11 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

11 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AAT DT Tefrika No: 20 Almanların gizli hava filosu- nun ne kadar olduğu kat'iyetle malüm değildi. Herkesin bildiği adetten maada belki de binlerce gizli tayyaresi vardı. Zaten malüm olan hava kuvvetleri bile Avru- padaki devletlerin hiç birinim kinden aşağı degildi ki,.. Bundan maada görünüşe göre bu gizli tayyarelerin hepsi de Zeus tipin- de bomba tayyareleriydi. Zeus tayyareleri diğer Avrupa devletlerinin. bomba tayyareleri kadar — ağırlık taşıyamıyorlardı. Bunların en büyük — meziyetleri sür'alleri ve müdafaaya son de- rece elverişli olmaları idi. Her tarafları madenden yapılmış olk- duğu gibi rüzgür mukavemetini araltmak için de en son fenni usüller tatbik edilmişti. Sür'atleri saatte 330 mil olup hiç durma- dan 1200 mil yolu katedebilir- lerdi. Hele makineleri ve onların cinsi, gayet sıkı saklanan bir Bırdı. Bütün bu meziyetlere mukabil, Ingiliz veya Fransız tayyarele- rinden daha az hamule taşıya- bilmesi hiç te bir kusur sayıla- mazdı. Gizli Hava Filosu Ayni tipten mürekkep gizli bir hava filosu yaparkon Alman Hava Nezareti, aleni — filosunu yaptığı zaman takip ettiği presipi aynen takip etmekte idi, Ayni kuvvette ve aynl sür'atte bulunan — cüzütamlardan mürek- kep bir filo muhtelif kuvvetlerde bulunan cüzütamlardan mürekkep bir filodan daha kolay ve daha müessir bir surette idare edilebi- lirdi. Işte Alman hava nmezareti de babriyelilerce çoktanberi tak- dir cdilen ve fakat hava kuvvet- lerince henüz bilinmiyen bu usulü kabul etmekte gecikmemişti. Sahte Gumpert dinliyor ve bilmediği birçok şeyleri öğrenk yordu. Tayyareci Hanover Witz benzin depolarına dair bazı şey- ler anlatıyordu. Anlattığı bazı noktalar hakkında bazı sualler sordu. Sormasa iyi olacaktı amma ne çare ki merakını ve tecessi- sünü yenemedi. Suallerini gayet tabil bir surette sormuştu. Her #ey yolunda gidiyordu. Fakat her nasılsa bu sırada Witz ona Gumper ismile hitap etti. Bu ismit ikinci defa söylediği zaman ma- #anın öbür tarafından birisi söze karıştı. — «Gümper mi?» Dedi. Bu adam Gümper değil. Ackadaşı- mıiza yanlış isim veriyorsunuz.» Steele hafifçe güldü. Böyle bir ihtimali düşünmüş ve evvelden bazırlanmıştı. Yabancıya döndü ve: — «Gumper değilim de ki- mim ya?» Daedi, — «Kim olduğunuzu bilmiyo- rüm. Fakat her halde Eugene Gumper değilsiniz. » Şüphe — * Yaniliıyorsunuz — azizim. Sizin tanıdığınız benim yeğenim- dir. İsmimiz birdir, o kadar. ,, Söze karışan adam, bu söz Üzerine kanaat getirmiş ve yan- daki ar. adaşına dönerek başka - | arttı. Çünkü şeylerden bahsetmiye başlamıştı. Fakat Witz derin bir süküna dalmıştı. Zihninde garip garip şüpheler uyanmıya başlamıştı. Bir aZ evvel kendisini tevkif eden adama şüpheli nmazarlarla bakr yordu. Dışarıda cususlar dolaşı- yor demişlerdi. Bunlar kim bilir ne kıyafetlerle — dolaşıyorlardı ? Birdenbire Zeus tayyaresini gör- düğü zaman Gumperin gös- terdiği hayret — aklına geldi ve şüphesi arttı. Şüphe İle beraber korkusu da #üphelendiklerini söylesede söylemese de bu işe bir dereceye kadar kendisi de karış- mıştı. Ağzını açsa kendi kabaha- tini gizlemiyecek, kendi kendini ele vermiş olacaktı. Sussa ve casus ta - eğer hakikaten casus İse - başka bir suretle meydana çıkarılsa, bu adamın karargâha nasıl girdiği tahkik edilecek ve o zaman, meseleye kendi ismi de belki daha feci bir surette, karış- tırılacaktı, Bu, muhakkaktı. Binaenaleyh, yapılacak yegâne şey, Gumper denilen bu adam hakikaten bir casus ise onu der- bal ihbar etmek lâzımdı. Hem vazifesi, hem de şahsi selâmeti bunu âmirdi. Bunları düşünürken evvelce söze karışan adam yine Gumpere döndü: — * Geçen yaz Retzbach'da idim. Yeğeninizi orada tanıdım. Yanında da değirmencinin oğlu Wilhem Günther vardı. Tanıyor- musunuz? ,, dedi, — * Hayır. Çokdanberi Retz- â” 11- 5- 1935 bach'e gitmedim. Memleketim amma, uzun sevelerdenberi Ber- linde yaşıyorum. ,, Şüpheler Artıyor Witz bu cevabı gayet kaça- maklı buldu ve şüpheleri arttı. Şayet Gumper Berlini de Retz- bach kadar bilmiyorsa hiç vakit kaybetmeden kendisi ihbar etmesi lâzımd:. Witz zaten Berlinde, Ber- Hnin fakir ve sefil bir. mahalle- sinde doğmuş, büyümüştü. Hiç bir mukaddemeye lüzum görmeden: — * Barnin sokağını bilir mi- sini? ,, diye sorda. Gumper derhal cevap verdi: —" Eilir misin'z ne demek? Şu Neue Köniğy sokağından sapıp ta dosdoğru şimale doğru giden sokak değil m? Zaten ben de askere çağırılıncaya kadar oraya yakın bir yerde cturuyordum. Oturduğu evi tarif etti, so- kağın ve o civardaki bazı esna- fin ve ileri gelen adamların isim- lerini söyledi ve uzun uzun tafsi- lât verdi. Söylediği bu adamların bazılarını Witz'de tanıyordu. Ikisi de bulundukları yeri bir an İçin unutarak bu eski tanıdık- larından, onlara ait dedikodular- dan uzün uzadıya — bahsetliler, Witz karşısındakinin Berlini ken- disi kadar, belki de daha iyi bildiğini anlamıştı. Şüpheleri azal- mış, fakat tamamile zall olma- mıştı. Bu sırada söz son zamanlarda yer altındaki hava kararçâhların- daki ani ve gizli faaliyetlerin neden ileri geldiğine — intikal #etmişti. (Arkamı — yarın) Kadın Birliğinin Son Günü Dünkü Toplantıda Fesh Kararı Verdi sını yaptı ve kendi kendini fes- hetmiştir.Dünkü son kongrede söz alan Birlik Başkam Bayan LAtife Bekir dedi ki: — ? “ — Kadın Birliği bütün Ulkü- lerine kavuşmuştur. Türk kadm- hğının bütün hakları tanınmıştır. Bundan sonra Kadın Birliğine ihtiyac yoklur. Birliğin feshinl teklif ediyorum. ,, Ve bu teklif ittifala kabul edildi. Dağılan Birliğin 184 lira kadar parası Çocuk Esirgeme Kurumuna verildi. dr. Nihat Tözge 1 İnci amıf Derl - Frengi ve diğer Zührevi has. müt Babiâli Tayyare Öemiyeti karşasi No, İl Tel 21942 Salı günleri parasız aai Anketimiz itikatlara İnanır Mısınız ? Bâtıl ( Baştarafı 1inci yüzde ) oynamak ta, bir şans, baht tesadüf, yahut tali işi de; hâletiruhiye, zekâ, istidat, ve sinir işidir. Ni- tekim, işte de böyledir: Insanların istidatları; itidallerinin derecesine göre, ya azalır, ya çoğalır. Ve muvaffakiyete ya mani olur, ya- hut ta rehperl.. — Köpek ulumasını meş'un bulmazmısın ? — Meş'um bulmam, sinirlerime dokunur ! — Ayna kırılmasını da uğur- sux bulmax miısin ? — Neden uğursuz bulayım ? ayna bu... Elbet te kırılırda, dağılır da. En vurdum duymaz geçinen İnsanlar rin kalpleri bile kırılmıyor mu ? hem aynalar kırılmıyacak ta, ayna alım satımile geçinenler ağızlarır nı poyraza mı açacaklar ? — Ya kura kedilere ne dersin ? — Bayılırım... Kedilerin içim- de en çok onları severim. — Kahve, iskambil, el falları- na filân da inanmaz mısın ? — Ne diye inanayım — ca- nım? Eğer bu fallar doğruyu ha- ber verebilselerdi, falcılar bir lokma ekmek peşinde kapı kapı dolaşırlar mıydı? Otururlar, İstik- ballerini okuyup, kestirirler, ona göre davramp refahın yolunu bulurlardı!. — Meselâ, iki bayram arasın- da evlenmeyi, ev yaptırmayı uğur« suz sayanlara ne dersin?. — Vallabi, artık bu- incelik- leri düşünenler kalmamıştır. sanı- rım? — Nereden hükmediyorsun? Ercüment Ekrem güldü: — Nereden — hükmedeceğim, bayramların çoğalışından... Zira söylediğin bâtıl itikadı besleyen- ler, bu bayram bolluğunda evlen- meye, ev kurmaya imkân bula- mazlardı! Ben, soracak bir başka bâtıl itikat arıyordum ki o, vakit bırak- madan son sözünü söyledi: — Ben sana birşey diyeyim mi azizim; ben, bu kabil bâtıl itikat lardan hiç, amma hiç birisine... Hattâ, meselâ, belediyenin gü- nün birinde meselâ şu süt İşini halledebileceğine dahi inanmam. Ve, şu voya bu şeyden uğur, hayır umanlara, uğur - bekliyene lere şaşarım. Bunlara inanan/lar, irade kuvvetleri cılız kimselerdir. Ve bâtıl itikatları, ancak, kendi kuvvetlerinden, kendi kabiliyet- lerinden şüphe eden kimseler beslerler. Böyle, kendi kendilerine güvenemiyenler de, bu asrın, yani bu ilerlemiş camianın - insanları değildirler! Ondan ayrılırken güldüm : — Senin bu sözlerine bakı- lırsa bu camia pek tenha azizim! Selim Tevfik sadece İspanyada Hükümetin İç Ve Dış Sı- yasası Tetkik Edildi Madrid, 10 (A,A.) — Nazır- lar m: dış ve İç sıyasayı tetkik etmiştir. Meclis, İşsizlik meselesini de tetkik etmiş ve adliye, mesal ve nafın — nazırlarından — mürekkep bir komisyon teşkil etmiştir. Bu komisyon, önümüzdeki hafta zar- fiında bir kanun Jâyihası tevdi edecektir. 500 Lira Veriyoruz 30 gün devam etmek Üzere Nisanın ,22 sinde başlıyan müsabakamız de- Cefaalla neşrettik. Müsabaka- nn hitamile beraber neticelerin ta. ayyün edebilmesi için u tafsilât tekrar edilecektir. Şimdilik şu ka- dar #öylyelim ki aşağıkl kuponu kesiniz ve gu yukardaki resmin al- tındaki Cört y zdan bangisini bu resme uygün buluyorsanız onu ku- pona işaret ediniz. İılıdııiıiı zaman | bize, bu (30) kuponu gönderirsiniz. / ş ' v b ğ ı API: ; 1 — Ne çık genç ! 1 — Bugün sokaklar meden bu kadar ka- Tabalık ? 8 — Yaz gelince herkos kırlara çıkıyor. 4 — Kargıdaki adamı tamıyor muşun da «a- a dik dik bakıyor. Müsabaka Kuponu Resim Numaran: 20 Yazı Numarası : İsim Adres Yukandaki kupona resmim — altındak 4 cevaptan beçtiğiniz'n No sını el ve adıesinizi doldurup saklayınız. 3OT sim çıktıktaa sonra ba kupoaları Son Fosta bilmece memurlağna el Şansınızı Döonemek için Gün kaldı acele ediniz Ti G b EŞYA PİYANGOSU Biletler her gişede ve Ziraat Bankalarında 1 Liraya satılmaktadır Doktor HORHORONi Eminönü Valide kırsathanesi yanında. Telefon © 24131

Bu sayıdan diğer sayfalar: