2 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

O Monroe Bu Monroe -. . Değildir Amerika ile Japonya arasında bir Monroe — prensipi — münakaşasıdır, gidiyor. — Japonya iddia — ediyor kd Amerikanın Amerika işlerine başka- sını karıştırmamak için ileri sürdüğü bu prensip pekâla Asya için de kabilitatbiktir. Binaenaleyh buna bir mukabele olarak Asya Asyalılarındır düsturu niçin ileri sürülmesin ? Japonyanın bu İddiası kendi nok- talnazarından doğrudur. Fakat Ame- rikalıların mukabil iddlası şudur : Monroe — prensipi ilân edildiği zaman Ceaubi Amerikada birçok kspanyol müstemlekeleri istiklâl ka- zanmışlardı. Binaenaleyh, İzpanyanın #lini keti? surette şimal ve cenup Amerikasından — çektirmek — lâzımdı. Daun içindir ki Reisieâmhur Monroe Amerika Amorikalılarındır, düsturunu Mân etti. Fakat bugün, “filen Amerikada arazi sahibi, malf ve iktısadi alâkası olanlara bu alâka ve bu arazilerinden feragat etmeleri teklif olunmamakta- dır ve olanmıamıştır. Halbuki Japonya mevcut muahedeler hbilâfına. olarak Çinden ve bütün Uzak Şarktan devletlerin ellerini çektirmek iste- mektedir. Onların Monrocsl, bizim Monroemiz değildir, diyorlar. Şimdi, Urak Şark davnaymıa bir safhası da budur. — Süreyya Kkübada ispanya Elçisine Hakaret Edildi Havana, 1 — Hükümet dün İşçi ler tarafından yuha ile karşılanan İspanya sefirine —tarziye vermiştir. Iıpıııyı seliri cumartesi İspanyaya gidecektir. * Havana, 1 — Buradaki — Şili seliri hükümete müzacaat ederek polisin, busust — ikamoetgübında — araştırma yapmak üzere hazırlandığımı bildirmiş ve şikâyet etmiştir. Amerikada Gümüş Para Vaşington, — Gümüşün de altın gibi para mikyası olarak kullanılması hakkındaki kanun meclişte kabul edilmiştir. Amerika Donanması Vaşington, 1 — Cümhur reisl M Ruzvelt donanmayı umumi — bir teftişten geçirmiştir. “Son Posta,, nm Mült ve Edebi Tefrikası: 8 a D | Hapishanenin, bahçe ismini verdikleri — etrafı duvar çekili, küçücük, kara, kokulu avlusun- daydık. Cuma idi. Erkeeklerin, yani kocaların, babaların, kar- deşlerin, ziyaret günü. Bu duvarlar içinde ların sevince benzer Bbir şeyle beraber, biraz da işık — yüzü gördükleri haftanın iki mübarek gününden biri idi, Ziyaretçilerile küçük - avluda konuşabilecek kadar — zararsız sayılan mahküm kadınlarin daha sabahtan tarandıkları, temizlen- dikleri — hattâ gülüştükleri bir gündü. Ben de ağlıyor mu idim, sanki bilmem ki. 'Ne düdaklarım Kitri. yordu, ne de içim hıçkırıyordu. Sade o damlalar, ard arda süzü- üp düşüyorda. Hele Necdet, senin yazdıkla- Şyaşayan- (Eoeeet n ) Almanya 'Donanma |İstiyor H 1 — Jatland deniz mu- hnreb.:iı:ı.'ı:’.yıldm:l münasebetile Hamburga gelmiş olan bir torpido filosu zabitleri şerefine verdiği ziya» fette, belediye rcisi demiştir ki: “— Başvekil, bir memleketin ha- rici tHicaret yapabilmesinin ancak bu memleketin, ticaretine istinatgâh ola- bilecek derecede kuvvetli bulunmasile mümkün olacağını söylemiştir. Hitler milletin bu İiradesini hariçte temsil edecek bir vasıtanın İüzumuna kanl- dir. Bu vasıta ise donanmadır.,, Letonya'da İthalâta Karşı Şiddetli Bir Kontrol Kondu Riga, 1 — Hükümet, ecnebi mak larının Letonyaya ithalinin — hususl bir komisyonun müsaadesine bağlı olduğuna dair bir emirname neşret- miştir. Bu komisyon Letonyaya ithal edilecek — malların mukavalelerini tanzim edecek- ve her sımf mal için kontenjan koyacaktır. Romanya'da Harbiye Nazırı Kabineden İstifa Etti Bükreş, 1 — Harbiye nazin İstifa elmiş, bu nezareti başvekil M. Tata- resko deruhte etmiştir. Hudut Harici Edildi Berlin, 1 — Londrada çıkan Deyli Telgraf gazetesinin Berlin muhabiri, gazetesine Almanya haklanda uydur- ma haberler gönderdiği iddiasile hu- dut haricine çıkarılmıştır. Yüzlerce Yaralı Ünyonsiti (Amerikadâ)1 — Şehir. deki büyük kiline ve manastır tema« men yanmıştır. Yüzlerce yaralı vardır. Tazı Koşusu Yasak Londra, 1 — Lordlar kamarası tazı koşularını tahdit ve piyangoda kazananların isimlerinin neşrini yasak *den kanun lâyihasım kabul etmiştir. : Ji | (ü Ç rından, "anlattıklarından, duymal başladığın lı', ıyı : buralara kadar gelişinin sebep Terinden bahsetmeye başladıktan sonra bu damlacıklar biribirlerini kovalarcasına döküldüler. Anlıyordum: Onca senedir, ne ıstırap pahasına herkesten saklı- yabildiğim kara yüzlü acı “şeyi, belki de araştıra araştıra öğrene- tektin. Bu düşünce, birden sanki göz- lerimi kuruttu. ve Necdete bak- ftm, O, hep benim bildiğim eski ter temiz küçük çocuktu sanki. — Anlatın... Nedir, ne oldu? Aklım almıyor. Siz nasıl sağ olursunuz? Bu nasıl şeydir? Eniş- tem de bilmiyordu, değil mi? Bilmesine imkân yokta. Daha ök- meden evvel bile hep karısının, Gizin yanınıza, oraya, © kabrin yanına gömülmek iİstediğini söy- ! l İngiltere'de Buhran Makdonald Kabinesinin Sukut Edeceği Kuvvetle İleri Sürülüyor Devrileceği söylenen ingiliz kabinesinin iki mühim rüknü: Solda Başvekil M. Makdonali, sağda Maliğe nazırı M. Çemberlaya Londra, 1 — Bir kabine buhranı çıkacağı ve Makdonald kabinesinin devrileceği hakkında haberler dolaşmaktıdır. Niyus Kronikl gazetesi, sonba- karda bir kabine buhramı çıkmasının artik muhakkak olduğunu yazıyor. Bir Sovyet Gazetesi Diyor Ki: üi çe ğlüüre G lnlürü Sildenmr Harp Tehlikesi Bütün Dünyayı Tehdit Ediyor Üüi dgük di Moskova, yazıyorı *Sovyet heyeti murahhasası tarafın« dan Cenevrede izah olunan sulh mü- endele programı vazih ve müsbettir. Kendisini tehlikeden azade zannede- bilecek hiçbir. memleket yoktur. İn- gilterenin ve şarki Avrupanın eşiğin« de bulunan bazı memleketlerdeki hâkim smnıflar harbi kendi lehlerine olarak #evk ve idare edebilecekleri hülyasını beslemesinler. Bu mömle. ketlerdir ki İÜkönce kendilerini çıls maz bir — vaziyette bulacaklardır. hngiltere hariciye nazırı M Simonun parlak sözleri, kendisinin Sovyet tek- Kflerine kargı Alman — faşistliğinin avukatlığını yaptığını kimseye gizli- yememiştir. Sovyet tekliflerine iştirak 1 — Pravda gazetesli Diyor, bulamıyor. Zayıflıktan çok çok ihtiyar bir kadın gibi sivrilmiş çenemin yanındaki bildiği yere bakıyor... — Dokuz yaşında idim... ha- tırlıyorum... yordu. Ben de bunlara cevap bile veremiyor, fazla bir hassasiyetle içine dolan garip düşüncelerden seni kurtarmak için bir şey, seni inandıracak bir şekil arıyordum. İşte o zaman şu uydurma hi- kâyemi buldum. Necdet sana ve şöyle diyecekti : «Kadını gördüm, zaten pek biçare bir şey. Senin aklma gelen garip şeyleri anlattın. - Bir kardeşim — var. — Öldürdüğünüz adamla nişanlanmak üzere bulu- nuyordu. Bazı sebepler yüzünden bu kızcağız dııydiB:'u:iıi için aptığ sanıyor. Bizi bu dert- lyeıphk'uı:::ıuk isterseniz, hakikati söyleyiniz. Söz yeriyorum, bunu yalmz kardeşimle ben bileceğim, dedim. Onun da insaflı bir daki- kasına geldi. Bu işi ablasının a- datılmış ve bu yüözden de hasta- lanarak ölmüş bir evlâdınin hın- dını almak için yaptığını anlattı. Ya kizim, Necdet sana böyle | eden M. Bartu, İngiliz bariciye naz- yının bu beyanatının manasını kâfi derecede açıkça İfşa etmiştir. M. Simon Cenevre kürsüsünden açıkça bütün sulh tedbirlerinin İlgasını mü- dafma etmiştir. ki, bu siyaset harp kundakçılarının faaliyetini kolaylaştır. mayı istihdaf eder. M. Simonun nut- ku beşeriyeti yeni bir felükete sev- keden kuvvetlerin nerede oluduğunu gösterir. M. Bartunun nutku iİse kapitalist memleketlerde bu felâketin Önüne geçmek arzusunda bulunan kuvvetlerin varlığını isbat eder. . — Almanyanın Papalık Elçiteri Berlin, 1 — Prusya ve Bavyeranın papa nezdindeki sefirlikleri kaldırıl- mıştır. Jeyecekti. O dakikada bu fikri z inandıracak kadar mantıkt ve esaslı buldum. Necdetle fazla — konuşmama zaten imkân olmadığından, nü- fuzlu bildikleriniz. varsa, hususl bir şekilde izin alıp galmesini söyledim. Bacaklarımın - titremesini —8 duürmiya - çalışarak — ayrıldım. gecemi Necdetin ikinci ziyaretini beklerken geçirdiğim üç günün azabını bırak ta hiç anlatmıyayım, daha eyi Şimdi sana niçin bunları yaz- dığımı ve daha da, neye uzun uzun bir an- latayım. mkl yaşayışımın maddi sızılarından birkaçını, ya; tığı yardımlar, büyüklerden elde ettiği tesirlerle giderebilen Nec- deti dört beş daha gördüm. Senelerdir. ömrünü — sürükle- miye çabalıyan zavallı annenin Çuiın, şimdi babanla beraber eşilköyün küçük mezarlığında yatan kadinim kim olduğunu, bü- tün bu kara eşsiz acıların, nasıl küçücük bir zaaf dakikasından doğduğunu kısaca anlattım. O, gözleri yerde beni dinlerken, sonra da bir şey diyemeden aldığı acıyı içine sindirmeye ça- hşirken aklıma bir şey geldi Nesrin. Bir gün, bilinmez nasıl bir a Sayfa 5 Gönül İşİeri Karilerimin Suallerine Cevaplarım Ankarada “Yeşil Gözlü,, Hacıma: Erkeklerin gönül meselelerinde dddi olmadıklarını söylüyorsunuz. Eğer erkekler böyle olmuşsa bun- da kızların da kabahatlı oldukla- rını kabul etmek - lâzımdır. Bazı genç kızlar çok hercal oluyorlar. Bu hercailik erkekleri sukutuha: yale oğrattığı için, dediğiniz gibi, gönül işlerinde aksamalar oluyor. Kadın kendini eğlence olmak derecesine düşürmemelidir. Aksi takdirde yine kendisi zararlı çıkar, * “Geçende bir nikâha davetli idik. Orada beni bir gence take dim ettiler — ve bu gencin beni sevdiğini söylediler. İster istemez © gençle o gün alâkadar oldum. Fakat o gün bugün bir ses çıke madı. — Arkadaşlarıma — sordum benimle, alay ettiklerini söyledi- ler. Söylediler amma, ben o ada- ma karşı günden güne — artan bir zaaf duyuyorum. Kendisine hissimi ve vaziyelimi anlatmama da imkân görmüyorum, Ne yapa- cağımı şaşırdım. Nüveyre İnsan bir defa gördüğü bir erkeğe aşık olmaz a kızım! his lerine hâkim olmuya çalış, zaaf gösterirsen arkadaşlarının alayına istihkak kesbetmiş olursun, Onla- gn yanında bu kadar küçülmiye razı olma. x Bebek K, 8. Hanıma: Çocuğunuzu — mütehassıs - bir doktora — götürmeniz — lâzımdır. Doktorun tavsiyelerine riayet et- mekle beraber terbiyesine da itina göstermelisiniz. * İzmirden “Karşıyaka,, imzasile e- dığım mektup sahibine: Mesele — sizin günüz gibi değildir. Mahkemeye gitme- nizi tavsiye etmiyeceğim. Bunu bir alle meçlisinde halletmek mümkündür. Bu suretle daha İyi bir hareket yapmış olursunuz. HANIMTEYZE LA eee eee AA G I vesile ile, zaten büsbütün sile- mediğimiz — şüphelerini — yeniden uyandıracak bir hâdise karşısında kalırsan, bugüne kadar hep bik memen için ömrümü feda ettiğim * 0 şeyi , sSana annenden başka bir İnsanın söylemesine, anlatma- sına dayanamıyacağımı düşündüm. Sen “ o şeyi , bütün karası, Suçu, ondan gsonra da gelen eşsiz. ıstırabı, dayanılmaz ceza yükleri ile ancak benden dinle- yebilirsin çocuğum. Hattâ böyle bir gün gelip çatmasa da, yani bütün ::“::x kızlık bar Te gee e Mt ü duğun annenin sağ olduğu halde senden daima uzak kalmış olma- sının sebeplerini öğrenmesen bile, istiyorum ki, sahiden ben gözle- rimi yumunca, - hele sen de evlenmiş bulunursan - bu yaza- çaklarımı okuyasın. Dün hakimlerin ağzından çı- kan ve kendi kendime “ kulların hükmü,, adım verdiğim o 2184 günlük hapis cezasını yüklenerek buraya, şu taş duvarların arasına döndüğüm zaman, kafarmı pence- renin demir parmaklıklarına da- yadım, iki kolumu da demirlerin çizdiği o küçük dörtköşelerden karşılıklı iki tanesine sokup, elle- rimi kenetledim ve düşündüm, ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: