21 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

21 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Eylül S .DÜNYA Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Dantenin Cehennem İsimli Eseri... Meşhur Italyan muharriri Dan- tenin yine meşhur,- Filime çe olan )“Cehoîınm. kildi adlı eseri filme alınmıştır. Malüm olduğu Üzere Dantenin eserl üÜç parçadan mü rekkeptir. Cennet, Ârâf ve Ce- hennem. Cehennem kurdelesini -filme alan, sahne vâzıı Harry Lahman- dır. Bu adam, bu filim için on üç ay çalışmış, ve bu çalışmasını altı ayda tatbik mevkdine koya- bilmiştir. Bu tetkikatı yapmak için, bu zat, cehennem hakkında bir fikir edinmiye — çalışmış, — boğulmak Üzere iken kurtarılmış, vurulmuş fakat iyi olmuş bir çok kimse- lerle konuşmuş, öldü sanmılarak mezera gömülmüş ve dört dakika mezarda kalmış John Puckering isminde bir Togilizi sorguya çek- miş ve filmi bundan sonra yapmış- tır. Şurasını kaydetmek lâzımdır ki Dantenin cehennemi yapmak için bütün bu kazazedelerden hiç birinin fikrinden is e edile- memiştir. Sahne vâzu Lahman, €eçhennemin — duvarlarına model olarak — Amerikadaki — Nevada dağlarını, alevleri temsil için de, ateş verilmiş petrol kuyularıni almıştır. Mamafih, — cehennemi tasvir İçin meşhur ressam Güstav Dorenin tablolarından çok istifade edilmiştir. Afrikada : Cezairde Sarsıntı Oldu Constantine, 20 (A. A, ) — Rok- nla'da bu sabah sant 3,20 de kısa bir Sarsıntı duyulmuştur. Birçok — yerli evleri yıkılmıştır. Birçok kimselerin kazaya uğradığı söylenmektedir. Teknik Basın Kongresi Varşova, 20 (A. A.) — Arsıulusal teknik basın kongresi çalışmasını bitirmiştir. Kongre Üyesi, Cracovle'ye varmışlardır. Ç Edebit Tefrika Halsizlik var. Fakat hareket edebiliyorum. — Kızını gösterin bakalım. Doktorun İşareti ile hastaba- kıcı pembe, beyaz bürümcükler içinde tıpkı kutu bebekleri gibi Pespembe bir yavruyu göğsüme Yaklaştırdı : — Uyuyor mu? — Evet. — Biraz daha Mısınız | Heyecan içindeyim. — Gözleri kapalı. Kaşı kirpiği belirsiz bu Minimini pespembe — mahlükun Yüzünden Âdemle Havva cenne- finin izlerini aradım. Aradım ve buldum. Başım yastığa düştü. Doktor. Hastabakıcıya lendi : — Götür artık. Renkleri aramıya lüzum yok. Çizgiler — aradığım — izleri — ifga tediyor. yaklaştırır se8- * Doktorun görü önünde geçen bir haftalık kılinik bhayztından #onra eve döndüğüm zaman artık ANASININ ... " No: 98 21/9 / 85 x Yunanistanda : Lüzumsuz Ve Fay- dasız Konuşmalar Atine, 20 (Össl) — Ikinci teşrinin 3 ünde genoy yapılacağına dair olan kararname dün Bakanlar kurulunda imza edilmiştir. Ahali partisinde ayrılıklar olacağı hakkında çıkan Şaylaları başbakan yoli tır. Başbakan ayrışık par- ğ rapılacak genoy konuşmala- msal mahiyette olmadığını ga- zet re söylemiştir.. General Kon- dille de böyle bir konuşmanın ne lü- zumu ne de faydası vardir, demiğtir. Fransada : 936_B€îtçesi 40 Milyar Parls, 20 (A. A.) — Matii 1985 bütçesini 48 milyar ve 1936 çeal 50 ar — olduğu halde, bütçesi kırk milyarda kalacağını yazmaktadır. Âdi bütçe vergilerle kapatılacak fakat ayrıca, ulusal bayasallık, ik yapılar, buğday ve şarap pliyasasının İslahı gibl fevkalâde — maaraflar için Özel bir istikeax hesabı açılacaktır. Japonyada: Korkunç Bir Dep- rem Oldu Bir Kasaba Harap Oldu Tokyo, 20 (A.A.) — Hakodate'den bildiriliyor: Hokkaide adasında kâin Hakodate kazası, müthiş bir deprem sonucu harap olmuştur. Gelip gitme dardu- gundan tafsilât ılııı_nıın_ı.m._ Çinde: Bir Tren Devrildi 25 Kişi Öldü Haydutlar Yolcuları Dağa Kaldırdılar Şanghay, 20 ( A. A. ) — Chuntae gazötesinin bildirdiğine göre, Mukdan- Ki miryoluna karşı bir. sulkast , Bu hattın güney bölgesin- tlar rayları sökmüşlerdir. O en ammışlardır. Yolcular haydutlar dan dağa kaldırılmışlardır. ZI İA eskl diri ve hareketli vaziyetimi bulmuştum. Fakat hissediyordum kl vücu- dumda değil fakat ruhumda ben- liğimde büyük bir değişiklik var. Bu analık duygusu değil. Her ana bünyesinde olduğu gibl ru- hundada yeni bir takım duygula- rın yeşerdiğini eski heyecanlarının söndüğünü hisseder, Bu, şefkat kelimesi ile Wade edilen ve et, kemik, sinir olgun- luğunu fikir ve ruh durgünluğu ile birleştiren bir dönüm yeri.., Fakat kanımın, etimin vevgimin sır verimi olan bu mahlük benim gizli gizlil kanayan gönül yara- mı da kapattı. Onun ağlaması kulaklarımda çınlayan acı itapları işittirmez oldu. Onun yüzünü gör- dükce hayalimi dolduran düne ait hatıralar siliumiye başladı. Kafamın boş kaldığı bir an yok- ki ondan başkasını düşüneyim. Kalbim! o kadar doldurdu ki onu başkalarına açayım. Bu mini mini mahlük Kenan diyarında gökten gelen ilâhi sesleri İşitmiş ve — neş'elenmiş SON 'POSTA gözetes', son kar gık curum üzerine İnagilizlerin “Ümit,, adlı Rusyada: Âlim Çiolkoviski |İAvrupanınDurumu ldü Kalonga, ( Avrupa Rusyası) 20 (ALA.) — Uçakçılık âlemindeki Ihtira- larile tanınmış alim Çiolkovlaki, 78 yaşında olduğu halde mide kanserin- den ölmüştür. Moskova, 20 (ALA.) — Sovyet Rusya komünist fırkası ile halk komiserleri konseyinin bir bildiriği yayılmıştır. Bu - bildirikte büyük bir âlim olan — Çlolkovlakinin — ölümü dolayısile hasıl olen büyük keder ve teessürden Dbahsedilmektedir. Alim, 29 yaşından İitibaren ve hocamz ola- zak riyaziyat ile meşgul olmuştur. agür zamanlarını fizik ve heyet alanında İlml araştırmalara hasret- miştir. Moskovada Leh İşgüderi Kaza Geçirdi Moskova, 20 (A.A.) — Bir otomo- bil çarpışması —szasında —Lehistan işgüderi Sokolnieki ile Leh sefareti Ikincl sekreteri Koluski ve Stratosta- nin sepatini yapmış o'an profesör Fehijevaki ve diğer Üç kişi yara'an- mışlardır. Yarası ağır olan Ko'uskiye ameliyat yapılmıştır. Sığlık durumu endişe uyandırmaktadır. Bir Batında 4 Çocuk Moskova, 20 (A.A) — Fakir bir işçi silesi anası, bir batında dört ço- cuk dünyaya getirmiştir. Üçü kız ve biri oğlan olun çocuklarla annelarinin sağlık durumu İyldir, Musa kavmi gibi Ümitler verdi. Kalbimin üstünde onun başı, damarlarımdan çekip aldığı beyaz kanla büyüyor. Arasıra meçhul, mübhem ba- kışlarını göstermek — için açılan göz kapaklarının altında berrak bir mavilik var. Bu gözler benim gözlerim.. Fakat bu minl mini yüzün gözlerinden başka tarafları benim değil, Almı ve çenesini tebarlirz ettiren çizgiler benim değil. Uyurken bu bir avuç içi kadar yüze bakıyorum. Bu ufacık pembe yüzde ne derin ifade var. Gözle- rzim bu pembe yüzün hatları, çı- kıntı ve çukurları, gölge ve renk- leri ile o kadar meşgul oluyor ki ayni vatziyeti bozmadan saatler geçiyor, geçiyor, farkında olmu- yorum. Bu mini mini mahlük kararsır, isteksiz perlşan genç hayalıma firen yaptı. Artık ömtünün yarını Için hayalimde arzular duymadı- ğım gibi onu da hatırlamak İste- miİyorum, Bu, ilk analık zevkinin verdiği feragat ve kanaat duyguları mı bilmem, Şu anda aradığım bir şey yok. Uykularımda bile rlüya- larımı © dolduruyor. bana taxe * Klinikten geleli on beş gün pı maruf tablolarını hatırlatan şu karikatürü neşretmektedir. ——— Amerikada : Görüşüldü Nevyork, 80 (A.A) — Relsicumur Rouzvelt, — Amerikanın Paris — elçisl Stravs ile Amerikanın Türkiyedeki eski elçisi Morgan Tav'ı ve deniz yönetgeri Henri Ruzvelti kabul etmiş ve kendilerile Avrupanın durumu hak« kmla görüşmüştür. Bu görüşmeler hakkında birşey sızmamıştır. Bir Sahtekâr Yakalandı Nevyork, 20 (A.A) — New Jersey bükümetinin gizli xabıtası, gerek Nev« york şehrinde ve gerek diğer bir çok şehirlerde sahte bankaotlar sürmüş olan Wiliam Watts adında birisini yakalaımıştır. Wilinm Wattaın evinde elli bin dolar aahte banknot ve ptsaport yapmaya mahsus mükem- mel bir fabrika bulunmuştur. Florlida Kanalı Nevyork, 20 (ALA) — Ruzvelt, At. lantiki, Mekaikn körfezine bağlıyacak olan Florida kanalı yapılarına başla- nilması işaretini telgrafla vermiştir. Yugoslavyada Maaşlar İndiriliyor Sofya, 20 (Özel) — Belgrattan bil- dirildiğine göre, Yugoslavya hükü- meti, 40 milyon dinarlık bir tasarruf yapabilmek İçin sivil ve askeri me- mur maaşlarını yüzde 7 nlsbetinde İndirmeğe karar vermiştir. küçük zabitlerle eskiden tekaüt alanların maaşları Indirilmiyecek oldu. Ali Sami Bey uzayıp giden Işini Hulusl Beye bırakarak - iki gün iİçin geldi. Deli gibiydi. Onu bu kadar heyecanlı ve samimi görmemiştim. İlk zamanlarımızda bile göz- lerinin asıl ifadesini belli etmiyen bu adam şimdi evlât sevgisini taâtmış, candan bir baba... Geldi ve kaldığı kırk sekiz saat içinde sokağa çıkmadı. Çocuğun beşiği ile benim aramda geçen bu kırk sekiz saat onu en ciddi ve en İyl tanıdığım zaman oldu. Bu çocuk sanki onun herkes- ten gizli taraflarını aydınlatan bir ışık olmuştu. Işlerinden, kazancından, dü- şüncelerinden ilk defa açık ve samimi olarak benimle konuştu. Sanki na emniyeti yenl yeni gelmişti. Anladım ki o artık eve lilik hayatını kabul etmiş ve artık arzularını bu hayalın çerçevesine toplamıştır. Bütün bir gece bu maviş yavrunun adı Üstünde münakaşa ettik. Ali Sami Beyin meşhur listesindeki isimlerden hiçbiri ho- şuma gitmedi. Ona vereceğim ad onun varlığını Hade edecek bir manada olmalıydı buna iİmkân görmüyorum. Hatta ona ad vermek hak- Say'a .'ı BUGCÜN | Liselerde Ruhiyat ! Akaak — Timur, Tüzükler — adını taşıyan değeri yüksek eserinde şöyle bir fıkra yazıyort “Gazneli Sultan Mahmut, işlek bir yolun ortasına | amıt olarak büyük bir taş diktirmişil. ©O yoldan geçen atlar, bir dönemeçte ansızın karşılarına çıkan taştan Ürkü- yorlardı, huysuzlanıyorlardı. Bu yüz- den kaza da oluyordu, attan düşüp yaralananlar, hattâ ölenler görülüyor- du. İşyarlar, Sultan Mahmuda bu durumu anlattılar, taşın kaldırılması- na izin iste ledi, dönek görünme« mek için taşı yerinde bıraktırdı., Aksak cihangir ilâve ediyorı *“Verilen emir geri alınamaz. Lâkla zorar belli o'ursa yarar etmek doğru değildir. Hakimane davranıp zararı gidermek lâzımgelir., Kültür Buakanı Saffet Arıkan, g- çenlerde gazete aytarlarile görüşürken Hsolerde okutturulan ruhiyat kitabının çok ağır olduğu anlaşıldığından bu yıl kaldırılacağını, emettin Sadık'a yazdırılmakta n kitap bitinceye kadar bu dersin — okutulmiyacağını söyledi. Demek kli zarar belli olunca baki- müâne davranılıyor, zarar gideriliyor. Bu durum önünde şükran duygusuna kapılmamak e!bette mümkün değil, Lâkin bir mokta varı Ruhiyat kitabının ağırlığı kabul olunup da İiselerden kaldırı'ması karar altına alınırken © kitap yüzünden emıfta kalan genç yurtdaşların durumu ne için düşünül. müyor?. Bütün derslerden iyi not alarak yüz aklığı göstermiş ve yalmız ruhiyattan eksik not almış çocuklar var. Kitabın ağırlığı anlapıldıktan ve bu yıl onuncu sınıfta okuyacak tcle- benin bu ağırlık altında ezilmemesi düşünüldükten —sonra geçen yılıa kurbanları için de bir çare bulunmak gerekmez mi? Her işte olduğu gibi ruhiyat der- sinde hakimâne bir karar alarak bütün lileri — minnettar — bırakıy saygı değer Bakanın bu önemli nolks tayı dahl gözönünde tutacağını umu- yoruz. Bir yük kalktı, lâkin © yükün altında erilenler henüz yerde sü- rünüyor. M. T. Tan kını ben kendimde bile görmü- yorum. Ne yazık ki karlı çam or- manları içindeki o sıcak aşk mabedinin, Âdemle Havva cenne- tinin bu maviş mahlüku daha gözlerini dünyaya açarken baba sevgisinin bile yalancısını gördü. Onun anası olduğum kadar babası da ben olacağım. Çocuğum yalnız benimdir. Ali Sami bey evlerinin içinde bir gölge gibi dolaşan erkekler- den oldu. Hiçbir şey İçin srar etmiyor. Isim meselesinde önce biraz tolaşlı görünüyordu. — Sen düşünme, dedim. Ben onun ismini buldum. — Ne buldun. — Kendi adımı vereceğim. — Nasıl olur. Gülseven, Güldüm : — Adımı kızımla paylaşacağız. — Nasıl ? — Yarısı onun yarısı benim. — Anlamadım. — Benim adım Gülseven de- Ilk hamlede manasını kavraya- madı. Fakat hemen İntikal etti. Kelimeleri tekrar etti : — Evet, Seven gül, Sen (Gük seven) sin o (Sevengül). (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: