18 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

18 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 BON- POSTA İTTİHAT ve TERAEKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Tahkik Heyeti,NiyaziB.inDağaÇıkma- sı Havadisile Buna binaen, larında paşaların oda- cereyan — eden — işleri dakikası dakikasına haber alıyor, — Talât Beye malümat veriyordu. Fakat Merkezi Umu- mi, bunu - kâfi görmedi. Hey- etin şifresini çaldırmıya ve bu- nunla bütün muhaberata da vakıf olmıya karar verdi. Bu işe, Selim Beyle beraber, Selânik Reji Başs | kâtibi Asım Beyi memur etti. Bu iki zat tarafından otel garsonla- rından ve Yunan komitesi men- suplarından (Anastas) elde edildi. Paşalar, yemekte iken şifrenin anahtarı kopya edildikten sonra yine geri götürülecekti. Tam bu esnada, Manastırdan gelen bir havadis, Selâniğin mer- kezinde müthiş bir bomba gibi patladı: — Resne'de, Niyazi Bey dağa çıkmış... Sözleri; her tarafta beybetli akisler yaptı... Bu havadis, muh- telif mahfillerde, muhtelif tesirler husula — getirmişti. —Hükümete mensup olanlar, bu cür'ete hayret ediyor; ve hatta, inanmak iste- miyorlardı. Cemiyet — erkânile ( Merkezi | Umumt ) ise, telâş ve beyecan içinde idi. Çünkü bu ani hareket, bütün plânları altüst etmişti... Merkezi Umumi, Niyazi Beyin hazırlıklarından haberdardı. Fa- kat harekete geçmek için, bütün hazırlıkların — bitirilmesine ihtiyaç yardı. Niyazi Beyin ilk defa ola- rak attığı bu cüretkârane adım, çok takdire seza olmakla heraber eemiyetin harp plânının bir köşe- sini düşmana karşı açmış olu- yordu. Şimdi, bütün hükümet kuvvetlerinin ayni noktaya hü- cum etmesi ve, iki yüz fedaiden mürekkep olan bu kuvveti ezi- vermesi çok muhtemeldi.. Vari- yet çok nezaket — kesbetmişti. Zaman, tenkit ve tcessüflerle ge- çirilmiye müsait değildi. Buna binâen merkezi umumi ile vilâyet heyeti merkeziyesi birleşti. Şu kararı verdi 1 (Niyazi Bey, bir emrivaki yapmıştır. Bunu takviye etmek lâzımdır. Bütün merkezlere haber gönderilmeli. Bu hareketi takdir- lerle karşılıyarak müteyakkız bu- kunulmasımı tavsiye eylemelidir.. ) Şu bakikati söylemek te lâ- zımdır. ki, Niyazi Beyin birdem bire ortaya alılması, umuml şekilde hoş görülmemekle bera- ber, ıll"İıdıflırı ayrı ayrı pek memnun etmişti. Bu hareketin iyi bir netice vereceğine dair her keste bir Ümit ve hatta kanaat vardı. Ayni zamanda, şimdi hükü- metin bütün mazarları manastır ve havalisine çevrilecek; Selânik biraz daha serbest kalarak, inki- lâp bazırlıklarını sekinetle idare edecekti. Manastır merkezindeki düşün- celer de, ayni surette idi. Manas- tıra gelen Resne belediye reisi Cemal Beyden, Niyazi Beyin ha- zırlıklarını haber almışlar, ve memnun olmuşlardı. Fakat bhare- ketin bu kadar çabuk olacağını Tefrika No. 96 ü 4 Nasıl doğda?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Ölda?.. almıştı Üçüncü ve ikinci ordunun hür fikiri zabitlerini yetiştiren ; Istibdat davrinin, (Harbiye Mektebi) talim . ve tedr tahmin etmiyorlardı. Şimdi yapır lacak iş; bu hareketi takviye etmek.. hükümete karşı kudretli ve cüretkâr görünmek.. hükümeti bir müddet olsun atıl ve meflüç bırakacak bir tokatla sersemlet- mekten ibaretti.. Bu maksadı temina etmek için, Niyazi Beyin dağa çıktığı (20 haziran 1324 - cuma) günü cemiyet namına hü- kümete ilk nota verilmişti. ÂAyni günün tarihini taşıyan ve cemi- yetin kudretine tercüman ola- cak derecede mütehakkim bir lisanla yazılmış olan bu nota, hükümete karşı cemiyetin ilk bitabı i Bürhan Cahit Beyin Köy Hekimi Romanı Aşk Macera Romanı Ciltli 150, Ciltsiz 125 Kuruş. Tevzi yeri Ikbal Kitaphanesi gövkeeecenedeseck ee enR Gençler: Bürhan Cahit Beyin Bir Çatı Altında romanını muhakkak okuyun. Ciltlisi 150, Ciltsiz 125 Kuruş. Tevzi yeri: Ikbal Kitaphanesi KADIKÖY HAVAGAZI ŞİRKETİ Bu pazartesi günü saat 15 te K diköyünde Süreyya Paşa sinemasi salonunda verilecek olan ameli ah« çılk ve pastaclık dersine bütün hanımefendileri davet eder. mural Bro «Knoll» ni bugün yxvm. nimct komprimelerii istimal tdcnı:ı_ en kıymetdar bir olan — Sinirlerin — muvazenesi bahtiyarlığına mazhar olurlar. heyeti Bu hitapta; senelerdenberi zu- lüm ve istipdada boyun eğen bir milletin muztarip feryadı değil.. Gayesi uğrunda her şeyi göze alan bir zümrenin, kin ve infial ile dolu olan, her kelimesi kan ve barut kokan bir lisan vardı.. Koca bir inkılâbın ilk zaferini temin eden- ve şimdi kim bilir bangi evrak mahzeninde çürüyen- bu notayı aynen aşağıya derce- diyoruz: Maboyn Başkitabetine Rumeli Müfettişi Umumiliğine Manastır Vilâyatine Efkârı umuümiye, kanunu esa- Biyi İade ettirmek noktasına mü- teveccibtir. Erzurum'da icra kılı- nan mezalim, milleti korkutma- mıştır. Belki daha ziyade teşvik ve teşci etmiştir. Zatı hazreti pa- dişabiye karşı millet hörmet bes- lemekte ve şimdiye kadar güze- ran eden seyyiatın hesabımı sor- mamaktadır. Hedefi maksat, bundan sonra medenl devletlere benzeyecek bir sureti idare tesis ile, herbir cüz'ü kanımıza bedel olan mukaddes vatanımızın otuz senedenberi her daim uğramakta olduğu taksim- den vikaye ve milletin düçar o muş bulunduğu teşettütü efkârı ref ve bâlen pek müşkül — ve muz'lim görünen istikbalimizi bir esası melin Üzerine temin etmek- tir. Ve bu maksat için müteem- niyane ve durendişane olarak herkes bilâ savt ve havf çalış- tığı bir sırada Selâniğe bir takım bafiyeler dolmuş ve asayişi ihlâl edecek esbabi istihzara başla- mışlardır. Tabil, bunların mua- melâtına İğmaz ayn edilmek yaru- agyare karşı tevessü vehameti tecviz etmek demek olduğun. dan — Millet, tedabiri lâzimeye tevesslil etmiştir. Bu cümleden olmak Üzere Mmavzer tüfeklerile müsellâh iki yüz fedai, bugün Resne'de işe başlamıştır. Şimdi- lik üç zabit kumandas nda, bey- nelanasır müteaddit müfrezeler hareket — etmiştir. Maksadımız, ordu ve esdikayı vatanı lekedar etmiye çalşan müfsit hafiyeleri tedip etmektir, Selâniğe gelen dört beş casus paşalar ile def- teri mahsusla — teayyün eden hempaları, Üç güne kadar Selâ- nikten treni mahsusla defolup gitmedikleri — takdirde, — erbabı pamus, her taraftan bizim hare- ketimize iştirak edeceklerdir. Biz, Kanunu Esasinin hemen bugüön tatbikini — isteriz. Bunu, bhukü- met vermezse, millet — cebren alacaktır. Ç(Arkası var) | lice — irkâp " Sayfa » 9 İpgiltere Hükümeti tarafından Başi Hz.ne tediyo edilen esarin teretnsr CÇANAKKALE -Ö - Düşmanın Yazan: Ceneral Oglander Şüphesini Uyandırmamak İçin... Lort Curzon, tahliyenim? yak nız esbabı askeriye noktal na- zarından — düşünülmesini — ileri Sürüyor, esbabısiyasiyenin tamas mile tahliyenin aleyhinde bulun- duğunu, böyle bir — hareketin İngiliz ordusunun, düşmanın ve müttefiklerin maneviyatı ve har- bin netayici ile şarkın isktibali Üzerinde yapacağı tesiri düşün- mek İlâz.mgeldiğini söylüyordu. Esbabı askeriyeyi de — kâfi bulmuyor, — Çanakkale — tahliye edilir edilmez Almanların şarkta daha — kolaylıkla müşkülât ika edebileceklerini, Türk merkezi bükümeti üzerine yapılan tazyik kaldırlır kaldırılmaz Türk ordu sunun İrakta, Kafkasyada veya Mısırda taarruza geçebileceğini iddia ediyordu. Kânunuevvelin 11 inde 22 nazırdan mürekkep kabine tek- rar toplandı. Geçen zaman zar- fında vaziyet daha nazikleşmişti. Artık tereddüt ile kaybedilecek vakit yoktu, Uzun müzakereler- den sonra nihayet Suvla ve An- zac'ın tahliye edilmelerine karar verildi. Fakat kısmen esbabı bah- riyeden ve kısmen de zevahiri muhafaza etmek için şimdilik Helles'in tahliye edilmemesi mü- nasip görüldü. Tahliye meselesi son derece mühimdi; çünkü düşmana sezdir- meden 134000 efrat, 14000 hay- wan ve takriben 400 topun giz- edilmesi — icabedi- yordu. Baznı noktalarda — düş- man siperleri ancak ©on yarda mesafede — olduğu — gibi — ef- radın irkâp edileceği sahiller de Türk topçusunun menzili dahilin« de idi. Bundan maada mevsim kıştı ve en ufak bir fırtına bile bütün irkâp ameliyesini durdura- bilirdi. 8 kânunuevvele doğru erzakın tahmil edilmesi oldukça ilerle- mişt.. Hatta toplardan bazıları bile geri gönderilmişti. Zaten tahliye plânı evvelce hazırlanmış olduğu için hükümetin kararı Çanakkaledeki karargâhlara teb- liğ edilir edilmez Jeneral Birdwood çizilen plân dahilinde — tahliye ameliyatına başlanmasını emretti ve bu plânin son safhasını mü- zakere etmek — Üzere İmrozda bir harp meclisi aktedildi. Bu içtimada gerek Suvla ve gerekse Anzac'ta son dakikaya kadar kalacak olan kıtaatın niha- yet iki gece zarfnda irkâp edi- mesi kararlaştırıldı. Fakat sonuna kadar kelacak - efrattan İmadasını irkâp edebilmek için, hava da müsaade ederse, en aşağı on gün Mzımdı. Erzaktan fedakârlık edi- lirse bu müddet biraz daha tem- kis edilebilirdi. Tabhliye hazırlıkları yapıldığı sırada hava da gayet müsait gidiyordu. Her gece sahillerde hummalı bir faaliyet başlıyor, sabah olunca bu faaliyete nihayet veriliyor ve geceleyin sahile ya- naşan vapurlar ortadan kaybolu- yorlardı. O zamana kadar dolu olan kamplar gittikçe boşalıyor. Fakat kergünkü faaliyot manza- rasını iİdame etmek için her zamanki gibi ateşler yanıyor ve Ihtiyat kıtaatı öteye beriye gidip geliyordu. Türklerin bu sırada hiçbir faaliyet göstermemelerine nazar ran, tahliyeden şüphelenmedik. — leri anlaşlıyordu. Her gece e- — perlerini tahkim ediyorlar. Fakat taarruz. edeceklerine dair hiçbir alâmet görülmüyordu. Çanakkale seferine başlanalıdanberi ilk defa olarak talih İngilizlere güleryüz gösteriyordu. — Türkler — taarruz etmiyor. Deniz de ayna çgibl sakin duruyordu. 28 kânunuevvelde tabliyenin ikinci safhası ikmal edilmiş ve karada ancak 40,000 elfrat, 50 top, bir miktar hayvan ve araba ile az miktarda da erzak kalmıştı, Suvla'da herşeyi irkâp etmek imkânı bulunmadığından birçok Eşyayı feda etmek İcap ediyor idi. Battaniyeler, süngüler, fo» tinler, mataralar, çoraplar, eldi- venler, muşamba Öörtüler ve hatta motosikletler bile yakılmak üzere biribiri üzerine yığılmıştı. Düşmanın şüphesini uyandır- mamak için ileri siperlerde gayet nazik tertibat yapılınış ve az miktarda askerin, yerlerini değiş- tirerek ve muhtelif yerlerden ateş açarak düşmana buraların evvelki — gibi büyk — kuvvetler tarafından İşgal edilmekte oldu- gu hissi verilmiye çal şımıştı, Bu tertibat sayesinde hiç te- lefat — verilmeksizin Suvla ve Anzac mıntakaları tahliye edik miş ve Türkler ancak 20 kânu- nuevvel sabahı. Helles tepesinde bırakılan bir lâğamın patlamusı, yanan erzakm alevleri ve bunu takip eden derin sükünet Üzerine vaziyetten şüphelenmişlerdi. Sas bah saat 7 ye doğru boş kalan İngiliz #siperlerini bombardıman ettikten sonra hakikati - öğrendi ler fakat o zaman da bu minte- kalardaki — İngiliz — kuwvvetleri tamamen çekilmiş bulunuyorlardı. Helles cephesinde tahliye ame- liyesi daha müşkül oldu. Çünkü burada Türkler mütemadiyen ateş etmekte oldukları gibi ileri siper- lerden iskeleye kadar katedilecek mesafe de daha uzundu. Bu se beplerden dolayı Hellesteki irm kâp ameliyesi diğer mıntakalara nazaran oldukça pahalıya mal oldu. Mecburiyet tahtında irkâp edilemiyen 508 katır itlâf edildi ve birçok erzak ve malzeme im- ha edilemeden b.rakıldı. Bunlar meyanında 1500 tane araba var- a her ne kadar ateş « de her halde tamamı yanmamıştı. Son efradı. hamil bulunan mavna karadan uzaklaşırken yan- makta olan erzakın alevi havayı kızartmıya — başlıyor, Hellesleki cephanelik müthiş bir tarraka ile patlıyor. Türk toplarının ateşl gecenin karzanlığını yeryer — yırtı- yordu. Çanakkale seferi, temininia gı zelliği, maksadının ehbemmiyeli * sonunun felâketi ile tarihin klâslk — facialarından birini teşkil eder. Harbi umumlnlo her ne kadar tali vekayinden biriel ise de, bütün safahslı büyük bir Löl, büyük bir drawdir. ÇArVam var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: