25 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

25 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa — SON POSTA n | Hergün İtalyadan alınacak ders . Kültür parkı istiyoruz. İtalyadan alınacak ders H.ı... hârbi münasebetile İtalya bü- yük bir imtiban geçirdi. 4 İtalyanın ikıma karar aleyhine verince Milletler Cemiş zecri tedbirlerin İtalya hileli yollara baş vurarak kendi ihti- yaçlarını temine çalıştı. yahut dahilde ye - tiştiremediği, bulamadığı maddelerin ye - rine başkalarını ikameye mecbur oldu. Bu yüzden altı aydan beri hayli sıkıttılara katlandı. Bu altı aylık tecrübeden sonra Musolini İtalya için yeni bir iktısat siyaseti takibine muztar kaldı. İki gün evvel fasizmin yıl - dönümü münasebetile verdiği bir nutukta ısat siyasetini anlattı. bu yeni Musölininin yeni iktısat siyaseti dahilde devletçiliği biraz daha arttırmak, hususi ve dağınık teşebbüslere mümkün olduğu kadar az saha bırakmak, ve hariçten te - dariki zaruri olan mevadı yurt içinde ya- pabilmektir. Cihan harbinden ders rağmen Almanya da bugün ayni içindedir. Ham maddeyi hariçten tedarike mecbur olduğu için parasanın mühim bir kısmını harice vermek mecburiyetindedir. Bütün milletler ve bütün dünya bir harp için hazırlanıyor. Bu hazırlıkta en ziyade ehemmiyet verilen şey harice muhtaç ol - maksızın kendi kendine yetecek vesait te minidir. Bunun için de harbe bazırlanan milletler sanayün mühim kısunlarını — ya devletleştirmişlerdir. yahut devlet kontro - Yü altına almışlardır.. Bu zararet bütün dünyayı iktısat siyaselinde yeni bir istika- mete götürmektedir. * Kültür parkı istiyoruz. aarif idaresi İstanbulda çocukların almış olmasına sıkıntı tatil zamanlarında istifade edebile - cekleri 36 spor meydanı yaptırmağa karar vermiş. Bu sene bu meydanlardan birin - cisi yapılacak, bütçenin müsaadesi nisbe - tinde diğerleri de peyderpey kurulacaktır. İstanbulun spor meydanıma — değil bir kültür parkına ihtiyacı vardır. Çocuklarımız — sokaklarda — toz toprak içinde oynuyorlar. Bunları bu pis sokak - lardan kurtarıp spor meydanlarında top - İnmak hayırlı bir teşebbüstür. Fakat bu, dağınık, yarım, noksan bir iştir. Hem vaktimizi, hem paramızı israf et - memiş olmak için 36 apor meydanı yapa- cak yerde, belediye ile birleşerek plânlı, programlı, modern bir iş yapmak elbet te daha faydalıdır. Bu sebeple bizce yapıla - cak şey spor meydanı değil kültür parkı- dır. Kültür parkı, çocuğun hem beden, hem fikir idmanlarına yarıyan her türlü vasıta- ları bir araya toplayan bir yerdir. Bunu ilk defa Sovyetler Moskovada yapmışlar- dır. Bizde de İzmir belediyesi buna benzer bir kültür parkı yapmağa teşebbüs etmiş - tir. İstanbul böyle bir parka daha büyük bir şiddetle muhtaçtır. Maarif idaresile be- lediye el ele verirse bu parkın yapılması hayli kolaylaşır. Hâdiseler Karşısında: Kuşa Benziyen Köprü Eyüpteki ihtiyar leylek anlattı: Evvel zamatlda, dedi, bir Karaköy köprüsü varmış. Zaman geçmiş, eskimiş, parçalanmış. işe yaramaz bir hale gelmiş. Kesmişler, biçmişler, Unkapanı ile Azap - kapı arasına germişler. Günün birinde yine eskimiş, yine par - galanmış.. Bakmışlar olacak — gibi değil, yeniden kesip yeniden biçiyorlarmış. Kes- me, biçme işi bitince buraya getirecekler- miş. Bir ayağı burada olacakmış bir ayağı da Sütlicede: İhtiyar leyleğe sordum: — Bunu bana niye anlattın ? — Belki bilirsin, dedi, bir Nasrettin hkoca varmış. Benim ceddimin — ceddinin, teddini yakalamış. Bacaklarını, — gagasını kezmiş. -— İşte, demiş, şimdi kuşa benzedin! Cagasını iki yana döndürdükten sonra ilâ- Ve ettir Buraya gelecek köprü ile uramızda Bir akrabalık var sanıyorum da... İMSET * Kesimli Makale Hayatta hepimizin bir kurtaranı vardır. Fakat en büyük kurtarıcımız Vlı;ıdııııılı. En müşkül aa :“mimiü ölümle pençeleşirken bir doktor kurtar- | mevkilerden, ölüm tehlikesinden, iflâstan, sukuttan, hu- aştır. KA P Küzbakl Tayakm l ü daniir Gnökemi TARü lâsa maddi ve manevi ol'ü.ııleıdeıı bizi 'k.urtıruık olan Biki n . söretiyle Veti brğer yegâne kuvvet içimizdeki irade kuvvetidir. Kimimiz bir kazadan bir yabancının yardımıyla haya- | — İrademize sahip olursak bir çok tehlikelerden — kurtul - _n:n_ı_ı hırurıîuıîdır. makta güçlük çekmeyiz. SÖZ A “Gönlüm,, de Yangın Var! Bazı kimselerin soy adları gibi, bazı a- partımanların, bazı müceseselerin isimleri H GÇSN HEHG"N Bm HKM İsterseniz Evleniniz! — Amırihı&ı yapılan ıh.i'ı istatistiğe naza- Memleketinde büyük! | — ”n ae ekgerler ve daha adamdır! Şair Andelip, Sirkecide, iskembeci- 'nin Üzerinde oturur, menileketin Ker tarafından İstanbula gelip te, o civar- ’ da dolaşan, otellerde beytatet — eden taşralarla ahbaplık eder, düşer kalkar- dı. Bir gün, Arnavutluktan, kim bilir ne gibi bir iş takip etmek için buraya düşmüş İslâm ağa adında birisile ta - nıştı. İslâm ağa, şairden, birlikte Mah - mutpaşaya kadar giderek, — kendisine bir kat elbise almalarını rica etti. Dükkânda, İslâm ağa bir ceket ta - kımı beğendi, sırtına giydi. Fakat el- bise uzun, genişti ve adamcağızın üzerinden düşüyordu. de insanı hayli güldürüyor: Bir arkadaş anlatmıştı: Bir gün, Tak - simde, bir bakkal dükkânmıma, genç, güzel İbir ecnebi bayan girmiş, ve bir çok nesne- leri tarttırıp, küfeye doldurttuktan — sonra, dükkân sahibine: — Sev beni! demiş. Bu cazip ve umulmaz teklif karşısında yüreğinin etekleri tutuşan genç ve dışarı- hklı bakkal, derhal tezgâhın başından ka- dinin yanına sokulmüş. Kadıncağız az cinayet işliyorlarmış. Ve beşeriyetin mlâhına erkekleri evlen- dirmekle başlamalı imiş., * * Macaristanda Kanlı Nikâh Macaristanda, Macarların eski âdetleri mucibince nikâh yapmak usulü moda ol- muştur. Bu usülde gelin ve güvey, May - yar Hadur ismi verilen mukaddes bir ta- gn önüne geliyorlar, ikisinin avuçları ke- siliyor, ondan sonra birbirlerinin kanlı el - lerini tutuyorlar. O kanlar bir şarabın içine akıtıbyor ve kupa, yani kanlı şarap, mu- kaddes bir ateşe dökülerek — yamıyor. Ateş söndüğü zaman da nikâh ta bit- | miş oluyor. tebi. kadın ismil 6 — Duman kiri, bir P ilâvesile koku olur. 7 — Rabıt e - hem mütemadiyen: — Sev benil der, hem de kendisini sev. miye çalışan bakkalı itermiş. Nihayet, tesadülen oraya giren lisan bi- Kir bir zatın müdahalesi, işin garip mahi - yetini anlatmış, ve çirkin bir hâdisenin ö- nünü almış: Meğer, bu ecnebi bayancağız. Talimha- me meydanında: «Sev beni» adındaki a - partımanda otururmuş, ve bakkala bu adı Dükkâncı, bunun yerine — başkasını | |datı, bağışlamak, entarinin ucu. 8 — Han- -İ’"”î'k' aldığı aşyaların apartımanına | | teklif etti ve: çere benzer, uzağı gösterir. 9 — Meleğin gönderilmesini anlatmak istermiş. — Öteki elbise büyük adam içindir! | Veşi, tabiat dumanı. 10 — Bir renk, benze- Dün gazetede okuduğuma göre, Nişan- Diyince, Andı ciddiyetini asla | |mek. 11 Boşanma, suyun hususiyeti. taşında Gözüm adında bir apartımanın ka- loriferlerinden yangın çıkmış, ve hamdol - sun, büyümeden söndürülmüş. ağa efendi de kendi memleketinde bü- Şimdi tasavvur edin: Meselâ, Ayaspa -| | yük adamdır! şada bir apartımanda oturuyorsunuz. A - | 4, BULMACA bozmaksızın. dükkâncıya: — Susl! dedi; sen bilmezsin. Bizim Yukarıdan aşağıya: | — Bir renk, oturmak. 2 — Bir kut'a, mota, üstün. 3 — Yeni ölen şairlerden bi- rinin ikinci ismi, dilsiz kalmak. 4 — Rabıt edatı, gök. 5 — Mefulüfih. — Fesat şey. 6 — İki gelin birbirini bu isimle çağınız, eski arap harflerinden biri. 7 — Erkek, bit H ilâvesile döşeğe düşen olur. 8 — Bir kadin ismi, bir İ ilâvesile adet olur. 9 — Fazlalık, dini baston. 10 — Eski Osman- hlarda tekaütlere verilen ikramiye tabiri, haya, |1 — Bir K ilâvesile vücudumuzdan çıkar, inanmak. Dünkü Bulmacanın halli: Soldan sağa: | — Museolini, Ki. 2 — Amin, an. 3 — Dar, ashap. 4 — Albay, bizar, 5 — Esa- ret, 6 — Yasa, atak. 7 — Ay, lâf, tava, & — Bet, yaz. 9 — Mete, azat. |0 — Sir, Iâta, an. VI — İle, nine, Yukarıdan aşağıya: D— Mudanya, si 2 — Al, ay, mil. 3 — Serbes, bere. 4 — Asalet, 5 — LA4 | — Firari ve hain padişah. 2 — Çe -İya, adale. 6 — İma, raf. 7 — Nisbet, tat. nemizdeki kıllar. 3 — Bir kadın ismi, öl.|8B — İnhitat, zan. 9 — Az, kaya. 10 — çü 4 — Karımızın kardeşi. 5 — Bir ec -|Kapak, vatan. 11 — İn, kaz, ne. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Kütahya muhabirimiz yazıyor: | — Bu çocuk Emet kazasından yedi çocuklu dul, fakat çok «Geçen gün yalnız yaşayan bir kadının kapısı önünde | fakir bir kadından para ile satın alınmış. Hem de nasıl? küçük bir kız çocuğu gördüm. Sekiz yaşında masum, se- | Çocuğu tartmışlar ve oranın rayicine göre koyun eti fi- vimli bir kız çocuğu. Adı Türkân. Sordum, soruşturdum. | yatı üzerinden bir kıymet biçmişler. Bu suretle çocukca- Şu acı hakikatı öğrendim: | ğazı bir kaç liraya satın almışlar. İSTER İNAN İSTER İNANMA! n $f partımanın adı da «GCönlüm| ». Talihsizlik bu ya. Günün birinde, apar- tımanda yangın çıkıyor, ve siz hemen te- lefona sarılıp itfaiyeyi arıyor: | diyorsunuz, Ayaspâşaya ye- im» de yangın var).. Sorarım size, bu takdirde, — itfaiye ku- mandanı, size Bakırköyüne telefon etme- nizi öğütlerse haksız sayılabilir mi? * Kadınlar Arasında Sakal Modası Japonlar yurtlarının şimalindeki Hok- kaida adasında, soğuktan dolayı yaşıya - mamaktadırlar. Orada Minus isminde baş- ka bir ırk vardır. Bunların sakala merak - ları pek fazladır. Kadınlar, sakalları çık - madığı için aşağı bir mahlük telâkki edil- mektedir. Onlar da bu vaziyetten kurtul- mak gayretile, her gün suratlarını tıraş et- tirmekte ve yüzlerine kıl çıkaran çeşit ceşit ilâçlar sürmektedirler. Soldan sağa: Mart 25 —— Sözün Kısası Müftünün Vekili Ekrem-Talu v mazın; bir takımı cahil yobazların elle- rinden neler çekmekte olduklarını, ile» ri hamlelerinin, irticam kara kafasiyle nasıl çarpıştığını her gün, oradan gee len gazetelerde okur, elem duyarız. , yerlerinde oturan — dindaşları Bu mezar taşı kılıklı, insanlık — ve$ terakki düşmanı heriflerden — biriniri hem ağlatıp hem de güldürecek mahis yetteki bir marifetine de son defâ$ muttali olduk . Evros müftüsünün geçenlerde Güs mülkinede bir işi çıkmış, Giderken; yerine vekil diye kimi bıraksa beğenire siniz? Müftülük tercümanı Haciyani oğlu Filip adındaki bir hıristiyanı!. Derken, müftü efendinin avdeti gecikmiş ve bu esnada, vekil de iste « yenlere: Ketebehüllakir' Filip Haciyani, ufiye anhü! imzasiyle fet « valar bile' dağıthaş!! Şimdi müftü cenaplarına: Bu oluğ mu? diye sorsanız, belki de: Elcevapij Allahüi a'lem olur! diyecektir. Bu kepazelik aklıma Köroğlunun bir fıkrasını getirdi: Köroğlu, bir gün Rumelinde dola « şıyorken, bir ufacık kasabaya gelmişe O aralık, kasabanın biricik camiinde öğle ezanı okunuyormuş. Köroğlu, müezzinin sesini beğenmiş, kulak vers miş. Bakmış ki, herif ezamı: — Allahu ekber, derler.. Lâilâhcil « lâllah, derler.. diye okuyor. Meraka düşmüş, doğru — varmışş müftünün yanına. — Selâmüaleyküm! — Aleykümselâm! — Kuzum müftü çelebi! Demirt kasabaya girerken merakımı mucip ol» du. Maşaallah, müezzininizin — güzel, yanık bir sesi var. Lâkin ezan - okur « ken, acaba her kelimenin arkasındari niçin «detler» ilâve ediyor? Müftü: — Ha, bak sanâ anlatayım! demiş, Bizim asıl müczzinimiz askere - gitti. Buranın — halkı — ise fena sesli ada« ma tahammül edemez. Giden müezzi- nin yerine onun gibi iyi okuyanı bular madık. Hıristiyan bir bakkal vardır; sesi gayet İâtiftir. Herifi çağırıp bd kârı ona teklif ettik; o da kabul etti. Şimdi ezanı o okuyor. Lâkin tabii, dö ni ayrı olduğu için, her kelimenin ni « hayetine bir aderlern ilâve ediyor; biz de bunu hoş görüyoruz! Evros müftüsü, acaba © müftünürü sülâlesinden mi?- Mutlaka öyle ola « cak! £ Pai Tübr ,_'-—5 Biliyor Musünuz? 1 — Fare isimli piyesi kim yazmıştır?, 2 — Galatasarayın müdüriyetinde bu « dJunmuş olan en büyük şaitimiz kimdir? 3 — Loire nehri nerededir? 4 — Havyar Türkiyenin neresindem çıkar? (Cevapları yarın) * (Dünkü suallerin cevapları) 1 — Musikide nota eski Yunanlılarıtt zamanında da bilinirdi, 1620 tane işaret- le yazılırdı. Bu işaretleri bildiğimiz notü haline getirmiş olan 4 üncü asırda Mila « noda papaslık etmiş olan Saint Ambroises 2—Rec mesahai satkiyesi 2500 kilemetro murabe bardır. 3 — 1948, 1976, 2004, 2060 yılları * min gubat aylarına beşer tane epazarı isa: bet edecektir. 4 — Eski tarihte tanıdığımız. Yunatt müşahirinden Ülyos kendisini sağır gös * terir, aleyhinde söylenenleri i te tedbir alırdı. 5 — Venizelos siyaset 'sahnesine çık * madan evvel Yunanistanın mesahası Ğ lbı...—ıı. Venizelos bu toprağı bir misli atilf” di. Z go —— N rakyada ve Bulgaristanın — bazi. veledi — < | D Ii, T L teceği Yabın, Yeni 1 ki tek bazı t Mahi, kü: B olacal #raşuli zarlı Bayri fındar d, T Ü. N dat ki başlıy Seği 1 ir çe &tler Madd etkik haber tilecel Pazarl| Haval Taşılak Şinan Alriki| un| lek

Bu sayıdan diğer sayfalar: