16 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kara BarutFıçılarınıMağaranın İçine Doğru Sıralamışlar Gâvur Mehmet Yürek Çetesi Tefrika No. 91 Hepsine birer fitil koymuşlar. Fitilin ucunu da yere uzatmışlar. Beni görünce korktular Ö zaman, işi anladım. Sürüne sürüne buraya geldim. Saklandım. — Bu da iyi... O halde, şim- di buradan tekrar yavaş yavaş mağaraya | gideceksin. — Orada, Hırvatlara, Karadağlılara benze- miyen birtakım adamlar göre- ceksin. — Yoksa, hani şu firenkler mi ?.. — Onları biliyor musun?.. — Hayır.. Lâkin, ben kaçar- ken, onlar bağrışa bağrışa, mağa- raya doğru koşuyorlardı. — Kaç kişi kadar vardı? — Eyi saymadım amma, sekiz dokuz kişi vardı. Elindeki basto- nuna dayanmış olan uzun sakallı bir adam, şu karşıki yolun üstün- 7 de durmuş, onlara elile mağarayı gösteriyor.. Firenkçe bir şeyler söyliyordu. — Tamam.. Hadi şimdi mağa- raya git! Bu adamların hepsi orada mı?.. Yoksa, şuraya bura- ya dağılmışlar mı?:. Eğer orada- larsa, ne yapıyorlar... Dağılmış- larsa, nerelerde bulunuyorlar... Bunları güzelce anla. Bana ha- ber getir. Arşak, memnuniyetle oradan uzaklaşıyordu. Fakat, Gâvur Meh- met onu durdurdu: — Fakat.. Eğer, bu söyledik- lerimin aksini yaparsan.. Veyahut beni ele vermiye kalkarsan.. So- nunu da sen düşün... Bak sana söyleyim. Şu gördüğün kayanın üstünde tam üç yüz kişi hazır. Buraya inmek için bir ıslık çal- mamı bekliyorlar... Eminol ki; Seni asmıya hacet bile görmezler. Burada, bütün etlerini didik didik ederler. , Arşak, esasen saf bir adamdı. korkudan büsbütün şaşırmış, ade- ta şüursuz bir hal almıştı. Gâvur Mehmedin bu sözleri üzerine he- men onun ellerine sarıldı: — Aman ağam.. öyle ise, beni gönderme... Başına bir iş gelir de, sonra benden bilirler. Diye yalvardı. .Gâvür Mehmet, bu adamın kendisine ihanet” etmiyeceğine kanaat hasıl — etti, mağaralara gönderdi. Fakat her ihtimale karşı, bulunduğu yeri tebdil etti. Şayet bir ihanete maruz kalırsa hayatını pahalıya satmak için, bir toprak yığınını “siper alarak ta- bancalarını önüne dizdi ve bek- ledi. Bu esnada müsademe devam ediyor.. İki tarafın yaylım ateşle- rinden, dağlar ve taşlar - inliyor- du... Aradan bir çeyrek geçme- den Gâvur Mehmedin yüzü gül- dü. Arşak koşa koşa geliyor.. Dik yamaçları acele acele tırma- nirken bazen düşüyor, bazen yu- varlanıyor.. Bir an evvel sadaka- tini ispat etmek için inim inim inliyordu. Gâvur Mehmet, bu adamdan bir tehlike gelmiyeceğine tama- men kani olduğu için, olduğu yerden kalktı. Arşağı, yanına ça- ğırdı. Arşak, bir taraftan geniş İ v rüük * e € geniş nefes alıyor, bir taraftan da söyliyordu: — Benim gördüğüm, frenk- lerin hepsi orada.. Barut fıçıla- rını birinci mağaranın kapısından içeri doğru sıralamışlar. Ağızlarını da açmışlar. Hepsine birer fitil koymuşlar, Fitilin ucunu da yere uzatmışlar.. Evvelâ beni görür görmez, korktular. Orada, ne aradığımı sordular. Ben, işaretle oranın adamı olduğumu anlattım. Sanki bir şey unutmuş gibi, doğruca, bizim baskı makineleri- rinin olduğu iç mağaraya daldım. O zaman emniyet ettiler. İçeride biraz kaldım. Sonra dışarı çıkarak | biraz dolaştım. Oradan da koşa —Aferin Arşak.. hiç yorulma. İşi anladım. Soracağım, - yalnız bir şey kaldı. Mağaralardan harice çıkmak için başka bir yol var mı?.. — Hayır ağam, hayır... Eğer öyle bir yol olsa, hiç ben durur mu idim?.. Ü. — Olabilir ki, böyle bir yol bulunur da, önüne nöbetçi konul- muş olur. a " — Hayır. Böyle bir yol mev- *tut değildir. — Ohalde, hadi bakalım.. şimdi seninle iyi bir iş göreceğiz. Fakat,. evvelâ, şunu anlıyalım. O, uzun sakallı adam nerede?.. — Hani şu, bastonlu... — Evet.. Evet... — — O, şimdi mağaraların üs- tündeki tepede birine bağırıp çağırıyordu. Fakat tüfek sesle- rinden, ne dediği anlaşılmıyordu. — Bu da âlâ.. Yürü bakalım, şimdi.. seninle mağaralara gidi- yoruz, : Arşak, Gâvur Mehmedin yü- züne baktı. Ermenice olarak ta: -— Tövbe, yarabbi.. Acaba bu adam, çıldırdımı?. Diye mırıldandı. Gâvur Mehmet, iki üç adım attığı halde, Arşağın daha hâlâ yerinden — kımıldamadığını — gö- rünce : — Yürüsene hadi,. Geçirecek vaktimiz yok. Diye bağardı. Arşak, Gâvur Mehmedin bu ciddi vaziyeti kar- şısında daha fazla dayanamadı. Onu takibe başladı... Bazan yan yana giderek, bazan da Arşak önde olduğu halde, yolun dar yerlerini geçerek yokuş aşağı, mağaralara doğru iniyorlardı. Gâvur Mehmet hem gidiyor, hem de talimat ve- riyordu : — Sözlerime dikkat et... Senin yapacağın fevkalâde hiçbir iş yok. | Şimdi sen benden evvel oraya gideceksin, Mağaranın kapısı önünde şöyle bir delaşıp kendini frenklere gösterdikten sonra bir köşeye çekilip oturacaksın.. Sanki vazi- yetten korkuyormuşsun gibi dü- şünmiye başlıyacaksın.. Ben, koşa koşa oraya geleceğim. Sana ses- leneceğim, sen, birdenbire sıçra- yacaksın. Güya, buranın amiri ben imişim gibi, önümde duracaksın, Ka ” ( Arkası var ) İ Pilot — İki bin metre yük- sekteyiz.. Müşteri — Ehemmiyeti yok, ben apartımanın en üst katında oturduğum için alışığımdır. ( MEKTEP ıŞLEâı H Karilerin Suallerine Cevaplarım Geliboluda N, M. Hanıma: Erenköyünde oturacağınıza gö- re Erenköy kız lisesine nehari ola- o rak devam edersiniz. Nehari üc- reti yoktur. Leyli olarak ta gire- bilirsiniz. Bu sene Haydarpaşada Tıp fakültesi binasında da bir kız lisesi açılacaktır. Kadıköyün- de de bir kız ortamektebi vardır. İkmal imtihanları eylülde - başlı- yacak, Eylülün 11 inde mektepler açılacaktır. Kayt için bu günler- de müracaat ediniz. Sorduğunuz mektep sizin için çok uzaktır. Ancak leyli kalabilirsiniz. x Haydarpaşada Askeri tıbbiye be- şinci sınıfta Adnan Beye: Darüşşafakaya müracaat edi- niz ve çocuğu müsabaka imtiha- nına sokunuz. Babadan yetim ol- duğu için şeraiti haizdir. KA Alaşehirde G, H. Kenan Beye: Fen Bilgisinden ikmale kalmış- sınız. Bütün kabahati hocanıza yükletiyorsunuz. Fakat mektubu- nuzda 0 kadar çok imlâ hatası | var ki, türkçeden nasıl ikmalsiz goç;iliiniu hayret ettim, er ne ise.. gelelim leyli mec- caniliğe.. bunun için vekâlet bir müsabaka imtihanı açacaktır. İm- tihan tarihi ilân edilecektir. * Kartalda Taşlıbayırda, Adnan Mem- duh Beye: : Âli deniz ticaret mektebi mec- canidir. Yalnız mektebe girerken bir taahhütnarre vermek lâzımdır. * İzmir Namazgâh No. 18 de M. Zihni Beye: 4 şehadetname alamazsınız. * İkiçeşmelikte 20 numarada İzzet Beye: , Vakit geçirmeyin başka bir mektebe kaydolun. Gedikli Küçük- zabit mektebine de tekrar müra- caat edin neticeyi bildirmelerini isteyin. İlân ettirmeniz lâzımdız. Yeni# x 'Tokat Ortamektebi mezunlarından Muzaffer Beye: Mühendis mektebine lise me- zunları kabul edilir. Bu itibarla buradaki Nafıa Fen mektebine girmenizi tavsiye ederim. Mektep , leylidir. Yalmız, cebir, hesap; hen- deseden bir müsabaka imtihanı açılır. Müsabaka imtihanı 16 Ey- lülde yapılacaktır. Mektebe şim- diden müracaat ediniz. * Uşak Ortamektebinden A, Kadir B.: Lise, Muallim Mektebi, Sanayi Mektebi gibi mekteplere leyli meccani girmek için müsabaka imtihanları açılır. Kendi mınta- kanızdaki Sanayi Mektebine mü- Jacaat —edip şeraiti — öğreniniz. Liselerin leyli meccanilik imtihan- larının tarihi yakında ilân edile- cektir. Askeri Ortamekteplerle, liselere de - girebilirsiniz. Fakat kayıt ve kabul müddeti bitmiş- tir. Bununla beraber askeri mek- teplerin kadrosunda münhal yer varsa yine talebe alırlar. Maktepçi seirillü FA ÇE S - aresinde... ( Baştarafı 6 ıncı sayfada ) — Mikatosi pisteğo tutosine tarisisivree!..(1| Dedi.. Delikanlılar tekrar, Fa- kat bu defa mülâyim — mülâyim yüzüme baktılar.. * Cuma ve pazar günleri bu ka- bara hınca hınç kalabalık oluyor- muş.. Kurtuluştan tutun da, Orta- köye, Bebeğe kadar bütün ma- rangoz, demirci, kalaycı, — te- nekeci, bakkal, — yoğurtçu, manav, — terzi, garson, kapıci, terlikçi, kuyumcu, tahafiyeci, aşçı | çırakları delikanlılar, çamaşırcı, kolacı, trikotajcı, sütçü, Yahudi, Ermeni, Rum, Türk kızlar varsa, hepsi buradadırlar... Yaşları hep 15 ile 23 arasındadır, hiç değiş- mez.. Tuvaletler, fakrü zaruret içinde bile modaya tabidir. Bütün bu gençlik kafilesi küfrü mubah, apaşlığı helâl, ko- kotluğu makul addederler.. Kal- çalarını kıvıran, göğüs şişiren genç kızların dans edişlerinde, topuklarına basa basa küçük adımlarla yürüyüp omuz düşüren delikanlıların konuşuşlarında bü- yük bir hususiyet vardır.. * Vah zavallı kızcağız vahi. Bel- H ki dans kurbanı!.. Kime acıdı- ğımı mi sorüyorsunuz: Bakınız anlatayım: Efendim, sarı tuvaletli, çarpık bacaklı, sivri burunlu bir tazecik.. buraya — yalnız başına gelmiş, belli.. fakat çoktanberi “ bu yer- lere alışmış olacak.. yine yalnız başına sandalyasında otururken, helecan içinde cazın çalmasını bekliyor ve ilk anda önüne çıkan delikanlı ile öyle bir dans edişi (1 Takılmayın ülan, herif galiba taharril.. var ki, insan buna gülmek mi, ağlamak mı lâzım geldiğini bir türlü bilemiyor... Kızcağız vücudunun yarisını delikanlının — omuzlarına — verip, yarısını da inadına dişarı çıkara- rak, tavana baka baka bir dans ediyor ki sormayın — gitsin... Esmer veremli bir delikanlı bunu görür görmez gevrek bir kahkaha attı : — Ulan ahrete mi gidiyorsun?, Bu ne davloz, bu ne açlık bel.. Bir aralık caz durunca, kalabalık içinde bir ıslık, bir gürültüdür koptu: — Haydi işteriz. — Eleni' den Sagopuyu isteriz.. — İsterir ulan, isteriz.. İsteriz de isteriz., Com tom com tom, com tralalla.. Derken ortaya etine dolgun, ka- ragözlü bir kız çıktı.. Bir sandal- ya üstünden masaya atladı.. Pi- yanonun iştirakile, baygın bir Rumca şarkı söylemiye başladı, herkes bitkin.. Birbirine sokulan sokulana,. Birbirine yaslanan yas- lanana.. Oh, gel keyfim!.. Ne güzel şarkı, ne güzel hayat, ne güzel eğlence değil mi?.. Hayır, değil.. Çünkü bütün bu güzelliklerde yine rahat yoktur. Birdenbire bir)| gürültü kopunca, ortalık yine allak bullak oldu: — Ulan susuz herif!.. Gözü- nü patlatırım alimallah.. Tutma- yın ulan bırakın, birakin şu iti yiyeyim ulan!.. Beni ayazda bek- letir, kızı ayartirsın değilmi ulan?, Ve yine, bermutat, her göz dağcıya yapılan muamele ile iki tarafı teskin ediverdiler.. —» Ben bu apaş kabaresinden çıkarken yine içerden bir gürültü bir bağırış geliyordu. — Ulan senin damına da ka- let. dördüncü tcra memurlu- ğundan: Tamamına on olti bin yedi- yüz yirmi üç lira kıymet takdir edilen Şehzadebaşında Fevziye mahallesinin tramvay caddesinde eaki iki mükerrer ve beş defa iki mükerrer yeni doksan bir, doksan üç ve doksan beş ve dok- san yedi numaralarla mürakkam tram- vay caddesine nazır maabahçe kârgir konak ile altında üç bap dükkânın ve Fevziye caddesinde maa bahçe kârgir ahır ve arabâlığın tamamı 17/96 tamamı doksan altı hisse itibarile on yedi his« sesi ve yine tamamına altı bin beşyüz altmış iki lira kıymet takdir edilen $ Fevziye caddesinde eski dört ve yeni on dört ve on altı numaralı maa bahçe ahşap konazın keza doksan altı hissede . on yedi hissesi açık artırmıya vazedil- miş olup 21-8-933 tarihinde şartname- leri divanhaneye talik edilerek 13-9-938 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 den 16 ya kadar İst. Dördüncü icra dairesinde satılacaktır. Gerek tramvay caddesindeki yeni doksan bir ve dok- san üç ve doksan beş ve doksan yedi nümaralı gayrimenkulün on yedi hisse- gile ve gerekse Fevziye caddesinde yeni on dört ve on alti numaralı ahşap konağın mezkür on yedi hissesine be- şer yüz lira bedel ile müşteri talip çık- mıştır bukerre artırma ikincidir hisse- lere isabet eden muhammen kıymetle- rinin yüzde yetmiş beşi bulduğu takdirde en son artırana ihalei katiyyeleri yapı- lacaktır. Yüzde yetmiş beşlerini bulma- dığı takdirde ihaleden sarfınazar edile- cektir. Artırmalara iştirak için hisselere isabet eden muhammen kıymetin yüzde yedi buçuk teminat akçesi “alınır. ve müterakim vergi ve belediye ve vakıf icareleri müşteriye aittir. arı tapu sicillerile sabit olmiyan ipotekli alacak- hlar ile diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı' sahiplerinin ve hususile faiz ve masrafa dair olan iddialarının ilân tari- hinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müzsbitelerile bildirmeleri lâzımdır aksi halde haklari tapu sicillerile sabit ölmi- yanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar alâkadarların işbu maddei kanuniye ahkâmına göre hareket etme- leri ve daha fazla malümat almak is- teyenlerin 931/21 dosya numarasile memuriyetimize — müracaatleri — ilân olunur. (6409) x YERE N — Kocaeli İcra Dalresinden: Salim Beye — borçlu Mehmet Beyin borcundan ipotekli olan İzmitin kozlük mahallesinde hududü malüm 600 altı yüz lira kıymetli bir bap simitçi fırı- nnn 18-9-933 tarihine müsadif pe- zartesi günü saat 14-16 ya kadar açık arttırma ile satılacaktır: Yevmi mez- kürde tahmin ödilen kıymetin 96 de yetmiş beşi bülmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şar- tile arttırma İ5 gün daha temdit on beşinci gün ayni saattâ en çok arttira- nın teklifi yüzde yetmiş beşi bulduğu halde ihalesi icra aksi takdirde satış geri bırakılır ve arttıranlar teahhhüt- lerinden kurtulur. Bu baptaki arttırma şartnamesi 8-9-933 tarihinden itibaraen herkes tarafından — görülebilmek için ieçra dairesinde açık bulundurulur: "Mezkür gayri menkul üzerinde bir hak iddia edenler hususile masarif ve faize dair olan iddiaları evrakı müsbi- telerile yirmi gün içinde icra dairesine bildirmeleri aksi halde hakları * tapu sicilile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç — bulunacakları “ve fazla malümat almak istiyenlerin icra dairesine müracaatları V6 taliple- rin tayin edilen günde dipozitoları ile beraber icra dairesinde bulunmaları ilân olunur. . (6417) Adılığ tapu #sicil muhafızlığındası Kı- nahadada Muradiye — mahallesinde Macar sokağında kâin Serpuhi hamım veresesinin tapuya tescilini tatedikleri 27 No, lu bah- çeli evin mülkiyetl hakkında tahkikat ya- pılmak Üzere ağustos ayının 24 Ünecü per- şembe günü saat (4 te mahalline mamur gönderileceğinden bu evde banlm hakkım var deyenlerin elindeki vesikasile beraber idaremize veyahut tayin edilen günde ye- rine gelecek olan memura müracaat eyle- meleri bildirilir. (6413) Zayli — Bandırma askerlik şube- sinden almış olduğum tezkeremi zayi ettim yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. j Bandırma Erdek kazasımın Halit paşa mâahallesinden Arnavut oğullarından Rıfat 3822 doğumlu ' Varda ”0 FAŞ A F KU Talakasi ALAN L DA 45 * Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: