16 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kağr BKT T Fi « İ Fiye DT ’A,'_'b"A* K ee oi 8 Sayfa “SON FPOSTA A!ı—ı“ GÜL HANİM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında manıaım> Yazan: Ömer Rıza ; Hacı Mehmet Kıbrısa ÇCıkmış Ve Orada Ortadan Kaybolmuştu Kıbrıs imperatoru — hergün gemiye ancak bir günlük su ve ryeceln gönderiyordu, İmperator sok, kumandan Haydar Beyin, Nikosyaya kadar giderek ona hürmet etmesini istemekte idi. Yoksa gemiye yol için erzak ve su — vermiyecekti. Haydar Bey gitmek istemiyordu. Çünkü bu davette esrarengiz birşey vardı. Belki bu davet kurulmuş bir tu- zaktı. Halbuki Limazolden ha- reket için erzak tedariki zaruri idi. Gül Hanım sordu: — Zaloğlu Rüstem bey bu meseleyi halledemez mi? Haydar Bey cevap verdi: — Hiç şüphesiz halledebilir. Fakat halledemiyeceğine yemin ediyor! Günler geçiyor, sıcaktan “mdeta eriyorlardı. Hele bekle- mekten bıkmışlardı. Gemideki- lerden birçokları Kıbrıs humma- sına içlerinden ikisi de bu yüzden öl- müşlerdi. Ara sıra şehirden bir takım zabitler geliyor, ve kuman- dan Haydar Beyin imparatoru ziyaret etmesi lüzumundan bahse- diyor, sonra çıkıp gidiyorlardı. Çünkü Haydar Bey, bu teklifi reddettikten başka Gül Hanr- mım müuhafazasına — fazla itina gösteriyordu. Geceleri, geminin etrafında bir takım kayıkların dolaşması, Haydar Beyin gözlerini dört aç- mıştı. Sonra gündüzleri de sahil boyunca bir takım adamlar dola- şıyor, ve gemiye karşı yürümek istiyormuş gibi hareketlerde bu- hunuyorlardı. A Haydar Bey, gemideki bütün — adamlarını, tepeden tırnağa ka- geliyor ve bunları gemiye yanaşmaktan korkuyor- | lardı. Haydar Beyin tahammülü son dereceye varmıştı. onun için ilk fırsatta harekete geçmiye karar verdi. Bir sabah Zaloğlu şehirden geri dönmüştü. Yanında Kıbrıs ulularından birçokları vardı. Bun- lar, Haydar Beyle konuşmak ve uyuşmak için gelmişlerdi. Söz evvelâ Haydar Beyin imparatoru mutlaka ziyaret etmesi icap etti- | ğinden açıldı. Sonra iş tehdide vardı. Haydar Bey aldırmadı sonra birdenbire emretti: — Zaloğlu Rüstem Bey! De- nizcilere söyle, derhal açılsınlar| Zaloğlu itiraz etti: — Fakat yiyecek yemek, içe- ecek suyumuz yok! — Zarar yok! Burada hum- — madan mahvolacağımıza — deniz — yüzünde açlıktan, — susuzluktan gebeririz, Sonra bize ne olursa bu Kıbrısh asılzadelere de - olur. Haydi, demiri aldır, yelkenleri aç ve yürü! Yoksa sen bilirsin! Seni de, onlam da haklarım! Zaloğlu kızdı, köpürdü. Fakat Haydar Bey dinlemedi. Bilâkis — Kıbrıslı eşrafa dönerek son söz- — derini söyledi: — — Ya bu gemiye lazım aS , S tutularak — hastalanmışlar, | erzak ve suyu temin edersiniz, yahut sizi de alır götürürüm. Kıbrıislılar birden yalvardılar: — Müsaade edin, sahile çıka- lım, istediğinizi gönderelim! Haydar Bey: — Hayır! dedi, öyle olmaz. Erzak gelinciye kadar burada kalacaksınız! ' Bunun üzerine — imparatorun yakinlerinden olduğunu söyliyen eşraftan biri sahile bir mektup gönderdi ve erzak, su gönderil- mediği takdirde öldürüleceklerini anlattı. Çok geçmeden geminin bütün ihtiyaçları temin olundu, Haydar Bey de esirlerini bıraktı ve gemi hareket etti. Geminin hareketinden sonra Gül Hanım dikat etti. Hacı Meh- met ortada yoktu. Gül, mülâha- zasımı, Haydar Beye naklettiği için o da tahkikat yaptı. Zaloğ- İunun anlatışma göre Hacı Meh- met, geminin Kıbrısa vardığı gün sahile çılrmış ve kaybolmuştu. Hiçbir kimse de onun encamı hakkında birşey bilmiyordu. Hay- dar Bey, bu adamın, Hanım onun yüzünü görmediğin- den sevinmişti. Kıbrıstan hareketlerinden bir gün geçti. Her yaz mevsiminde olduğu gibi Suriye denizi, sakindi, o kadar ki gemi yerinden kımıl- damıyordu. Bu sükünet sekiz gün devam etti. Gemi pek yavaşlan- mıştı. Hepsi de, yağ gibi bir de- nize bakıp durmaktan usanmış- lardı. Nihayet bu süküneti bir hareket takip etti. Bu hareket arttıkça arttı. Müthiş bir kasırga, ortalığı kasıp kavuruyordu. Ka- sükünet bulduktan sonra uzaklar- da bir dağ gördüler. Zaloğlu da sordu : — Bunlar Antakye civarında- ki dağlar mı? Zaloğlu : — Hayır! dedi, bunlar Lar- kiye ile Cebele arasmdaki dağ- lardır. Fakat buralarda güzel bir liman vardır. Oraya uğrar ve dinleniriz. Haydar Bey anlıyamadı: — Cebeleye yakın olan liman, firenklerin elindedir. Oraya uğra- mak işimize gelmez | Zaloğlu kızdı: — Öyle ise gı—.En! Gemiyi siz idare edin! Haydar Bey etrafına bakındı. Dalgalar sertti. Onun için Zaloğ- kuna: — Ne yaparsan yap! dedi. Ortalık kararmıştı. Geminin ışığı sayesinde sahili görüyor, ve yanaşmıya çalışıyorlardı. Geminin bütün yelkenleri indirilmişti. Geceyi, sallana sallana geçir- diler. Geminin en kabadayı deniz- cisi bile yere düşmüş, hepsi de kmana girmek için aydınlık bek- lemiye başlamışlardı. Bir aralık Zaloğlu, geminin direklerinden birine bir fener / yükseltdi ves — | k 4 ü L Ü kaybolup | | gitmesinden memnun olmuş, Gül — Korkmayın! — Kurtulduk! Dedi. Denizin sertliği geçiyor yahut gemi sakin bir suya ulaşıyordu. Dikkat ettiler. Bir nehrin ağzına girmişlerdi. Kaıyıların iki tarafı da çalılıklar içinde idi. Zaloğlu bağırdı: — Demiri atın! * Sonra bütün gemidekilere is- tirahat emri verdi. Dünkü tehlike geçmişti. Yorgunluktan yere se- rilmiyen yoktu. Yalnız Gül Hanım uyumadı, Yerinden kalkarak kamarasının kapısına gitti ve etrafı seyretti. Gün doğmak üzere idi. Dağları zarif bir pembelik sarmış, sahilin her tarafını ince bir sis kaplamış- tı. Etrafta hiç bir şehir, veya bir köy yoktu. Demek ki burası metrük bir yerdi. Gül Hanım etrafına bakınırken bir takım ka- yıkların gemiye yaklaştığını duy- du. Merak etti. Bu metrük yerde kayıkların ne işi olabilirdi?. Onun — güverteye doğru bakmasile Zaloğlunu gör- mesi ve vaziyetten şüphe etmesi bir oldu. ( Arkası var ) —— RADYO — (6 Ağustos Çarşamba İstanbul — 18 Gramofon: Plâk neş- riyatı, 19 Cennet H,, 19.45 Hazım B. T. karagöz, 2030 udı Selâhattin B. ve | Nobar EL. refakatile Hamiyet H., 21.80 ajansı, borsa haberi, saat ayarı, Ankara — 1230 —Gramofon, 18 salon orkesatrası, - 19 dans musikisi, 20.15 ajans haberleri, Varşova — 21 Tagannili konser, 22.15 hafif musiki, 23 dans muzsikisi, 23.45 dans mnsikisi, Peşte — 21115 — Sözler, 23,15 ha- berler müteakıben sigan ııımhsı, 24.35 radyo orkestrası. Viyana — 20.20 Karışık danslar, 29145 zamana nit sözler, haberler, 22,45 genfonik konser. Milâno - Torino - Floransa 20,45 Plâk, 21,05 haberler, 21,85 Leo Fallin eserlerinden ismi bildiril- miyen bir operet temsili, Prag — 21 Köylü bandosu, 2145 atelyeden naklen bir temsil, 22 radyo orkestrası. Bükreş — 18 Hafif musiki, ha- berler, 14 kur konseri, 18 Romen musikisi, 21.05 keman konseri, 2150 piyano — konasri, — 22.20 — viyolonsel koönseri. 17 Ağustos Perşembe — Varşova — 21 Akşam — koönseri (orkestra ile), 23 dans musikisi, ) Peşte — 21.10 Sigan musikisi, 22.35 opera takımı tarafından könser, 23.35 son haberler, plâk, 2435 caz. Viyana — 20 Beethöven'in eser- lerinden senfonik konser, 21.3ö balta- | nın haberleri, — 22.20 plâk S_ meşhur eserlerden ), 22.40 Salzburg'dan “Fa- ust hava müsait olmadığı takdirde ha- fif musiki. Milâno Torino - Floransa 92120 Mozartın “Donjuan,, operası. || Prag — 21 “Tomy evleniyor,, isimli operet, 23,15 salon arkeatrası, Bükreş — 18 Haberler, plâk, 14 hafif —amusiki, 18 caz, 19 haberler, 20.20 — hafif musiki, 21,06 Polonya gecesi, Lehlilerin aserlerinden konser, 22.20 devamı. Hdi bi ükl a Ankarada Yüzme Birincilikleri Ankara Gücünden Ab- dullah B. Birinci Geldi Ankara, (Hüsusi) — Bü cuma Gazi çiftliğindeki Karadeniz ha- vuzunda Ankara mıntakası yüz- me birinciliklerine başlandı. Ya- rış mahalli büyük bir meraklı kütlesi ile çevrilmişti. Yarışları mıntaka heyeti ile Türkiye id- man cemiyetleri ittifakı umumi merkezi reisi AÂziz Bey idare etmiştir. Müsabakaya giren ku- lüpler arasında en ziyade derece alan Ankara Gücü oldu. Teknik derecelerini yazıyorum: 100 metre serbest: Birinci: Abdullah B. Ankara Gücünden 1-33-6/10. İkinci: Faik B. Altınor- dudan 1-39-5/10. 200 metre kurba- ğalama: Bu müsabakaya iki mü- sabık “ştirak etmiştir. Fakat ha- talı yüzdüklerinden her ikisi de | - diskalifye edilmişlerdir. 400 metre serbest: Birinci Ab- dullah Bey Ankara Gücünden 2-57-210, ikinci: Faik B. Altınor- dudan 8-13-4/10. 100 metre sirtüstü: Birinci ÂAzmi Bey, —Gençlerbirliğinden 2-16-9/10. İkinci: Hâmi B., Genç- lerbır!ıgınden 2—2ı-3/10 Ankara Gücünden Bödullak B. Ağabeyisi ile birlikte 1500 metre serbest: Birinci: Abdullah Bey Ankara Gücünden 35-50-5/10 İkinci: Yavuz — Bey Gençler Birliği, 38-15 Müsabakalarda — derece alan yüzücülerimiz İstanbula giderek oradaki yarışlara da iştirak ede- eeklerdir Heryonun Seyahatine Avrupada Çok Ehemmiyet Verildi ( Baştarafı 1 inci saAâfada ) teakiben — (Moskova) yı — zıyaret edeceği cihetle seyahatının ameli fayda sahası bundan ibaret kal- mıyacaktır. Fransanın * son za- | manlarda, İtalya ile dost bir si- yaset takip etmesi, Türkiye mu- allakta bulunan bütün — mese- lelerini — bitirmesi, — diğer — ta- raftan da Almanya hâdiseleri | do'ayısile Rusyaya temayül etmiye gramofon: Piâk meşriyatı, 22 Anadolu | başlaması dünya siyasetinde na- zarıdikkati ehemmiyetle celbeden bir hâdisedir. Eğer M. (He- riyo ) bu seyahatleri esnasında esasen açılmış olan yolu daha zi- yade genişletecek zeminleri hazır- hyabilirse dünyanın yepyeni bir siyaset devri karşısında kalması çok mümkündür. a * M. Heriyo Geliyor Yapılan tahmine göre M. (He- riyo dün'akşam Sofyadan hareket edecek ve bu sabah İstanbulda bulunacaktı. Halbuki sabık Fran- sız Başvekili Bulgaristanın dahili hetle bu defa deniz yolundan gelmek istemiştir. Binaenaleyh bu- raya varışı l:ı ve belkide iki gün * Hariciye Vekiletimizle Kalemi Mahsus Müdürü dün akşam Fransız devlet adamını karşılamak üzere Varnaya hareket etmiştir. M. Heriyo ile birlikte dönecektir. Ankara Ziyaretleri M. Heriyo şehrimize gelir gelmez d Ankaraya gide- cek ve o gün misafirimiz olacaktır. M. Heriyo müteakıben Başvekil Paşa ile ve Tevfik Rüştü Bey ile birlikte dönecek ve Yalovaya giderek Gazi Hz. ne arzıtazimat edecek, sonra iki gün de İstanbulda kalacaktır. Haydutlar danKurtulmak MümkünDeği) ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Burada haydutlar, hükümet fevkinde bir idare kurmuşlardır. Bütün milyonerler, bankerler ve iş adamları daimi surette onların tehdidi altında yaşarlar. Gün geçmez ki, bir bankerin kızı, bir milyarderin oğlu, bir fabrika sa- hibinin karısı haydutlar tarafın- dan dağa kıldmlıııııı!, Dılll okadar ileriye hükümet ve zabıta kuvveti oıılaı' ıçın bir alay mevzuundan başka bir şey değildir. M. Ruzvelt bu hamlesinde acaba muvaffak olacak mıdır? Amerikayı yakından tanıyan- lar bu suale tereddütle: 5 — Evet! “ Demektedirler. ALENİ TEŞEKKÜR Sevgili valdemizin vefatı do- layısile cenaze merasimine ve te- essürlerimize iştirak eden zevatı kirama ayrı ayrı teşekküre tees- sürlerimiz mani olduğundan lüt- fen muhterem gazetenizin tavas- sutunu rica ederiz. Kerimeleri: Prenses Nazlı ve Rukiye Halim. — (6129) Galatasaray Yerli YEDİKULE GAZ dairesini ziyaret ediniz. KOK KÖMÜRÜ katrandan çıkarılan maddeler. aaaas (6264) Mallar Sergisindeki ŞiRKETİNİN amlyezaaim ae ee atanı - li aef zieai ü üa —a a ae aa S aa

Bu sayıdan diğer sayfalar: