Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
YKT ; Ü- ö d Naf LT TARÜDRRİMA BŞ İ Bigada Evlenme Merasimi Nasıl Yapılır ? Biga (Hususi) — Burada ya- pılan evlenme merasiminin ken- dine mahsus birçok hususiyetleri vardır. İki taraf, düğün haftasını aralarında kararlaştırdıktan sonra okuyucu denilen bir davetçi konu komşuyu gelin hamamına, kına gecesine, hamam — eğlencesine davet eder. Düğün haftası içindeki salı âünü kız ve erkek tarafının avetlileri hamama — giderler, fakat — yıkanınazlar. Hamamiın soğukluğundaki şadırvanın etra- fına sandalyeler sıralanır. Def, dümbelek çalan bir çengi oyun havaları çalar ve olanca zinet ve ihtişam asım takımlarını ve en ağır elbiselerini giyip süslenen hanımlar akşama kadar orada ahenk edip cümbüşlenirler. — Gelinin ve damadın birer “ sağdıç , ları vardır. Buna ah- retlik dahi derler. Sağdfı:lar bu Şlenti günü hayli masrafa duçar :gırlar. güGel.iıı, sırasile — bütün davetli hanımlarla oyuna kalkar. Davetliler, gelin oynarken başın- dan para serper ve çalgıcı ka- dınları da bahşişlere garkeder. Bu bahşişler adeta müsabakaya çıkılmış gibi hararetli olur. Mu- tedil davrananlar bile o gün bir- | kaç İiradan çıkarlar. Hamamını bu süretle düğün- cülere açan hamamcı, ©o günün kazancımı — düğüncülerden — alır. Bütün masraflar damada aittir. O günün gecesinde de büyü- cek bir evin avlusunda veyahut hanay altında kız evi tarafından davetlilere bir kına gecesi tertip | edili.. Kına gecesine gelenler mutlaka bir hediye ile gelirler. Bu hediyelere dakı tabir olunur. Bunlara saçı da derler. Ortaya çıkan bir hanım saçıları toplamıya başlar ve her saçı veren hanımın ismini yüksek sesle bağırarak: “ Filânca hanımın, gelin hamma bir bakır tenceresi ve Sahanı veya bir lira saçısı vardır,, diye- rek herkese duyurur. Orada yazı bilenlerden birisi de getirilen yazıp tesbit saçıları bir kâğıda eder. Bu muamele, ileride saçı ge- tirenlerin ne gibi bir saçı getir- diklerini anlamak ve onlar da Yaparsa onun aynım gö- türmek suretile mukabelede gu- ve oda lanulmak için lır. Gönderilen yaâ;ı;: takımlarile birlikte oğlan evine irsal olunur, Bundan sonra gece yarılarına | ' bir bakır su aâtılir. Bu da tara- adar çalmak ve oynamak sure- tile keğlentiye devam olunur. €ece yarısından sonra kaız evin- en intihap olunan yirmi otuz genç kız. ve kadın, ellerinde def ve dümbelekler olduğu halde oğlan evinin akrabalarını evlerin- de ziyaret edip birtakım eski | manilerle çalgı çalarak methet- meye başlarlar. Buna da mahalli | ıstılahınca “ öğme ,, tabir olunur. Öğmelere şöyle başlanılır : Koşa koşa geldim size Selân verdim — hepinize Benim güzel, şirin Beyim Başlayorum - methinize ... Bu öğme gezmesinde gelin olacak hanım kız dahi bulunur. Oğlan tarafı da çarşamba â;ünü akşamı delikanlılara — bir na gecesi yapar. davetlileri dahi hallerine göre birer hediye getirirler. Perşembe günü alessabah damat sağdıcı ile amama ve hberbere gider ve eve döne"î"_t gelini bekler. - Ötomobil ile alman gelin, oğlan evine getirilirken davetli banımlar da beraber gelirler, Damat koltuktan ve geline yüz görümlüğü olarak ağırca bir kediye taktıktan sonra birkaç dakika eğlenip çıkar ve sağdıcile “ Bu gectenin | _lMemleket Manzarası| Sapanca Tenezzühleri Rağbtte Sapancalılar Misafirleri Ağırlamak İçin Tedbirler Aldılar, İstanbulla Sa- panca — arasın- daki fevkalade tren — tenzilâtı mühinı bir netice vermiştir. Geçen hafta bin beş yüze yakın bir yolcu kalabalığı vardı. Bu hafta üç misline var- mıştır. İstanbul- dan buraya ka- dar tren yolcu- luğu ayrı bir zevk ve eğlence ile geçer. İzmite kadar tren güzer gâhı körfezin en şirin manzaralari- le bezenmiştir. İzmitten sonra baş- liyan yolculuk, muhiti ve değişen manzaralarile yepyenidir. Sapan- ca, meşhur gölü, ormanlık dağları ve her adımda başka bir güzel- likle değişen bağ ve bahçe ve korularile emsalsiz bir gezinti ve eğlence — yeridir. İnsan koru- luklarında gezerken Evliya Çe- lebinin (Sapanca ormanlarında iz yitirerek kaybolan seyyahlar) kaydım pek mübalâğalı bulmaz. Bu rağbetten sonra Nahiyede yeni yeni faaliyetler başlamıştır. Bahçecikten naklen tayin edilmiş Nahiye Müdürlüğü Sapanca gölü kenarından bir manzara olan Nahiye Müdürü Hakkı Beyi bu faaliyetin başında görürsünüz. Hakkı B. İstasyonda misafirleri karşılamak ve arzu ettikleri ma- hallere götürmek üzere birçok gençleri rehber tayin etmiştir. Ayrıca, Ahmet çavuş bahçesi, Kumbaz, Seyrekbasan gibi Sa- pancanın meşhur eğlence yerle- rini gelenlerin zahmetsizce bula- | bilmeleri için icap eden yerlere tabelâlar astırmıştır. Hakkı Bey ziyaretçilerin neden şikâyet ettik- lerini ve nahiyenin yükselmesi hususunda neler düşündüklerini Bir Şikâyet Kutusu İhdas Etti anlayabilmek için bir kutu ihdas etmiştir. va alışverişi ve sair — hususalta gerek yerli ve larım uğrayacak- ları müşkülât ve yolsuzluklara dair iyi bir müracaat vasıtası — olmak- tadır. Bu giıyabi görüşmeler — bir nevi anket teşkil etmekte ve çok istifadeyi mucip olmaktadır. Yolların daha zi- yade tarılması gezinti yerlerine den caddelerin daha müsait bir. hale konması — düşünül- mektedir. Belediyenin faaliyeti ve Sapancaya gösterilen rağbet g-î. devam ettikçe şüphesizdir ki bu- günkü ehemmiyetinin kat kat fevkine — çıkacaktır. Sapancaya yakın köylerin de kendilerine has güzellikleri, temiz havası ve suları vardır. Velhasıl bu mıntaka | bilhassa yaz devresinin bir te- nezzüh mahallidir. — M, M. Balıkesirde Elektrik Ücretleri 20 Kuruşa İndirildi Balıkesir, (Hususi) — Belediye ile elektirik şirketi arasındaki | kilovat ücreti meselesinden de- vam eden ihtilâf halledilmiştir. Şirketin direktörü Bahıkesire ge- lerek Belediye ile yaptığı müza- kere neticesinde, belediyenin tek- lifi veçhile 1-1-934 tarihinden iti- | baren kilovat — ücretlerinin 25 kuruştan 20 kuruşa indirilmesini kabul etmiştır. M. Kemalpaşada Tayyare Cemiyeti Menfa- atine Hususi Koşu Yapıldı M. Kemalpaşa (Hususi) — Üç kilometre mesafede bulunan ka- zanızın Devecikonağı nahiyesinde ' (Tayyare Cemiyeti menfaatine ) Nahiye Müdürü Süleyman Naci Beyin delâletile ve kaza köylüleri arasında hususi at, tay, merkep ve İnsan koşuları yapılmıştır. Havanın kapalı olmasına rağmen koşularda büyük bir halk kütlesi hazır bulunmuş, birinci ve ikinci gelenlere ikramiyeler verilmiştir. — birlikte ayni otomobil ile gezme-_ | ye gidilir. Gelin arabasının arkasından feynin geçinmeleri su gibi hafif olsun manasını ifade eder. Kol- tuk merasimi esnasında saçılan paraları, orada bulunanlar kapı- şırlar ve bunu bir uğur, bir bereket sayarlar ve keselerinin dibinde saklarlar. O gün ziyaretçilere maruz bırakılan gelin, ertesi gün dahi tekrar süslenerek bütün şehir hanımlarına teşhir olunur. Cuma gecesi kız babası tarafından damada bir tepsi baklava ile kızarmış tavuk gönderilir. Bunlar gelinle güveye aittir. — H. $. Yalvaçta Bir Halkevi Tesisine Çalışılacak Yalvaç, (Hususi) — Vali Fevzi ve Halk Fırkası Reisi Remzi Beyler kazamıza gelmişler, teftiş ve tetkikatta — bulunmuşlardır. Gerek Vali bey gerek fırka reisi kazamızda da bir Halkevi tesisi için teşebbüsat ve yardımda bu- lunacaklarını vadetmişlerdir. Vali beyle fırka reisi şerefine Hima- yei Etfal reisi Hayrünnisa Hanım tarafından bir danslı çay tertip edilmiş, bu ziyafette vali ve fırka - reisi birer nutuk irat etmişlerdir. Emette Musiki Teşekkülü Emet, ( Hususi ) — Halkevi musiki kolu mesaisini İlerletmek- tedir. Gençler haftada beş gün musiki muallimi Cemal Beyin ne- zareti altında talimler yapmakta- dırlar. Yakında faaliyete geçe- ceklerdir. Resimli Memleket Haberleri 1 — İkinci Umumi Müfettiş İbrahim Tali Beyin Trakya mıntakasındaki teftişleri devam etmektedir. İbrahim Tali Bey her gittiği şehir ve kasabada * tezahüratla karşılan- maktadır. Resmimizde İbrahim Tali Bey Kırklarelinde kendisini istikbal edenler arasında görülmektedir. 2— Bursadan bir muallim grupu Yalovaya gitmiştir. Heyete Gemlikte ve Orhangazide büyük bir alâka göste- rilmiş, çay ziyafetleri verilmiş, “Yalovada da kendilerine İi T e a larelini — tettiş büyük otel tahsis edilmiştir. Grupa Bursa Maarif müdürü Fâkir Bey riyaset etmiştir. Resmimizde muallimlerden 3 hanım görülmektedir. 3 — İkinci Umumi Müfettiş İbrahim Tali Bey Kırk- | ettiği zaman talebeleri tarafından bir müsamere verilmiştir. Resmimiz bu müsamerede temsil edilen “ Mes'ul kim,, eserinden bir sahneyi göstermektedir. şerefine Bu kutu mey- | gerek yabancı- toz ve saireden kur- olur ve bizim ortamektep | Münakaşa İkiye Bölünen Tiyatro Nurullah Ata Bir gazetenin verdiği haberc göre Şehir tiyatrosu önümüzdeki sene ikiye ayrılacak, Tepebaşında kalacak olan heyet ciddi eserler, Fransız - tiyatrosunu kiralıyacak olan ikinci kısım ise operetler, vodviller- oynıyacakmış. Tiyatro« nun şimdiki —hâlinden şikâyet edenler bilmem — bu şekilden memnun olacaklar mı? Ben düşündüm ve, doğrusu, bütün arzama rağmen memnun olamadım. Çünkü benim için fena olan şey, Şehir tiyatrosunun ciddi eserlerden ziyade öbürlerine yer vermesi değildir; bütün bir sene içinde yalnız bir tane vodvil bir tane operet oynaması da tahams- | mül edilecek bir şey değildir. Operetin, hattâ vodvilin mu«- hakkak GSanat harici sayılması icap etmez. Musikiden anlıyanlar Cemal Reşit Beyin — eserlerini beğeniyorlar; wodvillerin de çok- gw“hf"ğ erebiliriz ( meselâ Labiche'in ve Feydeau'nunkiler). Zaten Şehir tiyatrosunun oynadığı eserlerden şikâyet ederken yalnız vodvillerini ve operetlerini mevzuu bahis etmiyorduk, bilhassa öbür« lerini, ciddilik süsü altında şifa bulmaz bir manasızlık bayağılık saklıyanları ittiham odiyorduk, Ciddi ve ciddi olmıyan eserler. Bu tabirlerin elbette hiçbir saras«s hati yoktur. Tiyatro, ukalâların iddiası — hilâfına — olarak, — bir «eğlence» yeridir; ancak burada « eğlence » kelimesini en güzel manasında anlamak lâzımdır.'j?nsan | tiyatroya ders almağa, faydalı şey« ler öğrenmeğe değil, eğlenmeğe, vakit geçirmeğe gider. Şu kadar ki . bu eğlence bizim kafamızı zengin- leştirir, fakat bilgimizin kemiye- tini değil, ancak keyfiyetini yük« /| seltir. Tiyatronun ve bütün san- atin bir «eğlence - divertissement» olduğunu unutmak sanat eserle- rini birer ders hâline sokmak tehlikesini doğurur. . Ciddi olmıyan eser derken sadece bu kafayı zenginleştirmek meziyetinden — mahrum olanları kasdediyoruz. Fakat bunlar ope- retler, vodviller arasında olduğu kadar dram, komedia, hatta tragedia isimleri takınanlar içinde de bulunur. Biz Şehir tiyatrosus nun vodvili, opereti atmasını, in« tihap edeceği eserler hususunda müşkülpesentlik göstermesi için istiyorduk. İkiye ayrılıp dram, komediayı bir tarafta, vodvili, opereti başka bir tarafta oyna- ması davayı halletmez. Kıymetli eserler bir tarafta, kıymetsiıler öbür tarafta mı öye panacak? Bu pek garip bir şey , isted.ğimiz yine elde edilmiş olmaz. Çünkü biz Şehir tiyatrosunun kıymetsiz eser- ler oynamasına tahammül edemi- yoruz. Hele bunların kıymetsiz olduğunu kendisi de itiraf ederse iş hakikaten gülünç olur. İsminin de söylediği gibi Şebir tiyatrosu bir ticaret evi sayılamaz. Onun bir gayesi vardır: halkı gü« zel eserle eğlendirmek, yani ona güzel mefhumunu aşılamak, onun zevkini tashih etmek. Şehir tiyatrosunun fenayı, çir« kini, iyi ve güzel sanması, hataya düşmesi böyle «eynisme» gösterip kötüyü, çirkini bile bile yaydığını ilân etmeğe kalmasından elbette iyi idi.