18 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

18 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa —. Gordü sün — Evet, bi'iyorum Çiçek! — Bir şey daha söyliyeceğim. Bu ölünün dudakları dudaklarıma yalaız bir kere dokundu. Onu da ben istememiştim. Babam bizi gorla nişanlamış, Tekin de bu amünasebetle beni öpmüştü, Ara- mızda başka hiçbir şey geçmedi. — Bunu 'da biliyorum, Tekin bunu da söyledi. — Evet, aramızda başka bir yey yok. Ben hâlâ, senin tan- dığın, senin sevdiğin kızım! Çiçeğin yüzüne baktım. Bu kadın, Tekinin ölü cesedi, kesik başı ve akan kamnı önünde yalan söyliyebilirmiydi? — Acaba bu kadın doğru mu söylemişti? Aklımdan geçeni yüzümden okuyan Çiçek, bana yaklaştı ve kulağıma Fısıldadı: — Aslan, seni seviyorum ve yalnız seni sevdim. Aslan! Senin bu İlâha nasıl meydan okuduğu- hu, onu nas| parçaladığını düy- dum. Ömrümde senden büyük bir kahraman görmedim. Geçen geçti. Onu unutalım. Başka bir yerde beraber yaşıyalım. Aslan, seni her zamankinden fazla se- viyorum. Sen de beni tekrar #evmez misin ? Çiçeğin kolları boynuma do- lanmıştı. Onun güzel gözleri, ay işğnda birer elmas parçası gibi, aşık saçıyordu. Kalbim, onun Bıcacık nefeslerile erimekte idi Çiçek halimi görüyor ve anlıyor- du. Onun uzun saçları ikimizi de sarmıştı. Çiçeğin sırtındaki maş- lahı düşmüştü. Sinesindeki altırr larla mücevherler göz alıyordu. Birdenbire aklıma “ Seyyah ,, ın gerdanlığı geldi, gördüğüm rüya gözümün önünden geçti ve kalbim buz gibi dondut — Hayr, Çiçek, hayır, dedim, veni vaktile çok sevdim, sen de çok güzeldin, yine çok güzelsin. Fakat aramızda Tekinin kanı akıyor; ağabeğimin, — babamın gesetleri aramızda geziyor, ana- mın Öölüsü aramızda duruyor! Kendine başka bir koca bul, Çiçek, çünki ben seni alamam! Çiçeğin boynuma — dolanan kolları gevşedi, gevşedi, düştü, sonra eli boynuna gitti ver — A dedi. Senin olsun! Bunun sabhibesini bulduğun zaman ona ver. Çünkü sen onu sevi- yorsun, ömründe beni sevmedin. Sonra Çiçek Tekinin cesedi Özerine iğildi ve büngür büngür ağladı. A ça 'e © - er e. re e Sütninem geri dönmüştü. İki- mize de baktı ve bana hazır. Vedalaşabiliriz. Acele et! Aşağıda seni nasıl ölaöreceklerini konuşuyorlar. — Gidiyorum! — nine. Balki dönemem. Benim ne kadar malm yarsa hepsi senin L, Çiçek, şahit ol, neyim varsa hepsini sütnineme bağışladım. Çiçek ! Sütninemle beraber in. Şahit ol Ve sen sütninem, bir kimsenin bu kadına onu yurduna götür. Dilerse ya- nnda alakoy. Kardeşim Tekini de buraya gömün, ona bir. me- zar yaplırın | Derken, Bafızama karanlık bir per — iniyor, Çiçeğin beyaz yüzünde. başka bir şey hatırla- mıyorum. Yürüdüm, atın & rtına sıçrad m, Çiçek bana bakıyordu. Fakat alnva Tekinin bir damla kanı yıp şnı.ul Gecı ııhııhı kıdır yol ıldıııı. Yurdumdan uzaklaşmıştım. Fakat nereye vardığ mı da bilmiyorum. Günlerce gittim, aylarca çittim. Soydaşlarımın diyarını geçerken tuhaf tuhaf şeyler - öğrendim. Ortalıkta - bir kınşıldık vardı. Her tarafta Allah ! Allah | sesleri duyuluyordu. Bu kimdi, neydi ? Sordum ve anladım. Bu benim kılıcımla parçaladı gım puta ben- zer bir put deği'di. Bu akılların ermediği yırıdımn adı idi. Arap çöllerinden çıkan erler, onun yüksek adımı buralara kadar getirmişler. Girdikleri her yerde onun adını yükseltmişler. Putları devirmişler, sahte ilâhları parça- lam şlard.. Een de bu Allahı tapacak bildim, tanıdım. Fakat ben durmadan, dinlen- meden yürüyordum. Gece gün düz. gidiyordum. Turani, İranı geçtim ve nihayet gçünün birinde şimdi bulunduğum yere vardım. ası Bizanstı ve ben Bizans Kahraman bir Türkün maceraları KIZIL KILIĞLI ASLAN Yazan: Ömer Rıza Bu Olunun Dudakları Du- daklarıma Ancak Bir Defa Dokundu s0 İmperatoriçesinin saray mubafızı- yım, onun bütün muhafaza kuv- veueri benim kumandam altında! Muhafız - kıtanın asıl efradı, Ma« car, İslâv, Alman, Briton, Sak« son — ve sair yabar.cılardandı. Hepsi do beni ayrı ayrı seviyor- lardı. Çünkü ben de hepsini se- viyor, hepsini ağırlıyor, hepsini evlât gibi tanıyordum. Onlar.n hepsi de İmperatoriçeden fazla bana bağlı idiler. Hepsi de be- nim uğrumda canlarını bile feda- dan çekinmezlerdi. Hepsi de va- lı.ıîeluuıl canla başla yapıyor» İmperatoriçe ikide birde bana iltifat eder, konuşur, şakalaş rdı, Yılnıı onun bir gece kendi incilerini bırakıp benim gerdan- lığımı alıp çötürmesi, can'mı sık- mışt. Acaba imperatoriçe ger- danlığı ne yapacaktı? Ben imperatoriçeye içimi aç- mış, gerdanlık sahibesini aradıe gn Aanlatmış, Çiçek Hanımla geçen maceramı naklederek onu eğlendirmiştim. İmperatoriçe san ki gerdanlığın sahibesi o imiş gibi benimle konuşmak, . beni oyalamak ve aldatmak ister gibil Fakat ben aldanmıyacağım. Al- danmamak için elimden geleni yapacağ m. İmperatoriçe, bana neler Aöye lememişti, fakat ben anlamaz gi- bi görünmüştüm. Nihayet imperatoriçe gerdan- lığımı alarak savuşmuş ve beni ıslırap içinde b rakmıştı. ÇArakası var ) Koca Bir Treni Kıvılcımla Yürütmek Mümkündür ! ( Baştarafı 1 inci IIYMI ) çoktan balledilmiştir ve buna ait cetvel benim elimdedir.,, Sıtkı Bey iddiasına ve keşfine ait uzun fenni izahat verdikten sonra açık olarak diyor ki: — İddiamım hayatt saha- da çok mübhim roller oyn ya- cağına kimse şüphe — etmesin. Yakın bir istikbalde ateş ve demir senayile tıp senoyiü de tarihe karışacak, bunların hiç bir ün izdihamda giremiyenlere, ALEMDAR'da devam ediyor. DiKKAT : Ai idisnlee XE A YER BULAMIYANLARAN| kıyıneti kılmlyıcıklıı Ben keşfi- min dünyaya yayılması için Avrupa" nn yolunu bilmez değilim. Fakat her şeyden evvel vatanımın istik- balini düşündüğüm içindir ki bu şerefin memleketimde kalmasını İstiyorum. Artık ale; ve dem'r devri kapanmıştır. ,, Stkı bey yakında şehrimize gelerek Darülfünun müderrisleri- nin huzurunda keşfinin esaslarını bir daba izah edecek ve tecrübeler yar acaktır. # Bugün ve yarın son olarak ŞIK Sinemada DUDAKTAN GÖNÜLE Şayanı hayret filmini görünüz, GUSTAV FROEHLİCH va MARTHA EGGERT tarafından BRİGİT.E HELM'in son şaheseri iÇİMİZDEN BiRi Bu akşam 21,30da — İstanbul Bulediyesi Büyük — ŞehirTiyatrosu İKRAMİYE Opereti UMUMA Pazartesi akşamı Meart 18 A 46 Yıllık Hocamız |Muallim Mektebinde “Ba 1b:ı » Gecesi Tertip Edild Muallim İhsan Şerif Beyin 66 ıncı Yıldönümü Kutlulandı a 30 bin talebeye hoculık yapan İhsan Şerif B. genç talebelerinin omuzları Üstündem Erkek Muallim Mektebinde evvelki gece çok parlak - bir şekilde verilen bir müsamere İle en kıdemli muallim İhsan Şerif Beyin altmış altıncı yıldönümü kutlulandı. Senelerdenberi vatan çocuklarına tarih okutan İhsan Şerif Bey 66 senelik hayatının 46 yılını çok - sevdiği hocalık meslekinde geçirmiştir. Talebe- lerl bu yaşlı hocalarını “Baba,, diye andıkları için e7velki gece verilen müsamereye de “Baba gecesi, İsmi konulmuştur. Müsamere Muallim Mektebinin geniş konferans salonunda tertip edilmiş, beş yüzden fazla da- vetli koca salonu doldurmuştur. Müsamerenin başlamasından bi- raz evvel İhsan Şerif Beyi mektebin bahçesinde gören ta- lebeleri, kendisini “Yaşa...,, te- memnilerile karşılamışlar ve he- men omuzlarına yükselterek “ba- ba,, hocalarını salona bu şekilde getirmişlerdir. Hocalığının 46 ıncı yılını idrak eden bu eski muallim salona girince çok uzun süren bir alkış tufanile karşılanmştır. Bundan sonra birkaç talebe tarafından İhsan Şerif Beyin irfan hayatı safha safha anlatılmış, kendisine buketler ve bediyeler takdim edilmiştir. Müteakıben “ Baba mın yaşlı ve aksaçlı talebelerir den birkaçı kürsüye gelerek sü s#öylemişlerdir. Programın bu kısımları bli tikten sonra talebelerden mürolk bep bir müzik heyeti güzel paı çalar çalmış ve ulkışlanmıştır. Da sonra da muallimlerin karikatdı leri gösterilmiş, rakıslar yapılmı; zeybek oyunu oynatılmış, b suretle güzel bir. gece yaşanı! mıştır. İhsan Şerif Bey 1877 senesind muallimlik mesleğine girmiş, bu güne kadar fasılasız bir şekild talebe yetiş! “Baba,, nı talebelerinden birçoğu vaktile v bugün yüksek makamlara kada yükselmişlerdir. Arnavut — kıra Ahmet Zogo da Nümunel Terakl mektebinde İhsan Şerif Beyde ders okumuştur. İhsan Şerif Bey Abdülhami devrinde — müstebitlerin — kahrın: da uğrıyarak hürriyet fikirlerin talebesine aşıladığı için sürgün gönderilmiş, hayatının 15 senesin Urfada geçirmiştir. İhsan — Şerif Beyden der gören ve feyiz alan talebelerii yekâünunu Üstat baba 30 bindel fazla tahmin etmektedir. Cenup Hudutlarımızda Emniyet... (Baştarafı 1 inel — sayfada) diği henöz sarih bir şekilde ma- lâm olmamakla beraber hududun Suriye tarafında bulunup 'Türkiye aleyhine fesatçılık bareketi yap- mak isteyenlerin çok içerilere gönderilmesi bakkındaki noktal nazar Üzerinde ehemmiyetle dwe- rulduğu zannolunmaktadır. Diğer taraftan geçen sene Suriye ile İrak arasında tahdit edilen bududu esaslı bir şekilde tayin etmek Üzere Türkiye, Suriye İrak ve Akvam Cemiyeti murâh- haslarından mürekkep olan ko- misyon şehrimizde mesaisine baş- lamıştır. Bu komisyonun mesaizi uzunca bir müddet devam ede- cektir. Adana, 18 (Hususi) — Suriye- Türkiye hudut komisyonu mesai- sini bitirmiş, Suriye murahhasları 28 Haydut İçin Ölüm Cezası İstenildi (Baştaralı 1 inci sayfafa ) kamı hepsi mevkuf bulunan bi otuz. iki maznundan yirmi seki zinin ceza kanununun 125 inc maddesine göre cezalandırılmala rını istemiş clmaktadır. Mahksu e, Lidia makanının bi talebinden sonra ıııgıulınıı müda faalarını dinlemek üzere muha kemeyi bu ayın 2l inci salı gü nüne bırakmıştır. Bu celsedı şakavet maznunları müdafaaların yapacak ve karar vorilecektir. 125inci madde, Türkiye clüm huriyeti topraklarını başka bi devlet İdaresine geçirmiye vey, devletin istiklâline karşı tecavl etmiye yeltenenlerden bahsedi;j bu gibiler hakkında ölüm cezaa tayin etmektedir. Fransız Maliys Nazırı Londr., 17 — Fransız Matty Nazırı M. Bonne Loodraya gel

Bu sayıdan diğer sayfalar: