDA Cihanşümul bir şöhreti haiz haydut AL CAPONE'nin maceralarını ŞİIKAGO'da PANİK Almanca sözlü ve şarkılı filminde göreceksiniz. Heyeti temsiliyesi başında: HİMAYEİ ETFAL CEMİYETİ. MENFAATINA, TÂKSİM STADYOMUNDA Güreşleri Ri, 22, 23 Eylül Çarşamba, Perşembe, Cuma günleri saat 3 te Fakir çocuklara yüydam ediniz. Duhuliye 25, Mevki 50 ve 100 Kr, ve HANS REHMANN Pehlivan — | Ben ise kuzinimin anlattığı gü- ahaliye “kaçmayııu. onların ka- fasımı ezeceğiz., diye bağırlyor- | du.. Bu manzera karşısında katı- larak gülmemesin imkâm yoktu.. Bu kokulu ve aksırıklı nutuktan sonra M. Papaanastasiyu salomnu terkederken çiftçi ve amele fır- kası meb'uslarından Cermiya ve Eftimyadis ile Durşülfünunlu tale- be ve Yunan Milhi İttihadı Ce- miyeti azaları arasında evvelâ dil ile başlıyan bir münakaşadan gonra — tokat- faslına — geçildi. Kendi meb'uslarınım dövüldüğünü gören çiftçi ve amele partisi taraftarları da işe karışınca ka- fası, gözü yarılanların adedi o — nisbette fazlalaştı. Nihayet süvari — jandarmaların araya girmesile arbe- deye nihayet yerifdi. Pertev Ferit zellikleri göreceğim diye * sevini- yordum. , Madama cevaben, yerli malla- * yımız hakkında izahat verdikten 'gonra, Türklerin bu sergiye | resmen iştirak etmediklerini, bu görülenm eşyamnın sureti hususiye- de birkaç müteşebbis tarafından teşhir edildiğini söyledim. Söyledim amma neş'em de kaçtı. Tacirlerirmizin şunu çok iyi anlaması İâzımdır ki Beynelmilel sergilere iştirak etmek demek lıayı'am arifesinde Mahmutpaşada | sergi kurmak demek değildir, Bu gibi sergilere ya adamakıllı | or anize edilmiş bir şekilde işti- etmeliyiz ve yahut bu sevda- | dan vazgeçmeliyiz. * İkinci patırdılı hâdise de Be- . â Fi l J