29 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Eyl “DUNYA | Matbuatında GÖRDÜKLERİ MİZ Hindistanda Yalan Söyliyenler| Belli Olur Kanadada Winnipeg şehrinde 1923 modeli bir otomobil yoldan çıkarak göle yu- varlanmiş ve bir sene suyun İçinde kalmış. Bir se- ne sonra sahibi otomobili gölden çıkarmış ve deposunda hâlâ ben- zin bulunduğunu ve motörün de bozulmamış olduğunu hayretle görmüştür. Bunun Üzerine otomo- bili bir senelik benzinle İşletmiş ve hariçten yardıma ihtiyaç his- getmeden otomobili garaja kadar götürmüştür, Bir sene göl de kalan otomobil * Hindistanın şimalinde yaşayan Hindistanda| ve kısmı ezamı yalan sögli- müslüman (olan halk, kolay kolay yonler yalan söyliyemez- ler. Yalan söyledikleri zaman baş pârmaklarını mütemadiyen oyba- tırlarmış. Onların bu hususiyeti hükümetçe malüm olduğundan bu adamlar şahitlik için mahkemeye çağırıldıkları zaman potinleri ve çorapları ( çıkartılarak hâkimin karşısına çıkartılır ve hâkim de gözlerini bunların ayaklarından ayırmıyarak onları sorguya çe kermiş. * Kuşların hemen hemen hepsi Bir otomobi.| ve hayvanların da in öldürdü: bazıları, otomobil- leri tehlikesiz şey- gü kuşlar | ler nddetmekte - dirler. o Geçenlerde o lugilterede uzun bir otomobil yolculuğu ya pan bir adamın * otomobiline bir günde 56 kuş ve bir o kadarda tavşan çarparak ölmüştür. Kübada : Tayfun Çok Zarar Yaptı Havana, 28 (A. A) — Tayfun, Kü- hanın doğusunda tahribat yapmıştır. Öriente, Kamâguey ve Santa ileri He telgraf muhaberatı uğramıştır. », yalnız kuvvâtli bir yağ» murdan zarar görmüştür. Miyaml 28 (A. A.) — Kübanın Ka- maguay bölgesinde kopan yaman bir kasirg», milyonlarla muz ağacını yere sermiştir. a inkıtaa Edebt Tejfrika No 102 279/86 Yeni Bir İttif İttifaka Doğru Mu ? Alman - Macar - italya ! Son Haberlere Göre, Küçük Antanta , Karşı Cephe Kuruluyormuş — Siyasıl akanı Gömböşün Almanya gezisinden bir Alman-Macar uz'a si çıkıp çıkmıyacağını soruğ- turmaktadırlar, Bir yından Gömböş, Alman Hava Bakanı Göring ile birlikte, doğu Prusyada avlanadursun, onunla bera ber gelmiş olan İki yüksek Macar işyarı, Başbakanın pazardan sonra Hitler ile yapacağı görüşmelerin z4- minin hazırlamak üzere Berline git- migler vs orada siyasal çevenlerle temasa geçmişlerdir. Sonra, haber verildiğine göre, Gömböşten önce buraya Macar silel beyetlâri de gelmiş o olduğundan, görüşmelerde süsl meselelere de dokunulacağı anlaşılmaktadır. Berlin 'eki diplomatik çevenlerin birlakımına göre de, bu görüşmeler yeni bir siyasal sistemin temellerini kuracaktır. Bu yeni , küçük in kargı orta Âvrupa devletle blok vücude getirmeyi gözetmektedir. Bir Macar Saylavının Açık Bir Yazısı Roma, 28 (A. A. ) — Almanyada bulunan Macar Başbakanı Gömböşün gezisi ila ilgili olarak, Ciornale Ditalya gazetesi, Macar saylavlardan Ralnis'in bir gazete yazısını naklediyor. Rainis bunda diyor klı “Orta Avrupada faydalı bir siyasa- ya ulaşmak, ancak Almanya ile İtalyanın, Polonyanın, Macaristanın aralarında sıkı bir bağlılık ile mümkün olacaktır. , Yunanistanda : Rejim | İşi Cümhuriyetçiler Geno- yun Sonucunu Tanımıyacaklarmış Atina, 28 ( Özel ) — Yarım resmi bir tebliğe göte, Cümhuriyet partileri rejim İçin yapılacak genoy sonucunu tanımamaya karar vermişlerdir. Başbakan Çaldaris o Cümhuriyet partilerinin bu gibi hareketi doğru olmadığını söylemiştir. Girit Grevi Atina, 25 ( Özel) — Girit genel valisi Hanyadaki grevcilerin iş'erine başladıklarını ve bütün adada sükü- net bulunduğunu iç bakanlığa bildir miştir. ANASININ >»... KIZI mke EİN Gözlerimi © açtığım Ozaman &nnem baş ucumdaydı. Saçlarımı okşayan elleri bana Kadıköyün- deki mekteplilik hayatımı hatır- lattı, Sörlere giderken geç kaldığım sabah annem beni uyandırmağa kıyamaz. Böyle saçlarımı okşaya okşaya, bana mektep vaktinin geldiğini haber verirdi. — Ne var anne? Gözleri dolu dolu olmuştu. — Ne var anie? Sesinde boğu'ur, tıkanır gibi bir değişiklik var. — Firşey yok yavrum, geç kaldın da, uyumadın değil mi? — Saat kaç anne? — On buçuk. Doğruldum. — Sevengül nasıl anna? — İyi kızım Elizanın yanında, Annem Oo birşey » söyliyecek gibi, — Gelen giden oldu mu? — Gelen dindi fakat telefon ettiler, — Kimler? — Ali Sami Bey. Hulüsi Bey. — Niçin? — Annem söylemek İstemi- yordu. — Hele kalk, kahvalti et, ko- nuşuruz. Vücudüm kırılıyor. lik bir banyo yaptım, canım birgey İste- Berin, 28 (A. A.) — “Völkişer Beobahter,, gazetesi, Memel (o seçim savaşı hakkında mutalea yörüterek Or “Bazı yabancı çevenler, cenevrs- dâki gerginliği unutturmak için tabif olarak Oo müstacel bazı Oo manevralar yapmak ihtiyacımı duyuyorlar. Avrupadaki birçok siyasal şahs- yetlerin siyasal düşüncesi aşağıdaki sabit (o fikre dayatmaktadır. O sabit Amerikada : Deniz Anlaşması Amerika Buna Bağlı Kalacak, Fakat... Nevyork, 26 (AA) — Cumurlak başkanı Ruzvelt, Birleşik Amerika hükümetlerinin deyiz siyasası hakkın- da verdiği bir diyevde, Amerikanın Vaşington ve Lon'ra anlaşmalar na daimn bağlı bulunduğunu söylemiş ve şunları ilâve atmişir; “Ancak, bu andlaşmalar, yenilen- imediği ve kesin olarak bozulduğu takdirde, Amerika hükümeti, deniz siyasasını değiştirecektir.,, Yahudiler - Almanlar Nevyork, 78 (A.A) — Yebudilerin çokluk teşkil ettikleri giyim endün'ri m yor, Ben aşağıya inmeden Eliza (Sevezgil) ü getirdi. — Bu sabah sit vakti çok geçikti Madam. Iki defa baktım. Uyuycrdunuz. Pebek sizi bekli; or. O kahvaltısını benden alıyor. Onu göğsümde kendime çek- tiğim zaman bütün sevgi heye Canımın * taştığını o hissediyorum. Muhakkak ki o benim bütün sev» gi ihtiyacımı verecek ve doyu- racak. Eliza: — Madam bugün rabatsıza benziyor. İstirahat etseniz, dedi. Yüzümde birşeyler olduğunu ben de biliyorum. Fakat her halde pek sakin bir gün geçirmiyeceğim. Bugün artık kendi kendime- yim. Kızım ve annem İçin yaşa- yacağım. * Aşağıya indim. - Annem endişeli, Sabahtanbe- Çok önemli görüşmeler yaptıkları söylenen Göring, Gömböş Almanyadan Bir Ses: Memel Işi Başkaları Tara- fından Körükleniyormuş İ fikir de şudur: “Barışı bozacak hsreketlerin ancak Almanya tarafından gelmesi (müm. kündür.,, Strera cephesi yıkılmak tehdidini gösterip de bütün İnancalar sistemi kurmokarışık o olunca, ortada kalanı kurtarmak için alelâcele son bir çare aranmaktadır. Bu çare de Memeldeki seçim meselesidir, Hindistanda : Yeni Keşifler Yeniden On Sekiz Don- şak Meydana Çıktı Srinagar, (Kurey Hindistan) 28 — Holamdalı Visser'in başkanlığı altın- daki sefer heyeti, (Karakurum dağ silsilesinin Kuzey aklanında - şimal sathımailinde - yaptığı üç ayhk gezi- den dönmüştür. Vissor, Röyter ajansı aytarına, yeni on sekiz donşak Teimudiye) keşfetti ei Göyisimişi *. ebat simdi; 40 kadar Alman hu- kukçusunun oturdukları oteli kuştan 500 kişi, bunlürım orada bulunma'a- pe iie süretie protesto etmiş- ri geçen hâdiseleri | öğrendim. Hulüsi bey görüşmek için benden müsade İsliyormuş. Ali Sami bey pek müteessir olduğunu söy- lemiş, Biz annemle konuşurken tele fon çaldı. Artık her şeyi bitirmek ve yo- luna koymak lâzım, Zaten iğreti ve karışık işleri sevmem. Sinirle- rim kuvvetli, ker şeyi yapmak kudretini hissediyorum, Telefonu açtım, Yine Hulüsi bey. Gelmek istediğini söyledi. — Buyurun | Dedim. Zaten vaziyetimizi anlatmak içla arada bir başka dostun bulun- ması faydalı olacak. Birbirimizi a, yere İncitmeğe İlizum o i On dakika sonra bahçeye vie bir otomobliden Hulüsi Bey Küçük salonda onunla karşı karşıyayız. İ Anar Yok ! Fıkra pek eskidir, çok &x söylene miştir, hemen her ağızda dolaşmıştır. Lâkin yerinde yine taze gi k bir kuvvet ve bayatlamaz bir hi taşıdığı İçin yazmaktan kendimi ala- madım. Büyük Napoleon kendi ken- dini imparator ilân edip te adı pındırdığı Fransız kütlesini yakından görmek, İmparatorluğunun ilk zevk- lerini yar yer, diyar diyar toplamak #zerâ büyük bir geziye çıktığı sırada İşlek |bir yol üstünde olmıyan küçük bir kasabaya da uğrar. Fakat ne topla selâmlanır, ne tüfekle |. aşka yer- lerde kendini karşılayanların kopar- dıkları kiykmete kargı bu kasabada bir fişek bile atılmaması genç impa- ratorun canını sikar, uray başkanim çağırır — Burada, der, bir tek top ta mı yok! — Ver haşmetmeab, — İmparatorun o herhangi (bir gehre göref vermesi halinde o şerefin top atılarap kutlulandığı sizce meçbul müdür ? — Hayır haşmetmeab. Bu ödevi de çok iyi bilenlerdenim. —O halde ne haltetmiye top attırmadın ? — Bunun kırk kadar sebebi var haşmetmenb. Müsande ederseniz si- yayım. — Dinliyorum, — Bir kere barut yok! İmparator elile bir işaret yapanı — Yeter, der, öbür sebepleri öğ- renmiye lüzum kalmadı! Dün, Kadıköy iskelesinden moda- ya gitmek üzere bir tramvay araba- sina atlafhıştım. Terli olduğum için korunmak mecburiyetinde idim, İki yan pencerelerinin aşık olduğunu görünce biletçiyi çağırdım. Şarbaylı- İm emrine göre deyranmasnı, bir yan penceresinin kapolı tutulmasını söyledim. Adamcağız güldü. — Hakkınız var, dedi, gidiş isti. kamağinde suğ taraf pencereleri açık, öbür terafkiler kapalı duracak, Lâkin bizim araba camları anahtarla açılır, kapanır. Bu arabada ise anahtar yok. İyi amma fogur fosur bir yandan girip öbür yandan çıkan yel, benim gibi terli olan yolculara mükemmel bir xatlrree işlemek kabiliyetini tag'yor- du. Anahtar yok diye orada oturular maz ve parasile hastalık Batın alna mazdı, Ben de ilk durakta indim, yaya yürüdüm. Sevgili dostum Necmettin Sahirden rica ederim: Biletşilerin boyunlarına yalnız para koymak için çanta değil, penesrelerin snahtarları da asılsın. O çantaların şirketçe ne kadar değeri “ varsa © anahtarların da yolcular ya” nında okadar ve belki daha fazla kıymeti vardıri. den ve Balıkpazarı sarhoşluğun- dan eser yok, Centilmen görü- mahçup ve nazik. Dün geceki hareketimden bir mana çıkaramadıklarını söylüyordu. Sakin ve müsterih dedim ki: — Meselenin anlaşılmıyacak ei yok Hulüsi Bey.. Ben aile hayatimi başka türlü görüyorum. Belki de yanılıyorum. Fakat ka- Taa Sami Bey e yi bie i i ei rkek olabilir. Fakat bana göre iyi bir koca değil. Anlaşmamıza ve beraber yaşamamıza imkân yok. Lüzumsuz dedikodulara ne İlzum var, Bir çatı altında yaşa- mak için iki tarafın da bir düşü- pi ve bir yaşayışta olmalari lâzımdır. Mademki ben buna imkler en Başka sebep “oi da Yalmız bir- Üz için masıl bazı şartlara dikkat ediliyorsa tabii ayrılmak da öyledir. diller ii

Bu sayıdan diğer sayfalar: