2 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

2 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Bigada Evlenme — Merasimi Nasıl Yapılır ? TçK N BE ö 4 K . | Biga (Hususi) — Burada ya- pılan evlenme merasiminin ken- dine mahsus birçok hususiyetleri vardır. İki taraf, düğün haftasını aralarında kararlaştırdıktan sonra okuyucu denilen bir davetçi konu komşuyu gelin hamamına, kına gecesine, hamam — eğlencesine davet eder. Düğün haftası içindeki salı ü kız ve erkek tarafının vetlileri — hamama üderler, fakat — yıkanmazlar, lamamın soğukluğundaki şadırvanın etra- fina sandalyeler — sıralanır. Def, dümbelek çalan bir çevgi oyun havaları çalar ve olanca zinet ve 'ıhti.pıııbınm takımlarını .“:le en ağır elbiselerini giyip lenen lığımınlır ıkıımpııdıı orada ahenk edip cümbüşlenirler. Gelinin ve damadın *« sağdıç , ları vardır. Buna ah- retlik dahi derler. Sağdıçlar bu lenti günü hayli masrafa duçar :lğuıh.r. Gelin, — sırasile bütün davetli hanımlarla oyuna kalkar. Davetliler, gelin oynarken başın- dan para serper ve çalgıcı ka- dınları da bahşişlere garkeder, Bu bahşişler adeta müsıbakaya çıkılmış gibi hararetli olur. Mu- tedil davrananlar bile o gün bir« kaç Fradan çıkarlar. Hamamiını bu süretle düğün- cülere açan hamamcı, o günün kazanemı — düğüncülerden 'n_lm Bütün masraflar damada aittir. O günün gecesinde de büyü- cek bir evin avlusunda veyahut hanay altında kız evi tarafından davetlilere bir kına gecesi tertip edilir.. Kına gecesine gelenler mutlaka bir hediye ile gelirler. Bu hediyelere dakı tabir olunur. Bunlara saçı da derler. Ortaya çıkan bir hanım saçıları toplamıya başlar ve her saçı veren hanımın ismini yüksek sesle bağırarak: * Filânca hanımın, gelin hamma bir bakır tenceresi ve sahanı veya bir lira saçısı vardır,, diye- nl! herkese duyurur. Orada yazı bilenlerden — birisi de getirilen .d.'uçılın bir kâğıda yazıp tesbit Bu muamele, ileride saçı ge- tirenlerin ne gibi bir saçı getir- diklerini anlamak ve onlar da düğün yaparsa onun aynım törmek süretile mukabelede bu. lanulmak için yapılır. Gönderilen cihaz ve oda takımlarile birlikte oğlan evine lınlB:lıânı:y_ N sonra arılarına kadar çalmak ve g;:ıîık süre- tile eğlentiye devam olunur. €©Cc6 yarısından sonra evin- den intihap olunan yirmi otuz genç kız. ve kadın, ellerinde def ve dümbelekler olduğu halde oğlan evinin akrabalarım evlerin- de ziyaret edip birtakım eski manilerle çalgı çalarak methet- meye başlarlar. Buna da mahalli ıstılahınca “ öğme ,, tabir olunur. Öğmelere şöyle başlanılır : Koşa koşa geldim - size Selâm verdim hepinize Benim gözel, şirin Beyim Başlayorum melhlnbeîg Bu öğme gezmesin olacak hağmm İ(şı dahi bulm::ıîh Oğlan tarafı da çarşamba Enu akşamı delikanlılara bir ma gecesi yapar. Bu gecenin davetlileri dahi hallerine göre birer hediye getirirler. Perşembe nnn alessabah damat sağdıcı ile ma ve berbere gider ve eve dönerek gelini bekler. B Otomobil ile alınan gelin, oğlan evine getirilirken davetli banımlar da beraber gelirler. Damat koltuktan ve geline yüz görümlüğü olarak ağırca bir kediye taktıktan sonra birkaç dakika eğlenip çıkar ve sağdıcile 4 birlikte ayni otomobil ile gezme- İstanbulla Sa- panca — arasın- daki fevkalade tren — tenzilâtı mühinı bir netice vermiştir. Geçen hafta bin beş yüze yakın bir yolcu kalabalığı vardı. Bu hafta Üç misline vars * mıştır. İstanbul- dan buraya ka- dar tren yolcu- loğu ayrı bir zevk ve eğlence ile geçer. İzmite kadar tren güzer gâbı körfezin en şirin manzaralari- le bezenmiştir. İzmitten sonra baş- hyan yolculuk, muhiti ve değişen manzaralarile yepyenidir. Sapan- ca, meşbur gölü, ormanlık dağları ve her adımda başka bir güzel- likle değişen bağ ve bahçe ve korularile emsalsiz bir gezinti ve eğlence — yeridir. İnsan koru- luklarında gezerken Evliya Çe- !€Hnin (Sapanca ormanlarında iz yitirerek kaybolan seyyahılar) kaydımı pek mübalâğalı bulmaz. Bu Tağbetten sonra Nahiyede yeni yeni faaliyetler başlamıştır. Bahçecikten naklen tayin edilmiş &u Nahiye Müdürlüğü | Sapanca Tenezzühleri Rağbette Sapancalılar Misafirleri , .îğ—ırlamak İçin Tedbirler Aldılar, Ş Sapanca gölü kenarından bir manzara olan Nahiye Müdürü Hakkı Beyi bu faaliyetin başında görürsünüz. Hakkı B. İstasyonda misafirleri karşılamak ve arzu ettikleri ma- hallere götürmek Üzere birçok gençleri rehber tayin etmiştir. Aynca, Ahmet çavuş bahçesi, Kumbaz, Seyrekbasan gibi Sa- pancanın meşhur eğlence yerle- rini gelenlerin zahmetsizce bula- bilmeleri için icap eden yerlere tabelâlar astırmıştır. Hakkı Bey ziyaretçilerin neden şikâyet ettik- lerini ve nahiyenin yükselmesi hususunda neler düşündüklerini Bir Şikâyet Kutusu İhdas Etti anlayabilmek için - bir kutu etmiştir. Bu kutu mey- va alışverişi ve sair — hususalta gerek yerli ve gerek yabancı- ların uğrayacak- ları müşkülât ve yolsuzluklara dair İyi bir müracaat vasıtası — olmak- tadır. Bu gıyabi görüşmeler — bir nevi anket teşkil etmekte ve çok istifadeyi mucip olmaktadır. — Yolların daha zi- yade toz ve saireden ku- tarılması gezinti yerlerine — gi- den ceddelerin daha müsait bir hale konması — düşünül- mektedir. Belediyenin faaliyeti ve Sapancaya gösterilen rağbet devam ettikçe şüphesizdir ki bu- günkü —ehemmiyetinin kat kat fevkine — çıkacaktır. Sapancaya yakın köylerin de kendilerine has güzellikleri, temiz havası ve suları vardır. Velhasıl bu mıntaka bilhassa yaz devresinin bir te- nezzüh mahallidir. — âM, M. ihdas Baİıkeğirde Elektrik Ücretleri 20 Kuruşa İndirildi Balıkesir, (Hususi) — Belediye ile elektirik şirketi arasındaki kilovat ücreti meselesinden de- vam eden ihtilâf halledilmiştir. Şirketin direktörü Bahkesire ge- lerek Belediye ile yaptığı müza- kere neticesinde, belediyenin tek- Kü veçhile 1-1-934 tarihinden iti baren — kilovat ücretlerinin 25 kuruştan 20 kuruşa indirilmesini kabul etmiştır. ye gidilir. Gelin arabasının arkasından bir bakır su atılır. Bu da tara- feynin geçinmeleri su gibi hafif olsun manasımı ifade eder, Ko- tuk merasimi esnasında saçılan paraları, orada bulunanlar kapr şırlar ve bunu bir uğur, bir 1 — İkinci Umumi Müfettiş İbrahim Tali Beyin Trakya mıntakasındaki teftişleri devam etmektedir. İbrahim Tali Bey her gittiği gehir ve kasabada tezahüratla karşılan- maktadır. Resmimizde İbrahim Tali Bey Kırklarelinde kendisini istikbal edenler arasında görülmektedir. 2— Bursadan bir musllim grupu Yalovaya gitmiştir. Heyete Gem'ikte ve Orhangazide büyük bir alâka göste- Filmiş, çay ziyafetleri verilmiş, Yalavada da kendilerine M. Kemalpaşada Tayyare Cemiyeti Menfa- atine Hususi Koşu Yapıldı M. Kemalpaşa (Hususi) — Üç kilometre mesafede bulunan ka- zamızın Devecikonağı nahiyesinde kînyyıre Cemiyeti menfaatine ) ahiye Müdürü Süleyman Naci Beyin delâletile ve kaza köylüleri arasında hususi at, tay, merkep ve İnsan koşuları yapılmıştır. Havanın kapalı olmasına rağmen koşularda büyük bir halk kütlesi hazır bulunmuş, birinci ve ikinci gelenlere ikramiyeler verilmiştir. dibinde - saklarlar. O gün ziyaretçilere maruz bırakılan gelin, ertesi gün dahi tekrar süslenerek bütün şehir hanımlarına teşhir olunur. Cuma gecesi kız babası tarafından damada bir tepsi baklava ile kızarmış tavuk gönderilir. Bunlar gelinle güveye aittir. — H. Ş. ıb:rekel sayarlar ve keselerinin Resimli Memleket Haberleri teftiş Yalvaçta Bir Halkevi Tesisine Çalışılacak Yalvaç, (Hususi) — Vali Fevzi ve Halk Fırkası Reisi Remzi Beyler kazamıza gelmişler, teftiş ve tetkikatta — bulunmuşlardır. Gerek Vali bey gerek fırka reisi kazamızda da bir Halkevi tesisi için teşebbüsat ve bu- lunacaklarını vadetmişlerdir. Vali beyle fırka reisi şerefine Hima- yel Etfal reisi Hayrünnisa Hanım tarafından bir danslı çay tertip edilmiş, bu ziyafette vali ve fırka reisi birer nutuk irat etmişlerdir. Emette Musiki Teşekkulu Emet, ( Husust ) — Halkevi musiki kolu mesaisini İlerletmek- tedir. Gençler haftada beş gün musiki muallimi Cemal Beyin ne- zareti altında talimler yapmakta- dırlar. Yakında faaliyete geçe- ceklerdir. q büyük otel tahsis edilmiştir. Grupa Bursa Manrif müdürü Fâkir Bey riyaset etmiştir. Resmimizde muallimlerden 3 hanım görülmektedir. 3 — İkinci Umumi Müfettiş İbrabim Tali Bey Kırk- ettiği zaman şerefine ortamektep talebeleri tarafından bir müsamere verilmiştir. Resmimiz bu müsamerede temsil edilen “ Mes'ul kim,, eserinden bir #sahneyi göstermektedir. İkiye Bölünen Tiyatro Nurullah Ata Bir gazetenin verdiği habere göre Şehir tiyatrosu önümüzdeki sene ikiye ayrılacak, Tepebaşında kalacak olan heyet ciddi eserler, Fransız - tiyatrosunu — kiralıyacak olan ikinci kısım ise operetler, vodviller oynıyacakmış. Tiyatro- nun şimdiki —hâlinden şikâyet edenler bilmem bu şekilden memnun olacaklar mı? Ben düşüandüm ve, doğrusu, bütün arzuma rağmea memnun olamadım. Çünkü benim için fena olan şey, Şehir tiyatrosunun ciddi eserlerden ziyade öbürlerine yer vermesi değildir; bütün bir sene içinde yalnız bir tane vodvil bir tane operet oynaması da tahame mül edilecek bir şey değildir. Öperetin, hattâ vodvilin mu«s bakkak sanat harici sayılması icap etmez. Musikiden anlıyanlar Cemal Reşit Beyin beğeniyorlar; MM' güzellerini gösterebiliriz ( meselâ Labiche'in ve Feydeau'nunkiler). Zaten Şehir tiyatrosunun oynadığı eserlerden şikâyet ederken yalnız vodvillerini ve operetlerini mevzuu bahis etmiyorduk, bilhassa öbüre lerini, ciddilik süsü altında şifa bulmaz bir manasızlık bayağılık saklıyanları ittiham odiyorduk. Ciddi ve ciddi olmıyan eserler. Bu tabirlerin elbette hiçbir sara- hati yoktur. Tiyatro, ukalâların iddiası — hilâfına — olarak, — bir «eğlence» yeridir; ancak burada « eğlence » kelimesini en güzel manasında anlamak lâzımdır.'İnsan tiyatroya ders almağa, faydalı şeye ler öğrenmeğe değil, eğlenmeğe, vakit geçirmeğe gider. Şu kadar ki . bu eğlence bizim kafamızı zengin- leştirir, fakat bilgimizin kemiye-« tini değil, ancak ılıeyfıyeüni ylıl'h =lrih'l'iyıuonım ve bütün san« - divertissemente olduğunu unutmak sanat eserle- rini birer ders hâline sokmak tehlikesini doğurur, Ciddi olmıyan eser derken sadece bu kafayı zenginleştirmek meziyetinden — mahrum olanları kasdediyoruz. Fakat bunlar ope« retler, vodviller arasında olduğu kadar dram, komedia, hatta tragedia isimleri takınanlar içinde de ür. Şehir tiyatrosu: nun vodvili, opereti atmasını, in« tihap edeceği eserler hususunda müşkülpesentlik göstermesi için istiyorduk. İkiye ayrılıp dram, komediayı bir tarafta, vodvili, opereti başka bir tarafta oyna- ması davayı halletmez. Kıymetli ;ı::lu bir tarafta, etsizler tarafta mı o BamcakI Da pel A a0 olur ve bizim isted.ğimiz yine elde edilmiş olmaz. Çünkü biz Şehir tiyatrosunun kıymetsiz esere ler oynamasına tahammüil edemi- yoruz. Hele bunların kıymetsiz olduğunu kendisi de itiraf ederse iş hakikaten gülünç olur. İsminin de söylediği gibi Şehir tiyatrosu bir ticaret evi sayılamaz. Onun bir gayesi vardır; halkı gü- zel eserle eğlendirmek, yani ona güzel mefhumunu k, onun zevkini tashih etm Şehir tiyatrosunun fenayı, çir« kini, iyi ve güzel sanması, hataya düşmesi böyle «eynisme» gösterip kötüyü, çirkini bile bile yaydığını ilân etmeğe kalmasından elbette iyi idi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: