25 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B”T O D 6 Sıylı A;rupnda Günün En Şöhretli Siması Von Ribbentrop Kimdir? Umumi harpte süvari Ribbentrop Hitler Son günlerde bir Alman diplomatı| büyük bir şöhret kazandı: Vaen Rib- bentrop. Ötedenberi Hitlerin )ıhn doslu ve müşaviri olarak tanılan bu Alman|liz limanına uğramış, İngilizler gemi - diplomatı, Almanyanın Lokarnoyu|deki Almanları yakalayarak — harp yırtması, ve Reni işgal etmesi üzerine | müddetince esir muamelesi yapmak Londrada toplanan Milletler Cemiyeti konseyinde Almari davasını müdafa - aya memur edildi. Ribbentrop geçen senenin hazira - vanda” İngiköre z Bimanya raröemda bir deniz anlaşması akti işini başarma- ğa muvaflak olmuş ve o zaman mü - him meseleleri müzakerede — kudret sahibi" olduğunu göstermişti. Bu Alman diplomatı, Ren nehrinin Felemenk hududu üzerindeki kıyısına yakın olan Veselde kırk dört yıl önce doğmuştur. Metz şehrinde tahsil gör- müştür. -Ataları hep askerdirler, Ken- disi küçük yaşında İngilterede İngiliz- €e öğrenmiş, 18 yaşına vardığı zaman Kanadaya gitmiş, orada iş hayatına atılarak maişetini kazanmağa — başla » mıştır. GÖNÜL İŞ Kendinden A Büyük Bir Kızı Seven Genç «17-18 yaşında bir gencim. Benden 5.6 yaş büyük bir kızı seviyorum. O - nun da bana lâkayt olmadığını seziyo - rum. Çünkü kendisine bir çok erkekler iltifat ettikleri halde onlara yüz vermi- yyor. Fakat beni sevgimde teşci ediyor. Gel gelelim bu kız bir kaç güne kadar İstanbula dönecek. Ben oönsuz yaşıya- mıyacağımı hissediyorum. Fakat haya- tımı da henüz kazanmış değilim. Bi - maenaleyh evlenmek — için lTâzm — olan gartlar bende yok, ne yapayım? Ankara: Sin, B. Gençsiniz. Sevginizin sönmez bir a- teş olduğunu zannedişiniz ondan geli - yor. Halbuki zaman ile bu sevgi söner gider. Bahusus aranızda yaş farkı var. Sizden altı taş büyük bir kızla evlenme- niz caiz değildir. Madem ki mali vazi - yetiniz de buna müsait değildir. O hal- de özülmeyiniz. Zamanm unulturamı- yacağı hiç bir şey yoktur. * »Askerliğimi bitirdim. Evlenmek iz- tiyorum, İki kıza talip oldum. Biri pan- tantif filân istedi. Öteki elmas yüzük, elmas küpe filân aradı. Halbuki ben fa- * * x sıralarda İstanbulda bulunuyordu. Mütarekeden sonra şarap ticaretine girişti ve 1928 senesinde siyasetle meşgül olmıya başladı borca girmek lâzım. Onu da istemiyorum. Yalnızım, bekârlıktan bi- zarım, Ne yapayim? dikçe evlenemez. Evlenmek bir ihtiyaç- tır, faka! evlendikten sonra aile mes'u- liyetini taşıyacak hale gelmek lâzımdır. Binaenaleyh evlenmek için her şeyden evvel kazancınızı arttırmağa çalışınız. zabiti idi, harp bittiği le karşı karşıya Ribbentrop Kanadada dört sene kalmış, büyük harbin başlaması üzes rine Almanyaya dönmek istiyerek bir gemiye atıldıysa da gemi bir İngi- istemişler, fakat Ribbentrop geminin kömü nde saklanmağa ve yaka - Janmaktan kurtulmağa muvaffak ol - muştur, Ribbentrop — muharebede süvari zabiti olarak hizmet etmiştir. Bir müd- det Ru& cephesinde bulunduktan son- ra İngilizce ve Fransızcaya vukufu do- layısiyle Berlinde harbiye nezaretine alınmıştır. Harbin son bulduğu sıra - lettda İstanbulda Alman erkânı harp- lerinin maiyetinde bulunmuştur. Harp bittikt Ribbentrep | M LaRela lrdi ea y l aha 7a 5 glll bilei göli Tatleri İkanerabiyi kendine bir meslek seçmek mecburi - yeti ile karşılaşmış ve şarap ithalât ve ihracati ile meşgul olmuştur. Hâlâ da Bu işi yapan bir müesesesenin başın - dadır. Ribbentrop şarapçılıkla meşgul olmağa başladıktan sonra Fransızların LERİ . ir bir gencim. Aylık kazancım on lira- 1 geçmiyor. Bu masrafları yapmak için yapmak Gönen Sevim İntan bir ev idare edecek bale gelme- * Beşiktaşta Neclâ: Kocanızın sizi ihmale başlaması iki sebepten olabilir: Ya mali vaziyeti bo- zulmuştur. Vaziyeti sarsılmıştır. O tak- dirde onun derdini anlamak ve ona dert ortağı olmağa çalışmak gerektir. Yahut hariçte başka bir alâka bul - muştur. Bu takdirde de onun ayağını eve bağlamak için sizin tedbir almanız lâzımdır. Bu iki sebepten birile evini bozrmak istiyorsa siz sabredin. Boşanmıya talip olmayın, Zaman ile her şey halledile - bilir, * Kütahyada $. D. Roman ada 300 Cüzamlı İçin Bir Köy Yaptılar, Oraya Giden Bir Cüzamlılar Arasında Gazetecı İntıbalarını Anlatıyor Pari Suvar gazetesinin Ramanyadaki uhabiri yazıyor: Romanyada bir n merak ile tetkik edilecek en mühim yer, neresidir, diye sordum. Ga * zeteme siyasetten, daha doğrumu — beylik mevzulardan uzak bir mektup yazmak is - tiyordum, — Cüzamlılar köyönü dediler? Derhal o köye gitmek, ve bu zavallı insanlarla görüşmek istedim. İsmail şehrinin ötesinde güzel bir ovu- nn yanında bir Besarabya köyü,.. Evvelki sene hükümet bütün <üzamlıları burada toplamış,. köy derhal inşa edile - mediği için onları evvelâ çadırlarda mu - hafaza etmek istemişler, yalı gördünüz. mü İsmail şeh- şampanya ticareti yapan müessesele - rinden birinin de Almanyada mümes- sili olmuştur. Ve bu yüzden Fransaya sıksık gidip Ribbentrop bu sırada evlenmiş ve Alman şarapçılarının en büyüklerin - den olan birinin kızını almıştır. Müstakbel Alman diplomatı yedi, sekiz sene şarap ticareti ile meşgul ol- muş, bu işde büyük bir muvaffakıyet kazanmıştır. Kendisi Berlinde muhte şem bir ev sahibidir. FEvin bahçesinde bir tenis kortu vardır. Fakat Ribben - trop tenisten fazla golfu sever, dağ tır- manır ve keman çalar. Bugün Ribbentropun ailesi, kendi- siyle karısından başka 15 yaşında bir erkek çocuk, iki yaş daha küçük bir hu ll yayukla bir. Gkde çanık e SE ti aylık bir bebekten müteşekkildir. Hitlerin Berlinde ziyaret ettiği - bir kaç evden biri de budur. Hitler, bazan pazar günleri buraya gelir, yemeğini a- ile sofrasında yer ve arsıulusal mese- leleri görüşür. — Ribbentropun saiyasetle mepgul ol ması 1928 de başlamıştır. Onun — dış siyemn manelderiÖzetkideki vaknlu - nu herkesten evvel Hitler — keşfetmiş Ribbentrop evvelâ Hitler ile, ondan önce — Almanya hükümetinin ba- şında bulunanlar arasında irtibat te - min etmiştir. O zaman, kendisinin bu işi başarabileceğini hiç kimse müşkül tahmin letmemiştir. Fakat Ribbentrop bunun aksini ispat etmiş, her meseleyi lâyık olduğu ehemmiyetle tetkik ederek ©- na göre vaziyet aldığını göstermiş - tir. İngiltere ile Almanyanın arasını dü- zeltmeğe muvaffak olan Ribbentrop, şimdi de Almanya ile Fransanın ara - Niçin metres olarak almakta urar e- diyorsmuz, anlamadım. Elbettç bir ai- le, kızlarının metresi olmasına göz yu - mamazlar. Madem ki kızı seviyorsunuz. O halde evleniniz. TEYZE sını düzeltmeğe uğraşıyor. Muvaffak olup olamıyacağı henüz belli değildir. Fakat muhakkak olan bir nokta Ribbentropun bugünkü Al- manyayı temsile en fazla muktedir a- dam olduğudur. vi çok yakın olduğundan cüzamlılar, ya - yaşamak İstiyoruz. Ev:l biliyoruz Ki be 4 gşeriyetin melozları, tehlikeli unsurlarıyız. »« İşte bize onun icin bakın.,. Ekmek istiygk' ruz... Kurşun bizi kurtaramaz.. Zira çek ( şadıkları menfa hayatına dayanamıyarak | tiğimiz tırap ölümden beterdir. © güzel şehrin, kahvelerine, dansinglerine kaçamaklar — yapıyorlarmış. Nihayet meydanın ortasına kadar çekilk Kiliselerde | diler. Evlerden kâğıtlara sarılmış yemek * ibadete giderek, Allahtan şifa diliyorlar »|ler, ekmek ve saire getirildi. Onlar da ala/ miş. Derken sokakta dilenen kilisede yanınızda ibadet eden bir hıris - tiyanın, kabarede keyf çatan cüzamlı olup olmadığı bir insanın | caklarını aldılar ve geri döndüler... v Hasta olmıyanların oraya gitmesi ya 4 bir sefihin |sak olduğu halde, ben meşru bir yalan uya halk — tarafından | durarak, köye dahil oldum. Nozaretin yok korku ile araştırılmaya başlanmış, evlerin |ladığı bir sıhhiye müfettişi sıfatile muhalığ? kapılarını çalarak ekmek dilenen bir takım |ların önünden geçtim. kimselerin, hastalıklı oldukları —anlaşılmış bunun üzerine İsmail halkı imzalar topla - |bir yer.. mışlar, müracaatler yapmışlar, ve hükü - metten başlarındaki bu tehlikehin savuş » turulmasını istemişler. Bunun üzerine Ro- manya hükümeti, İzaccianın altı kilemetre ötesinde Tilicbesti köyünü sür'atle inşa e- derek bu bedbaht adamları oraya naklet- tirmiş. Bu mektubumu oradan yazıyorum. Bütün cözamlılara birer ev ve heyeti mecmuasına da yüz hektar arazi vermişler kendilerine muntazam postalarla, yiyecek ve para gönderiliyor. Yalnız Tuna yükselip te — ortalığı sel bastığı zaran, cüzamlılar köyünde de felâ- ket bas gösteriyor ve bepsi birden İzacci- aya hücum ediyorlar. İzaccinya muvasalatım günleri de Böyle bir feyezan devresine rastladı ve ilk dela şöyle bir manzara ile karşılaştım. Bir köy- 15 uzaktan gördüğü bir kahileyi işaret e- derek : — Geliyorlar, cüzamlılar geliyorlar, di- ye haykırdı. — / Bacaklarına kadar suya batmış bir ka- file ilerliyordu... Kadın ve çocuklarını da yanlarına alnuşlardı. Nihayet, deniz kena; rmdaki meydana geldiler ve orada dur - ÜÖstle başlarını temizlediler, Ve oradan da ileri gitmediler... Kurunu vus- tadaki cüzanılılâr gibi boyunlarında çın - girak taşımadıklarından dolayı geldikle - dular rini haber vermek için çırpmıp, — gürültü etmeğe başladılar: — Aç kaldık, ökmek veriniz... Diye bağırıyorlardı. Derken — pancurlar — açıldı sokak kapılarından, pencerelerden kafalar uzandı. İhtiyar bir cüzamlı: — Kapılarınızın önüne ekmek ve yiye- cek koyunuz, bir tarafınıza dokunmadan, makımızı alır, gideriz! diye seslendi. Köy, upkı her köyk benziyen alelâdi » Yalnız evleri birer çeşit ve hep » sinin de cenuba nazır traçaları var, Geni$ balkonlarda, hevenk hevenk Kirmızı bibere ler sarkıyor. Kadınlar, çocuklar, ve büyülli adamlar, garip bir şey görüyorlarmış gibk sokaklara dökülüp etrafımı aldılar... Er * keklerin hepsi sakallı idi. Başlarında ko » yün derisinden mamul keçeli bir kukulete vardı. Kadınlarına gelince, onlayın Romant yalı köylü kadınlarından hiç farkları yok * tu. Kulaklarında büyük ve uzun küpeleri sarkıyordu. Boyunlarında cam gerdanlıkt lar vardı. Nihayet aralarından - biri bana doğr$ yürüdü. Onlardan çekinmediğime kani oli muş olacak idi ki, geldi elimi sıklı ve kem disini takdim etti. İ Ben belediye reisi, Konok. Memnun olduğumu söyledim. Ve berar ber yürümeğe başladık. O da anlattı. — Burada 30 tane bekâr erkek — vakı Dün hastalıklı bir kadın gönderdiler. Ko * casından ayrıldığı için çok meyustu. Ked& Ti hafifleyince ona buradan bir koca bulut ruz. Ve ebediyete kadar birbirlerinden çe |kinmeden Beraber yaşarlar, Sizler, - has * Jüilıklı” olmuyanları kasdediyordu * kendil nizi. aşkınızdan ve karınızdan - fazla sevi * yorsanız, bir zamanlar uğrunda ölmek i# tediğiniz kadınları, bir daha terkedip gidiyorsunuz Buraya doktor getiremiyoruz. Kısa 24? manda büyük bir servet temin edebilecek” lerine kani oldukları halde hemen — kaçıf! gidiyorlar. Ben de ömrümde cüzam nedif bilimezdim. Buraya memur olarak geldini Şu zavallı insanlara karımla beraber hizm! ediyorum, Neticede hastalığa biz de yaka* landık. Fakat ıstırdp çeken insanlara yartt dim etliğimiz için bahtiyarız. 2 yuşında genç ve güzel bir kadınla t4 aramama üzere buraları Hiç kimse cevap vermedi. Açlar ve has |nıştım. İsmailde muallimmiş. Şimdi de câ” talar kafilesi, bunun üzerine evlere kadar sokuldu. Kapıları çalmağa pancurları ara- lamağa başladılar. Bir kadın: — Kapıları açıp bizlere yiyecek ver - mezlerse, yakın şehri... Hainler... Ve mer- hametsizler! diye avazı çıktığı kadar ba - ğinyordu. Nihayet — jandarma — yüzhaşısı bir bahriyeli meydana çıktı. Tedbirli | hareket edip korka korka, bunların yanına | yaklaştılar, — No istiyorsunuz? Hepsi birden bağırıştılar! — Morfin ve ekmek, Tehacümü dağıtmak için yüzbaşı taban- casına sarıldı. İçlerinden bir tanesi ileri a- uldı. — Ölümle mi tehdit ediyorsun... ile, zamlı çocukları okutuyor. 28 yaşında köy” lü ve tahsilce kendisinden çok aşağı bif çüzaralı ile evlenmiş, dünyaya bir de çe" cukları gelmiş... Kadın talebelerini hatitİ Alemle temasa getirmeden okutuyormut' Onlar dünyada cüzamlı olmayan insanlarlf Biz | kalplerinin içinde gizli duruyor, mevcut bulunduğunu bile bilimiyeceklerr PhAliche tide elyeym 130 kadın ve 170 erkek var. Her halfta yeni yeni hastalâf İxelmektedir. Bu hayata çabucak alışara eaki hayatlarını aramadan ömür sürüp !*' diyorlar, eski nişanlılar burada tekrar Di * şanlanıyor. eski evliler yeniden yuva kü * ruyorlar. Hepsi de şiddetli - bir yüşamak — hiesil4 yanıp tutuşuyorlar. İyi olacaklarına kani dirler. Ve uramıza dönmek — emeli daim#t

Bu sayıdan diğer sayfalar: