'i B . aai Tn O Ülala * ) ” BÜ : ü - & İ . e geç t İ v ÜR p Ü İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Nasıl doğda?,, Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.: Ha Herkes, Hü Şey Yapamıyor, Buna binaen bir taraftan Zaptiye nezaretindeki — şüpheli unsurlar temizlenirken; diğer taraftan da polis ve jandarmaların Üniforma- ları değiştirildi. Bununla, zabıta- nın mazideki çirkin hatıratı di- mağlardan silinmek istenildi. Fakat.. ne, zabıtada yapılan bu aslahat, sükün ve asayişi temin edebiliyor.. ve ne de, Kâ- mil Paşa ve arkadaşlarının dev- let dairelerinde sarfettikleri kud- ret ve mesai, halkı memnun ede- biliyordu. Efkârı umumiye, coş- kunlük ve — şımarıklığı — elden bırakmıyor, aklı eren ve ermiyen- ler, önüne gelen yerde: — Efendim, hükümet batıyor.. Babıâli bir şey yapamıyor. Diye bağırıyorlardı... Memle- ketin en münevver zümresi de bu cereyana kapılmıştı. Babiâli- den mucize bekliyenlerin arasın- da, birçok mütefekkirler de var- dı. Murat Bey (Mizan) da, Ali Kemal Bey (İkdam) da - açıktan açığa muhalefete başlamışlardı. Sarıklılar. ve ağırbaşlır memurlar Murat Beyin neşriyatını ehemmi- yetle takip ediyor, genç ve mü- nevver zümrenin bir kısmı ile yüksek mektep talebeleri, Ali Kemal Beye taraftar görünüyor- lardı... İstanbulda, (Tanin) ve (Şürayı Ümmet) gazeteleri, bu neşriyata sükün ve itidal ile ce- vap verirlerken, Selânikte intişar eden (İttihat ve Terakki), Ma- mastırda çıkan (Neyyiri Hakikat) gazeteleri küplere — biniyorlar.. Komitecilik ruhundan doğan bir pervasızlıkla, Murat ve Ali Ke- mal beyleri vatana ihanetle itham ediyorlardı. Merkezi umumi, İstanbul efkâr ve hissiyatının kolay kolay sükün bulmıyacağını anlayınca bazı ihti- yatkârane tedbirler almıya karar verdi, Halk arasında bir propa- ganda yapmak ve cemiyetin gizli kuvvetinden bahsederek kalplere bir korku salmak için bazı kim- seleri İstanbula gönderdi. Bunlar, kahvelerde, gazinolarda, biraha- nelerde muhtelif vesileler icat ederek halkla temas ediyorlar; ctemiyetin ruhunu rencide etmiye teşebbüs edenlerin affedilemiye- ceğini söyliyorlar; bugün süküt eden cemiyetin, bir anda ortalığı. kana boyayarak muhaliflerinden intikam — alabileceğini herkesin kafasına yerleştirmiye çalışıyor- lardı Merkezi üumümi ile rekabet sevdasından vazgeçmiyen Manastır heyeti merkeziyesi, İstanbulda merkezi umumi namına çalışan murahhaslar arasında kendi aza- larından birinin de bulunmasını İstemiş; bu vazifeyi ifa etmek üzere Manastır heyeti merkeziyesi azasından erkâmharp Binbaşısı Remzi Bey İstanbula gönderil- | mişti. Remzi Bey İstanbula gel- diği zaman, hilâfete ve padişaha karşı büyük bir hürmet ve mer- butiyet hislerile mütehassis olduğu gibi; inkılâbın ihtiva ettiği ruh dahilinde, hükümet ve milletin selâmetini temine çalışan Kâmil Paşa kabinesine de azami dere- &i İyk'B Wi D ıı.î.ıi—*î. L0 ietek SA a c M Zaptiye nazırı Faruk? zade Sami Paşa cede müzaheret gösterilmesi fik- rile mücehhezdi. Nitekim, bu maksatla Sadrazam Kâmil Paşayı ziyaret etmek istedi. Bahaettin Şakir Beyle beraber Kâmil Pa- şanın yalısına gitti. Lâkin, Kâmil Paşa tarafından soğuk bir şe- kilde kabul edildi. Kâmil Paşa, daha hâlâ cemi- yet erkânını pek hafif buluyor; cihanşümul şöhretinin, şahsına te- min ettiği kudret ve mevkiü, he- nüz pek genç ve tecrübesiz olan birkaç komiteci zabit ve sivilin eline teslim etmek istemiyordu. Buna binaendir ki, Kâmil Paşa cemiyetin bu en yüksek iki şah- siyetini, büyük bir terbiye ve ne- zaktle kabul etmekle beraber, ne ağzını açmış onlara bir tek söz söylemiş ve ne de, -onların söy- | lemek istediği sözleri dinlemişti. Cemiyet erkâmı, Kâmil Paşa- nın bu vaziyetindeki manayı his etmiyor değillerdi. Lâkin, o ara- lık bu zata olan ihtiyacı takdir ediyorlar; gerek dahilen — ve gerek haricen efkârı 'ümumiyede mühim bir yer tutmuş olan Kâmil Paşayı şimdilik elde tuta- rak yeni bir buhrana — meydan vermek istemiyorlardı. Muhalifler de Kâmil Paşaya karşı ayni hislerle *mütehassis ol- makla beraber, cemiyetin hükü- mete karşı iİcra ettiği tesir ve nüfuzu ellerinde bir silâh gibi kullanıyorlar.. nezaretlerde yapı- lan tensikatın, ve bir türlü ta- karrür edemiyen ıslahatın bütün mes'uliyetini cemiyete yükletmi- ye çalışıyorlar.. muhalefeti arttır- — dıkça arttırıyorlardı. Bu sırada, ikinci fırkaya men- sup askerlerin, meşrutiyete sada- kat hakkında yemin etmedikleri- ne dair bazı sözler deveran etmi- ye başlamış, bu da bazı unsurları | şımartmıştı... Merkezi umumi, İs- tanbul vaziyetini artık endişeli nazarlarla takip ediyor ve ledelicap İstanbulda bir kuvvet bulundurmıya lüzum görüyordu. Cereyan eden müzakere neticesinde, Manastır- da bulunan üçüncü avcı taburu- nun İstanbula gönderilmesine ka- rar verildi ve bu tabur, Manas- tırdan derhal hareket ederek Selânik tarikile denizden İstan- bula gönderilirken, “tabur - muva- cehesinde Üçüncü Ordu Kuman- danı Mahmut Şevket Paşa tarâ- findan bir nutuk — verildi. Bu nutukta: _ ' — İııt_anbuldald vazifeniz, pek kümet Batıyor, Babiâli Bir Diye Bağırıyordu mühimdir. Bunu, şimdiden düşü- nün, Ve ona göre vatanın ma- ruz kalabileceği tehlikeleri göz önünde bulundurun... Siz, sadece bir asker değil, ayni zamanda, nigehbânı hürriyetsiniz. Denilmiş.. Ve bu suretle de, bu askerlere, bütün orduların askerlerinden — büsbütün başka bir imtiyaz verilmişti. (Nigehbânı hürriyet ) taburunu hamil olan vapurlar İstanbula gelerek Galata rıhtımına yanaş- tıkları zaman, İstanbul halkı ta- rafından büyük bir alâka ve hararetle karşılanmışlardı. Meşru- tiyetin istihsali için birçok feda- kârlıklara göğüs |geren.. 10 tem- muz 324 günü, Güricede yüz bir pare top atarak Meşrutiyeti ilân eden kuvvetlerin en ön safına geçen bu askerler, ayni zamanda kalplere de bir heybet ve haşyet vermişti. Senelerdenberi kızgın güneşler altında yanan tunç gibi çehreleri, haki elbiseleri, talim ve terbiyeden makineleşmiş hareketlerile İstanbul — halkının hayret ve takdirini uyandıran tabur — Galata — ve Beyoğlu caddelerinden geçerken alkışlar kopuyor. fazla | ( Arkası var ) SÖON POSTA B *lıtıubğılg 15 -8- 1933 ——— Paralar ( BSatiş ) kuruş !!a ? faterlin 700,00 | 80 kuron I dolar 158,00 | | şilin Avus 25,00 20 ör. Franaın — 171,00| — 1 pezeta 17,50 20 İiret 22 —| | Marke 51,0) 20 fr. Belçika — 118,00| — 1 eloti ail0e 20 dralml 15,00| 1 Pengd S0 — 20 dr. İsviçre — BZ,— | 20 ley 23,00 20 lova 26,00 | ZÜ dinar Büçem 1 florla: b5,— ı Çoıvm' - Çaklar Londra — 699,75 Prag 15,9335 Nev - yörk (,63 Viyana 4,28 PFarla 12,06 Madrit £665 - | Billicadi 2, 8715 | Varşova - — 4,223 Atinüa ' BAD Peşta 3,67375 Cenevra 1,4475 | Bükreaş 80,18 Bofya 67,71 Bölgrat 34,5975 Amsterdam — L17 Mossova 1088,23 Hlisse Senetleri Lira , Lira k(Nama) 950 |Anado'a 6 100V. 37,50. 'İBI: (Na 90 Şark D, Y. .'“î:ıl 0'_'!“1' Bankı. 3;’;; Üsküdar su 11,00 SO ea Haylre YA Ve z1,5) Haliç 0,90 Havagasl .— Anadolu W6G0V: Zöslü | Valefan 1500 » *i0 P." 23,25 | Bömanatl 21,00 Esham va Tahvlilât Lira Lira 1993 ikramiyoli 05,25 | Reji 3,60 ahili 53,50 :ır;ıı ÖUT Düyunu Mu. Ü%.g şliku!'—ı! v FNL hı. a PK 0125 | Elektrik — * .1:“_ BORSA HARİCI Tahvilât - Meskükât .ı_'l_rı- Lira Türk Altım — 92260 | (Reşat) M İng * 10,55 | (Vahlit) l%ü F * 853 | İnce beşibirlik. alıa Ruts « ;:':; ıClıılııq,.. ) h.u aeaa c Aa (Hamit) acısalı w, J) bankaot (O B.) 266 | (Reşat) : Dev Kalın beşibirlik altın | (y) — "e ğ Oümhuriyoti — 4025 | Müsir Kr.Fo, 1888 163.50 VAmiz) 46,23 | » a e İWVUS Oüüvü () Yıldız İşaratiller buğlm muamüle gürmemletir. _ 'î—*l“Vlerzifoı*ı :Yollünda Adi Bir Soygun İki Kişi Maruf Bir Esnafı Soydular, Fakat Tutuldular Merzifon, (Hususi) — 30 se- nedenberi Lâdikle Merzifon ara- sında çapula (yemeni) ticareti ya- pan Dede zade Talip — Ef.nin başından geçen gün müessif bir vak'a geçmiştir. Talip Ef. geçen gün yine Lâdikten Merzifona ge- lirken saat 18 - 19 sularında Belvar köyüne yakın Çavundur mahallinde Bahri ve Yusuf is- minde iki adama rast geliyor. Bunlar, kendilerine jandarma sü- sü veriyorlar. İçlerinden Bahri nereye gittiğini ve kim olduğunu soruyor. Verilen cevap şudur: — Ben Merzifondan Dede zade Talibim. Lâdikten geli- yorum. . ' — Biz senin o adam olduğu- nu ne bilelim; ya kaçakçı isen? Ve Talip Efendiyi atından aşağı indiriyor. Belvar muhtarına tes- lim eedeceğini söyleyerek Belvara gidecek yolun alt tarafındaki dere içine doğru sapıyorlar. Ora- da altın üÜzerindeki heybe ve Talip Efendinin Üüzeri aranıyor. | Heybede verdiği çapulaların be- deline- mukabil aldığı (5) kilo bir çakmak birjzenit saatı ile Ti- caret odasından alınmış6000liralık kredi kâğıdı bulunuyor. Bahri bunları alıyor ve ata biniyor köy yoluna doğru üçü beraber yörüyorlar. Nihayet — Belvara geldikleri zaman muhtar İsmail Ef., oğlu Sadık ve mahalle bek- çisi çağrılıyor. Bunların huzurun- da Bahri diyor ki: — Bu bherif sigara kaçırıyor- muş. Yakaladık biz gelinceye kadar hıfzedin, 1 Halbuki İsmail Ef, Talip Efen- diyi tanımaktadır. Lehinde ta- vassutta bulunuyor ve nihayet 20 Jlira vermesi esası Üzerinde anlaşılıyor. Bir köylü Talip Efen- diyi Mustafa —Efendinin evine gönderiyor. Biçare adam gece uykudan uyandırılarak — parala ” alınıyor, Bahriye veriliyor ve T- lip Efendi de serbestisine kavu- şuyor. Mahalli jandarma kumadanının meseleye vazıyet etmesi Üzerine mücrimler meydana çıkarılmış, para ve eşya geri alınarak sa- —— ——— Resminizi Bize Gönderiniz, inhisar köylü sigarası paketleri, | hibine verilmiştir. — Çağatay — — — ——— H ZN -. .. he 7 LA LA GĞ ToaE ei ı?—q——.-_&m:l—_". AT ASN * “Hğa Size Tabiatinizi Sgyliyelim 2 Marika Yorgiyado H.: Güler kıcı - değildir, giydiklerini | kendisine yar — kıştırır. Süsü sever ve moda cereyııııınn; tabi olmak ister, sıkıntıya ve sıkıntılı. işlere ge- lemez. , Bi 1V Pekisehir'de Bursali Şaban Ef. H gee F kısmen mağ- rurdur, tahak- — küme, ağır sö- ze — gelemez, kendi sözünün | geçmesini is- ter. Zevahire | bukkızar. Ma- haza: İğbıra- rı sade ve devamsızdır. Medih, "takdir ve teşçiden hoşlanır. Su- reti umumiyede gözü pek — ve .t.khl'o : S) 4 Nahide H. (İstanbul): (Fotop- rafının dercini istemiyor.) Az söy- ler, çok dinler daha ziyade mah- zun birtavır takınır ve kederle- rini gizler, hususiyetlerine güç- | kapılabilir. Ça-| lükle nüfuz edilebilir. Muhatabı- na itimat telkin edebilir. Resminizi kupon ile ı:önderiniz. Kupon diğer sayfamızdadır. 11 zmir'de Şetika H.: Sevgi bah- , ameleye karşı hazimkâr dav- ranmaz daha ziyade muka- . — <. 4 beleye tema- yül eder. Çabuk kızar, asebi ve hırçın olur. Gelişi güzel geçin- mekte müşkülpesent olur. 3 Recai B.: Zeki ve hassastır. Bu- de nazarı dik- Mesaisinde in- üzam kuyuda- tına riayetkâr- dır. Cesarete mütevakkıf tehlikeli ve mesuliyetli iş- lere girişmez, zarardan, tenkitten, endişe eder. Muvaffakıyetlerini, elem ve neş'esini belli eger. Fül ve hareketleri kapalı değildir. Sureti umumiyede acül davranır. he ) 87 İhsan H, (Talebe); (Fotoğra- finin dercini istemiyor.) İntizam- perverdir. ÂAz konuşur, çok din- ler, arkadaşlarile geçimsizlik yap- maz, nadiren güler ve neş'elenir. Desrlerini ihmal etmez, tektir ve mes'uliyetten fazla hiçap duyar. Selçuk Kız San'at Mektebi Müdürlüğünden: Yeni ve eski Talebenin kaydı: 20/8/1933 — 1/9/1933 | İlkkmal ve kabul imtihanları Derslerin başlaması : 1/9/1933 — 10/9/1933 : 11/9/1933 9/9/1933 den itibaren Elbise, Çamaşır, Şapka ve Nakış atö- yeleri gayet müsait şerait ile sipariş kabulüne başlıyacaktır. (4066) Fi AM ö < Te n K M A kati celbeder, - A