11 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bi ——— kKAYARAIRM we - & “GiParkda -geziniyorlar. Bu arada Emniyeti Mart SON POSTA Sayfa 7 — İmparator Fransuva —e —Jn;;in huğuğî hayatı y l“ SI Syne SukenSİŞR '-'ımparator ölmüştü. Katherine Schr “gidiyordu. Tam kapının önünde |sarayla alâkası kalmamıştı, — açıldı ve yeni İmparator, * .- s aa Evvelki günkü ve dünkü kısmın hülâsası : 1885 de Rus Çarı 3 üncü Aleksanür, A- Yusturya - Macaristan imparatoru Fran- Suva Jozef'in davetini kabul ederek Mü- Tavla'nın küçük bir kasabasına geliyor, burada mükellef bir müsamere veriliyor, Müsamereye Viyana Şehir Tiyatrosu san- Atkârları da geliyorlar. Bunların içinde Katberine Sehratt isminde genç, güzel bir üktris de vardır. Bu'aktris imparatorun hazarı dikkatini celbediyor ve aşk roma- hi da böyle başlıyor. İmparator kendisile konuşuyor, saraya davet ediyor, İmpara - tor ile artistin mülâkatları sıklaşı - Yor. Bir — müddet sonra Cehoenbrunn Sarayı yanında genç artist bir villâ tutu- Yör, Fransuva Jozef» de her sabah saat 65 dn sarayın metrük bir kapısından Çi- korak bu villâya giriyor, beraber kahvaltı €diyorlar. Kahvaltıdan sonra beraber çıkıyorlar. Umumiye Müdiriyeti sivil memurları im - Paratoru datma göz önünde tutuyorlar. İmparator 18 saat durmadan çalış - Maktadır. Bedbahttır, karısı Avrupa şe - birlerini durmadan geziyor, oğulları ha - Yirsız çıkmıştır. Fakat buna rağmen im - Barator yılmıyor. Bazı günler çalışma O - dasında bi kişilik yemek hazırlanıyor. Bu, İmparatorun Katherine ile birlikde ye - Mek yemesi demektir. , Katherine çok müşfik, iyi yürekli, te - Miz bir kadındır. Fakir zabitlerin evlen- Melerinde imparatoru yardıma — sevke - der, saray müstahdeminine bayramlarda hediyeler dağıttırır. Bir aralık — Veliahd Fransol - Ferdinand'ın da evlenmesinde Eh büyük âmil oluyor. (Yazı devam etmektedir) eee Bir ilkbahar pazarının sabahı Avus - :"'?a veliahdi Arşidük Fransuva Fer « tand Rusyaya gitmek üzere trene bin- $ti ve Petersburga vardığı günde ar- &n“ıes Mari-An ile nişanlandığı resmen edilmişti. 4 “Ârşidük Fransuva Ferdinand zahiren Nitanlısını, hakikatte bir başkasını gör - Tlek üzere yolda bulunurken nişanlısının hea?mda genç kızın annesi arşidüşes İza- | kabul resminin son hazırlıklarını se- "'“ı' içinde yapıyordu. — Yemek menüsü hazır mı? "mîigüzel refakat bayanı güzel ve se -« Demuvazel D'honnör Sophi Şotek u:’en kuşarak menüyü aldı, hanımına Üç ttı. Fakat bu hareket esnasında bir l%a korsajının içinden bir madalyon. sa- Un halısı üzerine düştü. v Sünlarda hafif bir hastalık vardır, b:ı:a tecessüs derler. Bu derdin ilk kur- | M kendileri olurlar. | — Broşunuz düştü matmazel, gösteriniz Yım, B_Ve İzabel genç kızdan evvel eğilerek l'yan âaldı. Bir saniye sonra teessür Ve adalyonun içinde veliahd arşidükün %atüf resmi, resmin altında da sarih M Ââr 1 vardı. Genç kız kıpkırmızı kesildi. Efi düşes de öyleydi, fakat onunki hid- tektî“ Heri geliyordu. Yerinden kalktı, daki elime söylemeden salondan çıktı. Bir Üerh ü sonra saray müdürü genç kıza tebi a1 hazırlanıp saraydan çıkmasını İğ ediyordu. '[aderi'n reverans yapmıştı. Eğildiği sı-. dolu gözlerle genç kıza bakıyordu. Viyanada Rivgstrasse ve Prater ile kızı dairelerine çekildiler? Başları ağ- du ve yemek soğudu. " ı-“J;'Jıîınsuvay- Ferdinand Viyanaya dön « mek üğere derhal trene bindi, fakat yal- nız dönmüyordu. Sophi Şotek de kom - partimana binmişti. ; BŞ Prens ve genç kız meselenin neticesi üzerinde endişesiz değillerdi. Çünkü ha- reketleri göze çarpmaktan hali kalma - miştı. , Viyanaya varıldığı zaman ortaya bir sual çıktı: — Noereye gidilecekti? Prensin sarayına mi? Bu takdirde skan- dal derhal patlak yerecekti. Otele mi? Hikâye bir vodvil halini almak istida - dını gösteriyordu. Sofiye bir ilham geldi, şoföre; — Glöriettegasse sokağı, numara 9, ad- resini verdi. Katherme Sehratt'ın köşküne gidiyor- lardı. Orası sığınılabilecek yegâne ilti - cagâhtı. Katherine iki sevdazedenin da - vasını müdafaa etmek cesaret ve kuv - vetine malik olabilirdi. Sofi üç gün Katherine'nin köşkünde kaldı. Arşidükün avukatları veliahdin kral hanedanından olmıyan bir kızla, he- le arşidüşes İzabelin refakat kızı ile ev- lenmesini bir türlü aklına sığdıramıy_at% imparatorun muannidane mukavemetini kırmak için beyhude yere uğraştılar. İmparator mukavemet etti, _hattâ So . fiyi misafir ettiği için Katherineye bile kızdı. Bu hal üç gün sürdü. Dördüncü gün Katherine taarruza geç- ti. Sabahleyin erkenden Schoenbrunn. sa- rayına gitli ve geldiğini haber verdir - meden doğruca imparatorun çalışma oda- sına teveccüh etti. Bu ziyaret in'ıparaltct. ru şaşırtmıştı. Fakat canı sıkılîmş mı idi, sıkılmamış mı idi, belli etmedi, nazikâne bir kaç cümle söylemiye ko_ş_n.îldîı. Katherine imparatorun. süzünü _derhal kesti ve muhatabının gğ;zlerinın içine ba- k şu sade şuali sordu: kaî N.[şajesteniz yeni bir Msy_er.ling fa - giasının vukua gelmesini mi ıstıyor.l'ar?' İmparator sarsıldı. Kar altınd'ıı._gıcıımü. lü av paviyonu ile facia sahnesi ol'umfîleı birleşen iki sevdazedenin eesedleşı göz- lerinin önüne mi gelmişti? O tarihlerde bir prensin iyi karşılanmamış . ?şkı.n.m hikâyesi bir kaç metrelik sinema filmi ile bitmezdi. Boğuk bir sesle sordu: — Gerçekten sevişiyorlar ıînı? Bitişik odada an'ane şampiyonu olan saray mareşali Montenuovo sabşrsızlıkla dolaşıp duruyordu. Geç ka'lmıîtı. Kathes rine muvaffakiyetini temin etti ve bu iyl' haberi kendisini göz yaşları arası_nda kq- caklıyan Sofiye bizzat verdi. Şcr'ıbe.'in ö« serlerine benziyen komedi bir izdivaçla nihayet buluyordu. Asıl facia senelerce sonra Saray Bosnada iki şevdazede kari kocayı mezarda da birleştirdiği Zzaman vukua gelecekti. Her zaman için acı bir hatıra” Fransuva Jozefin uzun müddet süren saltanatı sona eriyordu. Harb içindeydik. Evvelâ kayıp sonra istirdad edilen Galiç- ya tekras kısmi bir istilâya uğramıştı. Ro- manya ile İtalyanın harbe girişleri netice- si olarak cephe büspütün uzamiştı. Ve Avusturya - Macar kalesinin elân sağ - lam görünmeşine mukabil bir - çok çat - laklıklar inhidamın yakın olduğuna de- att ıztırab içinde çırpınarak ölünün ocasına Saray Mareşali kendisini durdurttu. Artık içeri giremezdi. Mareşal bunları söylerken kapj genç kadına içeri gîrmesı ,,i.çi“ kolunu uzattı da hazır bulunmak istemediği takdirde yapılacak tek şey ölmekti ve o da ölü « yordu. Bir çok günlerdenberi son nefesinin yaklaştığı söyleniyordu fakat ölümün yaklaşması Fransuva Jozefi çalışma â- detinden vazgeçirtmemişti ve bu ikinci teşrin ayının sisli günü öğleye doğru bü- tün ailesi efradı bitişik odada toplanıp alçak sesle konuşurlarken o hümma ile sarsılmasına rağmen yazı masasının ge- visine oturmuş kabine şefi Baron Schi - essl'in raporunu dinliyor resmi bir vesi- kanın altına sonuncu imzasını atıyordu. Barön Sehiessl çekilmeden evvel: — Sir dedi Matmazel Schratt size hür- metkârane tazimlerini yolluyor kendisini kabul edip edemiyeceğinizi soruyor. İmparator hayatında sonuncu defa ©o- larak muvafakate delâlet eden bir jest yaptı fakat hemen fikrini değiştirerek: — Matmazel Sehratt'a teşekkür etti « ğgimi söyleyiniz bugün gelmesin, beni gö - rabları.. Hayır onu bu acı manzaradan esirgemek lâzım.. Ve © gün Fransuva Jozef öğle yeme - ğine dokunmadığı gibi ,Fransuva Jöze- fin o kadar tatlı günler geçirdiği Gloriet- teğasse sokağındaki köşkünde Matmazel Schratt da yemeğine el sürmedi. Haber- ler fenalıkta renklerini gittikçe koyulaş- tırarak yekdiğerini takib ediyorlardı: Ma jeste Papanın vekilini kabul etmişti. Pa- panın vekili Papanın takdislerini getir - mişti, Majeste günah çıkarmıştı, Majeste şimdi da!gındı, emir zabiti Majestenin yanındaydı, Majeste uyanmıştı, şimdi ve- liahd ile konuşuyordu ve nihayet Ma - jesteyi tekrar yatırdılar, dalgın nazar - larla bakındı, nabzı gittikçe ağırlaşıyor- du. En sonra akşam 9 da telefon çaldı: — Majeste Allahın verdiği sükünla e- bedi uykusuna dalmıştır, dediler. Bahar çiçek içinde, o da gençliğinin en parlak demlerindeyken Katherine Sehratt imparatorun kolunda olarak bin- lerce defa geçtiği Schoenbrun parkına a- tıldı. Ölünün odasına gidiyordu. Oda hiz- metçileri aynalarla avizelere şimdiden si- yah tül geçirmiye başlamışlardı. Sert bir ses genç kadını durdurdu: ,— Ne istiyorsunuz? Bu, yillardanberi biriktirdiği kine ni - hayet serbest cereyan verebilme haline gelmiş olan saray mareşali idi. Katherine Schratt bu suale verecek ce- vab bulamadı. Gözleri yaşla doldu ve bü- tün vücudü asabi bir titreme ile sarsıldı. Saray mareşali devam ediyordu: — İmparator hayatta iken kendisini zi- yaret etmenize müsaade edebilirdi. Fa - kat ölümünden sonra sizin için burada yapılacak şey kalmamıştır. Fakat tam bu dakikada salonun kapısı açılarak daha ön beş dakika önce sadece' bir veliahdden başka bir şey olmıyan im- parator 4 üncü Şarl göründü. Ve kolunu Matmazel Sehratta vererek onu ölünün odasına götürdü. Fransuva Jozef asker yatağı üzerinde sonsuz uykusunu uyuyordu. Göğsünün üzerine bir altın haç koymuşlardı. Ve bir geridonun cam üstlüğünün altında da, vaktile Katherine'nin toplamış ol- duğu kuru”çiçekler duruyordu. ' "Katherine diz çökerek yüksek sesle düa ğdnmdüke yapılan kabul resmi tahmin ı lebileceği gibi soğuk oldu. Arşidüşes| Iâlet ediyordu. İmparator için inhidam -) etti.. Bu sırada arşidüşes Mari-Jozef imi - « —— Avrupa sulh ünün ilkbaharında mıyız? Fakat Roma, Berlin ve Londradaki havadan fazla ümide düşmiyelim, gök daha çok kereler bulutlanabilir Yazan: Müuhittin Birgen Lord Perth Romaya vardı; elinde mü- zakere edilecek meselelerin bir listesi ve tebinde de bu liste üzerindeki meselele- rin müzakeresi metodlarına aid bir sev- kulceyş ve tabiye plânı var. Buna muka- bil, İtalyan hariciye nazırı ve onun arka- sında, kayınpederin hazırladıkları liste- ler ve müzakere plâni bulunuyor. İngil- tere ile İtalya, beklenilen ve son dakika- da etrafında büyük bir fırtına koparılan müzakerelere başlamak üzere — bulunu- yorlar, «Bu müzakerelerin neticesi ne 0o- lacak?» Bütün âlemin zihnini de bu me- sele işgal ediyor. Harb ve sulh, dünyanın mukadderati, bir dereceye kadar, bu mü- zakerelerin neticesine bağlıdır. Müzakereler gizli cereyan edecek ve bunların gidişleri hakkında, günü günü- ne malümat almak kolay olmıyacak. Fa- kat, hazırlık devresine aid hâdiseler, ce- revanlar ve tahminler hakkında, bizce şimdilik bir fikir edinmek kabildir. * Muhakkak olan bir hâdise var: İngil- tere bu müzakereye memnuniyetle ve «anlaşmak niyeti» ile gidiyor.Bunu birçok alâmetlerden anlıyabiliriz. Meselâ, Lon- drada bulunan büyük dünya gazeteleri mümessilleri umumiyetle bu intıbar taşı- yorlar ve gazetelerine böyle yazıyorlar. Gazeteciler çok şey bilmezler. Fakat, si- yaset meselelerinde burunları gayet has- sastır; her kokuyu iyi duyarlar ve ekse- riya yanılmazlar. Londrada Bay Eden'in gürültülü isti- fasından ve nümayişlerden, parlamento- da muhalifler tarafından yapılan şiddetli tenkidlerden ve sual ve cevablardan son- ra, bizim - meslekdaşların söylediklerine göre, sakin ve hattâ memnun bir hava hâsıl omuştur. Bir kere bütün hükümet taraftarı matbuat, bu müzakerelerin baş- iamak üzere olmasından dolayı memnu- niyet gösteriyorlar ve hükümeti bu mü- zakereleri bir neticeye bağlamaya kuv- vetle teşvik ediyorlar. Ondan sonra, mu- hafazakârlara mensub olup Eden tarafı- ni iltizam eden, yahud hükümete karşı daha serbest bir mevkide bulunan gaze- teler bile, şımdi işlerin böyle bir cereyan almış olmasından memnun görünüyor- iar. Hattâ en garibi şudur ki, şimdi, a- mele fırkası gazetesi olan Daily Herald bile bu müzakerelere karşı dostane bir tavır almıştır. «Biz, diyor; İtalya ile mü- -zakereye aleyhtar değiliz. Ancak bu mü- zakerelerin adalet ve sulha hizmet ede- cek bir ruh içinde cereyan etmesini is- teriz.» Daily Telegraphe gazetesinin memnuni- yetle kaydettiği malümata göre müzake- reler Romada da büyük bir memnuniyet havası uyandırmış ve sür'atle müsbet ne- tice alınacağı ümidlerini kaydetmiştir. Dün bu meselede hükümete karşı vaziyet almış olan bu gazetede bugün göze çar- pan değişme de dikkate değer. «Müzake- relerin çabuk ilerlemesi için yegâne ma- nia, diyor, İspanya meselesidir. Fakat, bu manianın da bertaraf edilmesi ümidleri kuvvetlidir.» ; Hülâsa, Londrada birdenbire sakin, müsaid ve bütün İngilterenin İtalya ile anlaşmak temayülünde olduğunu göste- ren bir hareket vardır. Adetâ, herkes u- muyor ve bekliyor. * Bu müzakerelerin başlangıç günlerin- deki hava, mart ayında bulunmamıza paratörun parmağından üzerinde bir ge- yık resmi mahkük olan yüzüğünü çıkâr - makla meşguldü. İmparatorun ölümünün üzerinden yarım saat geçmemişti ki al- lesi efradı bir halka için yekdiğerile kav- ga ediyorlardı. O vakit Matmazel Sehratt göz yaşları içinde: : — Majeste bu yüzük ile gömülmek is- tediğini ötedenberi söylerdi, dedi. Ve *b- da uşağı Şetterl yüzüğü tekrar ölünün parmağına geçirdi, * : Matmazel Sehratt'ın Gloriettegasso &0- kağındak' köşkünde 20 yıldanberi her şey yerli yerinde kaldı. Harb sonu Viya- narin üzerine bir bora gibi çökmüştü. Sarsıntının uğultusunu ÂAvüstüryâ payi- tahtında hiç değilse bir ev işitmedi; bu İngilterenin, Berlin - Roma mihverini kırmak üzere İtalya ile anlaşmaya çalışacağını yazan Churchill rağmen, o kadar güzel ki insan kendisini sulhün ilkbaharında zannedecek! Gerek Londrada, gerek Berlinde düste luk güneşi parlıyor ve ümid yeşilliği yüke selip duruyor! İngilizler, İtalyayı Almanyadan ayır- mak, Berlin » Roma mihverini bozmak gibi bir siyaset takib etmedikleri hak- kında mütemadiyen teminat veriyorlar. Bilâkis, dostluk ve anlaşma müzakerele« rini iki tarafla da birden idare etmek ve ayni zamanda iki tarafla da beraber yü- rümek fikrinde imişler. Muhtelif büyük gazetelerin Berlin ve Londra mümessil- leri, Hitlerle İngilterenin Berlin elçisi arasındaki konuşmanın çok dostane bir «temas> havası içinde geçtiğini, henüz könkret meseleler üzerinde konuşma ba« his mevzuu olmamakla beraber bu ilk temasın her iki tarafı da memniun ettiği- ni söylemekte müttefiktirler. Ciddi mü« zakerelerin başlaması ancak Londraya yeni bir Alman elçisinin tayininden son« ra başlıyabilecekmiş. Bu elçilik için de Viyanadan yeni ayrılan Papen'in nam« zedliği ileri sürülüyor. İtalya ile başlıyan müzakerelerin Al. manyayı İtalyadan ayırmak hedefi ile yapıldığına dair Evening Standard gaze-« tesinde Winston Churchill tarafından ya« zılmiş olan bir makale, Londra hükümet mehafilinde memnuniyetsizlik uyandır. mış. Londranın Berlinle ayni zamanda anlaşmak istediğine dair bütün resmi mehafil, etrafa teminat verici bir hava neşretmektedir. Samimi mi, değil mi? Bilmiyoruz; fakat, hava bugün böyledir, Yalnız Londra mehafili şunu söylüyor: İtalya ile olan müzakereleri neticelendir- mek, Almanyâ ile yapılacak olanları ne« ticelendirmekten kolaydır; çünkü Al. manyanın müstemleke iddiaları büyüke tür. * Fakat, mart ayında olduğumuzu unul« mıyalım ve bugün Londra, Berlin ve Ro- mada göze çarpan bol güneşli bahar ha- vasından, çok ümide düşmiyelim. Hava daha çok bulutlanabilir ve hattâ bulut« lanacaktır. Eğar halledilecek davaların halli kolay olsaydı işler bugüne kadar sürüklenip gitmezdi; Muhittin Birgen miyen bir lâmba halinde muhafaza eden köşktür. Ve harici âlemin uğultusu bu köşkün duvarlarını aşarak içine giremez, - Medhalin meşe kapısında sonu kırmızi koördelâ ile nihayetlenen bir kördelâ var- dır. Bu tokmak çekilince küçük bir çin » gırağı harekete getirir. Tıpkı eski bir ma- nastırda olduğu gibi, her sabah yaşlı bir kadın bu kapının eşiğinde görünür. Elle- rinde beyaz eldiven, koltuğunun altında itina ile kılıfına konulmuş bir şemsiye vardır. Şapkası moda harici, siyah elbi - sesi 20 seneliktir. Zira Matmazel Sehratt imparator Fransuva Joözefin öldüğü gün- denberi kendisi için hiç bir şey ısmarla - mamıştır; Kapı; eski zamanın dostlarının, emek- tar' saray müdavimlerinin -geçebilmeleri için pek seyrek olarak bazan açılır. Bü ev eski imparatorun hatırasını hiç sön-| Wzers (Devama 8 inci sayjuda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: