18 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

18 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balıkesirin farihi Balıkesir (Hususi) — Balıkesirin deniz yüzünden yüksekliği -150- metredir. Arazi dördüncü devir iptidalarına aittir, Üçüncü devir nihayetlerinde vaki olan azim çöküntü vaktile ( Ekeit ) denilen bu mıntakada Adalardenizini Marmarayı hasıl etmiştir; ve Kadimde bu mıntakaka akva- mı Aryaniyenin “pelaj,, şubesine mensup o ( Mizyaliler ) sakindi. Bilâhere sırasile Lidyaliler, niler, Makedonyalılar, Romalılar ve Selçukiler eline geçmiştir. Romalılar devrine kadar Bah- | kesirde ve mubitinde şehir tees- sös etmemiştir. Romalılar devrinde ( Mikar Andriyatos ), (Pale oloğ) ve sairlerinin, şimdiği Bahkesir şebrinin kâin bulunduğu mahalde çiftlikleri ve kasırları vardı ve ayni zamanda av mahalli idi. Bu sebeple Balıkesirin eski isminin ( Andriyatos ) olduğu tahmin edi- liyor, Hicretin-465 inci senesinde burayı Selçukilerden “Alp Aslan,, Romalı Kayser (Romanos Dokyi- nis)ten zaptetti. Şehir bir çiftlik halinde idi ve sabık Kayser (Pale oloğ) un burada bir kasrı vardı ve bu mahalle (Pale oloğ kasrı) deniliyordu. Selçukilerle beraber bulunan Yörük Türkleri tarafından burada şehir tesis edildikten sonra ismi de Türk şivei kelâmına tevfik edilerek ( Bahkesri ) denilmiştir. Bu mıntaka Selçukiler tarafından zaptedildikten sonra teşkil olunan imarete (Oümerayı Selçukiyeden (Kara İsa Bey) tayin edilmiş ve elyevm türbesi Balıkesirde mevcut olan Omumaileyhin O ahfadından Osmanlılar şehri taslim almışlar- dır. Bu sebepten Osmanlılar dev- rinde Bahkesir sancağına ( Kara İsa) dan gelen ( Karasi ) sancağı denilmiştir. Bu gün vilâyet merkezi olan Bahkesir şehri Bandırma - İzmir endifer hatti #zerinde Bursa - İzmir - Ayvalık - Bandırma şehir- lerinin arasında meşhur bir tica- ret merkezidir. Şelrin nüfusu 28 bin ve vilâyetin umum nüfusu 420 bin raddesinde olup İstanbul Ankara, İzmir ve Konya hariç olmak üzere vilâyetler arasında nüfus çokluğu İtibarile beşinci gelmektedir. Taşköprüde Kahve Çok, Fakat Marangoz Yok Taşköprü (Hususi) — Memle- | kette en az para kazanan mesle- ğin kahvecilik olmasına rağmen kazamız dahilinde mevcuttur, 31 kahvehane Hemen hemen adım başına isabet eden kahvelerde müşteri celbedecek bir yenilik de yoktur. Kahve iki kuruşa, oçay yüz paraya satılmaktadır. Kasabada kahvehane © bolluğuna mukabil bir tek marangoz dükkânı bile mevcut değildir. Burada maran- gozları ötedenberi evlerinde ça- bşmak itiyadındadırlar. Marangoz dükkânı açmak âdet olmamıştır. Şehre gelen rangoz bir yabancının ma- ihtiyacı" olursa bulamadığından ve de bilmediğinden iyi kötü işini kendi görmek mecbu- riyetinde kalmaktadır. ira | çarşıda | Bartında “Son Posta ©» Zonguldağın En Büyük Kaza- sının: Bugü Zonguldak mu» habirimiz geçen- lerde, Karadenizin | en ehemmiyetli ih- racat merkezlerin- den biri olan “Bar- tın, hir tetkik isi yapımış, icaret merke- dünkü İ bugünkü vaziyeti le, umumi ve hu- susi ihtiyaçları bi- taraf bir gözle tesbit etmiye ça- lışmıştır. Bu tet- kilkın neticelerini size bu sütunların. da üç yazı halinde takdim ediyorur: da bu zinin ve memleket sevgisini içinde duya- rak çalışanidare adamlarının mu- | vaffalıyetlerini her sahada teba- rüz ettiren bâkir bir memlekettir. Nitekim; çok kudretli bir ida- reci olduğunu tetkikatım esna- sında halktan dinlediğin Bartın Kaymakamı Nâzım Beyin derin bir tevazu içinde başardığı işler; kendisinin hazırladığı faaliyet ra- porlarında birkaç satırla hulâsa edilmesine rağmen halkın kalbini kazanan birer eser olmuştur. Devlet hazinesine yük olma- dan bir hamlede yapılan Bartın - Kozcığaz « kereste yolu » ile bir sene içinde eskilerine ilâve olunan on dört köy mektebini bu eser- lerin en mühimlerinden olarak sayacağım. Bartının iktısadi faaliyetinin başlıca Oyumurta ve keresteye inhisar ettiğini bildirmiştim. Bina enaleyh; Bartın - Kozcığaz kereste yolunun, Bartın keresteciliğinin inkişafında büyük bir âmil olaca- ğı şüphesizdir. Samsunda Spor Hareketleri Samsun, ( Hususi ) — İdman mıntakasının daveti üzerine Tür- kiyenin meşhur pehlivanlarından beş pehlivan şebrimize gelecektir. Bu beş pehlivanların biri de ço- | ban Mehmettir. Pehlivanlar Kâzım Paşa sinemasında Vilâyetin muh- telif yerlerinden gelecek diğer pehlivanlarla serbest güreş musa» bakaları yapacaklardır. Bu ay İ içinde Samsunda spor faaliyeti ve bilhassa atletizmi canlandırmak için o merkeziumumi < tarafından atletizm antrenörü Her Abraham şehrimize (o gönderilecektir. Her Abraham temmuz sonlarına kadar şehrimizde kalacak ve 15 gün mütemadi antremanlar yaptıra- caktır. Atletizm için lâzım olan vesait şimdiden tedarik edilmiştir. Elbistan Kaymakamının Faaliyeti Elbistan (Hususi) — Kayma- kam İsmail Vehbi Bey refaka- tinde jandarma kumandanı, Mal- müdürü vesair zevat olduğu halde köylere gitmiş, köylü ile hasbi- hallerde ( bulunmuş, (dertlerini dinlemiş ve ibtiyaçlarnı tespit | etmiş, dileklerinin yerine geti- rilmesi için icap eden tedbirleri almış ve lâzım gelenlere talimat vermiştir. gi Me m vw Bartında yeni yi Bartın, ( Hususi ) — Bartın, | Bartında Köy Kanununa isti- naden yapılan yol ve mektepler ! halk arasında çok samimi akisler uyandırmıştır. Meselâ: Bir halk şairi, “ey şanlı kaymakam Bartını ihya ey- ledinl,, redifli koca bir destan vücuda getirerek halkım şükran hislerine tercüman olmuştur. Kaymakamının gösterdiği bu candan faaliyete mukabil Bartın belediyecilik O noktasından o çok baklımsız ve ihmale uğramış bir kasabadır. Denilebilir ki: Evvelce yapilan himmetlerle meydana gelmiş olan muntazam bir İtfaiye teşkilâtım istisna edersek Bartında beledi- yenin varlığına delâlet edecek faaliyet yok gibidir. Zonguldak kömür havzası bur- nunun ucunda Olduğu halde bu güzelim kasaba bâlâ petrolla aydınlatılmaktadır. o Böyleğ oldu- ğı içindir ki; (Bartın sokak- arı geceleri, orta zaman devrini yaşayan bir şebrin oyecelerini andırmaktadır. nkü İhtiyaçları apılan köy mekteplerinden bir nümune Şehri aydın latma işinde Ereğli belediyesi daha fa'al davranmıştır. Bundan bişi kasabanın sokak” ları da pis, tozlu ve pazara gelen hayvanların güb- relerile doludur. Şehrin göbe- ğinde iki ırmak ucaklaştığı bak de Bartında kal dığım dört gün zarfında sokakla” rm bir kere olsun sulandığına şahit olmadım. Bunun neticesi pazar yerlerindesatılan gıda mad- delerinin üstleri hemen her za- man toz tabakalarile örtülüdür. Evvelce binbir himmet ve emekle açılmış olan sokaklar, maatteessüf senelerdenberi oldu- ğu gibi bırakılmış bulunmaktadır. Bugün birer çamur yığınından farksız bir haldedirler. Bartında, vaktile gösterilen gayret ve hüsnüniyetle açılmış bir sinema yardır. Bu sinemayı bura- da meuzubahsedişim sebepsiz de- ğildir. Sinemanın en büyük hususiyeti koca Bartın kasabasında elektrik- le aydınlanan birinci yapı olma- sıdır. Bartında birkaç münevver gen» cin bimmetile tertip olunan kon- feranslar, müsamereler bu sine- mada verilmekte ve dolayısiyle sinemada parlıyan elektrik Bartı- nın İçtimai hayat ve hareketlerine bu suretle bir zemin hazırlamak- tadır. Ahmet Naim İzmitliler Kurtuluşlarının 14 üncü Yılını Tes'it Ettiler Izmitte şehitlik âbidesi önünde merasim yapılırken Izmit, (Hususi) — İzmitimizin kurtuluşunun 14 üncü yılı bu sene daha mükemmel kutlulanmış, her taraf defne dallarile süslen- miş bayraklarla tezyin edilmişti. Merasime Gazi heykeli önünde başlandı. Şehrin kurtuluşu dole- yısile halkın orduya, Gazisine ve büyüklerine (karşı ( şükranları muhtelif hatipler tarafından yade- dildi. Asker ve sporcular tara- fından resmigeçit yapıldı. Yeni yapılan şehitlik âbidesine gidildi. Bir genç tarafından halkın kara günlerdeki batıralarına dair bir nutuk söylendi ve bütün memle- ket şehitlerinin ruhları taziz edildi, Geceleyin şehir tenvir edilmiş halkın ve askerin iştirakile mu- azzam fener alayı yapılmış mey- danlarda muzikalar çalmış, balk sabalılara kadar eğlenmiştir. Bil bassa Yukarı pazardaki eğlence- ler çok güzel olmuştur. Sındırgıda Bir Kaza Sındırgı ( Hususi ) — Hususi Muhasebe memuru Adil Beyin sekiz yaşındaki çocuğu İsmet, babasının dolu tabancası İle oy- narken tabanca ateş almış, çıkan kurşun çocuğun karnına İsabet ederek derhal öldürmüştür. İL Manekepe Lâübalilik Ve Sadelik Nurntlah m Yazı sanatının en Ke derecesi hiç şüphesiz ki k gibi yazabilmektir. En teh de odur, çünkü hemen bayağıli! düşebilir. o Çoğu mherrirlfiğ sade üslüba oüzendikleri sözlerine bir takım baba tabirler, yarenlikler karışır. ve bu suretle gâyelerine vari mek şöyle dursun, bilâkis si! bir tesir bırakıyorlar. Bir vu okuyanı en çok rahatsız şey Üzentidir; bahsettiğim rirler de sadeliğe üzenirler. Konuşur gibi yazmak... çal konuşmak kolay birşey midir Etrafımıza bir bakın, heri bir işi birkaç kelimede anla! vo kaç kişiye rasgelirsiniz? Hali konuşmasını — bilmek, bilbai budur: çabucak anlatabilmö İnsanların çoğu sözlerini lemek, bunun içinde V ” mak isterler. Bir hikâyeyi kadar uzatırlarsa o kadar maf ret gösterdiklerini, hoşsohbet duklarım sanırlar. Birgün bir # kadaşıma bir hikâye söylemi! boşuna gitti. Ertesi gün teki im. “Senin hikâyeyi ilere anlattım, bem ben o daha (o güzelleştirdim, zati dedi. O arkadaşın bir sanat olmadığını, sanati hiçbir sezemiyeceğini o gün farketmi tahminmin yanlış olmadığını sof radan da gördüm. Uzun söf sinirlenmeden dinliyebilen # da sanatten anlıyamaz; süslü cü leleri güzel, yarenliklerle v sözleri sade üslüp sanmek onun harcıdır. Yarenlik, lâübalilik.., Bun san'ate girmesine nasıl taham' edilir ? bilmem. Sanat dsi ciddidir ; muharrirle kari arası”! ahbaplık, arkadaşlık olamaz. V azan adam kendini büyük imsenin karşısında farzetmeğ ve ona göre söz söylemeğe met burdur. Öyle bir yerde sari mekten o çekineceğimiz — sö karie de söyliyemeyiz. Şahsımif” dan bahsetmek, sırf kendimi ait olan meseleleri anlatmak bunun için fenadır. Zamanımız muharrirlerifi! lâibalilikten kaçınmaması kendi lerini beğenmelerinden de g Gururları karşılarındakilerden kinmelerine (müsaade (etmi Onları aşağı görüp öyle ko mak istiyorlar. Yarenlikleri, ye balikleri de o büyük insanlâf” etraflarına iltifatı |. Bittabi rurun bu nevi de, ber nevi ancak bayağı ruhların vas Yükselmek için hitap ettiği adi! ları alçaltmak... Halbuki bir k senin kiymeti konuştuğu, koni beğendirmeye çalıştığı adami ki Jile ölçülür. | Konuşur gibi yazmak... E amma mahalle kahvesinde kon” şur gibi, şakalaşmak değil. self * Ebubekir, Hâzım Beye — Prudhomme Ve Jaan Birer m i kında müntehibat kitaplarını? talealarını okudum ; fakat onlafi? yalnız büyüklüklerini değil, #X liklerini de yine kabul edem Onlurı, sırf sizi düşünerek beğ mediğimi nereden çıkarıyorsun”? Bu sözü belki bir küstahlık yarsınız amma bahsetliğini” oi zum: yazarken sizi hiç hatırl mıştım. Sizin edebiyatı anlsj nızla benimki arasında ne ye münasebet, ne de bir dll görüyorum. Biribirinden tans başka, ayrı cinsten şeylere Hürmetler efendim..

Bu sayıdan diğer sayfalar: