8 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

8 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 . z SU'ar RESİMLE DÜNY N7 ee B SR SON POSTA suz gemiler varmış; bunlar kadid olmuş tayfaları, iskelet * ları ile asırlardanberi engin denizlerde dolaşıp dururlarmış. Engin:erin umacısı olan bu perilere karışmış teknelere bir Remi tesadüf ederse mutlaka bir felâkete Uğrarmış ve onun için bu nuhuzetli tek. nelerle karşılaşmak büyük uğursuzluk yapmayı tasavvur ettikleri 42,000 tonluk harb gemllerine konulacak olan 16 pustuk topların dördü İnşa halinde.. sayılırmış. Hülâsa bir çok muş, muş ve 'q,,"“h"n._mum me:nu:umnm de ayni toplarla mücehhezdir. Beheri 120 tan ağırtığında olan bu toplarla 20 mülik muş... Denizciler dünyanın en mutekid, en dindar ve en saf insanlarıdır. Bu iti- barla günler ve günlerce göğün mavi kubbesi ile enginlerin köpüklü dalgala - rından başka bir şey görmeden yaşıyan bu insanlarda muhayyelenin masalları bakikatleştirmesini, efsanelere can ver - mesini hoş görmek icab eder. Bununla beraber deniz öyle inanılmaz, öyle akla hayale sığmaz vak'alara sahna olmuştur ki perili gemi masalına yalnız saf gemlcinin değil, sizin ve benim bile inanacağımız gelir. İşi bu bakımdan te kik etmiş olan bir İngiliz deniz yazı çok meraklı ve dikkate değer ifşaatta bu- lunuyor. Şayed bu macerada bir müba- âğa varsa vebalini İngiliz denizcisinin : onun e vak' boynuna havale ederek & jkatemmden çıktığı gibi nakledeceğim Yüz sene yaşamış bir deniz kurdu İhtiyar bir İngiliz gemicisi olan »Tho- mas Carr> 1 Ce ığa komşu bir İs- Zavallı o kadar ihtiyar ve harab bir hal- de idi ki (Trafalger) muharebes nıinda <«Nelson>» un ma: ıde bulunmuş ğunu iddia etmiş ol zama- makta bir mahzur gi i benim de ini yidiğim — yarı ı meyhane hülâsa alelâca - yip bir bina olan kasabanın yegâne ote- DBne devam ediyordu. (Cebelüttarık) da ğundan ihtiyar gemici içki yasak © münhasıran içki içmek için «Lineaxs ya gelmiş olmalıydı. Çok geçmeden ahbab olduk ve (Ce - belüttarık) a birlikte döndük. İhtiyar «Carr» şehrin limana yakın olan gemici mahallesinde küçük bir bekâr odasında yaşıyordu. Bu adam ne zamandanberi (Cebelüttarık) da yerleşmişti? Hayatını nasıl kazanıyordu? Bu suallere cevab ve. rebilecek kimseyi bulamadım. (Cebelüt- tarık) ıxn en yaşlıları bile kendilerin! bil dikleri zamandanberi <«Thomas Carr» 1 ayni ihtiyar ve pejmürde halile liman- da dolaştığını - gördüklerini - söylediler. Hülâsa husus! hayatı kadar mazisi de cs- rarlı ve karanlık bir ihtiyar deniz kurdu idi bu adam... Çin - Japon Harbinin bütün şiddetile cereyan ettiği şu sıralarda Çinde bir çok de- Bişiklikler de oluyar. Bu arada bilhassa Çin kadınının geçirdiği İnkılâp şayanı dikkat- tir. Yukarıdaki resimde memleketlerini müdafaa için gönülü asker yazılan üç Çin kızını görüyorsunuz. -a n Bir akşam «Thomas Carr> la gene <Li *Ş |nea> da başka bir birahanede buluşmuş- ?; tuk. İlk bardak viskisini yuvarladıktan ; büra elinde tutmakta olduğu «Dallv Mail» gazetesini bâna uzatarak — «Atlas Okyanusunda bir korsan teknesinin do - aşmakta olduğu» kabilinden bir havadisi parmağile işaret etti ve: Ben, dedi, bu geminin süvarisini pek vakından tanırım. Daha üç ay evvel «Li. rea» da sizinle tanışmış olduğum handi e 'ada Roma civarında 100 ölü ve 1000 den fazla yaralıya mal olan — giddetli bir | ei teket W “W“' etmiş bulunu « mnım,.y,uh,b iduğunu ajanslar — bildirdi. Yukarıdak! resimde gördüğünüz ev, hâdıse VODdisile karşı karşıya viski içiyorduk a Yaşında olan Kral Zo « metre ötededir. Ve infilâkın yaptığı sarsıntı yüzünden adamakıllı | İhtiyar gemici bir müddet sustu. İkin ü da kontes mahallinden 1500 ıı% viski bardağını yuvarlayıp yumruğu: İrun tersile buruşuk dudaklarını kurula: dıktan sonra sözüne şöyle devam etti: — Gazetenin korsanlık ettiğinden bah: settiği bu adam kaplan sborne>» iş - minde yaman bir denizcidir. Ancak se eler ve senelerce süren seferleri bu & mo tabii yaşayışından çıkarmıştır. Ken dalmi bir hülya âleminde Yyaşıyor gi Mmütema, n dalgındır. Kendisilı birlikte ayni dört direkli yelken gemisin € tayfalık ettik. O zamanlar o tayfa çı ği ben de sertayfa idim. Bir kex Horn» burnundan Ümld burnuna kadar amam (120) gün denizle gökten başkı liç bir kara parçası görmemek Şarti! yahat etlik, hasara uğramıştır. Bu da infilâkın şiddetin! göstermektedir. BAA ' w , > s(',%","y—i-'f“ ğd"'”“ doğurması bütün ir &y k,;"vqıîu"dın b&;::dg.bı"x;ı)uıı - İ Korsanlık meraklısı bir tayfa Tt e — Hollanda * K ı S1 ::“'ru:",'ı An'aneye — tevfikan ve Amerikanın Montreal şehri civarında leyil bir mektebde büyük bir yangın çıkmı Osborne> dalma korsan hikâye ve mi " "'hokı.,ıî“"ü halka ilân et » — ve neticede bina lle beraber elliye yakan çocuk da kül olmuşlur. Resim, yagından bı İsn okuür, süvarilerine isyan eden safhayı göstermektedir. mieyi ele geçiren Ösi tayfaların macer. HÂDİSELERİ —— teniz ve D : l Perili gemiler var mıdır, tekinsiz tekneler olur mu? Yazan: A. Cemaleddin Saraçoğlu gelmiş; kaptan - panyol kasabasında, «Linea da tanıdım. | Sa 'a aa enizcilik — | 1- salı, Okyanuslar efsanesi ka-|larını anlatmaktan zevk duyardı. Meselâ bilinden işitiriz: Perilere karışmış, uğur-| «Bounty> gemisi tayfasının isyanı gibi kanlı korsanlık sergüzeştlerin berlemişti. Senelerden sonra kendisile bizim mas« hud handa karşılaştığım zaman «Osbors ne>» kaplan artık gemi süvarisi olmuştu. Londralı bir firma kendisini motörlü -bir' balıkçı gemisine süvari tayin etmişti ve bizim eski arkadaş bu motörlü tekne ile Mauritanie sahillerine kadar Biderek balık avlıyacaktı. Ben teknenin i |muştum. Lâkin gazetede gö: |ma geldi. «Gül Pat>... «Osborne» u ihtie |yarladıkça korsan hüly: dalmış buldum. Karşı karş lela eze bir müddet içtikten sonra bana büyük bir sır tevdi ediyormuş gibi sesini alçaltarak dedi ki: şıya — Görüyor musun Thomas? Denizlerin hürriyeti ve şiiri artık öldü, tamamile tarihe karıştı. Zamanenin gümrükleri, mürakabe daireleri ve tayfa kıtlıkları yü. ünden Layfalık bütün asaletin; kaybetti. Amelelik gibi bir şey oldu. Ben kendi hesabıma zcilik hayalımı böyle ya e bancı bir tarzda nihayetlendirmek iste « n bir bamle ile eski zamanın korsanlık hayatını canlandırmıya çalışas cağım. Gemide kı benimn gibi düşünel kaç gemicim var. Yalnız çarkçıbaşı « mız böyle şeylerden anlamıyor, O meke tebden çıkma bir adam korsanlık hayatının zevklerinden lcab edince onu yok ediverdim mi hül « mem; ; Öyle filân çakmıyor. yalarıma kavuştum demektir.. 0: İşte «Gül Pat> mme» kap- tanın bana söy ğu sön sözler bunlar oldu. Şimdi (Daily Mail) in şu bavadı n orne> hülva tini bir İngiliz limanında karaya çıkar - dıktan xonra Londradaki gemi sahibin- den izin almadan denize açı!mış ve İspanyol limarlında zahire aldıklan sonrâa sırra kadem basmış. Dünvanın hütün bahriye nezaretleri «eortada korsanlık var, isyan var!» diye feryad edip duruyorlar. Bana gelince ben hayalen bizim eski ar- kadaşı, «Ösborne» u geminin kıçında yeke elde var kuvvetile bağırarak ku « manhda verdiğini, içkiden delirmiş, tay e faların boğazları yırtılırcasına. şarkı lediklerini görüyor, rum. Herif arzusuna muvaffak oldu... Cenup denizlerinde kaçakçılık Ben itiraz ettim ve: — Peki ama, dedim, mid edebilirler? Devrimi gınca teşebbüslerin hiç bir muv: ihtimali olmadan suya düşece he edile: » Telsiztelgraf & den bu haberi dünyanın bütün köşe bu cağına yaymıştır. Bu korsanl yere uğrayıp da erzak ve komanya te larik edemezler. Zira her hangı bi mana uğrıyacak olurlarsa adaletin pen esinin yakalarına yapıştığını görecek lerdir. Hele İngiltere bahriye nezareti « in canı sıkılıp sizin eski a ine bir distruyer saldırac olursa bu orsan taslakları bir fişek bi'e yakmıya nuvaffak olamadan teslim olacaklar ve ssalacaklardır «Thomas Carr» baba bu kanaatlerime iştirak etmediğini gösteren bir itimad « sızlıkla başını salladı ve gözler! ı - daki duvarın gayri muayyen bir nokla- sıma saplanmış bir halde dalgın, dalgın: - Kim bilir? diye mırıldandı, kim cenub denizlerine inebilir. Jer ve o havalideki adalar arasında ka - çakçılık yapabilecekleri gibi o sularda şliyen küçük ticaret teknelerıni de hara- a kesebilirler. Orada her şey o k üs'atli, o derece payansız ve tenl nan ve koylar o kadar sayısızdiır | zayı ela vermeden aylarca, hattâ senelere e bu limanların birisinde barınabilirler. — Yahud da artık bir daha meydana ıkmağlar. Peşlerinde dolaşurklarını bil- iklerinden ele geçip kelleyi tehlikeye kmaktansa teknelerinde açtıktan ölme- tercih ederler, Tabii bu takdirde on. 1 ele geçirmek mümkün olumaz — Arüa vay « yor. gib: bu adamlar ne üe şimdi , hiç bir i « kadaşın pe-

Bu sayıdan diğer sayfalar: