B HİLLAR SON POSTA Bütün Ege Gençliği |lâyın Mezarında Toplandı ö wdü Kubi- Menemende Büyük Bir İhtifal Yapıldı, Aziz İnkılâp Şehitlerinin Hatıraları Saygı İle Anıldı Kubilâyın mezarında toplanan Ege gençliği Menemen, (Son Posta) — Aydın, "İzmir, Manisa, Kasaba, Salihli;, ve da- | D | | | | “ | İl | U h (l | ha uzaklardan gelen gençlik topluluk- ları İzmir gençliğiyle birleşerek Mene- Mene gittiler. Menemene ve Menemen hududu- ha yakın bütün köyler halkı da sabah- w. ıeyiu. daha güneş doğarken Menemen- “de toplanmışlardı. Menemen kazası bu kadar taşkın bir kalabalığı, belki de da- ha yeni görüyordu. ' En az 25,000'kişi Yıldız - tepenin çevresinde toplanmış bulunuyordu. Törene İstiklâl marşıyla başlandı. Bütün gözler, inkılâp şehidi- Kubilây ve Menemenli Bekçi Hasanla Şevkinin adları üzerinde yükselen inkılâp . âbi- desine çevrilmişti. Ordunun en genç zabiti Asteğmen Halim, kısa bir hita- irad etti. Bu sırada âbidenin taşlarına çehre- “&ini dayayan bir kızın hiçkiriklar için- “de ağladığı görüldü. Onun yanı başın- da siyahlara bürünmüş ihtiyar bir ka- “Hdın da ayni şekilde ağlıyordu. Bu Türk anayla, Kubilâyla ikiz doğan genç hem- şiresiydi.. Parti adına Yozgat saylavı Doğan müessir bir söylev verdi. Bundan sonta da Menemenliler a- dına avukat Kemal, Muallimler adına Hamdi Zühtü birer söylev — verdiler. Şâir Nedime Turan «Kubilây tepesi» adlı bir şiir okudu. Bir manga asker üç defa havaya atış yaparak aziz ölüleri selâmladı. Saat 16,30 da Menemenin Kubilây mektebinde başka bir tören yapıldı. İsteyenler orada inkılâp hakkında coş- kun heyecanlarını ifade ettiler. Akşam saat on yediye kadar devam eden ihti- fal ve gösterilerden sonra hey'etler bi- rer birer geldikleri yere döndüler. Avni Düzcede Müsamere Düzçe (Özel) — Siyah, Beyaz spor klübü gençleri tarafından bir müsame- re verilmiş, halk tarafından büyük bir alâka ile seyredilmiştir. Gençler Akçe kocada ayni müsamereyi tekrar ede- ceklerdir. Bir Kız Kaçırma Vak'ası Akhisarda İki Evli Adam Bir Kızı Kaçırdılar Akhisar (Özel) — İkisi de evli olan Mustafa ve İsmail adında iki adam Berle köyünün Osmanlar mahallesin- den Emine adlı bir kızı kaçırmışlar, Sındırgıya götürmüşlerdir. Bunlardan Mustafa kıza tecavüz etmiştir. Musta- kında tevkif kararı verilmiş, Emine ba- basına teslim olunmuştur. İzmirde Pamuk İşleri İzmir (Son Posta) — 2903 numa- rali pamuk ıslâhiı kanununun tatbikine başlanmıştır. Memleketimizde ekilecek pamuk cinsleri tetkik edilmeğe başlan- mıştır.: Pamuk ihracatçıları, Türkofis- te, Ofis Direktörü Ziya Argunun baş- kanlığında önemli bir toplantı yaparak pamuklarımızın dış piyasalarda daha fazla sürüm temin edebilmesi çareleri- ni araştırdılar ve kararlar aldılar. Türkofis İzmir Direktörlüğü bir ra- por hazırlayarak Ekonomi Bakanlığına gönderecektir. Tespit edilen cinsler ha- ricinde yapılcak ekimlerin imhası mev- zuubahistir. Bir şimendifer müteahhidinin | doğduğu memlekete yaptığı iyilikler Divriki (Özel) — Şimendifer müteah kidi Mühürdar Zade Nuri Divrikilidir. Buraya 50 bin lira sarfıyla bir orta mektep yaptırmağı taahhüt etmiş olan Nuri şimdi de hemşerilerine bir eyilik olmak için 60 bin lira sarfıyla Sivas şo- sesi üzerinde bulunan gayet eyi bir memba suyunu demir borularla kasa- baya getirmeğe karar vermiştir. Divr rikide su yoktur ve halk pis kuyu sula- rı içmektedir. Mühürdar oğlunun kasa- baya eyi su getirmeğe karar vermesi bütün hemşerilerini sevindirmiştir. ÜREE ea L GR b e 1K ariü İzmirde Toprak fa yakalanmış, hâkim tarafından hak- Sayla 5 Bayramı Bornova İzmir toprak bayramında bulunanlar İzmir, 24 (Son Posta) — Toprak bayramı, bu yıl Bornova bağcılık ens- titüsünde hararetle tesid edilmiştir. Bu münasebetle yapılan törende köylü ve rençber mürahhasları ve yurt büyük- leri hazır bulunmuşlardır. Naldöken köyünden gelen köy ço- cuklarının oynadıkları ulusal köy ©- yunlariyle törene başlanmış; Kütahya - Balıkesir Yolunda İki Yarma Dahajkıldı Kütahya (Özel) — Son zamanlar- da yağan yağmurların tesiriyle Kütah- ya - Balıkesir hattı üzerinde — bir kaç yarma yıkıldığı, bu yüzden trenlerde aktarma yapıldığı bildirilmiştir. Bu hafta içinde de Dada ve Meşit- ler istasyonları arasında 217 inci kilo- metredeki yarma ile Piribeyler ve Dursun Bey istasyonları arasındaki 100 - 164 kilometrede iki yarıma daha yıkılmıştır. Bu ikinci yarmanın temiz- lenmesi için 6500 metre mik'abı toprak kaldırılması icap etmektedir. Bu temiz- leme ameliyesi 20 gün sürecektir. Ma- amafih trenler aktarma suretiyle yolla- rina devam etmektedirler. köy ve Jimnastik Şenliklerine Hazırlık Karaman (Özel) — Orta mektep- te bu yıl yapılacak jimnastik senlikleri- ne hazırlanılmağa başlanılmıştır. Şen- liğte iştirâk edecek talebeler için 200 çift “kızıyla Türk anası Kubilâyı doğuran AKAKİIKAK. KERVAN YÜRÜYOR — «Türk milleti büyük şefinin aç- tığı yolda ve milli sınırları içinde elele |ŞYürürken bir duygu ve bir gönülle ça- İlştıkça bugünü yarına bağlayacak ©- an yavrularımız da dünün bütün pü- Tüzlerinden uzak bir emniyetle yetişe- ceklerdir. — Bu yoldaki prensibimiz yalnız şu- Mur: Biribirimizi sevmek ve elele çalış- Mmak!» — Mahşer hali gösteren meydan dal- ğ 'Eaîandı. Binlerce ağızdan bir ses çıktı: — Yaşal Muzika tekrar Cumhuriyet marşı- hi çalmağa ve o binlerce insanın sesi — Müzikayı bastıran bir heybetle marşı 'Okumağa başlamıştı. Balkondan geri çekilen Gülten baş- / Vekilin neş'eli gözleriyle karşılaştı. İnönü kahramanı genç kızın elini .lkıyordu: * — Eyi söyledin. Seni bana anlattık- — larından çok kuvvetli buldum. Tebrik E * | *derim. Ve koluna girdi. Hey'etle beraber | #alona dönerlerken valinin yanından f & ı-ıın | rılmayan Şövalye Hasan Bey eğil- İ; — — Bevinçten kalbim çarpıyor. Şu 1'42 yüzümüzü ağarttı. Onun için yap- Pa “keli İ # ü — BÜĞ & b S LAE d e “ v £ D - ” p — VPBürhan Cahit — 25 -3 -369 tığzımız mücadelede ne kadar haklıy- mışız, GLş Vali cevap- verdi: — Biz bütün mücadelemizde hak- İıyız! Dışarıda halk dağılıyordu. Herkes görmek istiyordu. Ankara- dan gelenleri aralarında görmek onla- rı yakından görmek istiyordu. Bunun için elden dağıtılan proğ- ram bir kere de oparlörle halka söy- lendi. Gece parti binasında bir konferans verilecekti. Ve ertesi sabah yeni rıhtımın açılış merasimi yapilacaktı. Rıhtim en büyük gemileri denizden de saklayacak şekilde sahile amudi o- larak yapılmıştı. Üzerinde bir dekovil vardı. Yarın ilk defa rıhtıma bir torpi- do yanaşacaktı. Proğram halka okunduktan sonra müzika da parka gönderildi. Bundan sonra hükümet konağının önü biraz açıldı, tenhalaştı. O gece vilâyetin beş yüz kişilik zi- yafeti pek neş'eli oldu. - Ancak bu sofra başında Gülten es- ki aşinalariyle, hocalariyle ve arkadaş- lariyle buluşabildi. Mektep arkadaşlarından Leylâ jan- toprak işleri, toprak verimleri hakkın- da çok faydalı hasbühaller — yapılmış- tır. Tarım okulu ve bağcılık enstitüsü direktörü bay Hilmi, bu münasebetle verilen şölen esnasında bir söylev ver- miştir. : Sonra milli kıyafetli köy çocukla- rı oyunlar oynadı ve geç vakitlere ka: dar eğlenildi. Bayındırda Bir Cinayet Kadın Rekabeti Yüzünden Bir Genç Öldürüldü Bayındır (Özel) — Burada kadın yüzünden bir cinayet olmuş, Sadık ad- h bir genç öldürülmüştür. Cinayetir <- leyenler Sadığın arkadaşları Hüseyin ve Etemdir. Bu iki genç de Sadıkla beraber Fat- ma adlı bir kadına tutkun bulunmak- tadırlar. Sadığa bu sevdadan vazgeç- mesini tavsiye etmişler — ve Sadık bu tavsiyeye uymayınca onu öldürmeğe kârar vermişlerdir. Bu iki arkadaş Sa: ime isminde bir kadının evinde bir eğ- lenti tertip etmişler ve orada tabanca ile Sadığı öldürmüşlerdir. İkisi de ya- kalanmışlardır. Bayındır Müddeiumu- misi Ahmet tahkikata el koymuştur. siyah jimnastik ayakkabısı 1smarlan- mıştır. Ayrıca beyaz pantalon ve atlet fanelâsı da hazırlanmaktadır. darma binbaşısı ile evlenmişti. Ziya- fette kocasiyle beraberdi. Eski mualli- mesi Fahire de lise müdürü olarak da- vetliydi. Yine sımıf arkadaşlarından Mediha vilâyet mektupçusunun karısı idi. Genç kız bu akşam çok keyifliydi. Altı yıl önce sessiz, mahçup, ür- kek; bırakıp gittiği kasabaya şimdi bü- tün vilâyetin meb'usu olarak girme- nin verdiği manevi zevk bütün tazeliği ve hıziyla gözlerinden taşıyordu. Yemekte arkadaşlarından uzak kal- mıştı, Sövalye Hasan Bey daha önceden yerler hazırlanırkere kendi sandalyesi- ni genç kızın yanına tesadüf ettirdiği için yemekte hep onunla konuştu. Şövalye Hasan Bey onun divanesi olmuştu. Ona hizmet için yaşını, başını unu- tup, genç kıza hürmet ediyordu. Onun için kasabada az mı mücadele etmişti. Bütün bu olanları anlattı. Gülten unutmuştu bile! Hasan Bey | anlattıkça hatırlıyordu. Hakikat Avrupaya giderken ne de- dikodular olmuştu. Çarşıdan geçerken arkasından söy- lenen, bağıran, en yüz kızartıcı lâkır- dılar atan o insanlar şimdi ne yapıyor: lardı acaba? Muhakkak ki bugün yaşasın diye bağıran, gençlerle beraber marş oku- yan kalabalık arasında onlar da vardı. Kendilerinin hiç bir fikirleri olma- dığı için zaman zaman peyda olan fır- kalara, mesleklere girip çıkan bir ta- kim insanlar vardı ki daima yeni bir fırkanın, yeni bir mesleğin vardacılı- ğını yapar, sadık bir- çomar gibi bekçi- lik ederler. Fakat efendi, patron deği- şince onlar için mesleklerine, fikirleri- ne bağlı kalmağa imkân yoktur. Ek- mek nerden geliyorsa bu sefer o tarafa kuyruk salladıkları görülür. Gültenle Hasan Bey bunu konu- şurlarken Şövalye: — Bunlardan içimizde bile vardır, dedi. Bu memlekette bizim nesil — ilk inkılâp olarak 1908 inkılâbını gördü. Herkes ittihadı terakki cemiyetine can- ve gönülden bağlandı. Amma niçin. İttihadı terakki cemi- yetinin proğramını, maksadını bildik- leri, benimsedikleri için mi.. Yook. Ar- tık hüküm, nüfuz o cemiyetin elinde olduğu için.. Halbuki cemiyetin proğramının te- meli olan Osmanlılık gibi, ittihadı ana- sır gibi bazı ölçüsüz, hayali maddeler bu fikirlerin zamana, muhite ve mem- leketin siyasi bünyesine ne kadar ay- kırı idi.. Nitekim çok geçmeden o hayaller- den ayrılmak zarureti baş gösterdi. Os- manlılık adının bir mağaza firmasın- dan farklı olmadığı anlaşıldı. Hele itti- hadı anasır diye ortaya atılan ve az çok düşünür, okur yazar bir politika ada- mının bile kafasında yer bulmayan gülünç maksadın çürüklüğü ne çabuk belli oldu. İmamla papazı öpüştürmekle siyasi mucize yarattıklarını zannedenler üç yıl sonra Balkan felâketiyle — yıkılan tün o proğramlar, düşünceler parlak görünmesine rağmen yalancı bir yal- dızdan başka bir şey değildi. Bunu o zaman genç komiteciler de kavrayamadılar belki! Fakat onlardan daha sade düşünen halk tabakaları ta- bitdir ki bu yaldızlara kapılacaklardı. Nitekim öyle oldu. Saray istipdadın- dan kurtulmanın verdiği sevinçle her- kes cemiyetin kulu, kölesi oldu. O zaman cemiyetin bir büyük ha- tası olmuştur. İçine girenleri ihvan di- ye göğsüne bastı. — Dışarıda kalanları ağyâr diye ekmeksiz bıraktı ve bu su- retle memleketin en uyanık sınıfı sa- yılan ve geçimini hükümet kapılarında arayan tabakaya politikanın bu en kö- tü tarafını aşıladı. Ö zaman Arnavut- ların Başkım klübü azasından bir Deh- reli ayni zamanda ittihadı terakkinin bendeleri olduğu için devletin en yük- sek bir — vazifesine getirilir. — A- rapların — Elmütediyyüledebi — klü- bünden bir. Hicazlı Şeyh — başın- da akeli ayağında çedik papucu ile bir kelime Türkçe bilmediği halde meb'us yapılır. Ermenilerin Taşnak, Hinçak komitelerine mensup şüpheli adamlar, megaloideanın gizli propa - gandacıları olan Tatavlalı Fenerli bir takım Türkçe bilmez insanlar cemiye- tin en gözdeleri arasında görülürken öz Türk evlâtları bu prensiplerin saç- malığını görüp cemiyete uzak kaldık- ları için yerden yere çarpılırdı. Geçim derdi olmayanlar için kana- atlerinden ayrılmağa lüzum — yoktur. (Arkası var) Rumeli ülkesinin altında kaldılar. Bü- D A " Si K l , K M Ü llli 5 ' B . VO ' ee A Ti l U l ” klim VE 44 B A Ci Vd LA LA