9 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

9 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Sayfa Hergün Devlet Demiryollarını Biraz daha Güzelleştirelim Muhittin Birge — ürkiyede demiryolların idaresi rüyorum ki Türkiyede demiryolcul sahasında kaydettiğimiz ilerleme ha - reketi bizi cidden sevindirmeğe değer derecededir. Ecnebiler tarafından işle- tilen demiryollarının Türk eline geç - tikten sonraki hallerini gözönüne ge - tirecek olursak, Türk devletinin idare ettiği bir işletmeciliğin, memleketimiz- de ecnebi işletmesine yüz kere faik ol- duğunun şüphesizliğine kanaat geti - ririz. Bilhassa işletmenin ıslahını, ta - rifelerin tenzili yolile elde etmek hu - susunda devlet demiryolları idaresi nin gösterdiği isabet, bu işi bizim o ec- nebi şirketlerden daha iyi anlamış ol- " duğumuza delâlet eder, Ali Çetinka - yanın bayındırlık işlerini ıdnre'yz baş- lamasile tatbik edilen ucuzlatma siya- seti çok iyi neticeler vermiştir. Bütün bunlardan dolayı, memlekı-'.ın.ı.ı iler - lediğini gördükçe memmnun olan bir 'Türk sıfatile, devlet demiryollarına karşı insanın kendisini müteşekkir his- setmemesi imkânsızdır. * Şimdiye kadar yaptıkla ızla mem- nun olmak hakkımızdır. Fakat, ilerle- menin hududu olmadığına göre bu memnuniyet bizi daha ileriye gitmeyi | düşünmekten menetmemelidir. | Demiryollarımızda - benim gözüme çarpan bir iki kusur var. Bunlardan biri şudur: Ekspres hatlar, bilhassa An- kara ekspresi, hemen daima, tarife - sinde muayyen olan zamanlarda ha - reket ettikleri halde adi postalar ve muhtelit katarlarda bu tarife inzibatı bir türlü tam temin edilemiyor. Ek - seriya trenler teahhürle gidiyorlar. Son iki hafta içinde muhtelif istikametler- de yaptığım seyahatlerde, ekspresi a - Jamadığım her yolda bindiğim tren - Jerin bir çeyrekten bir saate kadar taahhür yaptıklarını gördüm ve hattâ Kayseride üç istikametten gelen üç trenin de Kayseri istasyonundan te- ehhürle —gelip —geçtiğini — gördüm. Bu, ekseriya şahidi olduğum bir hâdisedir. Trenlerin — daha sür'atli değil, fakat, daima tarifelerindeki muayyen zamanlarda işlemelerini te - min etmek lâzımdır. Bizde ekspresler 45-50 kilometre tarife vasatisi yapı- yorlar, Bu, memleketimiz için güzel bir şeydir. Ötekiler de, hattına göre, 30-40 kilometre vasati yapmaktadır - lar ki bundan da memnun olmalıyız. Fakat, bu dalmi taahhürler hiç te hoş bir şey değildir. Bunları ortadan kal - dırmanın çaresini bulmalıyız. * İkinci gördüğüm bir kusur da, va - gonlarda tahtakurusu — bulunmasıdır. Ne zaman adi postalar veya muhtelit- lerle seyahat etsem, eskice vagonlar- da, yaz ve kış, bu pis ve müz'iç haşe - reye tesadüf ederim., Çok gezenin tec- rübesi çok olur, ben de bunlara karşı geceleyin tahaffuzu ziya İle temin e - derim, Devlet demiryolları idaresi, va- gonları bu haşerenin şerrinden kurtar- malıdır. Katarlarda temizliğe çok dik- kat ediliyor. Eskiden temizliğe bu ka- dar dikkat edilmezken bir z beri buna ihtimam — göste: nelerdenberi dünyan tinde her türlü trepe ek dolaş - tım, hiç bir yende buna tesadüf etme dim. Bu hal bizimkilerden de kalkma- lıdır. Bühassa kimya kuvvetine bu h şere ile uğraşmak zamanımızda bu xar dar kolaylaşmış bulur çe 1â vagonlarımızda tah yabilmesine razı olmamamız lâzımdır. * İşte, demiryollarımızdan kalkması -| miz son kusurlar bunlardan ibarettir. Eğer bunları da ortadan kal- dıracak bir hamle yaparsak Türkiyede — devlet tarafından idare edilen demir - — yolculuğun, unlmi şartlar bakımın - -| resinden bu dertlere sür Her vatandaş içinde yaşadığı mem- leketin hiç değilse esaslı kanunları - nı, umumi hatları itibarile bilmek - Ie mı.kellen.ır Maymunlarla Dans eden çocuk kın alâkasını arttırmak için bazı hay- vanlara dans öğretilmektedir. Bunlar meyanında ufak bir Şampanze herke- İsin hayretini — celbetmektedir. Resim | Şampanzenin bir küçük yavru ile dans işini göstermektedir. Almanyada bir çocuk oteli tesis edildi Almanyada çocuklar için ilk defa bir otel tesis edilmiştir. Bu otel Ber- Hnin en güzel parklarından birinin ya- nıbaşındadır. Ve felâkete uğrayan na- muslu bir bankerin teşebbüsile mey- dana gelmiştir. Bu otele, seyahate çı- kacak olan aileler çocuklarını teslim et- mekte ve döndükleri vakit geri almak- tadırlar. Bu otele kundaktakilerden başlıyarak on üç yaşına kadar olan ço- cuklar kabul edilmektedir. Bunlara bakmak için hasta bakıcılar, mürebbi- yeler çalıştırılmaktadır. Çocuklarını bırakanlar, masrafları- nı peşin vermekle beraber avdetlerin- de çocuklarını geri alacaklarıma dair bir taahhüt senedi vermekte ve senede iki tane de kefil imza atın dan, hiç b miryolculuktan geri kalır olmıyacaktır. Bunun için devlet demiryolları ida- e bir deva bir tarafı 1 temin etmeği rica elmek iste- ı—keı.ıe en çok daha iy anladığını bir çok misallerle isbat e - den bu idarenin bu işi de başaracağın- dan eminim. Muhittin Birgen Yakmdan kuyvamak Tabimllkda Bi | SON POSTA W Kanun bir Memleketinin kanununu bilmi - yen vatandaş bir taraftan suç işle - mek, bir taraftan da haksız muame- le fuı'mck hıvkı—nı 'naruzdu' Te n || HERGON DA FNM HERGÜN BİR FIKRA Mikelanjın bir nüktesi Meşhur heykeltraş Mikelânj, Pa- panın daveti üzerine Romaya git - miş, orada, ressam Francia'nın tab- lo sergisini gezmişti. Francianin, dünyanın hemen her tarafına yayılmış söhretine rağ - men, büyük Mikelânj eserlerinde bir çok kusur buldu; ve bu kusur - lardan, bizzat Papaya dahi bahset- Ü. Bir gün, gene Papanın huzurun « da, fevkalâde güzel bir delikanlı ile karşılaşan Mikelânj, kim olduğunu sordu. — Ressam Francianın oğluyum! Cevabını alınca: — Ya, öyle mi? dedi. Babanız insanların aslını yapmakta, resim- lerini yapmaktan daha ziyade mu- vaffak oluyor! —— Evlenmiyen kızlar Sigorta ediliyor Danimarkada bir sigorta kumpanya- st yeni bir sigorta usulü ihdas etmiştir. Bu şirket genç kızları evlenememek ihtimaline karşı sigorta etmekte ve kırk yaşına kadar koca bulamıyanlara bir tekaüdiye vermektedir. Danimarkada, bu usul kadınlar ta- rafından iyi karşılanmış olmakla be- Taber yaşlı erkekler sigorta şirketinin ifatarak arabayı durdutmuş. diğer iki at ta adamcağızın | bu işini beğenmemişlerdir. Onlara na- zaran bu usul 40 yaşından sonraki ka- dınları gayri meşru sürette erkeklerle yaşatmağa teşvik — edecektir. Bundan başska âkıbetin nasıl olsa emin olduğu- nu düşünen kızlar da evlenmekte müş- külpesent davranacaklardır. Soförü öldüren katil atlar Amerikada Nevyork civarında üç at bir şoförü kasten öldürmüşlerdir. Bu havadisi veren Amerikan gazeteci- leri hâdiseyi şöyle anlatmaktadırlar: Bir şoför seyrüsefer nizamına mu- tabık olarak hafif bir 'atle tahat ra- tarlalar arasındaki bir caddeden geçerken sağ taraftan ansızın iki atın üzerine doğru gelmekte olduğunu gör- müş ve tehlikeden kaçınmak için oto mobilini daha ziyade birdenbire ön taraftan peyda olan bir üçüncü at otomobile şiddetli bir çifte Bu arada hat yetişen vurdukları şiddetli kafasını pasça parça etmişlerdir. ynıuıhrmw. fakat tekmelerle hare ağırlaştırınca, | müdafaa silâhıdır Bl Kanun bir müdafaa silâhıdır. Her- kes bu silâhı kılmmn ıçınde işle - SÖZ A ARASINDA D A ): *| Amerihka Cumhur Reisi)| nazlığı ile Ruzvelti intihapta Kazandıranlar Ruzvelt Amerikadaki yeni Reisi- cumhur seçimini kolay kolay kazan- madı, o mevkiini tutmak için, evvelâ fakir halka baş vurdu. Onların gönlü- nü çeldi. Sonra da gazetecilerle dost | oldu. Bu meyanda bir müddet evvel kızını Şikagonun meşhur - gazetecile- tinden birine verdi. Resim gelinle gü- veğiyi bir arada göstermektedir. Çek erkekleri karıla- rından şikâyetçi Çekoaslovakyanın Ormonç şehrinde «İşkence çeken kocalar klübün ismin- de garip bir teşekkül vardır. Geçen gün klüplerinin üçüncü yıldönümünü merasimle kutlulayan klüp mensupla- vı haftada bir gün toplanarak yaptık- ları gizli içtimalarda evlilik hayatının talihsizliklerini ve karılarından — çek- tikleri işkenceleri — birbirlerine anlat- makta imişler. Klübün reisi bir gaze- teciye verdiği beyanatta klüplerini A- merikalıları taklit için yapmadıklarını ancak her evli erkeğin başına gelme- si muhtemel bir çok hâdiseler dolayı- sile böyle bir teşekkülün behemehal elzem bulunduğunu söylemiş, «biz burada yaptığımız - gizli içtimalarda her birimiz karılarımızdan çektiğimiz işkenceleri, eziyetleri anlatırız. Sonra da bunların sebeplerini düşünürüz. Meselâ: birisi karısına karşı zayıflık göstermiş, tahakkümü altına girmiş i- se erkeklik haklarını geri almak için Jalınacak tedbirleri kararlaştırırız.» de- miştir. Bu klüpte âza bulunan evlilerden hiç birisinin tişkence çeken» kocalık- |tan hâlâ kurtulamadıkları gözönüne |getirilirse bu işin öyle gizli müzakere- ler ve kararlarla — haledilecek işlerden Jolmadığı anlaşılır. |kendilerinde gayri tabit bir hal görün- İmemiştir. İSTER İstanbulun s: şımız anlattı: de, biraz dikkat edilince garip bir gici muruna kum ka rastgeldim, hi 1STER a İNAN fiyelerinden birinde oturan bir arkada- | © da duydu. Şimdi bunun önüne nasıl geçecektir, bilmem. «Üç beş gündenberi yemekte olduğumuz ekmeğin için- yeyi söyledim, inanmadı, iskeleye çıkım- | ca tsrarı uurııı(—' birlikte fırına gittim, bir ekmek kestir- di, dişleri arasında iyice çiğniyerek yedi ve ayni gicırtıyı İSTER ——— İNANMA! | Fakat ben o kadar sinirlenimiştim ki ertesi gün İstanbu - urtı seziliyondu, ha- | bir dela meraklanı lun meşhur bir fırmından ekmek alarak eve götürdüm, maştım ya, onu da iyice çiğniyerek mua- aş gibi idi. Vapurda fırının sahibine yene ettim, onda da ayni gıcırtıyı duymıyayım mı?s Arkadaşımızın anlattığı bu hikâye bize harp zamanı- nin gicirtili ekmekleri dik. Ey okuyucu sen: batırlattı. Onun için inanma - İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Sarı tehlike Y E. Talu illar var ki ortada lâfı yoklük Gözlerimizi Avru ıp_.xn karşı dod larımıza aksedeli iye köyünü basalik sinekler kadar da ehemmiyel vermi * arı ırk fırsat kollu * âkim olmak emelini es * Sade bununla da kalmamış: Bizlef burada birbirimizin yuvasını yapma « Tbirimizin ticaretini, sa * | atırmak için türlü £| yarken, Uzak Asya fabri * çıkan mallar bir su ince © siliği, bir mikrop kur * erek, iğne de kalarından liği, bir yel « geçerek, kayarak, düstriye korkunç birer rakip kesilmife Buna karşılık, sar: irkın bizlerden Ö* tedenberi satın almakta olduğu eşyie her sene biraz daha azaltılara zamanlarda hiç alınmaz olmuş aşıyor, bir lokm a) , mamulâtını ucuza malediyormuş. Bu se * yok * , bil ı dü Bayet beple, rekabet imkânı kat'iyyen müş, iğer taraftan, Avrupanın bir t türlü bitip tükenme bilmiyen herücü mercb önünde Japön emperyalizmi yayıldıle* ça yayılıyor, Çini hükmü altına aldıl» tan sonra, şimdi Siyama, Hindiçiniyd doğru üfaktan ufaktan ilerliyormuş. Bütün bunları, Parisin en ciddi gaf zetelerinden biri olan İntransigeant't okudum. Fransız meslekdaşımız bu tehlike * leri gözönüne koyup, beyaz ırkı uya * nıklığa, ittihada, hoş geçinmiye dııveı ediyor. İntransigeant haklıdır. Avrupa meme leketlerinin bugünkü mamnzarası, hef hangi bir yabancının iştihasını ne dıracak, â emelleri besliyenlerim ekmeklerine yağ sürecek mahiyette * dir. Evet! Sarı tehlike vardır. Lâkin ba« na kalırsa, bu tehli Asyanın öbür ucundan gelecek değildir; içimizdedir |Ben sarı tehlikeyi istismar edilmeksi « zin banka mahzenlerinde - biriktirilem ve yığıldıkça ihtiras doğuran altın külr çelerinden bekliyorum!. Üai —oammmein easaeeEeEaİ| Biliyor musunuz? 1 — Hippolyte kimdir? 2 — Osmanlılara elçi olarak gelet$ kadın var mıdır ve kimlerdir? 3 — Rus ihtilâlcisi Lenin nerede doğ muş ve kaç yaşında ölmüştür. Asıl is mi nedir? (Cevapları yarın) * (Dünkü suallerin cevapları) | — Vaterlo harbi 1815 de 18 Hazi: randa İngiltere ve Prusya orduları il€ Napolyon Bonapart arasında yapılmış' tır. ' 2 — Meşhur Alman kompozitörü Vağ ner 70 yaşında ölmüştür. 3 — Paris iki defa Almanlar tarafını dan tehdit edilmiştir. Birincisi 1914 ti Marne harbinin ilkinde, ikincisi d8 1918 dedir. İkinci tehditte Paris tayyaâ- reler tarafından bombardıman edilmi$ tir. Bir Almana göre Fransız mebusları Bir Alman Fransız meb'uslarındari bahsederken: «Üç mühim işleri var» demiş. Mur hatabı bu üç mühim işin ne olduğunu sorunca: 1 — İstirahat etmek, 2 — Boş lâf etmek, 3 — Para almak, cevabını ver” miş. —ti

Bu sayıdan diğer sayfalar: