18 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

18 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ L U Ü Aşk ve Macara Romanı -19-— Tayyörü çıkanp bir kenara attı. — Ne olduğu anlaşılmıyor, dedi. Allahallah.. ne tuhaf şey.. Fafa banyosuna girdi, Banyonun — musluklarını Sonra tekrar odaya döndü... Ke- nardaki valizlerin yanına giderek bir tanesini aldı. — AL Fatoş bak... O çanta sarı çanta,.. Şişman adamın ver- diği çanta. Fatoş da başımı çevirdi... Bura- ya kadar gelmiş mi?. Diye sordu. Gülüyordu. — Garip bir şey... kadar gelmiş hal! Fafa kendi çantasını açmışti içinden bornozunu, — bavlularını, terliklerini çıkarıyordu. — Fatoş.. ben soyunacağım. Bana tuvalet çantamı getir, Buraya Onları kucağına alınca banyo | odasına geçli ve içeri seslendi: — Fatoş.. ben Bana tuvalet çantamı getir. — Peki Fafa. Fatoş tuvalet çantasını banyo odasına götürdü. Musluğun önüno koymuştu, Şimdi açıyor, içinden sabun kolonya çıkarıyor arkada- şına uzatıyordu. — Fafa o sarı yapalım ? — Ne yapacağız Fatoş.. Şim- çantayı — ne di garsonu çağır, ona meseleyi | anlat.. Alsın götürsün. Fatoş gülüyordu! — Yoo Fafa... Bak sana töyleyeyim. Ben bu çantayı kolay kolay kimselere veremem. Evvelâ açarım. Eğer içinde işe yarar | veya | mücevherat falan birşey — varsa | birşey, meselâ- bir para bu, bizim kismetimizmiş der ve onu alakoyarım. Fakat... — Fatoşl! Soyunacağım; haydi çık dışarıya. Fatoş kapıdan dişarıya çıkar- ken hâlâ söyleniyordu. — Fakat.. Bir de baktım ki... İçinde yalnız şişman adamın kirli çorapları var, 0 zaman garsonu çağırır.. Fafa suyun içine girmişti bile. — ... Ve ona bu çantanın bize ait olmadığını söylerim... Fafa, suyun içine uzanmıştı.. Bu sıcak banyo nekadar güzeldi. Vücudünün yorgunluğunu tama- mile ahyorda. * Fatoş, sarı çantayı bir. kere ,Tabiatiniti öğzenmek iııiyuııın'ı; tesminizi bu kupondan 160 adet ile birlikte gönderiniz. Resminiz Jtraya töhidir ve-inde edilmez. $7 | Resmin klişesi 90 kurüşlük | pul mukabilinde göaderilebilir. açtı. | soyunacağım. | Yuzan Suat Suzan — Fafa çanta pek ağır. Zan- | altın dolu bir nederim ki içinde kasa var.. Fatoş gülerek çantayı açtı. | Çantanın içinde yuvarlak bir pa- ket vardı. İngilizce gazetelere | sarılı olan koskocaman bir paket. Genç kız merâkla bu pakete baktı. Bu, ne olabilirdi? Genç kız evvelâ paketi açmak için pembe, sivri tırnaklı ellerini kâğıda doğru uzattı. * Acı bir feryat koplu. sonra birkaç şey yere yuvarlandı. Fafa ! suyun içerisinde sıçradı: — Fatoş, Fatoş.. Batyonun kapısıtda Fatoşun | dehşetten değişmiş yüzü göründü. Gözleri büyümüş, rengi sapsarı idi, — Fafa.. Fatfa. — Yavrum.. Ne var? — Fafa, diye tekrarhyordu, istedihi sözü bulup söylemekte müşkülât çeker gibi bir hali vardı. — Fatoş nen var.. Ne oldun? Genç kız titreyen — adımlarla ve âdeta odadan kaçmak istiyen bir telâşla — bünyoya yaklaştı. | Banyonun önündeki avlunun üze- rine çöktü. Ellerile kenarlarım tutuyordu: — Allahım.. Oh Allahım.. Ne | müthiş.. Ne müthiş şey... Ve hıçkırıyordu.. Fafa şimdi onun ellerini tutmuştu. Fatoşta şuurumu — kaybeden — bir insanın şaşkınlığı vardı. — Fakat nen var Fatoşçuğum? — Çok müthiş Fafal. Orada, sarı çantanın içinde ayy.. Âyy.. Hıçkırıkları şimdi feryat şeke linde idi — Sarı çantanın içinde ne var? — Korkuyorum Fafal,. Fafa korkuyorum. Fatoşa birdenbire ne olmuştu? Aklını mı kaybetmişti. Fafa da korkuyordu. Banyodan firladı. Üzerine bor« nozu aldı. Ayağına terliklerini geçirdi. Fatoş şimdi onun etek- lerini yakalamıştı: Fafa... Bırakma beni.. Birak- | ma korkuyorum.. Ah çıldırıyorum. — Fakat çocuğum söyle bas na., Topla kendini ve söyle bana ne oldu?.. Genç kızım vücudü büyük bir korku içerisinde titriyordu, — Orada, Fafa, sarı çantada ve kanlar içerisinde orada. — Kan içerisinde mi; söyliyorsun, Fatoş? — Aralık gözlerle insana ba- kiyor, Fafa kızıl kıvırcık saçtarı ve aralık gözlerile: — Kim Allah aşkıma kimdea neler bahsediyorsan.. — Kesik Baştan Fatfa... Çane tanın İçerisindek! kesik kafadan.. * Şehir dehşet ve polis faaliyet içerisinde idi. Muhbirler çalışıyor, bulvarların sokakların köşelerindeki gazete cilere bisikletli müvezziler yeni nushaler getiriyor, kucak kucak gazeteler taşıyorlardı. Saat birdi... Va bu geç saatte | gazetecilerin banyonun | Bu Ba_şı Ne palı? | 18-6-934 feryadı - caddeleri dolduruyordu. — İkinci tabı.. Ekspres cina- yeti... Kafasız kadın.. Katil ne- rede? Kafa kimin yanındadır ?.. * Fafa adeta bağırarak arkada- şını omuzlarından tutup silkti: — Rüyamı görüyorsun ? ne oluyorsun? çıldırdın mı?.. Öteki tırnaklarmı hep — onün | havlusunun eteklerine takmıştı. Hep ayni ihtilâçhı asabiyet içinde idi. — Hayır rüya görmüyorum, diyordu. Gittim sarı çantayı aç- tım. İçinde ne var deye merak ediyordum.. ne var deye, Kafa: “a Ah Fatoş, Fatoş seni an- Tamıyorum. Deye bağırdı. Öteki: — Anlamıyacak bir şey yok diyordu.. Sarı çantanın — içinde kızık saçlı bir. baş var, — insana aralık duran — gözlerile — bakan kanlı ve kesik bir kadın başı.. ( Arkası var) Hangisini Tercih | dersiniz ? İspanya Güzeller Güze- linden Vaz Geçmiyor ! Hmemmemcan e Galâtasaray, Filistin Şampiyonunu Yendi —resa— Maç Çok Hızlı Geçti, Galatasaraylılar Da Çok Güzel Oynadılar Dünkâ maçtan bir enstantane Filistin şampiyonu Hapoel ta- kımı dün ikinci maçını yine Tak- sim stadyomunda — Galatasaray takımı ile yaptı ve 3-1 yenildi. Galatasaray şu kadroile çıkmıştı: Avni - Lütfi, Faruk -« İbrabim, Nihat, Kadri - Danyal, Muslih, Münevver, Rasih, Needet. Hapoel de şöyle idis Berger- | Bed Haziri - Avner - Birman, Yı- hantan, Fridman * Şoloymon, Kor- yakof, Cimon, Anon, M. Polyakof, Şvarts. Saat ön yedi buçukta başlıyan dünkü maçı Ahmet Adem Bey idare etti. Parayı Galatasaray ka- zandığı için Tüzgârı arkasına aldı ve maç bu vazivette başladı. Dün- kü maç umumf manzarasile çok sür'atli oldu, Beşinci dakikada Galatasarây | muhacimleri — pek hızlı — bir akın — ile Hapoel — kalesine indi ve top kale — önünde Muslihten Münevvere geçti, bu genç oyuncu da müdafil geçerek iyi bir şütle Galatasarayın ilk göolünü yaptı. Bu golden sonra oyun daha çetinleşti. Galatasaray çok düz- gün oynuyor, onlar da cumaya nazaran daha biçimli bir vaziyet gösteriyorlardı. Galatasaray mu- hacimleri iyi anlaşıyorlardı. Fakat bu arada topu ayaklarında fazla tutmak kusurundan da uzak ka- lamıyorlardı. Bu yüzden birkaç gol fırsatı kaçırdılar. Bu sırada Danyal oyundan çıkarak yerini genç oyunculardan Burhana br- raktı. Devre, ortalarına yaklaşmıştı. Galatasarayın oyununda bozulma alâmetleri belirdi, fakat bu, kısa zaman devam etti ve Galatasaray | tekrar kendisini topladı. karşılıklı " | hücumlar başladı. Bu sırada Ha- Birçok memleketlerde modası geçmiş eski bir eğlence olarak telâkki edilmesine rağmen İspan- yollar güzellik müsabakalarından el'an vaz geçmemişlerdir. Fakat müsabakayı beynelmilel mahiyet- ten ziyade yalnız kendi vilâyetleri arasında bir teferrüt ve bir eğ- | lence vüsttası olarak — görmeye başlamışlardır. İşte bu sene muh- telif Tspanyol - vilâyetlerisi temsil eden genç kızlardan Birkaç sima: Su içen genç kız (Madrit) lidir. Mı”ulıkbef Ispanya güzelinin şere- fine kadeh kaldıran (Aragon) hdir, telefon eden de (Balear) hdir. potl aleyhine bir serbest vuruş yerildi. Bunu Rasih attı, karşı taraf oyuncuları vaktinden evvel haroket ettikleri için hakem bu vuruşu tekrar — ettirdi. Rasihin giddetli ve uzun olarak çektiği şut karşı taraf ağlarına takıldı ve az sonra devre 2-0 bitti. ikinci devrede — Galatasaray yüzgâr altına düşmüştü. Maamafih yine hâkimiyeti elden bırakmı- yordu. Bu arada yine Rasih güzel bir. frikik çekti, fakat kaleci yumrukla kartardı. Başlangıçta görülen Galatasa- ray forlarının güzel atlaması de- vam ediyor ve oyun tek kale hissini — veriyordu. Bu — sirada Muslih te yerini genç oyuncular- dan Suaviye bıraktı. Yine aynl zamanda — Filistinlilerin — sağdan inkişaf eden bir akını çabuk kesildi. Bilmukabil Galatasarayın yaptığı hücum cesnasında Suavli topu sol açık — Necdete werdi, Necdet Rasiha iletti ve Rasihin birden şiddetle çektiği şüt günün en güzel golünü kaydetti. Bu | suretle Galatasaray Üüç sayı ka- zanmış oluyordu. Ayni zamanda bizimkilere bir. gevşeklik arız oldu ve Galatasaray kalesi dehli- keler geçirmeğe başladı. Filistin- lilerin her akını güçlükle uzaklaş- tırılıyofdu. Bir ara oyunculardan İbrahim sakatlandı, on dakika kadar oyundan ayrıldı. Filistinliler bunu fırsat bildiler, esasen buzuklaşan Galatasarayın oyunu karşısında behemehal bir şeref sayısı atmak istiyorlardı, çok geçmeden bu emellerine mu- vaffak oldular. Oyunun netlicesine üç, dört dakika kalmıştı. Sür'atlı bir akınla Galatasaray kalesine indiler, mer- kez muhacim topu soliçe, o da önü boş duran sol açığa vesdi ve sol açık hiç beklenmeden sıkı bir vuruşla ilk ve son gollerini kay- detti. Kısa bir zaman sonra da oyuna nihayet verildi. Bu golün yapılmasına sebep Galatasaray müdafilerinin çıkış yapmamaları ve kalecinin de top avuta gide- cekmiş gibi hareketsiz durmasıdır. Adapazarında Koza Satışı Adapazarı, (Hususi) — Koza mahsulü pazara gelmiye başlamış ve 40 kuruşla 70 kuruş arasında satılımya — başlamıştır. Bu sene koza mahsulü çok eyidir ve tah- mine göre 150 bin kilo kadar istihsal edilmiştir. Bu yüzden 70 80 bin lira alınacaktır. . Kızılcahamam Şosası Kızılcahamam (Hususij— Ge- çen sene taşları hazırlanan Kızı- cahamam şosesinin inşaatına baş- Tanmıştır. Banyo mevsimi olduğu için Inşaatın bir an evvel bitirik myret edilmekte, hum- 18 Haziran 934 Arabi İ Ruml $ Rebevel 1053 : 5 >Haziran-l3s0 Yakit |£ at 84 |4 28)| Akşam 4 31 | 12 M| Yatan sn|jıs ısl İmsak N Vanati) Vakit (Ecani |yasat W |10 43 nao T oT z04 .w

Bu sayıdan diğer sayfalar: